18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

Kutlu Doğum haftasıyla ilgili yönetmelik değişikliğine gidiliyor

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ: 'Diyanet İşleri Başkanlığı'nın aldığı yeni bir kararla, Peygamber Efendimizin doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, 'Mevlid-i Nebi Haftası' adıyla Miladi Takvime göre değil, Hicri Takvime göre kutlanacaktır. Önümüzdeki hafta bu konudaki yönetmelik değişikliği yayınlanacak ve 2018'den itibaren de Hicri Takvime göre Peygamber Efendimizin dünyayı şereflendirdiği hafta, 'Mevlid-i Nebi Haftası' adıyla kutlanmaya başlanacaktır.'

AA25 Kasım 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
Kutlu Doğum haftasıyla ilgili yönetmelik değişikliğine gidiliyor

Bozdağ, Necmettin Erbakan Üniversitesi Köyceğiz Külliyesi Zeliha Akpınar Camisi'nin temel atma töreninde, Konya'da son derece önemli bir eserin temelini atacaklarını söyledi.

Yapılacak caminin ve ilahiyat binasının bir hayırseverin katkılarıyla inşa edileceğini aktaran Bozdağ, eşinin hatırasına bu eseri yaptıran iş adamına gönülden teşekkür ettiğini belirtti.

Bozdağ, camilerin İslam dininde son derece önemli olduğuna işaret ederek, Allah yolunda harcanan ne ise onun karşılığının dünyada ve ahirette verileceğini dile getirdi.

Camileri koruyacak, yaşatacak olanların; Allah'a ve ahiret gününe inanan, zekatını veren, namazını kılan Allah'tan başka kimseden korkmayanlar olduğunu vurgulayan Bozdağ, Türkiye'nin dört bir yanında mescitlerin ve minarelerin aynı anlayışla yüzlerce yıldır yaşatıldığını, geleceğe aktarıldığını kaydetti.

Bozdağ, mescitlerin bulunduğu yerlerde, dinin temeli tevhid inancının gereğinin ifa edildiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Mescitler, İslam diyarı olduğunu, Müslümanların yaşadığına ve bağımsızlığa da önemli bir şahitlik yapmaktadır. Mescitlere ve camilere düşmanlık edenler esasında Allah'a, peygambere, dine düşmanlık edenlerdir. Mescitlere ve camilere saldıranlar sadece mescide ve camiye saldırmış olmazlar. Aynı şekilde Allah'a, onun peygamberine ve Peygamberimizin bize tebliğ ettiği, Allah'ın ona vahyettiği İslam dinine saldırmış olurlar. Bugün dünyanın dört bir yanında Allah'ın evlerini yıkma konusunda terör eylemleri yapanları hep beraber görüyoruz. Afganistan'da camiler bombalanıyor, intihar komandoları camilerde kendilerini patlatıyorlar. Allah'ın evi yıkılıyor, pek çok insan hayatını kaybediyor. Irak'ta buna şahit olduk. Suriye'de buna şahit olduk. Dün de Mısır'da buna şahit olduk."

- "Bütün dinlerde mabetler mahsundur, dokunulmazdır"

Mısır'da ve Türkiye'deki camilerde kendilerini patlatanların, Allah'ın, İslam'ın, dinin, Kur'an'ın, peygamberin ve insanlığın düşmanı olduğunu ifade eden Bozdağ, şunları kaydetti:

"Çünkü bütün dinlerde mabetler mahsundur, dokunulmazdır. Bizim dinimizde de mabetler dokunulmazdır ama maalesef İslamı istismar edenler bazı terör örgütüleri hem de İslam adını kullanmak suretiyle Allah'a, resulüne ve Allah'ın yer yüzündeki evlerine karşı saldırı içerisindedirler. Bunları şiddetle, nefretle bir kez daha kınıyoruz. Burada Mısır'da meydana gelen terör saldırısında hayatını kaybedenlere bir kez daha Allah'tan rahmet, yararlılara acil şifalar diliyorum. Türkiye terörle mücadele konusunda nerede olursa olsun, kime karşı olursa olsun, terör örgütlerinin ideolojisi ne olursa olsun, her türlü terör örgütüyle, teröristlerle, terörizmle 'ama'sız ve amansız mücadeleye her zaman vardır. Biz bugün 'dünyanın neresinde olursa olsun terör örgütleriyle 'ama'sız ve amansız bir mücadele yapalım' diye çağrı yapan belki de dünyada tek ülkeyiz ama maalesef bu çağrımıza samimi bir dayanışma ve işbirliği desteği bulduk mu? Bulamadık. Bazı ülkeler terör örgütlerine, hedeflerine, ideolojilerine göre maalesef bilerek ve isteyerek destek vermektedir."

