25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

40 yıllık ihanetin kodları

Örgütlenme yapısı, terminolojisi, istihbarat ağı ve akla gelmeyecek sapkınlıktaki emelleriyle FETÖ yapılanması, Kemal Gümüş’ün hazırladığı İşgalin Yapı Taşları isimli kitapta tüm çıplaklığıyla ortaya seriliyor.

HALE KAPLAN ÖZ 9 Haziran 2017 Cuma 07:00 - Güncelleme:
40 yıllık ihanetin kodları

Kemal Gümüş yaptığı ses getiren haberlerle Star Gazetesi okurlarının yakından tanıdığı bir isim. Gümüş’ün özellikle Fetullahçı Terör Örgütü ile ilgili hazırladığı dosyalar, Tüm Türkiye’de yankı buldu. Uzun bir süredir örgütün iç yapılanması, kullandıkları terminoloji ve casusluk faaliyetleri üzerine çalışan Gümüş, elde ettiği belge ve bilgileri bir kitap halinde kamuoyunun ilgisine sundu. İçeriği kadar hacmi de ağır olan İşgalin Yapı Taşları özellikle örgüt üyelerinin ifadelerindeki itiraflarla çok konuşulacak, tartışılacak bir özelliğe sahip.

l Kitabın hazırlık sürecinden bahsederek başlayalım. Uzun bir süredir Star Gazetesi’nin haber merkezinde FETÖ yoğunluklu dosyalar üzerinde çalışıyorsunuz. Bunları kitap haline getirme fikri nasıl ortaya çıktı?

FETÖ ile mücadele örgütün en büyük para ve insan kaynağı olan dershanelerin kapatılmasına yönelik ilk adımların atıldığı 2013’te kamuoyuna yansıdı.  Biz de gazeteciler olarak o süreçte yavaş yavaş cemaat-hizmet maskesi ardındaki terör yüzünü tanımaya başladık. Dershane süreci hızlanınca FETÖ ilk kez bir siyasi hükümete karşı tüm gücüyle açıkça harekete geçmişti. Kumpas soruşturmaları ardı ardına geliyordu. 17-25 Aralık yolsuzluk kılıflı darbe girişimiyle artık geri dönüşü imkansız bir kamikaze dalışı yaptı. Güçlüydü ve başaracağına inanıyordu. Bu gücü her alanda göstermekten de geri durmuyordu. O yüzden  de 1 ve 19 Ocak 2014’de Hatay ve Adana’da MİT tırlarına operasyon yaptı. MİT tırları kumpası FETÖ’nün en büyük darbe girişimiydi aslında. Çünkü hem hükümeti devirmeyi amaçlıyor hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere devlet yöneticilerini uluslararası ceza mahkemelerinde yargılatmayı hedefliyordu.  FETÖ ile ilgili kitap yazma fikri o dönem oluştu. Kitap için topladığım her haberi bir an evvel kamuoyuyla paylaşmam gerekiyordu. Toplumun, bu örgütün gerçek yüzünü bir an evvel tanıması için çok çalıştık. Öyle ki birkaç gazeteciyle yaptığımız haberlerden sonra adımız paralel avcısına çıktı. Ancak sırf kitap yazmış olmak için de kitap yazmak istemedim. Yazacağım kitap veya ortaya koyacağım herhangi bir eser, bir boşluğu doldurmalıydı, buna inanıyorum. Özgün, farklı ve faydalı olmalıydı. Kitap yazmak için kesin karar verdiğim zaman kitabın içeriğinin özgün olması öncelikli hedefimdi.  Yani öyle bir şey yapmalıydım ki hem FETÖ’yü çok net ve çarpıcı bir şekilde anlatabilmeliydim, hem de örgütün derin kumpas ve karanlık yüzüne ışık tutmalıydım. Bunun için kendiliğinden gelip itirafçı olan isimlere odaklandım. Yani devletin bulduklarından ziyade deşifre olmadığı halde kendiliğinden gelip ihanet çetesiyle ilgili bildiklerini anlatanların peşine düştüm.   

l FETÖ’nün Atatürk Havalimanı sorumlusu Alaattin İlyas Yağmur’un tanık ifadeleri epey çarpıcı. Havalimanları adeta casusluk üssü olarak kullanılıyor. Örgüt için havalimanı ne önemde ve burada çalışacak örgüt üyelerini neye göre seçiyorlar?

Havalimanları FETÖ gibi küresel bir terör örgütü için can damarıdır. Hava limanları FETÖ’nün nefes aldığı en önemli can damarlarından biridir. Çünkü buralar hem uluslararası casuslukların yapıldığı merkezlerdir. İnsan ve kara para giriş çıkışlarının en etkin ve sağlıklı bir şekilde yapılabildiği yerlerdir. Atatürk Havalimanı imamı Alattin İlyas Yağmur, FETÖ içerisinden çıkıp itirafçı olan en önemli ve kıymetli tanıklardan biridir. Kıymetlidir çünkü FETÖ’nün çok güçlü olduğu dönemde gelip uluslararası operasyon ve bağlantılarını en ince detayına kadar devletle paylaştı. FETÖ havalimanlarında hem siyaset ve işadamların takip edip dinledi hem de tüm kimin kiminle ne zaman nerede ne iş yaptığın takip edebildi.

