20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Dahilden gazel okumak

ESKİ TÜRK EDEBİYATI ÇALIŞTAYI’NIN 11. TOPLANTISI TEBLİĞLERİ ‘GAZELDEN GAZELE: DÜNÜN ŞİİRİNE BUGÜNDEN BAKIŞLAR’ ADIYLA KİTAPLAŞTIRILDI.

ŞAHİN TORUN11 Kasım 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Dahilden gazel okumak

Eslâf kapıldıkça güzelden güzele

Fer vermiş o neşveyle gazelden gazele

Sönmez seher-i haşre kadar şi’r-i kadim

Bir meş’aledir devredilir elden ele

Yahya Kemal

Dokuz yıldan beridir Eski Türk Edebiyatı Çalışmaları adı altında düzenlenen Eski Türk Edebiyatı Çalıştayı’nın 11. Toplantısı ‘Gazelden Gazele: ‘Dünün Şiirine Bugünden Bakışlar’  olarak adlandırılmış. Bu toplantıya dair bildiriler derlemesi hem Ersu Pekin’in emek işi tasarımı hem de Klasik Yayınları’nın titiz ve kaliteli baskısı ile tıpkı içeriğinin doluluğu gibi oldukça dikkat çekici bir çalışma olarak şekillenmiş. Bahse konu çalıştay toplantılarının ilki 2005 yılında ‘Sözde ve anlamda farklılaşma: Sebk-i Hindî’ adıyla düzenlenmişti. Türkiye üniversitelerinden Türk ve Fars dili ve edebiyatı uzmanlarının gayretiyle şekillenen bu ilk çalışmadan sonra çalıştayın ilk altı toplantısına ait tüm derlemeler de Turkuaz Yayıncılık tarafından yayınlamıştı.

Çalıştayın son dört toplantısına dair bildiriler ise Kasîdeye Medhiye: Biçime, İşleve ve Muhtevaya Dair Tespitler, Metnin Halleri: Osmanlı’da Telif, Tercüme ve Şerh, Eski Metinlere Yeni Bağlamlar ve son çalışma olan Gazelden Gazele: Dünün Şiirine Bugünden Bakışlar başlıklarıyla Klasik Yayınları tarafından kitaplaştırılmış durumda. 11 yıl boyunca süregelen bu özverili ve kapsamlı çalışma dolayısıyla hem ayrı ayrı hem de bir bütün olarak katkıda bulunan bütün uzman akademisyenlerle başta Ersu Pekin, E.G.Ambross, Cafer Mum, M.Umut İnan, Lokman Turan, Sadık Armutlu, Veysel Öztürk, Sami Dural, Bilen Işıktaş, Yavuz Bayram, Bilal Orfali, Ferenc Csirkes, Riccardo Zipoli, F.Lewis, J.S.Meisami, Renata Jacobi olmak üzere teşekkür etmek gerekiyor.

GAZEL TÜRKÇEYLE GELDİ

Başta da söylediğimiz gibi, bu uzun süreli çalışmaların 11.’ sini teşkil eden son derlemenin konusu gazel ve gazel edebiyatı. Basılı Eserler ve El Yazması Eserler’den müteşekkil 30 sayfadan fazla kaynakçası ile metin sonlarında yer alan ‘Ekler’i de dahil 551 sayfa tutan gazel konulu yazıların yer aldığı derlemede dikkati çeken akademik gayret ise standart akademik yazınsal biçimleri aşıyor. Derlemeye özgün içeriğini de kazandıran bu - elbette önemli ölçüde akademik standartlara uygun ama bir o kadar da rahat ve okunabilir nitelikteki - hale bakarak katkıda bulunan akademisyenlerin belirgin bir yazma becerisini gösterdiklerini söyleyebiliriz.

