24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan: Başkanlık sistemi şart

Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, ekonomik ve siyasi açıdan daha da güçlü konuma gelebilecek bir yapıya gelmek için başkanlık sisteminin şart olduğunu söyledi.

AA28 Ekim 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan: Başkanlık sistemi şart

Elvan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Başkanlık sistemine yönelik tartışmaların hatırlatılarak bunun ekonomiye yönelik olası etkilerinin sorulması üzerine Elvan, AK Parti olarak başkanlık sistemini savunduklarını ve bu sistemi Türkiye'nin ekonomik ve siyasi hedefleri açısından önemli gördüklerini ifade etti.

Parlamentonun çalışma sistemine ilişkin sorunlara işaret eden Elvan, "CHP'nin henüz başkanlık sisteminin ayrıntılarına bakmadan, tartışılmasından rahatsız olduğunu" belirtti. Elvan, şunları kaydetti:

"Sosyal demokrat olduğunu iddia eden bir parti, tartışmadan kaçıyorsa... Böyle bir sosyal demokrat anlayışı olabilir mi? Olamaz. Tartışalım, niye korkuyorsun, çekiniyorsun? Çekinecek bir şey yok ki burada. Milletimiz, Meclisimiz tartışsın. Eğer uygun görmediğin yerler varsa söylersin. Önce bir resmi gör. Daha resmi görmeden, 'hayır, biz başkanlık sistemine karşıyız.' Başkanlık sistemi, bir rejim değişimi değildir, bir sistem değişimidir. Şu anda Türkiye'nin yaşadığı aksaklıkları ortadan kaldıracak bir sistemdir. İçeriğine bir bak. İçeriğine bakmadan 'ben bu konuyu tartışmam' diyor. Böyle bir siyasi anlayış olur mu? Olması mümkün değil ama maalesef var. Bir başka boyutu, milletten korkan bir yapısı var. 'Meclisteki sonuç ne olursa olsun, 367'nin üzerinde bile alsak biz millete gideceğiz' dedik. Milletin sözünün üstünde bir başka söz tanımıyoruz, milletten niye korkuyor, kaçıyorsun? Milletin görüşüne saygı duyacaksın."

Dünyadaki hızlı değişim sürecinin dengeleri değiştirdiğine dikkati çeken Elvan, hükümetlerin hızlı kararlar alması gerektiğini vurguladı. Türkiye'deki mevcut yapıda Mecliste muhalefet partilerinin yasaların çıkarılmasını engellediğini, bunun kabul edilebilir olmadığını ifade eden Elvan, başkanlık sisteminde yasama ile yürütmenin daha da ayrıştığını, birbirinden bağımsız hareket ettiğini, Meclis ve milletvekillerinin daha güçlü olduğunu söyledi.

Başkanlık sisteminde hızlı karar alma mekanizmalarının geliştirilebileceğine işaret eden Elvan, başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde demokrasinin güçlü işlediğini, temel hak ve hürriyetlerin güçlü olduğunu ifade etti. "Başkanlık sisteminin Türkiye'yi diktatörlük rejimine sokacağı" yönündeki söylemleri anımsatan Elvan, tam tersine bu sistemin gelmesiyle Türkiye'deki demokrasinin güçleneceğini, temel hak ve özgürlüklerin daha da iyileşeceğini dile getirdi.

"Başkanlık sistemi bizi üst lige çıkaracak"

Elvan, Türkiye'nin çevresindeki sorunlara rağmen bu yıl yüzde 3'ün üzerinde büyüyeceğine işaret ederek, başkanlık sisteminin tarihsel açıdan da Türkiye'ye uygun olduğunu belirtti.

Başkanlık sistemine geçişin milletin kararına bırakılacağını kaydeden Elvan, "Biz ülkemizi daha da güçlendirmek, büyütmek istiyoruz. Hızlı kararların verilmesi gereken bir ortamda, dinamik yapının oluşması gereken ortamda hantal yapılarla gitmeye çalışırsanız, başarılı olamazsınız. Biz artık bir noktada büyüme açısından potansiyelimizi daha da yukarı çekebilecek, ekonomik, siyasi açıdan daha da güçlü bir konuma gelebilecek bir yapıya bürünmek istiyoruz. Ekonomik ve siyasi açıdan bir üst lige çıkmak istiyoruz. Bunun için de başkanlık sisteminin şart olduğunu düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

Başkanlık sistemini bir üst lig olarak gördüğünü dile getiren Elvan, sisteme yönelik gelecek günlerde somut adımlar atılabileceğini kaydetti.

