20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

'Balede çok yoğun ve çok iyi bir sezon geçirdik'

Türkiye'de vatandaşların sanata artan ilgisi Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin sadece bale temsillerinde kendini gösterdi. Bu yıl sezonun gerçekleştiği 7 ayda 30 binin üzerinde kişi bale izledi.

AA17 Mayıs 2018 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
'Balede çok yoğun ve çok iyi bir sezon geçirdik'

Türkiye'de vatandaşların sanata artan ilgisi Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin (ADOB) sadece bale temsillerinde kendini gösterdi. Bu yıl sezonun gerçekleştiği 7 ayda 30 binin üzerinde kişi bale izledi.

Ulus'ta bulunan tarihi Opera Sahnesi, tadilat planlamaları çerçevesinde gelecek sezona zamanında başlayabilmek için mayıs ayı başında perdelerini kapattı.

Bir dönem TRT'de yayımlanan ünlü Susam Sokağı'nda "Minik Kuş" karakterine can veren, 1988 yılından bu yana balede birçok önemli eserde solist dansçı olarak yer alan ADOB Bale Başkoreografı Hakan Odabaşı, geçen yıl ekim ayı başında başlayan bale sezonu ve gelecek sezonda yapılması planlanan yeni çalışmalara ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Ocak 2017'de göreve geldiğinde çok uzun zamandır klasik bale sergilemeyen Ankara balesinde yeni jenerasyonun mutlaka klasik bale yapması gerektiğini düşündüğünü ve ilk adımı Giselle balesi ile attıklarını anlatan Odabaşı, Lorca Massine'nin koreografisiyle dünyaca ünlü Zorba balesinin de sahneye taşındığını söyledi.

Harem balesi, Birim Dans Tiyatrosu ile İhsan Bengier’in Töre eserini, modern dansta ise Frida, Tango's ve Beyhan Murphy'nin Güldestan eserlerini de seyirciyle buluşturduklarını anlatan Odabaşı, "Balede çok yoğun ve çok iyi bir sezon geçirdik. Bunun da karşılığını seyirciden çok güzel aldık. 30 bin 500 civarında seyirci temsillerimizi izledi. Toplamda 55 ile 60 arasında temsil yaptık. Kapalı gişe oynadık." dedi.

"Bizi hiçbir eserimizde yalnız bırakmıyorlar"

Bu rakamların sadece yerleşik sahnedeki bale temsillerini içerdiğine ve festivallerin bu rakama dahil olmadığına dikkati çeken Odabaşı, geçen yıl baleye gelen kişi sayısının da yaklaşık 28 bin olduğunu kaydetti.

Odabaşı, "Seyircilerimize gerçekten teşekkür ediyorum. Çok ilgi gösteriyorlar, bizi hiçbir eserimizde yalnız bırakmıyorlar. Demek ki biz de doğru bir şey yapmışız diye düşünüyorum. Seyirciler buradan çok memnun ayrılıyor, seyreden bir kez daha seyrediyor." ifadelerini kullandı.

Yeni sezonun eserleri arasında "Muhteşem Gatsby" de var

Gelecek sezon hayata geçirilmesi planlanan yeni projelere de değinen Odabaşı, "Önümüzdeki sene Don Kişot, bir de Scott Fitzgerald'ın klasikleşmiş eseri 'Great Gatsby' (Muhteşem Gatsby) olabilir. Şu anda bununla ilgili ön çalışmalarımızı yapıyoruz." diye konuştu.

Odabaşı, yeni sezon hazırlıklarının şimdiden yapıldığını ve tadilatın bitmesinin ardından sezon açıldığı anda bu eserleri sahneye koyabileceklerini vurguladı.

Eskişehir'deki Opera Bale Festivali'nde Zorba'yı bin 500 kişinin izlediğini ifade eden Odabaşı, yaz dönemi bale festivallerine yönelik "İstanbul Opera Bale Festivali kapsamında 2 Temmuz'da Zorba'yı oynayacağız. 1 Ağustos'ta Bodrum Bale Festivali, 7 Eylül'de de Efes Opera Bale Festivali yapılacak. Daha sonra da Aspendos olacak. Yani sezon bizim açımızdan aslında hiç bitmedi, devam ediyor. Uluslararası festivallere de Ankara olarak Zorba eseriyle katılmamız bizim için çok büyük onur." ifadelerini kullandı.

Bir zamanların "Minik Kuş"uydu

Hakan Odabaşı, Susam Sokağı'nda Minik Kuş'u canlandırdığı dönemlere yönelik de o yıllar sabahtan akşama kadar bale yaptığını, akşam da TRT'deki çekimlere gittiğini anlattı.

Susam Sokağı yayımlanırken anlaşma gereği kimliğini açıklaması yasak olduğu için kimsenin Minik Kuş olduğundan haberdar olmadığını söyleyen Odabaşı, "Benim Minik Kuş'u canlandırdığım daha sonraları öğrenildi. O dönem benim için hem çok büyük bir deneyim hem de farklı ve keyifli bir işti." dedi.

Hala balede fuayede kendisini Minik Kuş olarak tanıyıp gelen insanların bulunduğunu ve bunun kendisini çok şaşırttığını dile getiren Odabaşı, yine böyle bir proje olsa seve seve yer alacağını aktardı.

Susam Sokağı'nda çocuklar için öğretici unsurların da bulunduğunu anımsatan Odabaşı, o dönemde çizgi filmlerin daha duygusal, birleştirici, sevgi dolu olduğunu ifade etti.