19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

''Hiçbir ahlakla vicdan örtüsüne sığacak bir şey değildir''

TRT'de katıldığı programında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun, 'Terörü tırmandırarak referandumda anayasaya 'evet' dedirtmenin yollarını arıyorlar. 'şeklindeki sözlerine sert tepki gösterdi.

AA24 Ocak 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
''Hiçbir ahlakla vicdan örtüsüne sığacak bir şey değildir''

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, "Terörü tırmandırarak referandumda anayasaya 'evet' dedirtmenin yollarını arıyorlar. "şeklindeki sözlerine ilişkin "Bu, şirazeden çıkmış bir ithamdır. Kabul edilebilir bir şey değildir. Hiçbir ahlakla vicdan örtüsüne sığacak bir şey değildir. Bütün 'evet'ler Kılıçdaroğlu'nun olsun. Bir tek insanın canını kurtarabiliyorsak, biz bunun için gayret ediyoruz. Öyle oturduğu yerden bunları yüksek perdeden konuşmak kolay. Hangi hükümet terörün artmasını ister. Bu fevkalade yanlış bir ithamdır. Vicdan ve ahlak ölçüleri dışında bir ithamdır.” dedi.

Kurtulmuş, TRT Haber'de katıldığı "Anadolu Soruyor" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.

Suikaste uğrayan gazeteci yazar Uğur Mumcu ile şehit Emniyet Müdürü Okkan'ın ölüm yıl dönümlerinin olduğunun hatırlatılarak, "Bu faili meçhuller eski Türkiye'de kaldı diyebilir miyiz?" şeklindeki soru üzerine Kurtulmuş, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Gaffar Okkan ve diğer bütün faili meçhullere kurban gidenleri rahmetle andığını söyledi.

O dönemlerin, Türkiye için son derece karanlık ve kötü olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu, bizim hep söylediğimiz, Türkiye ne zaman ileriye doğru gitmeye çalışsa, kendi istiklalini kazanmaya gayret etse, özellikle ekonomi alanında ne zaman atılım yapsa, ne zaman birtakım bağımsızlığı sağlayacak adımları atmaya çalışsa Türkiye'de hep bu tür olaylar olmuştur. Ya sağ sol çatışmaları ya Alevi-Sünni çatışmalarının zemini hazırlanmaya çalışılmıştır ya PKK gibi ondan evvel Ermeni terör örgütü ASALA gibi birtakım terör örgütleri milletin başına bela edilmiştir ya da bu tür önemli şahıslara yapılan suikastlerle faili meçhul cinayetlerle Türkiye halkının gündemi meşgul edilmiştir, Türk devletinin ayaklarına prangalar vurulmaya çalışılmıştır."

Bu olayların her birisinin mutlaka birtakım dış bağlantıları bulunduğunu dile getiren Kurtulmuş, Türkiye’nin bütün bunları aydınlatma mecburiyeti olduğunun altını çizdi.

Hangi kumpasların kurulduğun, kimlerin devreye girdiğinin, kimlerin bu cinayetler içerisinde yer aldığın, hangi ekiplerin kullanıldığının, hangi dış bağlantıları bulunduğunun çözülmesi gerektiğini vurgulayan Kurtulmuş, "Türkiye'nin bunları mutlaka çözmesi gerekiyor. Çünkü bir millet ileriye doğru koşacaksa arkasından emin olması lazım. Her yıl dönümünde bu isimleri rahmetle anıyoruz. O isimleri üzerinden oluşturulmaya çalışılan o siyasi çalkantıları hatırlıyoruz. Artık bizim bütün bunları çözmüş olarak, Hrant Dink davasını ve diğer bütün davaları çözmüş olarak, şöyle geçmişimizden bir emin olmamız lazım ki evet, bundan sonraki süreçlerde tedbirli olabilelim." ifadelerini kullandı.

- "KARLOV SUİKASTİNDE OLDUĞU GİBİ BİRTAKIM SUİKAST PLANLAMALARI İÇERİSİNDE OLABİLİRLER"

Referandum sürecinde siyasi suikastler ve faili meçhullerin yaşanıp yaşanmayacağına ilişkin tehdit alıp almadıklarının sorulmasına üzerine de Kurtulmuş, bu süreçte çok dikkatli olunması gerektiğini söyledi.

Türkiye'nin Suruç katliamı sonrası yeni bir dönemle karşı karşıya olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, bu dönem içerisinde özellikle Suriye ve Irak’taki terör gruplarının da verdiği destekle, Türkiye içerisinde çok sayıda terör eylemi gerçekleştiğini, bu olayların 10 katının da bertaraf edildiğini bildirdi.

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) "Yenildik” diye kenara çekilmeyeceğinin altını çizen Kurtulmuş, "Bunlar önümüzdeki dönemde hem PKK hem DEAŞ ile stratejik işbirliği yapabilirler. Karlov suikastinde olduğu gibi birtakım suikast planlamaları içerisinde olabilirler. Bunlarla ilgili olarak tedbirlerimizi alıyoruz." diye konuştu.

İstihbarat birimlerinin olayları önceden tespit ederek her türlü tedbiri almaya gayret ettiğini aktaran Kurtulmuş, ancak referandum sürecinde bunların hızlanabileceği ihtimalini aktardı.

