İçimizdeki çocuk sinemada

Fransız yazar ve pilot Antoine de Saint-Exupéry’nin kaleme aldığı ve ilk kez 1943’te yayımlanan Küçük Prens, çizgi film olarak beyazperdeye uyarlandı. Her yaştan milyonlarca okurun başucu kitaplarından biri olan Küçük Prens, B612 Asteroitinde tek başına yaşayan küçük bir çocuğun altı ayrı gezegeni ziyaret ettiği yolculuğu konu ediyor.

Her gün küçük çocukların mülteci botlarında hayatını kaybettiği, küçük bedenlerin karaya vurduğu bu günlerde, Küçük Prens’in hikâyesi beyazperdede bizlere yol gösterici olacak nitelikte.

Kutsal kitaplar ve ‘Das Kapital’den sonra en çok dile çevrilen edebiyat eseri olan ve hâlâ en çok satan 10 kitap arasında yer alan Küçük Prens’in telif hakkı geçen yıl serbest kaldı. Pek çok yayınevi tarafından ardı ardına yeni baskıları yapılan Küçük Prens bugünlerde devam eden Beyoğlu Sahaflar Festivali’nde de en çok sorulan kitaplar arasında. Kült kitap bugünlerde hem bir sergi hem de sinema filmiyle yeniden gündemde.

Beyazperdede bir Küçük Prens

Mark Osborne yönetmenliğinde beyazperdeye taşınan Küçük Prens, kitabın felsefesinden uzaklaşmayan,oldukça başarılı bir uyarlama. Yönetmen, annesinin belirlediği kurallı ve planlanmış bir hayat yaşamak zorunda kalan bir kız çocuğu ile Küçük Prens’in hikâyesini bir araya getiriyor. Bir gün tuhaf komşusu tarafından gönderilen kâğıt uçak ile Küçük Prens’in gizemli dünyasını keşfeden küçük kız, yaşlı pilot ile büyük bir dostluk kurar. Yetişkinlere ve çocuklara bir arada hitap eden çizgi film, bir çocuğun ölüme bakış açısını da izleyiciye sunuyor. 

Exupery’nin torunu İstanbul’da

Filmin vizyona girdiği bugünlerde dünyanın en kapsamlı Küçük Prens Dünya Sergisi ve Etkinlik alanı İstanbul Capitol’de açıldı. Bu vesileyle Küçük Prens’in yazarı Saint-Exupery’nin torunu ve aynı zamanda Küçük Prens Vakfı Başkanı Olivier D’agay da sergi açılışına katılmak üzere İstanbul’a geldi.  Açılışta konuşan D’agay, eserin basıldığı günden bu yana tüm çevirilerinin ilk kez bir sergide yer aldığını belirtti. Küçük Prens’te herkesin hayatının anlamı ve çözümüne dair bir şeyler bulabileceğini anlatan D’agay, kitapta doğa vasıtasıyla evrenin insanlara öğretildiğini söyledi ve ekledi: ‘Birçok insan hâlâ kitabın içinden kendilerine çözüm bulabiliyor.’

Film hakkında düşüncelerini sorduğumuz Olivier  D’agay, filmin çok başarılı bir uyarlama olduğunu ifade etti. Türkiye’ye ilk kez geldiğini kaydeden D’agay ‘Türk insanını sevgi dolu’ olarak tanımladı. 276 dil ve lehçeden oluşan toplam 481 Küçük Prens kitabının yer aldığı sergi, 20 Ekim’e kadar ziyaretçilerini bekliyor.