19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Adil Öksüz'ün darbe planını teröristbaşı Gülen'e onaylattığını itiraf eden gizli tanık: Erdoğan'ı alıp...

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında İzmir Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede, darbe girişiminin ABD'nin Pensilvanya eyaletinde bulunan örgüt elebaşı Fetullah Gülen tarafından organize edildiğine dair önemli gizli tanık ifadeleri yer aldı.

AA23 Ekim 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Adil Öksüz'ün darbe planını teröristbaşı Gülen'e onaylattığını itiraf eden gizli tanık: Erdoğan'ı alıp...

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanan ve İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan bin 300 sayfalık, FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin İzmir'deki kapsamlı ilk iddianame, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in ABD'den iadesi için gönderilen belgelerin önemli bir dayanağını oluşturuyor. İddianamedeki gizli tanık beyanlarının ve ortaya konan delillerin, ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın Fetullah Gülen'in iadesine ilişkin "elimize ilk somut deliler geldi" sözüne temel oluşturduğu bildirildi.

- Darbe girişimi öncesi Ankara'da toplantı yapılmış

Gizli tanık ifadelerine de yer verilen iddianamede, örgütün "Hava Kuvvetleri İmamı" olarak bilinen Adil Öksüz'ün Ankara'daki bir villada darbe girişiminden önce Kurmay Albay Bilal Akyüz, Kurmay Yarbay Barış Avıalan, Tuğgeneral Mehmet Partigöç, Havacı Tümgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş, Denizci Koramiral Ömer Faruk Harmancık ile toplantı yaptığı, yeni bilgiler ve ifadeler doğrultusunda Öksüz'ün örgütün "Türk Silahlı Kuvvetleri İmamı" olduğu bilgisi yer aldı.

"Kuzgun" ve "Şapka" kod adlı gizli tanıkların ifadelerine yer verilen iddianamede, Öksüz'ün villanın diğer katlarında gezerek içeride bulunan ve yapılacak darbe ile ilgili çalışmaları yürüten örgütün sözde üst düzey "imam"ları ile görüşmeler yaptığı ifade edildi.

Gizli tanığın "Adil Öksüz, darbe yapılacak olan 15 Temmuz akşamını kastederek, 'ilk işlerden bir tanesi görevlendirme verilecek kuvvetlerle halen cezaevlerinde tutuklu bulunan FETÖ mensubu kişileri vakit kaybetmeksizin çıkartmak olacak' dedi" ifadeleri de iddianamede yer aldı.

- Darbe planını örgüt elebaşı Gülen'e onaylatmış

"Kuzgun" kod adlı gizli tanık ifadesinde, Adil Öksüz'ün darbe planlarını Fetullah Gülen'e götürerek onayını alacağını açıkça belirttiğini, planın Öksüz tarafından 12 Temmuz Salı günü ABD'ye götürülerek Gülen'in onayından sonra devreye sokulduğunu belirtti.

Adil Öksüz'ün yine başka bir konuşmasında "Arkadaşlar biraz önce içerideki odadan büyüğümüzle görüştüm. Sizlere selamı var." dediğini anlatan gizli tanık, "Adil Öksüz'ün bu konuşmasında büyüğümüz diye bahsetmiş olduğu kişi Fetullah Gülen'di. Başka bir konuşmasında ise yine Adil Öksüz'ün 'Arkadaşlar ben cumartesi veya pazar İstanbul'da olacağım, oradan yurt dışına uçacağım, bir aksilik olmazsa salı günü büyüğümüzle görüşüp çarşamba veya perşembe döneceğim' dedi. Orada bulunan herkes büyüğümüz sözünden kastedilenin Fetullah Gülen olduğunu biliyordu. Öksüz, 12 Temmuz Salı günü Amerika'ya darbe planlarını götürüp Fetullah Gülen'e sundu ve onun onayı ile planları devreye soktu." dedi.

- "Şeytanı içimize karıştırmayalım"

Gizli tanıklar, Öksüz'ün darbe planının başarısız olacağına dair düşüncelerin akıllara getirilmemesi yönünde de telkinlerde bulunduğunu, villa içerisindeki çalışmalar esnasında bazen halka rağmen söz konusu silahlı darbe girişiminin başarı ile sonuçlanamayabileceği görüşü dile getirildiğinde, devreye girerek orada bulunan herkese "Bu tür olumsuz düşüncelerle şeytanı içimize karıştırmayalım. Allah’ın yardımı ile bu iş olumlu sonuçlanacaktır" şeklinde dini ağırlıklı kısa sohbetvari konuşmalar yaptığını, böylece fikirleri bastırıcı ve engelleyici bir tavır sergilediğini de anlattı.

