19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

İlkbahar Yaz Mevsim Mevsim...

HER MEVSİMİN AHENGİNE VURGU YAPAN EROL ERDOĞAN’IN DENEMELERİ ŞEHRİ VE MEVSİMLERİ YENİDEN OKUMAK İÇİN İYİ BİR BAHANE İNSAN MEVSİMİ.

ZEYNEP SANCAR 13 Haziran 2013 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
İlkbahar Yaz Mevsim Mevsim...
Eğitimci ve siyasetçi kimliği ile tanınan Erol Erdoğan denemelerini İnsan Mevsimi adıyla kitaplaştırdı. Mevsimleri ve hayata yansımalarını dünden bugüne yaşanmışlıklarla satırlarına taşıyan Erdoğan’ın kaleminden çıkanlar sadece nostaljik güzellemeden ibaret değil. Sade hayata, sükunete, dinginliğe işaret eden Erol Erdoğan, kimi zaman mevsimlerin edebiyatımızdaki yansımalarını hatırlatıyor kimi zaman aylara, mevsimlere yüklenen anlamları gündemine alıyor.
Naif bir dili var Erdoğan’ın… Güzün sukûneti ve neşesini kardan adam yapmanın ne kadar mutluluk verici bir eğlence olduğunu söylüyor sözgelimi. Her kar yağışını ‘kabus’ olarak görenlere harbiden bozuluyor ve bu yüzden annelere ‘kar yağdığı günlerde çocuklar üşümesin diye onları eve kapatmayın’ diyerek sesleniyor.
MEVSİMLERİ FARKETMEK İÇİN
Baharın gelişini fark etmek için ise hayata nasıl baktığımız önemli Erol Erdoğan’a göre. Bu yüzden “Avuç kadar toprağın olduğu metropolde bile baharın gelişini hissederiz. Bu açıdan bakıldığında şehir, baharın geldiğini anlamamıza ve mevsimin hoş havasını içimize çekmemize tek başına engel değildir. Bazen başka şeyler baharın gelişini de gidişini de hissetmeyecek kadar bizi körleştirebilir /… / Baharın fark edilmesi kuru bir romantizm değil, hayatın kendisi ile doğrudan alakalı bir şey” diyerek metropol yaşamının koşturmacası içinde neleri ıskaladığımıza işaret ediyor. Toprağa yakın duranların neden şehirde mutsuz olduğunu ise Ahmet Dayı ve eşi Fadime Teyze’nın hikâyesi üzerinden somutlaştırıyor: “Şehir dar geliyor onlara. Tarla yolunda yürümenin, gece yarısı kurulukta çay içmenin, cami avlusunda ikindi sonrası sohbet etmenin, sabahları güneşin doğuşunu izlemenin, rahatça ayaklarını uzatıp sedirde yatmanın ne zevkini ne de rahatlığını bulabiliyorlar o kocaman şehirlerde. /…/ Göğüsleri daralıyor, gözleri kararıyor şehirde. Yıllarca irezlükten baktıkları her an kilometrelerce ova, sıra sıra dağlar, koca koca ağaçlar görmüş bu insanlara şehrin dev binaları canavar gibi gözüküyor olmalı. Yürürken korkuyorlar, konuşurken çekiniyorlar, istemekten ve sormaktan ar ediyorlar.”
Her mevsimin rengine, ahengine sahip çıkmak gerektiğine vurgu yapan Erdoğan’ın denemelerinde belki de mevsimlerle en sağlam bağ kuranlar olduğu için çocuklar ve çocukluğun özel bir yeri var. Çocukları, şehri ve mevsimleri yeniden okumak için iyi bir bahane İnsan Mevsimi.

İnsan Mevsimi
Erol Erdoğan
İz Yayıncılık