25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Cumhurbaşkanlığı kültür sanat büyük ödülü sahibi ressam Selahattin Kara: İstanbul'u güzelleştiren de var çirkinleştiren de…

Bugün ‘Ah güzel İstanbul’ diye içimiz sızlıyor. Orantısız kentleşme şehrin canına okurken ‘Aziz İstanbul’un ressamı olarak bilinen Selahattin Kara, altyapısıyla milyonlara konfor sunan şehirlerin bizden özen ve saygı beklediğini söylüyor.

14 Kasım 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Cumhurbaşkanlığı kültür sanat büyük ödülü sahibi ressam Selahattin Kara: İstanbul'u güzelleştiren de var çirkinleştiren de…

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında, bu yıl, resim dalında Selahattin Kara ödüle layık görüldü. Kara, her karesi bir resim estetiğine sahip olan “Aziz İstanbul”u fırçanın diliyle yorumlayan, ondaki saklı güzellikleri gönül gözüyle de hissetmemize imkân tanıyan bir usta. Aynı zamanda şehir ressamı olmanın ötesinde, “İstanbul ressamı” olarak anılan ve kendine özgü tarzı ve ürettiği eserlerle yurt içinde ve dışında takdir toplayan bir isim.

Konforun farkında mıyız?

Kara, çok uzun süredir İstanbul resimleri yapıyor. ‘İstanbul bana göre dünyanın başkentidir, çok önemli bir şehirdir’ diyen sanatçı, şehrin bunca süredir almış olduğu darbelere karşı hala ayakta olduğunu belirterek ‘Onu güzelleştirenler de çirkinleştirenler de var. Her şeye rağmen çok güzel bir şehir” diyor. 

İstanbul’un büyük bir megapol olduğunu vurgulayan Kara, yaklaşık 18 milyon insanın, şehrin ulaşım, doğalgaz, barınma gibi nimetlerinden yararlandığını ancak elde edilen konforun farkında olmadığını dile getiriyor. İstanbul’un ihtiyaçlarının giderilmesi konusunda alt yapı çalışmalarında büyük bir gayret gözlemlediğini dile getiren Kara, şehrin korunması konusunda vatandaşlara da görev düştüğünü söylüyor.

Boğazı göremez oldum

İstanbul’a en çok İstanbul’da yaşayanların sahip çıkması gerektiğini vurgulayan ünlü ressam Selahattin Kara, şehrin mimari estetiğinin bütüncül bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini hatırlatarak, ‘30 yıl önce resim yaptığım tepelerin aynı noktalarından artık boğazı göremez oldum’ diyor ve ekliyor ‘Dikey mimari İstanbul silüetine zarar veriyor. Elbette bir şehir ihtiyaçlara göre yenilenip şekillenecek. Bu değişim kaçınılmaz. Ancak, yetkili merciler bu değişimi sağlarken, bütüncül bir bakış açısı sağlanmalı. İsteyen istediği gibi, hoyratça davranmamalı.’