24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Ahıska Türkleri sürgünün 73.yıl dönümü!

Ahıska Türkleri kimdir nerede yaşadılar merak ediliyor. Ahıska, Gürcistan sınırları içerisinde ve yaklaşık olarak 220 köyden oluşan bir bölgedir. Rusların bu bölgeye verdiği coğrafî isim, Meshetya'dır. Bundan dolayı Meshet Türkleri olarak da isimlendirilirler.

15 Kasım 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Ahıska Türkleri sürgünün 73.yıl dönümü!

Ahıska Gürcistan sınırları içerisinde ve yaklaşık olarak 220 köyden oluşan bir bölgedir. Rusların bu bölgeye verdiği coğrafî isim, Meshetya'dır. Bundan dolayı Meshet Türkleri olarak da isimlendirilirler. 1518’de Osmanlı’nın Çıldır Savaşı ile fethettiği bu bölge bu tarihten sonra Osmanlı sınırlarına eklenmiştir. 250 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin idaresinde kalmıştır. 1829 Edirne Antlaşması ile savaş tazminatı olarak Ruslara verilen bu bölge 1918 yılına kadar Rus hâkimiyeti altında kalmıştır. Günümüzde haal daha izleri kalan Ahıska Türkleri sürgünün 73.yılında Türkiye o zamanlar belli bir Ahıska nüfusunu kabul etmiştir. Tarihten silinmeyecek olan Ahıska Türkleri haberimiz sizlerle…

 

AHISKA TÜRKLERİ KİMDİR, NEREDE YAŞAMIŞLARDIR?

 

 

Gürcistan sınırlarında yer alan Ahıska, (1578-1828) yıları arasında 250 yıl Osmanlı yönetiminde kaldı. 1828’de Çarlık Rusyası tarafından işgal edildi ve 1829 Edirne Antlaşması'yla Rusya'ya bırakıldı.

1917 yılında Rusya'da çarlığın yıkılmasıyla yeniden Osmanlı Devleti’ne katılan Ahıska, Osmanlı'nın I. Dünya Savaşı’dan sonra kısa bir bağımsızlık dönemi geçirse de 1921 yılında Türkiye ile Sovyet Rusya arasında imzalanan Moskova Antlaşması sonucu yeniden Rusya'ya katıldı.

Bolşeviklerin halka uyguladığı baskı ve şiddet, II. Dünya Savaşı sırasında SSCB içerisindeki milletlerin topluca sürgün edilmesine kadar vardı. Almanlarla savaş hâlinde olan Sovyet yönetimi, ihânetle suçladığı milletleri yurtlarından sürmeye başladı.

Evvelâ 1941’de Volga havzasında ve başlıca Rus şehirlerinde yaşayan Almanlar, Orta Asya ve Sibirya’ya sürüldüler. Bunu, savaşın sonlarına doğru Kırım Tatarlarının ve Kuzey Kafkasya halklarının sürgünü izledi. Ahıska Türkleri de bu milletlerle aynı kaderi paylaştı. 1944 yılının 14 kasımında sürgün edilecekleri vagonlara bindirildiler. 220 köyden 91.095 kişi tahliye edilerek Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan’a sürüldüler. Küçükbaş hayvanların taşındığı trenlerde bir ay yolculuk yaptılar. Su ve yiyecek, yeterli değildi. Yolda ölenler oldu. Sağlık hizmeti verilmeyen yolda salgın hastalıktan ölenler, ya trenden atılıyordu veya kısa mola verilen yerlerde alelacele kar altına gömülüyordu.

Stalin’in sürgün gerekçesi, stratejik olarak önemli bölgeleri boşaltıp, buralara yönetime sâdık insanları yerleştirmekti. Oysa Almanlar Ahıska'yı işgal etmediğinden düşmanla işbirliği iddiâsı, sürgün sebebi olamazdı. 1944’de, muhtemel Alman saldırısına karşı cephe güvenliğinden de bahsedilemezdi. Üstelik askere alınan Ahıska Türkleri cephede savaşırken geride kalan kadınlar ve yaşlılar demiryolu hattının yapımında çalıştırılıyordu. Fakat sürgün kararı alındıktan sonra Ahıskalıların sınırda kaçakçılık ve Türkiye istihbaratı ile işbirliği yaptığı şeklinde söylentiler çıkarıldı. Sınır orduları komutanı General Stahanov, sınır birliklerinde bu yönde herhangi bir bilgi olmadığını ve aksine Ahıskalıların sınır güvenliğini sağlamada orduya yardımcı olduğunu rapor ettiyse de Stalin’in kararı değişmedi.

 

 

Sürgünler, başta Gürcistan olmak üzere bazı muhtar cumhuriyetlerin topraklarını genişletmelerine müsaade edildiği bir sırada yapıldı. Yâni Gürcistan’ın, topraklarını genişletme arzusu, sürgün kararında etkili olmuştu.

Ahıska sürgünüyle Türkiye’nin Azerbaycanla ilgisinin kesilmesi sağlandı. Türkiye'den Azerbaycan üzerinden Türk Dünyası'na iki kol uzanmaktaydı. Birinci kol Nahçıvan ve Zengezur gibi Türk bölgelerinden Azerbaycan'a ulaşıyordu. İkinci kol ise Ahıska bölgesinden Borçalı'ya ve oradan Azerbaycan sınırlarına ulaşmaktaydı.

Ruslar, Türkiye'yi Türk Dünyası’ndan ayırmak için Ermeni ve Gürcüleri kullandılar. 1923'te Zengezur'u Azerbaycan'dan koparıp Ermenistan'a bağlamakla birinci kolun dirsekten aşağı kısmını kestiler. Nihâyet 1944'te Ahıska Türklerinin sürgün edilmesiyle ikinci kol da dirseğin yukarısından kesildi. Anadolu'dan Çin sınırına kadar uzanan Türk köprüleri Rus, Ermeni ve Gürcülerin uzun süren çabalarından sonra geçici de olsa ağır şekilde yara aldı.

 

“6 ay dediler 60 yıl oldu”

Stalin’in ölüm yolculuğuna çıkardığı Ahıskalılardan biri de Sasiyev Nurettin Hasanoğlu’du. Hasanoğlu 1932’de Ahıska’nın Azgur kasabasında doğdu. 1944 Sürgünü’nde 12 yaşındaydı. 1956’de Taşkent Politeknik üniversitesinde mimarlık okudu. Namangan Şehri Başmimarı olarak çalıştı. 1974’de Bakü’ye yerleşti. 2’si erkek 3 çocuğu var. Azerbaycan Ahıska Vatan Cemiyeti üyesi. Şair, yazar. Ahıska dilinde yazılmış “Söndürülmüş Ocaklar” adlı kitabında manzum olarak Ölüm Sürgünü’nü anlattı. Yayınlanmış iki kitabının yanı sıra “Baba Ocağı Ana Sıcağı” kitabı basıma hazır. Sasiyev Nurettin ile Bakü’de Ahıskalılar Kurultayı’nda tanışıp söyleştik. Bize şiirlerinden okudu. Hasanoğlu’nun kaleminden çıkan, “Kıyamet gelmişdi eve girende/Dağılmış herşeyi onda görende/Bacımın saçları tel tel olmuştu/ Anamın gözyaşı bir sel olmuştu/Anam çıldırmıştı bu faciadan/Bilmezdi ne etsin, başlasın neden/Sarıldı da dedi: Oğlum bu zulümdür/Halkımıza bu sürgünlük ölümdür” dizeleri Ölüm Treni’nin dehşetini anlatmaya yetiyor.