19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Türkiye’nin demokratik birlik mücadelesi

Mehmet Uçum, kitabında 16 Nisan Anayasa Değişikliği’ni, zamanlama, politik-hukuk yaklaşımı, demokrasi ölçütleri ve içeriği açısından ele alıyor.

TUNA GÜRPINAR13 Eylül 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Türkiye’nin demokratik birlik mücadelesi
Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlarından Mehmet Uçum’un kaleme aldığı 16 Nisan isimli kitap, ‘15-16 Temmuz’dan Cumhurbaşkanlığı Sistemine Türkiye’nin Demokratik Birliği Mücadelesinde Yeni Aşama’ üst başlığını taşıyor. Uçum çalışmasında 16 Nisan Anayasa Değişikliği’ni, zamanlama, politik-hukuk yaklaşımı, demokrasi ölçütleri ve içeriği açısından ele alıyor. Zamanlama bahsinde 15 Temmuz olaylarının analizine önemli bir vurgu yapmak gerekliliğine dikkat çekiyor yazar. Bu nedenle kitapta ayrı bir başlık altında değerlendirdiklerini vurguluyor. Meşruiyet, mutabakat ve teklik hususları, Uçum’un üzerinde durduğu diğer mühim konular. Yazar demokratik başkanlık sistemlerinin siyasi açıdan tek kişilik hükümet, teknik açıdan ise ekip hükümeti olduğunun altını çiziyor. Bu minvalde tek adam rejimi hakkında söyledikleri önemli: “Tek kişilik hükümet olmasının sebebi, başkan adaylarından birinin halk tarafından seçilmesiyle hükümetin kurulmasıdır. Tek adam rejimleri ise otoriter ve totaliter sistemlerde iktidarın adıdır. Hükümet modeli ile tek adam rejimi kurulmasının bir ilişkisi yoktur. Hitler, parlamenter hükümet modelinde; Stalin, parti-devlet yönetiminde; Pinochet, başkanlık hükümet modelinde tek adam rejimini kurmuştur. Tek adam rejimleri baskıyla, darbeyle, iç savaşla kurulur. Demokratik sistem ve işleyiş içinde hele belli bir hukuk sistematiğine dayanarak tek adam rejimi çıkacağını iddia etmek sosyolojik ve siyasi gerçeklikle bağdaşmaz.”
 
Bütün boyutlarıyla siyasal sistemde reform başlatan 16 Nisan Anayasa Değişikliği, daha öncesinde yapılan 18 anayasa değişikliğinden sistem içi revizyon niteliği taşıması yönüyle ayrılır. Devletin iç aygıtı, kurumsal mimarisi ve teşkilatı yeniden yapılandırılmıştır 16 Nisan kararıyla. Mehmet Uçum bu yönüyle 16 Nisan’ı, 1982 Anayasasında kurgulanan siyasal sistemimizi dönüştürmeye yönelik birinci reform olarak kabul edebileceğimizi söylüyor. 
 
EN BÜYÜK BARIŞÇI DEVRİM
 
Yazar ‘21. Yüzyılda Türkiye’nin Devrimi’ başlığı altında, 15 Temmuz’un dünya tarihinin şimdiye kadar gördüğü devrim pratiklerinden nitelik ve nicelik yönüyle nasıl ayrıldığını ise şöyle izah ediyor: “Bu devrim halk devrimidir; çünkü kadrocu hareketler değil bizatihi halkın kendisi, halkın organik ve doğrudan lideri Erdoğan önderliğinde bu devrimi başarmıştır. 15-16 Temmuz bir devrimdir; çünkü her devrimin iki aşaması vardır. Birincisi iktidarı değiştirme, ikincisi yeni iktidarın inşasıdır. Şimdi ikinci aşama olan inşa dönemindeyiz. 15-16 Temmuz dünya siyasal tarihinin gördüğü en büyük barışçı devrimdir.”