- Cumhurbaşkanı denize açılan gemiye götürülecekti

Darbe girişiminin ayrıntılarıyla ele alındığı Ankara'daki villa toplantısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ile ilgili yapılacakların da konuşulduğu yine gizli tanık beyanlarında yer aldı.

İddianamede yer alan gizli tanık ifadesinde şunlar kaydedildi: "15 Temmuz darbe gecesi ilk yapılacak iş, Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Huber Köşkü'nden alınarak havayolu ile İstanbul'da kısa bir süre bekletilip yine hava yolu ile denize açılacak olan bir gemiye indirilerek muhafaza edilecekti. Başbakan Binali Yıldırım ise Ankara'dan Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssüne getirilecekti. İçişleri Bakanı Efkan Ala Ankara'dan yine Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssüne, MİT Müsteşarı olan Hakan Fidan, MİT Müsteşarlığından Özel Kuvvetler Komutanlığından görevli timlerce alınarak Akıncılar Hava Üssüne, Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz konutundan jandarma birimlerince alınarak Akıncılar Hava üssüne getirilecekti. TEM Daire Başkanı Turgut Aslan'ın konutundan Jandarma birimlerince alınıp Akıncılar Hava üssüne getirilecek. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç konutundan jandarma birimlerince alınarak Akıncılar Hava Üssüne getirilerek muhafaza edilecek. Gölbaşı'nda bulunan Özel Harekat Daire Başkanı yine konutundan jandarma birimlerince alınarak Akıncılar Hava Üssüne getirilecek."

Planın yapıldığı villada Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın ikna edilmeden darbenin başarısız olacağına yönelik konuşmaların geçtiğini aktaran gizli tanığın "Özellikle Adil Öksüz'ün Genelkurmay Başkanının ikna edilmesinde herhangi bir sıkıntı çıkmayacağı yönündeki düşüncesinin orada bulunanlar üzerinde hakim görüş olarak etkili olduğu kaydedildi. Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi’nin FETÖ üyesi olmadığı ancak yapılacak silahlı darbe girişimini destekleyebileceği villada bulunanlar tarafından genel görüş olarak ifade edildi" sözleri de iddianamede yer aldı.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan'a operasyon

Şapka kod adlı gizli tanık, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul'da bulunmaması nedeniyle Erdoğan'a yönelik planın değiştirildiğini, Marmaris'te bulunan Cumhurbaşkanına operasyon için görevlendirilen uçuş personelleri dahil 39 askeri personelin Çiğli 2. Ana Jet Üssünden hareket ettiğini kaydetti.

Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığının, hem nakliye hem de bünyesinde bulunan MAK timleri sayesinde saldırı merkezi olarak kullanıldığını kaydeden Şapka kod adlı gizli tanık, "MAK timleri, SAT komandosu ve Özel Kuvvetler ekiplerinin Çiğli 2. Ana Jet Üs Komutanlığı envanterinde bulunan silah, mühimmat ve teçhizatları kullanarak, Marmaris eylemini gerçekleştirdi. Eylem sonucunda başarılı olamamaları üzerine helikopterler bir yaralı ile üsse geri döndü." ifadelerini kullandı.

İzmir'de Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında 267 şüpheli hakkında hazırlanan ve mahkemeye sunulan iddianamede, örgüt mensuplarının kamu kurum ve kuruluşları ile ilgili olarak kullandıkları kodlara da yer verildi.

İzmir Cumhuriyet Savcısı Berkant Karakaya tarafından hazırlanıp İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan ve 267 şüpheli hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, silahlı terör örgütüne üye olma, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs" suçlamalarının yer aldığı iddianamede, FETÖ mensuplarının Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) bağlı komutanlıklar, Polis Akademisi ve Milli İstihbarat Teşkilatı ile Adalet Bakanlığı bünyesindeki bazı meslek gruplarına kod isim verdikleri, bunu da gizlilik içerisinde yürüttüğü bilgisi yer aldı.

Fetullah Gülen'in "bir numaralı şüpheli" olduğu iddianamede, TSK'ya bağlı komutanlık ve üslerin yanında örgütün açtığı "eğitim kurumları"nda Silahlı Kuvvetler personeline güncel dersler verildiği, dersi veren üst düzey "abilere" "Doktor" kod adının verildiği belirtildi.

