Adı barış, kaderi savaş

Hz. Muhammed Hicret’ten üç yıl önce Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya doğru namaz kılmaya başlamıştı, hatta Medine devrinin ilk yıllarında yapılan Kuba Mescidi ile Mescid-i Nebevi’nin kıbleleri de Mescid-i Aksa’ya doğruydu, kısacası ayet ile Mescid-i Haram kıble tayin edilene kadar ilk Müslümanlar buraya yöneliyordu. Yine Hz. Muhammed’in Mirac hadisesinde de Kudüs’ün çok anlamlı bir yeri vardı.

Ancak biz Kudüs’ü unuttuk, belki biz unutmadık da bu şehir sistemli bir biçimde bize unutturuldu. Kitapları, televizyon programları ve gezileriyle binlerce insanı keyifli bir tarih yolculuğuna çıkaran Talha Uğurluel unuttuğumuz bu şehri anlatıyor. Onlarca detayı ve anekdotları ile birlikte... Arzın Kapısı Kudüs ilk defa kullanılan fotoğraflar ve şehir haritasıyla okuru şehrin damarlarında gezdiriyor.

MUSA KUDÜS’Ü HİÇ GÖRMEDİ

Bu şehir hakkında ne kadar az şey biliyoruz... İsrailoğullarının Kudüs’e Hz. Musa zamanında göç ettiğini sanıyoruz mesela, oysa Hz. Musa’nın ömrü Kudüs’ü görmeye yetmedi. Ya da, Selahaddin Eyyubi’nin şehri fethettiğini biliyoruz ama Anadolu Selçuklularının Kudüs’teki faaliyetlerini, Mardinli Artuk Bey’in neden orada defnedilmiş bulunduğunu bilmiyoruz. Kadınlar Mescidi geçmişte Tapınak Şövalyeleri’nin yönetim merkeziydi, Osmanlı’yı arkadan vuran Şerif Hüseyin ve oğullarının akıbeti burada düğümlendi...

Talha Uğurluel, Arzın Kapısı Kudüs’te, yine her zamanki keyifli üslubuyla, şehrin serencamını tarihi, mimari, siyasi birçok açıdan anlatıyor. Mescid-i Aksa avlusundaki her bir binaya girip çıkarak, çeşmelerinden su içerek, kitabelerini okuyarak, gölgeliklerinde serinleyerek yazdığı metinler dikkatle okunmayı hak ediyor.