l Ülkenin önde gelen siyasetçi ve iş adamlarına ne gibi yöntemlerle avucuna aldığına dair ifadeler de yer alıyor kitapta. Koç ve Sabancıların özel jetlerine dinleme cihazı konmuş. Ülkede sızmadıkları yer, dinlemedikleri kimse kalmamış adeta…

FETÖ’nün en büyük özelliği istihbarat ve paraya olan açlığıdır. İstihbaratla para ve nüfuzu, nüfuz ve parayla da tüm kurumlara teker teker ele geçirdi ve güç krallığı oluşturdu. FETÖ ilk önce devleti ele geçirdi, devletten sonra ise küresel bağlantıları olan Türkiye’nin en zengin işadamlarını kontrol etmek için harekete geçti. Tabii burada FETÖ için yol ve sınırın olmadığının altını çizmek gerekir. Bu örgüt için amaca giden her yol her araç meşrudur. İşadamlarını ele geçirmek için kumpas kurar, düzmece rapor ve belgeler tanzim eder. Her zaman işgal ve ele geçirmeye odaklı oldukları için şeytanın aklına gelmeyecek yolları kullanırlar. Düşünün, özel uçağın içinde yasa dışı dinleme yapmak için hem teknik imkanlara sahip olmanız gerekiyor hem de oraya yerleştirmek için profesyonel elemanların olması gerekiyor. FETÖ’de tüm bunlar var ama neden özellikle özel uçakları dinlediler? İşin püf noktası burada. Teknolojinin gelişmesiyle beraber işadamından siyasetçisine sıradan vatandaşına kadar herkeste aslında suç unsuru olmasa bile özel hayatıyla ilgili “Zaten dinleniyoruz, takip ediliyoruz” gibi bir endişe var. Ama Özel hayatın da özeli diyebileceğimiz özel uçaklarda dinleme yapmak hedef odaklı ve tamamen ele geçirme amaçlı bir eylemdir. Çünkü işadamları ve siyasetçilerin en mahrem konularını rahat bir şekilde konuşabildikleri alanların başında buralar geliyor. FETÖ bu yüzden Merhum Mustafa Koç’un özel uçağına dinleme cihazı yerleştirdi ve amacına ulaştı. Koç gibi bir grubu kontrol etmeyi başardı. Mehmet Ağar’ı özel uçakta dinlemelerinin amacı da buydu. Ama Ağar konusunda hedeflerine ulaşmadılar.

l Bu örgüt artık hiçbir eylemiyle bizi şaşırtmıyor ama yine de tanık ifadelerinde ‘Bu kadar da olmaz’ dediğiniz neler vardı?

Doğrusu geldiğimiz nokta itibarıyla artık şaşırmıyoruz. Evet, ilk başlarda “Yok canım” dediğimiz olaylarla karşılaştık. Ancak MİT tırları soruşturması, Kudüs Selam Tevhit Örgütü kumpas soruşturmasından sonra bu örgütten her şey bekler hale geldik. Hele 15 Temmuz darbe girişiminde Türkiye’de hiç bir inanç grubunun ve hiçbir terör örgütünün yapamayacağı eylemlerin FETÖ’cüler tarafından gözlerini kırpmadan yaptığını gördükten sonra şaşılacak hiçbir şey kalmadığını anlıyorsunuz. Zaten 15 Temmuz öncesinde ortaya çıkan delillerle biz FETÖ’nün sırf bir kişiyi tasfiye etmek veya onun makamını ele geçirmek amacıyla o insanın günah işlemesi için özel ortamlar oluşturduğunu gördük. Yıllarca İslam dinini maske olarak kullananların İslam’a ihanete sınır tanımadığını gördük. Peygamberlerin dahi aşamayacağı İslam’ın kırmızı çizgilerini altüst ettiklerini gördük. Kul hakkı, iftira, hırsızlık, gasp gibi türlü melanete bulaşmış ve bunu yaparken de zerre kadar endişe ve günah korkusu duymayan bir zihniyete tanık olduk. Darbe gecesi fetih süresi okuyup masum sivil haklı tanklarla ezdiklerini uçaklarla insanları paramparça ettiklerine tanık olduk.

l FETÖ terminolojisi kitabın dikkat çeken bölümlerinden. Bu terminoloji belki ileride başlı başına bir kitabın konusu olur, ne dersiniz?

FETÖ, Türkiye’nin tarihinde görüp-görebileceği en karanlık en acımasız ve uluslararası ilişkileriyle en tehlikeli yapıların başında geliyor. Türkiye ile beraber dünyanın 170 ülkesinde üst düzey yapılanan bu örgüt sadece istihbarat ve parayla ayakta durmadı. Örgüt her ülkede, içinde bulunduğu kültür ve inanç sisteminin önceliklerine göre şekillendi. Bunu yaparken de ya bir takım özel kavramlar oluşturdu ya da var olanların içini değiştirerek örgütsel taktiklerle perdeledi.  FETÖ ve mensuplarının zihin kodlarını çözebilmek için örgütün terminolojisini bilmemiz gerekiyor. Çünkü FETÖ bugüne kadar alışılagelen hiçbir örgütle kıyaslanamayacak kadar komplike ve bir o kadar da sinsi bir yapıya sahip. FETÖ amacına ulaşmak için ilerlediği yolda herhangi bir meşruiyet zeminine de ihtiyaç duymaz. FETÖ’yü anlamak için ele geçirmeye çalıştığı toplumlarda kendini nasıl tanıttığını ve örgüt içinde kullandığı kavramları ve bu kavramlara yüklediği anlamları bilmek çok önemli.