Kardeşini öldüren engelliye 15 yıl hapis cezası

Bakırköy 9. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Ahmet Demir, sanık avukatı Mesut Günay ve müştekiler Habibe Demir ile Hüsnü Demir katıldı.

Duruşmada, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı avukatı Büşra Öztürk'ün davaya katılma talebini içeren dilekçesi okundu. Mahkeme heyeti, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun kapsamında bakanlığın davaya katılımına karar verdi.

Cumhuriyet savcısı, geçen duruşmada mahkemeye sunduğu mütalaasını tekrar etti. Mütalaada, sanık Ahmet Demir ile maktul Cihan Demir'in kardeş olduklarını, sanığın engelli olup tekerlekli sandalyede kaldığını, olay gecesi sabaha doğru maktulün alkollü bir şekilde eve geldiği ve sanığı uyandırdığı anlatıldı.

Maktulün sanığa hakaret içeren sözler söylediği, sanığa saldırmak istediği ancak araya babaları Hüsnü Demir'in girmesiyle maktulün sanığa vuramadığını, daha sonra sanığın mutfağa gittiğini, bir süre sonra tekrar maktulün mutfağa geldiğini ve tekrar sanığa saldırdığını, maktulün eliyle koluyla vurmak istediği sırada sanığın bıçak ile karşılık vererek maktule doğru bıçak salladığı, bu durumun da meşru müdafaanın aşılması anlamına geldiği ifade edilen mütalaada, sanığın "kardeşi kasten yaralayıp ölüme sebebiyet vermek" suçundan 12 yıldan 16 yıla kadar hapisle cezalandırılması ve tahliye edilmesi istendi.

Sanık avukatı Mesut Günay, esas hakkındaki mütalaaya karşı verdiği beyanında, sanık hakkında "kardeşi kasten öldürmek" suçundan dava açıldığını ama sanığın, maktulün yatak odasındaki saldırısından kurtulmak için mutfağa geçtiğini ancak burada da maktulün saldırılarının devam ettiğini, bu saldırıları defetmek amacıyla ve korunma iç güdüsüyle sanığın bıçağı eline aldığını, boğuşma sırasında nasıl olduğunu anlamadığı şekilde maktulü yaraladığını söyledi.

Daha sonra salona geçen maktulde kan görünce sanığın kendisinin polisi ve ambulansı aradığını ifade eden Günay, şöyle konuştu:

"Daha önceden de öldürmeyi gerektirecek bir husumet yoktur. Hatta olayın gelişimi itibariyle olayda sanığın yaralama kastı dahi bulunmamaktadır. Olay tamamen meşru müdafaa sınırları içerisinde kalmaktadır. Meşru müdafaada eşitlik ilkesi konusuysa da kendisini yumruk ile darp eden maktule özürlü olan sanığın bıçağı eline alması gayet normal bir durumdur. Ancak yaralama kastıyla dahi bıçağı kullanmamıştır. Olay tamamen meşru müdafaa sınırları içerisinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle öncelikle müvekkilimizin beraatine, olayda en kötü ihtimal ile aksi düşünülmesi halinde ise yaralamanın neticesinde ölüme neden olma hükümlerinin de düşünülmesini ve lehe olan hükümlerin uygulanmasını, tahliye kararı verilmesini talep ediyoruz."

Sanık Ahmet Demir, olayı isteyerek yapmadığını, saldırı altında olduğunu, maktulün bir anda kendisine vururken can havliyle bıçağı aldığını, nasıl yaraladığını dahi fark etmediğini, mağdur olduğunu, sağlık sorunlarından dolayı hayatını kendisinin idame ettiremediğini iddia ederek tahliye talebinde bulundu.

Dosyayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Ahmet Demir'e "kardeşi kasten öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasına karar verdi.

Sanığın eylemini, karşı taraftan gelen haksız fiilin meydana getirdiği şiddetli elemin etkisi altında gerçekleştirmesinden dolayı indirim yaparak cezayı 18 yıl hapse düşüren heyet, sanığın fiilden sonraki hali, yargılama aşamasındaki tutum ve davranışları ile sanığın geleceği üzerindeki etkisi lehine de indirim yaparak 15 yıl hapis cezasına hükmetti.

Heyet, sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.