20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Eski üsteğmen Bıçaksız: Belgeleri yakma talimatını tabur komutanı Akça verdi

Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı darbe girişimi davası sanıklarından eski üsteğmen Bıçaksız, savunmasında, 16 Temmuz sabahı evrak yaktıklarını kabul ederek, 'Yakma emrini tabur komutanı Fedakar Akça verdi. Onunla beraber yaktık.' dedi.

AA11 Ekim 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
Eski üsteğmen Bıçaksız: Belgeleri yakma talimatını tabur komutanı Akça verdi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı'ndaki faaliyetlere ilişkin, aralarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski başyaveri albay Ali Yazıcı, eski alay komutanı albay Muhsin Kutsi Barış'ın da yer aldığı 534 kişinin yargılandığı davanın ikinci celsesi tamamlandı.

Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Cezaevi yerleşkesinde yeni yapılan salonda görülen duruşmaya, sanıklar, avukatları ve yakınları ile Başbakanlık, TRT ile diğer müştekiler, sanık avukatları, sanıklar ve yakınları katıldı.

Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde savunmasını yapan sanıklardan eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı Güvenlik Hareket Merkezi komutanı binbaşı Hüseyin Turan, mesaisinin büyük bölümünün Güvenlik Harekat Merkezinde geçtiğini, emrinde 9 astsubay bulunduğunu, bundan başka personeli olmadığını ifade etti.

Eski tabur komutanı Fedakar Akça'nın 15 Temmuz'dan 2-3 gün önce tatbikat yapılacağını personele bildirdiğini anlatan Turan, "15 Temmuz günü de herkese açık alanda kısa süreli bir toplantı yapıldı. Gece yapılacak tatbikata katılacağımı burada öğrendim. Ben personel eksikliği nedeniyle Mennan Yeşilbaş'ın yerine tatbikata alındığımı daha sonra iddianamede gördüm." dedi.

"Telsiz anonsunu duymadım"

Saat 22.40 civarında Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın içtima alanına gelerek "Genelkurmay Başkanlığına IŞİD saldırısı olduğunu ve kendilerinin de Genelkurmay'ın emniyetini almak için görevlendirildiğini" söylediğini öne süren Turan, tabur komutanının emriyle araçlara bindiklerini ve saat 22.50 sularında kışladan çıkıp, Genelkurmay'a hareket ettiklerini anlattı.

Genelkurmay'da görevli bir personelin, "Terör durumu olabilir. Bir an önce Genelkurmay çevresinde emniyet alın" talimatı üzerine etrafa dağıldıklarını dile getiren Turan, o ana kadar darbe girişiminden haberdar olmadığını, darbe girişimini Genelkurmay etrafına toplanan vatandaşlardan ve telefonla görüştüğü eşinden öğrendiğini savundu.

22 Temmuz'a kadar görevine devam ettiğini ifade eden Turan, çapraz sorgusunda, alay telsizinden sıkıyönetim bildirisinin okunduğunu duymadığını, bu sırada Genelkurmay Başkanlığı nizamiyesinde olduklarını öne sürdü.

İddianamede yer alan Tekçe Meydanı'nda toplandıkları sırada askere otobüslere binme emri verdiği yönündeki ifadeyi reddeden Turan, "Sizin göreviniz alayın güvenliğin sağlamak. Tatbikata katılma gibi bir sorumluluğunuz var mı? Siz bırakırsanız orayı kim savunacak?" sorusu üzerine, emrindeki astsubayların koruma görevini layıkıyla yapabileceğini, tatbikata katılırken Genulkarmay'a gidecekleri yönünde bir bilgisinin bulunmadığını söyledi.

"Halka ateş edenlere tek mermi sıkamadınız mı?"

Turan, "Savunmanızda kahramanlıklarınızdan bahsettiniz. Orada Türk halkının üzerine ateş edildi. Siz halka ateş edenlere tek bir mermi sıkamadınız mı?" sorusuna karşılık, "Kime karşı ne yapacağımı değerlendiremedim. Bu birlikte 2 haftadır çalışıyorum. Tek başıma tabancamı çekip bir yere ateş etmek kahramanlık mıdır? Bunun da değerlendirilmesini istiyorum." dedi.

"Personelin hazırlanması için kışlada kaldım"

Sanıklardan eski üsteğmen Hakan İnanç Bıçaksız da darbe girişimi sırasında alayda bulunduğunu, tabur komutanı sanıklardan Fedakar Akça'nın WhatsApp grubundan alarm eğitiminin başladığına dair mesaj atması üzerine, personelin hazırlanması için kışlada kaldığını öne sürdü. 

Er ve erbaşı topladığını, bu sırada eğitime katılacak diğer personelin de birliğe katılmaya başladığını söyleyen Bıçaksız, Alay Komutanı Muhsin Kutsi Barış'ın Tekçe Meydanında toplanan personele, Genelkurmay'a saldırı olduğunu, kendilerinin de karargahın emniyetini alacaklarını söylediğini, Barış'ın talimatıyla Genelkurmay'a hareket ettiklerini öne sürdü.

Milli Savunma Bakanlığı kapısından Genelkurmay Başkanlığına girdiklerini anlatan Bıçaksız, kışlada emniyet tedbiri aldıklarını, bir süre sonra vatandaşların Genelkurmay önünde toplanmaya başladığını, darbe girişiminden bu sırada haberdar olduğunu iddia etti.

Personele halka karşılık vermemeleri yönünde talimat verdiğini savunan Bıçaksız, bir süre sonra toplanıp alaya geri dönmeye karar verdiklerini, ancak Albay rütbesindeki bir kişinin dışarının güvensiz olduğunu belirtmesi üzerine karargahta kaldıklarını, 16 Temmuz'da saat 16.30 sularında da kışlaya döndüklerini söyledi.

"Talimatı Fedakar Akça verdi"

Tatbikat için hazırlanan listelerde personelin kan grubunun bulunmasının normal olup olmadığı sorulan Bıçaksız, personelin kan grubunun listeye yazılmasının normal olduğunu söyledi.

Telsizden sıkıyönetim bildirisinin okunduğunu duymadığını öne süren Bıçaksız, 16 Temmuz sabahı bazı evrakı yaktıklarını kabul ederek, "Tabur komutanının emri doğrultusunda alarm eğitimi kapsamında hazırlanan listelerdir. Yakma emrini tabur komutanı Fedakar Akça verdi. Onunla beraber yaktık." diye konuştu.

Bıçaksız'ın savunmasının ardından duruşma, yarın devam etmek üzere tamamlandı.