19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

15 Temmuz’un sosyolojik analizi

15 TEMMUZ’UN SOSYOLOJİK ANALİZİNİ YAPMAK SÜRECİN DOĞRU DEĞERLENDİRİLMESİ İÇİN MUHAKKAK ÇOK ÖNEMLİ. SETA BU ALANDA ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMAYA İMZA ATTI.

SİNA AKYÜZ11 Kasım 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
15 Temmuz’un sosyolojik analizi

FETÖ’nün darbe girişimi ve sonrasında yaşananlar toplumun hafızasında nasıl bir yer edindi? O gecenin sosyolojik analizini yapmak sürecin doğru değerlendirilmesi için muhakkak çok önemli. SETA bu alanda yapılmış önemli bir çalışma yayınladı geçtiğimiz günlerde: Demokrasi Nöbetleri/ Toplumsal Algıda 15 Temmuz Darbe Girişimi. Kitap, Nebi Miş, Serdar Gülener, İpek Coşkun, Hazal Duran ve M. Erkut Ayvaz imzasını taşıyor. 18 Temmuz -10 Ağustos tarihleri arasında 9 şehrin 12 meydanında yapılan mülakatlarla yapılan bu toplumsal araştırmada, kişilere 15 Temmuz gecesi sokağa çıkma motivasyonları, sokakta yaşadıkları deneyimler, FETÖ dış güçler ilişkisi, muhalefetin tutumu, TSK’ya bakış ve darbe girişimi başarılı olsaydı Türkiye’nin geleceğinin nasıl şekilleneceği gibi sorular yöneltilmiş. Verilen cevapların analizi, 15 Temmuz’a tanıklık anlamında önemli bir tarihi vesika.

DIŞ GÜÇ KİM?

Araştırmada Özellikle 24 Temmuz’da düzenlenen CHP’nin Cumhuriyet ve Demokrasi Mitingi İstanbul Yenikapı’da düzenlenen Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde de farklı katılımcılarla görüşmeler yapılmış. Araştırmada elde edilen bulgulardan öne çıkanlardan birkaçını aktarmakta fayda var. Mesela çıkan sonuca göre FETÖ’nün dış güçlerle işbirliği yaptığının söyleyen katılımcıların büyük bir bölümü, bu dış gücün ABD olduğunu düşünmekte. Darbe girişimi sonrası halkın sokağa çıkma motivasyonları sorulduğunda öne çıkan hususlar “vatan sevgisi” ve “ülkenin ve milletin geleceği”, “milli birlik ve beraberlik” üzerinden temellendirilmekte. Bu görüş, tüm kimlik grupları ve siyasi duruşlar için benzer. Diğer taraftan bu mesele biraz daha aydınlatıldığında, “Erdoğan’a sahip çıkmak”, “çocuklarının geleceği”, “seçilmişlere sahip çıkmak” gibi hususlarda yoğun bir şekilde dile getirilmiş. Halkı sokağa çıkaran diğer motivasyonlar ise darbe karşıtlığı, Erdoğan’ın sokağa çıkma çağrısı ve camilerden okunan selalar olmuş.

YENİKAPI MESELESİ

Araştırmaya göre Kürt seçmen ile yapılan mülakatlarda, bazı katılımcılar HDP’nin kurumsal olarak Yenikapı Mitingi’ne davet edilmemesini eleştirseler de önemli bir kısmı darbe sonrası süreçte HDP yöneticilerinin darbe karşıtlığı bağlamında iyi bir sınav vermediğini düşünmekte. Muhalefet partilerinin İstanbul Yenikapı Mitingi’ne katılması önemli bulunmakta. Ancak bu birlik havasının uzun süre devam etmeyeceğine yönelik bir kanaat de mevcut. Ayrıca muhafazakar sevmen CHP’nin Yenikapı Mitingi’ne katılmasının toplumsal baskı sonucu gerçekleştirdiğini düşünmekte. 20 Temmuz’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamış olduğu 3 aylık OHAL kararını farklı yaştan ve siyasi görüşten katılımcıların tamamının desteklemiş olması öne çıkan bulgulardan biri.

NEGATİF HAFIZA

Peki bu ruh nasıl oluştu? Yenikapı ruhunun oluşumu ve toplumun darbeye verdiği tepkinin yorumlandığı kitaptaki şu satırlar dikkat değer: “Toplumun darbeyle verdiği tepkiden ve demokrasi nöbetlerinden anlaşıldığı üzere; Türkiye’nin askeri darbe kültürünün oluşturduğu negatif toplumsal hafıza, darbenin önlenmesinde önemli etkenlerden biri olmuştur. Örneğin sürekli Adnan Menderes’in bir askeri darbe sonucunda idam edilmesinin ve benzeri sürecin Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik olarak da kurgulandığının hatırlatılması bu hususu yeterince izah etmektedir. Eski dönem darbelerinin başarılı olmasının önemli unsurlarından biri darbecilerin geniş bir koalisyon tarafından desteklenmesi ve teşvik edilmiş olmasıdır. Ancak gelinen noktada Erdoğan döneminde medyanın çoğullaşması, sosyal medyanın varlığı, bürokrasinin dönüşümü, yerel yönetimlerin güçlenmesi, yeni bir entelektüel sınıfın ortaya çıkmasıyla birlikte darbe kültürüne karşı sorgulayıcı bir tutum ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla darbelerin Türkiye siyasi hayatına verdiği zararlar toplumsal bellekte kurucu bir yere sahip olmuştur.”