Lütfi Elvan, başkanlık sisteminin içeriğine yönelik bir soruyu yanıtlarken de sistemin sağlıklı bir şekilde tartışılmasından rahatsız olunduğunu söyledi. Bu konunun tartışılması gerektiğini belirten Elvan, "Başkanlık sisteminde yasama, yürütme, yargı mekanizmalarının çok daha iyi çalışabileceği bir yapı oluşuyor. Yasama da yargı da yürütme de güçleniyor. Yürütme daha hızlı karar alabilme imkanına sahip oluyor, yasama daha bağımsız karar verebilme imkanına kavuşuyor. Başkanlık sistemi bizi bir üst lige çıkaracak olan sistemdir." diye konuştu.

FETÖ ile mücadelenin başarılı şekilde devam ettiğini ancak kolay olmadığını vurgulayan Elvan, "Kendi amaçları için her şeyi mubah gören, her şeyi yapabilen bir yapı ile karşı karşıyayız. Dini istismar ediyor, çok basit gelebilir ama soru çalıyor. İki öğrenci düşünün, biri subay, astsubay olabilmek, kamuda bir kuruma girebilmek için gece gündüz çalışıyor. Bu çocuğu başarılı kılmıyorsunuz, hiç çalışmayan, bilgisi, becerisi, altyapısı zayıf, FETÖ'nün kontrolü altında olan bir çocuk devletin en iyi kurumlarına giriyor. Bu nasıl hak, bu nasıl hukuk? Bunu biz nasıl kabul edebiliriz? Hangi din, anlayış bunu kabul eder? Milletimin bu terör örgütünü çok iyi anlamış olması lazım." değerlendirmelerinde bulundu.

Anketlerde, FETÖ'ye yönelik mücadeleyi tasvip edenlerin oranının yüksek olduğuna dikkati çeken Elvan, kamu kurumlarındaki FETÖ mensuplarının temizliğinde önemli aşama kat edildiğini de anlattı. FETÖ elebaşının ABD'den halen örgütü ayakta tutmak için çabaladığını dile getiren Elvan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunlar beyhudedir. Bunlardan hiçbir zaman, hiçbir şekilde bir netice elde edemeyeceklerdir. Bir an evvel ABD'nin bu terörist başını ülkemize teslim etmesini istiyoruz. Adalet Bakanımız şu anda Amerika'da. Bu yönde bir karar alınmaması halinde de ABD ile ilişkilerimizin daha da kötüye gideceğini düşünüyorum. İlişkilerimizde bir yıpranma söz konusu olacaktır. ABD bizim güçlü bir müttefikimizdir, bu noktada hassasiyet göstermesi gerektiğini düşünüyorum."

Kalkınma Bakanlığının ilgili, ilişkili kuruluşlardaki personel sayısının 3 bin civarında olduğunu bildiren Elvan, FETÖ ile mücadele kapsamında görevden alınan personele ilişkin şu bilgileri verdi:

"Şu an itibarıyla 350 kişi atılmış durumda. Aşağı yukarı yüzde 10-11'lik bir rakama tekabül ediyor. Halen 30 civarında açığa alınmış personel var ama yine çalışmalarımız devam ediyor. Üst düzey bir müsteşar yardımcısını görevden aldık, 7 genel müdürlükten 2 genel müdür atıldı. Diğer taraftan 30 civarında daire başkanlığı var. Bizde genel müdür yardımcılığı, şube müdürlüğü gibi ara kademeler yok. 10 daire başkanı görevden alındı. Yine 26 kalkınma ajansı var. Kalkınma ajanslarından atılan genel sekreter sayısı şu an itibarıyla 10. Yüksek bir oran. Ajanslarımızda da çok ciddi bir temizlik yapıldı. Kalkınma ajanslarının bugüne kadar yapmış olduğu desteklere ilişkin de İçişleri Bakanlığımızla görüşmemiz neticesinde mülkiye müfettişleri görevlendirdik. Ajansların, FETÖ yapılanmasına yönelik destek verilip verilmediğini, kimlere destek verdiği konusunda kapsamlı bir çalışma şu aşamada yürütüyoruz."

