25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Büyük Doğu’nun yaşayan gölgesi

Kökler Derneği, Gölge dergisinin 41. yılında “Büyük Doğu’nun yaşayan gölgesi” adıyla sergi düzenliyor. 20-27 Ekim tarihleri arasındaki sergiye katılanlara, derginin ilk sayısı hediye edilecek.

YAKUP KÖSE20 Ekim 2016 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
Büyük Doğu’nun  yaşayan gölgesi

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun 1975’te çıkardığı Gölge dergisinin çıkışının 41. yılında Kökler Derneği “Büyük Doğu’nun yaşayan gölgesi” adıyla sergi düzenliyor. 20-27 Ekim tarihleri arasında Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenecek serginin küratörü Atilla Örküş’le sergi hakkında konuştuk.

Düzenlediğiniz serginin adı “Büyük Doğu’nun Yaşayan Gölgesi”. Niçin bu ismi seçtiniz?

Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’nun Gölge dergisinin ilk sayısında yayımlanan önsözdeki, “«Dava çilekeşinin» Hamurkârlığını yaptığı gençliğe «nerdesin?» cevabıyla değil; «murad edilenin Gölge’si kabul edilebilirsek burdayız, hedefimiz Aslı gibi olmaktır.» demek niyetiyle çıktık.” ifâdeleri bize sergi için ilhâm kaynağı oldu.

Önsözde geçen “Dava çilekeşi” Üstad Necip Fazıl Kısakürek, “Murad edilen” de Büyük Doğu. Mütefekkir Mirzabeyoğlu, 1975’te çıkardığı Gölge dergisinden bugüne “niyetini bozmadan” verdiği mücadeleyi yeni nesle anlatmak için bu sergiyi düzenlemeye karar verdik ve isimlendirmeyi de buna nisbetle yaptık.

O dönemde yayımlanmış diğer dergilerden Gölge’yi ayıran hususiyetler neler?

Genel mânâda dergiler bir kopuş sürecinin neticesinde çıkıyor. Yâni, bir hareketin içinden çeşitli sebeplerle ayrılan bir grup hemen dergi çıkartıp yeni şeyler söylediğini iddia ediyor. Fikri bir süreklilik göstermiyorlar. Gölge ise, daha ilk sayısında bağlı olduğu fikri ilan ediyor; Büyük Doğu. İslâm’a nisbetle eşya ve hâdiselere teshir etme davasının adı olan Büyük Doğu’nun içtimaî kavgasını veren Gölge, bu mücadelesini 40 yıldır sürdürüyor. Şu notu düşmeden geçmeyeyim. Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu, “Büyük Doğu Devleti kurmak davranışı” suçlamasıyla hakkında dava açılan ilk isim.

İlk çıktığı günden bugüne nisbetini bozmuyor.      

Evet. Biliyorsunuz Üstad, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’ne intisabıyla, devrimlerle kesilmek istenen Anadolu’nun ruh kökünün kavgasını vermeye başlıyor. Gölge işte geleneğin devamı. Dikkat çekmek istiyorum, o dönemlerde başlayıp 90’larda tavan bulan İslâmcılar arasında Anadolu halkının kahir ekseriyetinin mensub olduğu Ehl-i Sünnet itikadını ve tasavvufu aşağılama modasına uymayı bırakın yerle bir eden ihtilalci çıkışı yapar Gölge. Bu tarafta bunu yaparken diğer tarafta da, davasının değil de canının malının derdine düşüp bunu da gelenek adı altında pazarlayanların tezgâhlarını bozmuş, Menemen provokasyonuyla sindirilen Müslümanlar’ın üzerinden ölü toprağını atmıştır. 

Bu çizdiğiniz çerçeve içerisinde Gölge dergisiyle ilgili başka neler söylenebilir?

Gölge kullandığı dille, kapaklarıyla, karikatür, poster, kartpostallarıyla ve dosya konularıyla İslâmcı camianın pek alışık olmadığı dergi hüviyetinde. Sadece Anadolu’yu veya sadece Kudüs’ü işlemiyor, bu iletişim çağında bile dergilerimizde göremediğimiz ümmetle alâkalı haberleri derginin sayfalarında görebiliyoruz. Zengibar’daki Müslümanlardan tutun da Moro’dan, Eritre’den, Balkanlar’daki Müslümanlardan haber vermenin ötesinden onlarla irtibat kurulup karşılıklı yazışmalarla birlik sağlanmaya çalışılmış. Müslümanlar’ın Türkiye’deki sesi olunmuş.       

Sergiye dönersek, sergide ziyaretçiler sadece Gölge’nin kapaklarını mı görecek?

Ziyaretçilere, Abdülhakîm Arvasî Hazretleri’nden Üstad Necip Fazıl’a ve ardından Mütefekkir Salih Mirzabeyoğlu’yla devam bir fikrin kesiksiz oluşunu anlatmaya gayret edeceğiz. Bu minvalde Gölge Dergisi’nin kapaklarının yanısıra çeşitli grafik üç boyutlu çalışmalarımız da sergide yer alacak. Ayrıca sergimizi ziyaret edenlere Gölge dergisinin ilk sayısının tıpkıbasımıyla birlikte Gölge kartpostal seti de hediye edilecek.