- "Türkiye Mısır halkının ve Mısır devletinin yanındadır"

Terörle ve terör örgütleriyle birlikte mücadelede etme çağrısını yineleyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Türkiye bu olay vesilesiyle Mısır halkının ve Mısır devletinin yanındadır. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da terörle mücadelede her türlü iş birliğine 'ama'sız ve amansız hazırdır. Suriye'de ve Irak'ta da gördük. Türkiye'de hendek terörü oldu. PKK ne yaptı? Camileri yıktı. Sadece Şırnak'ta 27 tane cami yıktılar, 71 tane camiyi ibadet yapılamaz hale getirdiler. Kur'an-ı Kerimleri, hadis kitaplarını yerlere attılar, üzerlerini çiğnediler. Türkiye genelinde pek çok camiyi maalesef bu teröristler yıktılar, ibadet edilemez hale getirdiler. Manen değer verdiğimiz ne varsa onları ayaklar altına aldılar. Şimdi 'PKK terör örgütü İslam düşmanı' dediğimizde birileri ayağa kalkıyor. Yahu İslam, din, Kur'an düşmanı olmazsa bunları yapar mı? Bunları söylediğimizde birileri başka bir şey söylüyor. Peygambere, Kur'an'a dine ve onun işaretlerine düşman olmayanlar mabetlere bomba koyarlar mı yıkarlar mı, dinin kutsallarını ayaklar altına alırlar mı? Almazlar. Kim alır? Bunlara düşman olanlar alır. İşte Türkiye içerisinde PKK, DEAŞ, diğer terör örgütleri ve FETÖ aynı şekilde dine düşmanlığın alasını yapmaktadır. Onun için bu terör örgütlerine karşı Müslümanların birlikte olması ve teröristlerin hiçbirine aman vermemesi lazım."

Şimdiye dek bu konuda herkesin üzerine düşen görevi tam olarak yerine getiremediği için İslam coğrafyasının kan gölü haline geldiğini vurgulayan Bozdağ, "Kim bu kanı akıtıyor? Bunları, kendilerine 'Müslüman' diyen, şeytanın müritleri yapıyor. Bunlara kim merhametle, iyi gözle bakarsa, kim de 'bunları anlayalım' diye uğraşırsa bunlara en büyük desteği vermiş olur. Belki silah kullanmamıştır ama o niyetiyle onlara destek vermiş olur." ifadesini kullandı.

Bozdağ, insanların bu terör örgütlerine karşı kalben ve her türlü imkanlarıyla karşı durması gerektiği belirterek, şöyle devam etti:

"Bugün, İslam'a ve Müslümanlara, bunlardan daha fazla düşmanlık yapan, yeryüzünde ikinci bir organizasyon yoktur. Eğer bütün İslam düşmanları bir araya gelse, 'İnsanları İslam'dan uzaklaştırmak, Müslümanlardan nefret ettirmek için terör örgütü veya bir organizasyon yapsak' dese belki bu DEAŞ terör örgütü gibi, El Kaide, Nusra terör örgütü gibi terör örgütleri icat edebilirlerdi. İşte bunların yaptıkları tam da budur."

İslam'ın adını kullanan İslam karşıtı bu örgütlerin tüm dünyayı Müslümanlardan nefret ettirmeye çalıştığını anlatan Bozdağ, İslam coğrafyasını kan ve gözyaşına boğanların Allah'ın rızasını asla kazanamayacağını bildirdi.

