25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Aşiyan’da kanadı kırık bir kuş

Ezop Sahne’nin tek kişilik oyunu Aşiyan, bir ‘tutunamayan’ öyküsü olarak, çocukluğu elinden alınmış, terk edilmiş bir anne adayının yalnızlık çıkmazına odaklanıyor.

BEDİR ACAR23 Ocak 2017 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Aşiyan’da kanadı kırık bir kuş

İstanbul Beşiktaş’ta yaklaşık altı ay önce kapılarını açan Ezop Sahne, Aşiyan adlı tek kişilik oyunla sanatseverleri karşılıyor.

Bihter Dinçel’in hem yazdığı hem oynadığı Aşiyan, içimizden birinin hikayesi. Yaşanmamış çocukluğun; yarım kalmış hayallerin, hatıraların kıskacında yalnızlığa saplanmış, bir genç kadının hikayesi bu; Alkolik bir annenin elinde hayallerine ket vurulmuş, mutlu sonla biten masallar anlatan babasını küçük yaşta kaybetmiş Deniz Anar’ın öyküsü…

İSYAN VE MELANKOLİ

Aileden kalma antika eşyalarla dolu bir apartmanda tek başına yaşayan Deniz, erkek arkadaşı tarafından terk edilmiş bir anne adayı. Bir gün penceresinin önünde sardunyalarıyla dertleşirken, sokakta aniden kulakları sağır eden bir patlamaya şahit olur. Bu Aşiyan’da meydana gelen terör saldırısıdır.

Oyun buradan bakıldığında, ülkemizin içinden geçmekte olduğu zor dönemle de ilişki kuruyor. Türkiye’nin sıklıkla maruz kaldığı terör olayları, Deniz’in adeta eve kapanmasına neden olur. Genç kadın teröre isyan eder ve insanoğlunun derdinin ne olduğuna dair (toprak, siyaset, din?) sorgulamalarda bulunur. 

Kanımca hikayenin ışıldayan noktası, aslında cıvıl cıvıl, hayat dolu olacakken, umutları tükenmiş, karanlık tünelin içinden geçmekte olan bir kadının karnında taşıdığı canlıya hayat verecek olması… Her şeye rağmen bir umut taşıması…

ÇOCUKLUK TRAVMASI

Çocuklukta yaşanan travmaların ileriki yıllarda hayatımıza etkileri çokça işlenmiş bir konu olsa da, bireysel ve toplumsal bir travma olarak terör meselesini paranteze alıp teğet geçen Aşiyan’ın en büyük kozu Bihter Dinçel’in oyunculuk gösterisi. Babaannesinin taklitlerini yaparken de, melankolik bir aşığın histerilerini yaşarken de çok başarılı. Dolayısıyla kendi yazdığı metne olan inancını seyirciye geçirmeyi de başarıyor. Tek kişilik bir oyunda, üstelik seyirciyle burun burunayken, hissettirmeden karakterden karaktere geçebilmek gerçek bir ustalık gerektirir. Ki, Dinçel bunun üstesinden rahatlıkla geliyor.

Aşiyan’ın en ilginç yanlarından biri de Barış Dinçel imzalı sahne dekoru. Neredeyse evdeki tüm eşyalar tersine dönmüş ve normal formları dışında tasarlanmış. Ayakları yukarıda bir şifonyer, sol tarafı havaya doğru bükülmüş bir koltuk, yamuk abajurlar vs. Bu dekor oyun karakterinin altüst olmuş dünyasına da bir gönderme niteliği taşıyor. Bu ‘işlevsellik’ olumlanabilir elbette. Ancak kübik möbleler, klasik öykü anlatma biçimini tercih eden Aşiyan için fazlasıyla ‘avangart’ kaçıyor. 

Müzikler de tüm bu ‘şekilsizliğe’ rağmen fazlasıyla klasik… Pikapta Zeki Müren’ler, Emel Sayın’lar, Müzeyyen Senar’lar, Sezen Aksular meledromik bir nostalji yaşatıyor seyirciye. 

Şaşırtıcı, şoke edici bir öykü olmasa da, kendi meselesini 90 dakika boyunca çekip çevirebilen bir oyun Aşiyan. Sıkıcı değil, ancak sarsıcı da değil. 

Aşiyan bu akşam 20:30’da 29 Ocak Pazar günü de 18:30’da seyirciyle buluşuyor.