19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

'Bizim evimiz konservatuvar gibiydi'

Şair, yazar, udi ve bestekar Fırat Kızıltuğ, 'Musiki ve Edebiyat Dünyamızdan Hatıralar' başlıklı konferansta, sanatseverlerle buluştu.

AA12 Ocak 2018 Cuma 07:00 - Güncelleme:
'Bizim evimiz konservatuvar gibiydi'

Musiki üstatlarından, şair, yazar, udi ve bestekar Fırat Kızıltuğ, "Musiki ve Edebiyat Dünyamızdan Hatıralar" başlıklı konferansta, "Baki'den, Fuzuli'den, Şeyh Galip'ten gazelleri bilmiyorsanız, 'Edebiyatı seviyorum' deseniz bile anlamadıktan sonra değişen bir şey olmaz. Bir şeyi biliyorsanız doğru dürüst bileceksiniz, bir sanatın hakkını vermek için hayatınızı vereceksiniz." dedi.

Kızıltuğ, Cağaloğlu Babıali Lokantası'nda başlayan "Babıali Enderun Sohbetleri" kapsamında gerçekleşen etkinlikte, musiki dünyasından ve edebiyat aleminden tanıdığı şahsiyetlerle ilgili hatıralarını sanatseverlerle paylaştı.

Usta sanatçı, Münir Nureddin Selçuk, İhsan Özgen, Selahattin İçli, Mustafa Necati Sepetçioğlu, Nevzat Atlığ, Necdet Yaşar, Alaettin Yavaşça, Ahmet Kabaklı, Cemil Meriç, Dilaver Cebeci, Niyazi Sayın ve Münir Özkul gibi edebiyat, müzik ve sinema dünyasının saygın isimleriyle yaşadığı hatıralarını anlattı.

"Yeni İstanbul" gazetesine hem dostlarını görmeye hem de basına intikal etmeyen hadiselerden haberdar olmak için her akşam gittiğini dile getiren Kızıltuğ, "1960'lı yıllarda dostlarım vesilesiyle tanıştığım Yeni istanbul Gazetesi'nde, Tarık Buğra ve Orhan Kemal gibi yazarları tanıdım." diye konuştu.

Kızıltuğ, Türk ve Batı müziği hakkında bilgi vererek, şöyle devam etti: "Batı müziği çalışan bir insan kolay kolay Türk müziğini icra edemez. Nitekim şöyle bir iddiada bulunabilirim, bütün viyolonselcileri toplayalım benim kadar Gülizar Peşrevi'ni veya Gülizar Saz Semaisi'ni çalamaz. Çünkü o makamların derinliğini bilmek lazım. Bir makamı öğrenmeniz için o makamdan en az 50 eseri bilmeniz gerekiyor. Bu tıpkı edebiyata benzer. Bu iş, 'Ben Osmanlı edebiyatını biliyorum' demekle olmaz, Baki'den, Fuzuli'den, Şeyh Galip'ten gazelleri bilmiyorsanız, 'Edebiyatı seviyorum' deseniz bile anlamadıktan sonra değişen bir şey olmaz. Bir şeyi biliyorsanız doğru dürüst bileceksiniz, bir sanatın hakkını vermek için hayatınızı vereceksiniz."

"Türküsü olmayan düşünce ölmeye mahkumdur"

Doğuştan müzisyen olduğunu aktaran Fırat Kızıltuğ, "Doğuştan müzisyen bir aileden geldim. Babam bando şefiydi yani ailem zaten müzisyendi, ev konservatuvar gibiydi. Eğer körü körüne müziğe saplansaydım, Edebiyat Fakültesinde Türkoloji okumam lazımdı." diye konuştu.

Kızıltuğ, günümüz müzik anlayışını değerlendirerek, şunları kaydetti:

"Şimdiki gençler, günümüz şarkıcıları varken kalkıp Safiye Ayla'nın Bestenigar şarkılarını neden dinlesin? Dinleyemez çünkü o kültüre sahip değiller. Nedeni ise ailenin ortak söyleyebileceği bir şarkısı yok ve ortam artık müsait değil. Musiki, eğitim meselesidir. Musikimizin zayıflaması da Türkçenin zayıflaması anlamına gelir. Eğer bugün şairlerimiz ve büyük yazarlarımız yoksa veya çok az ise şarkılarımızın olmamasındandır. Herhangi bir doktrine ve düşünceye bir türkü yapılamamışsa, o düşünce ölüme mahkumdur. Düşüncenin ebedileşmesi için o doktrinin müzikle buluşması ve alakadar olması lazımdır. Çünkü müzik, dili düzeltiyor."