İslam dünyasını karıştırmak isteyenlere maşa olan bu örgütlere karşı topyekün bir mücadelenin gerekli olduğuna işaret eden Bozdağ, "Bu noktada camilerin son derece önemli bir görevi vardır. Eğer camiler, Türkiye'nin dört bir yanında kendilerine yüklenen fonksiyonu layıkıyla yapabilseler, bu terör örgütleri Türkiye'de asla destek bulamaz. Hiçbir terör örgütü de kendine yeterince destek bulamaz." dedi.

Bozdağ, camilerde görev yapan herkesin, İslam dininin aydınlık yüzünü doğru bir şekilde anlatmakla yükümlü olduğuna dikkati çekti.

"Camileri ezan vakti açıp, namazdan sonra kapatmak, bu camilerin üzerine yüklendiği fonksiyonunu anlamamaktır." diyen Bozdağ, Diyanet İşleri Başkanlığının ve din görevlilerinin cami hizmetlerine ağırlık vermesini istedi.

- "Yorumları farklı olabilir ama İslam tektir"

Son dönemlerde İslamla ilgili farklı tartışmaların ortaya çıktığına değinen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bir yandan mezhep-mezhep, bir yandan meşrep-meşrep, İslam toplumunu ayırmak için uğraşırken, yeni bir siyasal mühendislik bugünlerde yeniden gündeme geldi. Benim bildiğim kadarıyla İslam tektir. Yorumları farklı olabilir ama İslam tektir. Kitabı Kuran, peygamberi Hazreti Muhammed'dir. Ilımlı Müslüman ılımsız Müslüman diye Müslümanları birbirinden ayırmak, İslam anlayışını birbirinden ayırmak asla kabul edilemez. Bu, Müslümanlara ve İslam'a dönük, yeni bir uluslararası projedir. Buna yatkınlık gösterenler, bu projeye taşeronluk yapanlardır."

Bu tür anlayışlara yer açılmasına izin verilmemesi gerektiğini belirten Bozdağ, "Maalesef bu mühendislik çalışmaları, taşeronlarını da kolay buluyor. Çünkü istihbarat örgütleri bunları paraya boğuyor, pek çok kapının bunlara açılması için başka karanlık güçler de bunlara çok büyük imkanlar veriyor. Kim bunlarla ilgili konuşmaya başlıyorsa, bakın bunun arkasında onu konuşturan el kimdir, o eli göreceksiniz. İslam üzerindeki bu yeni mühendislik faaliyeti karşısında da hep beraber durmamız lazım." ifadesini kullandı.

- Mevlid-i Nebi Haftası adıyla kutlanacak

Bozdağ, İslam dünyasının bu tür planlarla, bu tür terör örgütleriyle şekillendirilmesine izin vermeceklerinin altını çizdi.

Haftaya Mevlid-i Nebi gecesinin kutlanacağını hatırlatan Bozdağ, şunları kaydetti:

"Bundan önce Peygamber Efendimiz'in doğduğu, alemleri ve dünyamızı şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, 'Kutlu Doğum Haftası' adıyla, her yılın nisan ayı içerisinde kutlanıyordu. Diyanet İşleri Başkanlığının aldığı yeni bir kararla, Peygamber Efendimiz'in doğduğu, dünyamızı ve alemleri şereflendirdiği günün içinde yer aldığı hafta, 'Mevlid-i Nebi Haftası' adıyla Miladi Takvime göre değil, Hicri Takvime göre kutlanacaktır. Önümüzdeki hafta bu konudaki yönetmelik değişikliği yayınlanacak ve 2018'den itibaren de Hicri Takvime göre Peygamber Efendimiz'in dünyayı şereflendirdiği hafta, 'Mevlid-i Nebi Haftası' adıyla kutlanmaya başlanacaktır."

Törende, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sorgun da bir konuşma yaparak, projede emeği geçenlere teşekkür etti.

Konuşmanların ardından protokol üyeleri, alana kurulan butona basarak caminin temelini attı.

Programa Necmettin Erbakan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muzaffer Şeker, belediye başkanları ile davetliler katıldı.