26 Nisan 2024 Cuma / 18 Sevval 1445

Kim, ne okuyor?

11 Kasım 2016 Cuma 07:00 - Güncelleme:
Kim, ne okuyor?

Haydar Ergülen (Şair): Hasan Ali Toptaş’ın Kuşlar Yasına Gider (Everest), değişik bir Hasan Ali romanı. Heyecanlı da. Ayrıca okurken onun ‘babalar bizim alınyazımızdır’ sözünü hiç unutmadım. Bir oto tamircisi ve yolcu olan babamı sık sık düşündüm. Babalar ne kadar da birbirlerine benziyor diye.

Şükrü Erbaş’ın Yaşıyoruz Sessizce (Kırmızı Kedi) kitabını “ağlıyoruz sessizce” diye değiştirerek okudum, okuyorum. Erbaş, şiirimizin büyüklerinden ve giderek daha sessiz bir şiir yazıyor ki yakında adeta harflerle yazacak ve bizi harflerin yetkin şiiriyle de tanıştıracak.
 
Şair arkadaşımız Mehmet Can Doğan, güzel şiirlerinin yanında başka güzel işler de yapıyor. Edip Cansever, Turgut Uyar’dan sonra Oktay Rifat’ın da dışarıda kalan şiirlerini topladı, bu dünya herkese güzel (yky). Darısı Cemal Süreya’nın başına. Rüya mı gerçek mi bilmiyorum ama sık sık Süreya’nın en az iki kitaplık şiiri daha varmış gibi hayalliyorum.
 
Sevgili arkadaşım Nilgün Marmara’nın günlükleri de nihayet ilk kez eksiksiz olarak basıldı, Defterler (Everest). Umarım kimi tatsız söylentiler de böylece son bulur.
 
Okuyacağım kitaplara gelince. Sevdiğim müzisyen, şair, romancı Hüsnü Arkan’ın adının güzelliğine de vurulduğum Gülhisarlı Terziler (Kırmızı Kedi) ile yine filmlerini, resimlerini ve romanlarını çok sevdiğim Tayfun Pirselimoğlu’nun Berber (İletişim) romanını okuyacağım. Elbette sürekli okuduğum şiir kitaplarını tek tek saymam olanaksız. Dikkatimi çok çeken ve yazın okuduğum bir ilk kitap, Nergihan Yeşilyurt’un Otomatların Marşı (Hece), etkileyici bir kitaptı.
 
Erol Göka (Akadamisyen-Yazar):
 
Tek kitap okumaktan ziyade, konu çalışır, ilgili kitapları önümde bulundururum. Bir süredir, “İnsan Sonrası” konusu hakkında çalışıyorum. Rosi Bradiotti’nin İnsan Sonrası, Umut Yener Kara’nın Kimlik Oyunu masamda... Ama daha çok internetten ulaştığım kaynaklarla meşgul oluyorum. Çalışmanın sonucunu gazetemdeki köşeme taşır, imkan varsa bir kitap bölümü olarak da hazırlarım. Öğrendiklerimi ve düşündüklerimi okurlarla paylaşmak, en zevkle yaptığım işlerden. 
 
Ercan Yıldırım (Yazar): 
 
Her zaman olduğu gibi birden fazla kitabı aynı dönemde okumaya çalışıyorum. Bugünlerde gündemin arka planını oluşturacak kitaplara bakmaya gayret ediyorum. Bu bakımdan sol-sosyalistlerin son dönemde kullandıkları faşizm ithamı çerçevesinde, bölgemizdeki gelişmelere bağlı olarak çok yönlü eserleri takip ediyorum. Sol-sosyalistler faşizm kavramını yanlış kullanıyor, aslında kendi aralarında da bunu tartışmıyorlar değil; İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra faşist iktidarlardan bahsetmek mümkün değil. Bu bakımdan Carl Schmitt’in Kanunilik ve Meşruiyet’ini yeni bitirdim; Michael Mann’ın Faşistler, İletişim’den derleme çıkan Savaştaki İmparatorluklar 1911-1923, Fredric Jameson’un Hegel Varyasyonları ile Michel Foucault’nun Entelektüelin Siyasi İşlevi’ni okuyorum. Ayriyeten İlem’in 1960 - 1980 Arası İslamcı Dergiler ile Tarık Buğra’nın söyleşileri de sırada... Fütûhât-ı Mekkiye’ye başladım ama ilerleyemiyorum, 7. cildi uzun zamandır yarısında bekliyor!