Terör örgütlerinin, Türkiye’ye diz çöktürmek istediğine dikkati çeken Kurtulmuş, "Net bir şey söylüyorum, bu kadar tecrübeden sonra dünyadaki hiçbir terör örgütü; en kabiliyetli ya da en iyi eğitilmiş terör örgütü olarak hangisini görüyorsanız onu alalım, hiçbir terör örgütü tek başına değildir. Eğer bu terör örgütlerinin arkasındaki siyasi, istihbari, lojistik, birtakım maddi destekler verilmesin, inanın hiçbirisi bir hafta bile dayanamaz." açıklamasında bulundu.

- "SAYIN KILIÇDAROĞLU LAFI TERSİNDEN ANLAYARAK SÖYLEMİŞ"

Terör örgütleri DEAŞ, PYD/PKK'nın elindeki silahlara dikkati çeken Kurtulmuş, Beşiktaş saldırısında kullanılan bombanın da el yapımı değil fabrikasyon olduğunu söyledi.

Bu bombanın da herhangi bir devletin, askeri envanterinden çıktığının ortada olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti: “Şimdi Türkiye öyle sıradan 3-5 tane çapulcu terör örgütüyle karşı karşıya değil. Birtakım devletler, birtakım istihbarat birimleri bunları destekliyor ve bunlar bu referandum süreci içerisinde Türkiye’ye diz çöktürmek için müdahale etmeye gayret edecekler, mücadele edecekler. Bugün bunu söyledim, Sayın Kılıçdaroğlu da lafı tersinden anlayarak söylemiş. İnşallah Türkiye bunlara pabuç bırakmayacak. Bu terör örgütlerine diz çöktürecek. Bunlar etkin bir Türkiye'nin ortaya çıkmasını istemiyorlar. Onun için bir yönetim sistemi değişikliğine müsaade etmek istemiyorlar. İnşallah referandumdan güçlü bir şekilde sonuç alınırsa, 'evet' çıkarsa, bunun sonucu olarak bu terör örgütlerinin de motivasyonları büyük oranda kırılmış olacaktır. Bunu söylemiştim bir kere daha söylüyorum."

- "HANGİ HÜKÜMET TERÖRÜN ARTMASINI İSTER"

Sözlerinin sosyal medyada da gündem olduğunun hatırlatılmasının ardından, "Referandumdan evet çıkmazsa terör artar' gibi bir sözünüz oldu mu?" sorusuna karşılık Kurtulmuş, şu açıklamada bulundu.

"Ben onu söylemedim. Benim söylediğim tam da bunlardır. Zannediyorum Sayın Kılıçdaroğlu sözlerimi dinlemeden ya da okumadan, soruyu soran muhabirin yönlendirmesi çerçevesinde böyle bir şey söylemiş. Son derece talihsiz bir demeç oldu. Hangi hükümet terörün artmasını ister. Yani kusura bakmayın biz o terör saldırılarından sonra iki üç gün kendimize gelemiyoruz. O alanı dolaştığımız zaman, yüreği yanan analar ve babaların ağıtlarını sabaha kadar dinlediğimiz zaman iki gün kendimize gelemiyoruz. Hangi hükümet terörü kullanıp referandumdan sonuç almak ister. Böyle bir söz olabilir mi? Lafı bu kadar tersinden anlamak olabilir mi? Söylediğimiz şudur, Türkiye'ye diz çöktürmek istiyorlar, bunun için terörü kullanıyorlar, referandum ortamını da kendilerine uygun bir ortam olarak kabul edebilirler, saldırılarını artırabilirler, aman dikkati olalım, uyanık olalım. Buradan, tersine bir mana çıkarmaksa en azınsan siyaseten bir suistimaldir, sözleri çarpıtmaktır, bunu kabul etmediğimi açıkça söylüyorum.”

- "VİCDANİ VE AHLAKİ HİÇBİR SINIRI OLMAYAN ÖLÇÜSÜZ BİR SÖZDÜR"

"Kılıçdaroğlu'nun, "Terörü tırmandırarak 'evet' oylarını artırmaya çalışıyorlar gibi bir ithamı var. Neler söylemek istersiniz?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Bu, şirazeden çıkmış bir ithamdır. Kabul edilebilir bir şey değildir. Hiçbir ahlakla vicdan örtüsüne sığacak bir şey değildir. Bütün 'evet'ler Kılıçdaroğlu'nun olsun. Bir tek insanın canını kurtarabiliyorsak biz bunun için gayret ediyoruz. Öyle oturduğu yerden bunları yüksek perdeden konuşmak kolay. Hangi hükümet terörün artmasını ister. Bu fevkalade yanlış bir ithamdır. Vicdan ve ahlak ölçüleri dışında bir ithamdır." ifadesini kullandı.

Türkiye’nin şu anda terörle boğuştuğunu, mücadele ettiğini, savaş verdiğini dile getiren Kurtulmuş, terör örgütleri ve onların arkasındaki ağa babalarıyla mücadele ettiklerini bildirdi.

Bunun Türkiye'nin bekası, dirlik, birlik meselesi olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu kadar hassas bir konuda, can pahasına mücadele veriliyor. 'Efendim, terörü artırarak oy almaya çalışıyorlar.' Bu asla kabul edilemeyecek, vicdani ve ahlaki hiçbir sınırı olmayan ölçüsüz bir sözdür. Kabul etmek mümkün değildir." diye konuştu.