16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

Akıncı Üssü davası

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada 473 sanığın yargılanmasına devam edildi.

AA15 Mayıs 2018 Salı 07:00 - Güncelleme:
Akıncı Üssü davası

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya sanıklar, yakınları, müştekiler ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunma yapan eski astsubay Kağan Polat, uzun yıllar terörle mücadele operasyonlarında görev yaptığını, olay tarihinde ise Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı Personel Kurtarma Şube Müdürlüğünde görevli olduğunu belirtti.

Polat, Fransa'ya serbest paraşüt eğitimine gidecekleri eski astsubay Erdoğan Durgun'u arayıp görevle alakalı belgeleri kendisine teslim etmek istediğini söylediğini, Durgun'un Akıncı Üssü'nde bulunduğunu belirtmesi üzerine üsse gittiğini kaydetti.

Akıncı Üssü'ne 23.30 civarında şahsi aracıyla giriş yaptığını ifade eden Polat, "Erdoğan Durgun beni görüp aracımın yanına geldi. Erdoğan bana komutanların içerde olduğunu, onların güvenliğini sağladıklarını söyledi. Bende aracımda bulunan askeri üniformamı giydim." diye konuştu.

Durgun'un güvenlik maksadıyla nizamiyede bulunduğunu söylemesi üzerine birlikte nizamiyede beklediklerini ileri süren Polat, o gece yaşadıklarına ilişkin şunları anlattı:

"Nizamiyede Erdoğan'dan başka tanıdığım yoktu. Orada havacı uzmanlar ile farklı birliklerden karacı kıyafeti giyinmiş birçok asker vardı. O sırada halk nizamiye önünde toplanmaya başlamıştı. 'Burası askeri bölge askeri bölgeyi ihlal etmeyin.' diye anons edildi. Lojman nizamiyede bir grup yaklaşmaya devam ederken askerlerden havaya uyarı ateşi açanlar oldu. Gerginlik artmaya başladığında, güvenlik kulübesinde bulunan silahı emniyetim için aldım.

Grubun içerisinde tekbir getirenler vardı. Ellerinde Türk bayrakları vardı. Halkın içinden iletişim kurabildiklerimle konuşmaya başladık. Bazıları buradan kalkan uçakların Ankara'yı vurduğunu söyledi. Türk bayrağı olan vatandaşın elinden bayrağı aldım, 'Ben Türk askeriyim burada böyle iş olmaz.' dedim. Kaos ortamı iyice artmaya başladı. Ben halka 'ne olur yanınızdaki gençleri sakinleştirin' dedim. Bu kalabalık içeri girerse çok kötü şeyler olacak diye düşündüm."

Polat, bir süre sonra kalabalığın içerisinden dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Abidin Ünal'ın emir astsubayı Metin Çerkezoğlu'nun geldiğini, onunla konuştuğu esnada arkadan yoğun silah sesi duyduğunu beyan etti.

Kimseye ateş etmediğini, ateş açanları da görmediğini öne süren Polat, "Vatandaşları yerde yaralı görünce Erdoğan ile yardıma koştuk. Onlarca vatandaşımıza ilk müdahaleyi yaptık." diye konuştu.

Vatandaşlara yardım etmek için canını tehlikeye attığını ileri süren Polat, kan kaybını önlemek için yardım ettikleri arasında ismini sonradan öğrendiği 15 Temmuz gazisi Mustafa Zorova'nın da bulunduğunu söyledi.

FETÖ üyesi olmadığını, örgütün kriptolu haberleşme programlarını kullanmadığını ileri süren Polat, tahliye talebinde bulundu.

Çapraz sorgusunda nizamiyeyi kimin komuta ettiği ve vatandaşlara kimin ateş açtığı sorulan Polat, nizamiyede bulunanlardan sadece Erdoğan Durgun'u tanıdığını, ateş açanları bilmediğini kaydetti.

Duruşmaya yarın sanık savunmalarıyla devam edilecek.