Geriye yönelik hukuken neler yapılabileceğinin sorulması üzerine de Elvan, "Gereği ne ise onu yapacağız. Bu konuda zerre kadar tereddüdümüz yok. Kim yanlış yapmışsa bunun hesabını verecek, kimse kusura bakmasın." ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya'nın dün açıkladığı enflasyon raporu sunumundaki ifadelerine değinen Elvan, bu yıl için enflasyon hedefinin yüzde 7,5 olduğunu hatırlattı. Merkez Bankasının da bu hedefi sabit tuttuğunu dile getiren Elvan, "Dolayısıyla biz yüzde 7,5 enflasyon hedefine ulaşabileceğimizi düşünüyoruz." diye konuştu.

Orta Vadeli Programda 2017 yılı için yüzde 6,5 düzeyinde enflasyon oranı tahmini yaptıklarını anımsatan Elvan, Merkez Bankasının da bu hedef ile uyumlu bir yaklaşım sergilemesinin kendileri açısından önemli olduğunu kaydetti.

Türk lirasının değer kaybetmesinin enflasyon açısından risk oluşturup oluşturmayacağının sorulması üzerine Elvan, şöyle konuştu:

"Elbette TL'nin değer kaybetmesi bir risk oluşturabilir ama gelişmelere iyi bakmamız, daha detaylı bakılması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle bugünlerde dövizde yaşanan hareketlenme, doların yukarı çıkmasının en temel nedenlerinden biri Amerikan Merkez Bankasının (Fed) faiz artırma sinyali. Bu, bir ay önce aşağı yukarı yaklaşık yüzde 20-25 tahmin ediliyordu. Bugün artık 2017 öncesi Fed'in faiz artırımına gideceği yönündeki görüşler ağırlık kazanmaya başladı. Yüzde 75 gibi bir orana çıktı. 2015 yılında da Fed'in faiz artırma sinyali ile birlikte doların 3,07 liraya kadar çıktığını biliyoruz."

ABD'de konut satışlarında son 9 yılın en yüksek rakamına ulaşıldığının da altını çizen Elvan, bunun ABD ekonomisi açısından son derece olumlu bir sinyal olduğunu ve faiz artırma eğilimini daha da artıracağını ifade etti.

"Bir süre sonra kurun aşağı doğru ineceğini düşünüyorum"

ABD'deki 10 yıllık tahvillerin faiz oranlarındaki ciddi artışın döviz kurundaki artışın bir başka nedeni olduğunu belirten Elvan, şöyle devam etti:

"Uluslararası alandaki ve ABD'deki bu gelişmeleri dikkate aldığımızda böyle bir hareketlenme bugünlerde yaşandı, yaşanıyor ama ben bunun uzun süreli olacağını düşünmüyorum. Bu hareketlenme sadece Türkiye'ye has bir hadise değil. Diğer gelişmekte olan ülkelerde de aynı hareketlilik söz konusu. Dolayısıyla ben, bir süre sonra kurun aşağı doğru ineceğini düşünüyorum. Çünkü geçmişteki gelişmeleri dikkate aldığımızda böyle bir resim ile karşı karşıya olduğumuzu ifade etmek istiyorum."

Türkiye'nin reformist olmadığı yönünde algı yaratmaya çalışılanlara yönelik soru üzerine Elvan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve onunla birlikte hareket eden bazı kesimlerin Türkiye aleyhine algı operasyonu içine girdiklerini, gerçekle bağdaşmayan hikayelerin anlatıldığını söyledi.

Yurt dışında ziyaret ettikleri ülkelerde yalan yanlış hikayelerle karşı karşıya kaldıklarını anlatan Elvan, "Örneğin bir ülkede, 'darbe girişiminden sonra Türkiye'den 90 milyar avroluk sermaye çıkışı olduğunu' ifade ettiler, bakınız bu kadar yalan söyleyebiliyorlar. Mümkün değil böyle bir şey, bilakis sermaye girişi oldu. Moodys'in not düşürme sürecini de dahil ettiğinizde darbe girişiminden bugüne kadarki sürece baktığınızda aşağı yukarı net sermaye çıkışı 500 milyon dolar civarında, o kadar. Bunlar 90 milyar avrodan bahsediyorlar. Bu tür algı operasyonlarının yapıldığını görüyoruz." diye konuştu.