Örgüt mensuplarının "Kemik kadro", "Mütevelli" ve "Sohbet" toplantılarında bir araya geldiğinin, özellikle "sohbet toplantıları"na örgütün büyük önem verildiğinin altının çizildiği iddianamede, bu toplantıların örgütün birinci basamağını oluşturduğu, bunlara katılanlardan bir yıl boyunca hiçbir şey istenmediği, bu süre içerisinde örgüte mütevelli olarak kazandırılacak kişilerin bu toplantılarda belirlendiği, bu zaman zarfında mütevelli üyesi yapılacak kişiler hakkında gerekli araştırmaların yapıldığı, mütevelli üyeliğine seçilecek kişiler üzerinde örgütün gizliliği vurgusunun yapıldığı kaydedildi.

FETÖ'ye dini duygularla giren ancak daha sonra gerçek amaç ve hedeflerini gördüğü örgütten çıkmak isteyenlere "üst aklın" talimatıyla sorumlu olduğu bölge "abi" ve "ablası" aracılığıyla manevi baskı yapıldığı, çıkması halinde "şefkat tokadı" yiyeceği, hiçbir işte başarılı olmayacağı, başına her türlü olayın geleceği konusunda ikna kabiliyetine haiz "abi" ve "ablalar" tarafından korkutularak örgütten çıkmasına engel olunduğu yönünde değerlendirmelerin bulunduğu iddianamede, örgütün sözde yöneticilerinin çok kritik kamu kurum ve kuruluşlarını kodladıkları ifade edildi.

- FETÖ'den MİT, Emniyet ve TSK'ya kod isimler

İddianamede, "Örgütün, 'Kara Kuvvetleri Komutanlığı: Kürşat Bey, Hava Kuvvetleri Komutanlığı: Hüseyin Bey, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı: Dursun Bey, Jandarma Genel Komutanlığı: Cüneyt Bey, Milli İstihbarat Teşkilatı: Simit, Polis Akademisi Başkanlığı: Pa, hakim ve savcı: Hasan Bey, fetih okutmak: Sınav sorularının verileceği örgüt üyesi, BBTM: Büyük bölge talebe mesulleri, BTM: Bölge talebe mesulü, erkek zabıt katibi: Zekai Bey, bayan zabıt katibi: Zekiye Hanım, mübaşir: Beşir Bey, infaz koruma memuru: Nafiz Bey' gibi kod isimleri kullandığı belirlendi." ifadeleri yer aldı.

İddianamede, şu tespitlere yer verildi: "15 Temmuz darbe girişimine kadar, hükümeti ortadan kaldırmak veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemek, devlet otoritesini baskı altına almak, zaafa uğratmak, yönlendirmek, alternatif bir otorite olarak ortaya çıkmak ve neticede devlet otoritesini ele geçirmek şeklinde bir amacın olduğu, söz konusu amacın gerçekleştirilebilmesi için hayatın normal akışı içerisinde beraber hareket etmeleri mümkün olmayan, kanunlara göre silahlı, zor kullanma ve yaptırım uygulama yetkisine sahip, mesleki hiyerarşi içerisinde görev yapan kamu çalışanlarını ve devlet memurlarını, diğer üst düzey çalışan veya emekli olmuş kamu görevlilerini, bürokrat, gazeteci, yazar ve akademisyenleri, TSK mensuplarını, adli ve idari yargı mensuplarını, sivil toplum kuruluşları mensuplarını aynı amaç etrafında faaliyet gösterecek şekilde süreklilik arz eden gizli ve hiyerarşik bir yapılanma içeresinde oldukları tespit edilmiştir."

Örgütün gizlilik içerisinde yürüttüğü faaliyetler ve kullandığı kodlamalar göz önünde bulundurulduğunda, vatandaşların dini duygularını istismar eden, yıllarca kirli planları doğrultusunda FETÖ'nün gerçek yüzünün anlaşılmasından sonra devletin haklı ve kararlı mücadelesinin ardından örgütün tasfiye sürecine girdiğinin kaydedildiği iddianamede, darbe girişiminin yaşandığı gece, TSK'da yuvalanan, aralarında general, amirallerin de bulunduğu subay, astsubay, uzman er ve erbaşlar ile askeri öğrenciler aracılığıyla bir eylemin gerçekleştirildiği, bu eylemle de FETÖ'nün silahlı bir örgüt vasfı kazandığı ifade edildi.