Gazelin bir form olarak Türk edebiyatında ortaya çıkışının, esas olarak Türkçenin bir edebiyat dili olarak ortaya çıkışı ile bağlantılı oluşundan söz eden Selami Turan’ın gazelin ilk izlerinin görüldüğü bir metin olarak Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig’inden söz edişi dikkate değer. Özellikle münacaat, naat ve medhiye bölümlerinde Kutadgu Bilig’le adeta gazelin ilk tohumlarının atıldığı bilgisini okurken bu değerli eseri hep yapageldiğimiz işlevsel okumanın dışında bir de formel ve kuramsal çerçevede başka biçimde okumamız gerektiğini ortaya koyuyor Turan. Bu makalede aynı biçimde Türkçe gazelin kurucuları olarak Gelibolulu Muhyiddin’den, Mevlana’ya, Sultan Veled’e, Şeyyad Hamza’ya, Aşık Paşa’ya ve Hoca Dehhani’ye kadar uzanan bir yolda yapılan tarihsel bir izlekteki yorumları görmek mümkün.

NEOPLATONİK ÖGELER

E.G. Ambross’un makalesinde ise; gazel ve sone ‘sonne’nin aşk bağlamındaki benzerlikleri çerçevesinde Endülüs-Arap şiiriyle daha çok 15. ve 16. yüzyıllarda Avrupa’nın seyahat yollarında çalıp söyleyen Trabudar şiirinin etkileşimi konu ediliyor. Özellikle Endülüs- Arap kökenli Muvaşşah ve Zacal türündeki şiirin Avrupalı Trabudar şiiri üzerinde yapısal bir etki bıraktığı ve bu etkinin giderek sonelere kadar devam edip poetik anlamdaki bir bağla Hafız’ın gazelleri ile Shakespeare’in soneleri arasında bir benzerlik olduğunu okuyoruz. Ambros’un bu çerçevede Osmanlı gazelini ele alarak, Meali ve Taşlıcalı Yahya üzerinden yine Shakespeare’in soneleriyle birleştirerek her iki şiirde de uzri aşk ve neoplatonik ögeler görülebileceğine yönelik yorumu ise oldukça ufuk açıcı bir nitelik taşıyor.

 Lokman Turan’ın bir 15. yüzyıl şairi olan Şeyhi’nin Hüsrevü Şirin mesnevisinde yer alan 27 beyit üzerinden bir gazel ve mesnevi ilişkisine yönelip, Şeyhi’nin Kur’an kaynaklı ‘seb’a’l-mesani- tekrarlanan yedi- ye yönelik bir akışla yazmış olduğu mesneviye bakarak Şeyhi için; “Gazel küçük bir mesnevidir, mesnevi ise büyük bir gazeldir...” yorumu özellikle mesnevilere yerleşmiş haldeki gazel için söz konusu edebileceğimiz ses, rezonans, yapı ve bağlamı anlamak bakımından oldukça önemli bir yeniden okuma sebebi olarak dikkat çekiyor.

ZAFER HANIM’IN İZİNDE

Benzer biçimde devam eden diğer makalelerde de,  gazellü’l hissi - gazelü’l fahiş, gazelül’l afif, hadari gazel, uzri gazeller gibi farklı gelenekler ve farklı gazelleri ele alan S. Armutlu’nun makalesi, Veysel Öztürk’ün ilk Türk kadın romancısı Zafer Hanım’ın Aşk-ı Vatan’ındaki gazelin izlerini süren makalesi, Türkçe gazele de ciddi bir kuramsal bakışla yaklaşan R. Zipoli’nin bir yandan göstergebilime öbür yandan evrensel bir bakışla imgenin tarihsel sürecine yöneldiği emek işi makalesi gibi değerli makaleleri okuyarak, gazele yeni libaslar giydirmekten çok emek verenlerin şiirin ve gazelin üstüne örtülen libasları anlamı ve derinliği açık edecek biçimde katman katman çıkararak sergilemiş, oldukça renkli ve müzikalitesi yüksek bir yazınsal yolculuğun peşine düşüyoruz.