Yatırımcılar açısından Türkiye'nin son derece cazip, ilgi çekici ve kar edebilecekleri bir ülke olduğunu dile getiren Elvan, şu anda 50 binin üzerinde yabancı kökenli firmanın olduğunu, darbe sonrası bu firmaların Türkiye'yi terk etmediğini, üretimlerine ve yatırımlarına devam ettiklerini bildirdi.

Darbe girişimi sonrası yatırım yapmak isteyen kesimlerde "bekle-gör" politikasının oluştuğunu ifade eden Elvan, "Bizim yerli yatırımcılarımız da dahil. Bunun bir nedeni darbe girişimi değil, özellikle teşvik mekanizmasının hayata geçirilmesi. Proje bazlı teşvik desteği için yasal düzenleme yapıldı, ama ikincil düzenleme henüz hayata geçirilemedi. Türkiye ekonomisi gerçekten sağlam temeller üzerine oturtulmuştur, kaya gibi sağlamdır." değerlendirmesinde bulundu.

"Dünya ticaretinde ülkelerin içine doğru kapanması söz konusu"

Elvan, küresel piyasalarında daralma dikkate alındığında, dünya ticaretinde ülkelerin içine doğru kapanmasının söz konusu olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Biz, hep küreselleşmeden bahsediyorduk, dünya küçük bir köy oldu diyorduk. Ama öyle bir döneme geldik ki artık ülkeler yavaş yavaş kendi içlerine kapanmaya başladılar. Bu kötü bir sinyal. Dünya ticaretindeki büyümenin, ekonomideki büyümenin altına düştüğünü görüyoruz. Dünyada ekonomik anlamdaki büyümenin, her zaman üzerinde olmuştur ticaretteki büyüme, ama ticaret, ilk kez son yıllarda dünya büyümesinin altında kalmıştır. Bu da bizim arzu etmediğimiz bir husus. Avrupa'da da özellikle Avrupa Birliği ülkelerinde de 2017 yılında toparlanma bekliyoruz, iyileşme bekliyoruz, bizim ihracatımıza olumlu katkısı olacağını düşünüyorum."

Reformları yapmaya devam ettiklerini anlatan Elvan, son 1 yılda TBMM'den geçirilen yasalar hakkında bilgi verdi, çok sayıda düzenleme yaptıkları için kendilerine takip etmekte zorlanıldığına ilişkin şikayetlerin geldiğini söyledi.

Elvan, yatırımcıların şikayetlerinin, bürokrasiye yönelik olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Süreçlerin uzun olduğuna yönelik şikayetler var. Bu şikayetlerin giderilmesine yönelik birtakım tedbirler alıyoruz, almaya devam edeceğiz. Arsa tahsisi, uygun arazi bulamama konusunda sıkıntıları var. Bu sıkıntıları aşıcı tedbirleri alıyoruz, almaya da devam edeceğiz. Biz bu tedbirleri alırken masa başına oturup, kendimiz karar vermiyoruz. Özellikle yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik olarak iş dünyasının temsilcileriyle bir araya geliyoruz, bunların düşüncelerini ve somut önerilerini alıyoruz. Genel manada da 'yasal değişiklik istiyorsan o yasal değişikliğin metnini ve gerekçesini yaz getir' diyoruz. Bu kadar somut ilerliyoruz. Daha sonra bunu kendileriyle ve kendi içimizde tartışıyoruz ve yasal değişiklik için uygulamayı Meclis'e sevk ediyoruz. Bizim yaklaşımımız bu. Bizim toplumdan, işletmelerden ve iş dünyasından kopuk yanımız yok. Biz onlarla beraber çalışıyoruz, onlarla birlikte hareket ediyoruz. Bu düzenlemeleri yaparken onların düşüncelerini mutlaka ve mutlaka alıyoruz."

"Tek arzumuz muhalefet partilerinin destek vermesi"

Bütçe öncesinde TBMM'de yapacakları çalışmalar hakkında da bilgi veren Elvan, reformlara devam ettiklerini, ancak muhalefet partilerinin "ne kadar geç çıkartırsam o kadar iyi" yaklaşımlarının olduğunu belirtti.

Meclisin saat 14.00'te açıldığını, ancak gündeme, akşam saat 19.00-20.00 gibi geçildiğine dikkati çeken Elvan, "Tamamıyla oyalama taktiği, böyle bir Meclis çalışma sistemi olabilir mi? Biz de millete şikayet ediyoruz, açıkçası. Evet, biz, biraz önce başkanlık sistemini konuştuk, hızlı karar alma süreçlerini geliştirmemiz gerekiyor, kararları hızlı almamız gerekiyor. Bekliyor Patent Yasamız, 200 maddenin üzerinde, biran evvel çıkarmak istiyoruz bunları, gelin siz de destek verin çıkaralım." dedi.

Şirket kurmayla ilgili yaptıkları düzenlemeye işaret eden Elvan, "Düzenlemeyi yeni yaptığımız için bu uluslararası göstergelere tam olarak yansımış değil. Yansıdıktan sonra Türkiye'nin özellikle şirket kurma konusunda ilk 20'de olduğunu göreceğiz. Buna benzer düzenlemeler yapmaya devam ediyoruz, çalışıyoruz bu konuda. Bizim tek arzumuz muhalefet partilerinin, bu konuda bizlere destek vermesi." ifadelerini kullandı.

Elvan, 2017 bütçesinin yatırım bütçesi olduğunu vurgulayarak, cari harcamalarda ciddi artışa gitmediklerini, cari harcamaları frenlediklerini, yatırım harcamalarını ise arttırdıklarını ifade etti.

Özellikle 2016 yılı başlangıç yatırım ödeneğine göre 2017'de yatırım ödeneklerinin yüzde 30 arttığına işaret eden Elvan, "Kamu yatırımlarında ciddi artış oluşturduk. Şu an harcama itibarıyla yatırımlardaki artış oranı yıllık bazda yüzde 18,5. Bizim kamu yatırımlarındaki temel amacımız özel kesimin yatırım yapmasını teşvik edici altyapı yatırımlarını gerçekleştirmek." diye konuştu.

Elvan, 2017 için özellikle ihracatçıya olan desteğin 3 kat arttığını belirterek, 2016'da 1 milyar lira ödenek verilmişken, 2017'de bu tutarın 3 milyar liraya çıkarıldığını söyledi. Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmelere (KOBİ) verilecek desteğin de arttırıldığını vurgulayan Elvan, 2017'de 1,1 milyar liralık KOBİ desteği sağlayacaklarını dile getirdi.

"2017 yılı Türkiye için iyi bir yıl olacak"

Lütfi Evlan, 2017 yılında özel kesim yatırımlarına öncelik verileceğine dikkati çekerek, "2017 yılı Türkiye için iyi bir yıl olacak. Özel kesim yatırımları motor işlevi yürütüyor. Kamu-özel kesim işbirliği projelerinde de ciddi başarı söz konusu. Avrasya Tüneli'nin aralıkta açılışını gerçekleştireceğiz. Çanakkale Köprüsü ile ilgili süreci tamamladık, tüm yasal prosedürler tamamlandı. 2017'de yüzde 4,4'lük büyüme Türkiye için makul bir büyüme rakamı. Çok detaylı, teknik düzeyde yapılan simülasyonlar neticesinde ortaya çıkan bir rakam." değerlendirmesinde bulundu.

Elvan, özellikle Ar-Ge projelerine 2017'de daha fazla destek vereceklerini ifade eden Elvan, 3 temel alan üzerine yoğunlaşacaklarını, biyoteknoloji, nanoteknoloji ve bilgi teknolojilerini kullanarak sektörlerin daha verimli bir yapıya bürüneceğine inandıklarını söyledi.

Bu kapsamda, üniversitelere, TÜBİTAK ve diğer Ar-Ge kuruluşlarına 2017'de ciddi destekler vereceklerini bildiren Elvan, "Yüksek teknoloji alanındaki üretimimiz yüzde 4'ler, ihracatımız ise yüzde 3-4 nispetinde. Bu oranları yukarı çekmek zorundayız." dedi.

Elvan, 2016 yılı yatırımlarında özel sektör yatırımlarının büyümeye katkısının negatif olduğunu anımsatarak, "2017'de özel kesim yatırımlarına kamu yatırımlarıyla destek vererek verimliliğe katkı sağlayacağız. Verimlilik artışını sağlayamazsınız rekabet gücünüzü arttırmış olmazsınız. Buna yönelik de ciddi tedbirler aldık." ifadelerini kullandı.

"Tüm sürece destek veren bir mekanizma geliştirdik"

Kalkınma Bakanlığı koordinasyonunda yürütülen 23 ili kapsayan Doğu ve Güneydoğu İlleri Cazibe Merkezleri Programı'na da değinen Elvan, Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'da söz konusu programı açıkladığını anımsatarak, bu programın diğer teşvik sistemlerinden farklı olarak bir paket program niteliğinde olduğunu aktardı.

Elvan, yatırım yapmak isteyenler için danışmanlık aşamasından fizibilite hazırlanmasına, arazi tahsisine, bina yapımına, yatırımın desteklenmesine, işletme kredisi verilmesine kadar tüm süreçlerin paket olarak değerlendirildiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Tüm sürece destek veren bir mekanizma geliştirdik. Tüm bu süreçleri koordine edecek, yönetecek, gözetimini, denetimini, danışmanlığını yapacak olan kurum Kalkınma Bankası. Tüm süreçler tek elden yürütülecek. Farklı kurumlardan, farklı izinler alınmayacak. Gereken izinler Kalkınma Bankası tarafından alınacak. Yatırımcıyla birlikte Kalkınma Bankamız bu yatırımları gerçekleştirecek. Fizibilite çalışmasını banka ücretsiz olarak yapacak. Emek yoğun bir sektörde ise bina yapımı için destek vereceğiz. Makine teçhizat alımı için yüzde sıfır faiz ile kredi vereceğiz. Alınan makine teçhizatlar teminat olarak gösterilecek. Yüzde 30 öz kaynak, yüzde 70 kredi düşünüyoruz. Fabrika kurulduktan sonra eleman istihdam edilecek. Elemanların eğitim masraflarını karşılayacağız. İşletme kredisinde yüzde 50 sübvansiyon sağlayacağız.

Makine teçhizatta verilen yüzde 0 faizli kredi 7 yıl vadeli olacak, ilk 2 yıl ödemesiz olacak, yerli makine teçhizat kullanılırsa 7 yıllık ödeme süresi 10 yıla çıkarılacak, ödemesiz dönem de 2 yıldan 3 yıla çıkacak. İşletme kredisi 5 yıl vadeli olacak, ilk 2 yıl ödemesiz, yüzde 50 sübvansiyon söz konusu olacak. Bu kredi için teminat isteyeceğiz. Şu anda tüm çalışmaları bitirdik, Kalkınma Bankamız gerekli hazırlıkları yaptı. Bakanlar Kurulu kararımız hazır. En geç 15 gün içinde teklifleri almaya başlayacağız."

"Her ile bir rol vereceğiz"

Bakan Elvan, söz konusu 23 ilde dağınık yapıda değişik sektörlerin yatırımlarını istemediklerine dikkati çekerek, her ile bir rol vermeyi amaçladıklarını ifade etti.

Maliyetlerin aşağı çekilmesi, rekabet gücünün arttırılması ve işletmenin sürdürülebilir olması için kümeleşmenin, illerin belirli alanlara yoğunlaşmasının önemine işaret eden Elvan, "Bu noktada yatırımcılara tavsiyede bulunacağız. O alanda illere verdiğimiz rol çerçevesinde üniversitelerin alt yapısını güçlendireceğiz. Diğer bakanlıklarımız da bu konuda destek sağlayacaklar. Kümelenme sağlanmadığında o firmanın ilde uzun süre ayakta kalabilmesi zor. Bir ilde yatırım yapmak istenilen alanda atıl kapasite olduğunda bu yatırıma izin vermeyeceğiz. O yatırımı bir kamu yatırımı gibi değerlendiriyoruz. Sürecin başından sonuna kadar Kalkınma Bankası kendisi yatırım yapıyor gibi işin içerisinde olacak." değerlendirmesinde bulundu.