19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Restorasyona ajitasyon engeli

Yıllardır kaderine terk edilmiş Narmanlı Han, yeniden şehir hayatına dönüyor. Tabii Emek Sineması ve her restorasyonda olduğu gibi 'tarih katlediliyor' tartışmaları da beraberinde geldi. Hedefteki isim mimar Sinan Genim, şehrin bilinçli olarak gecekondulaştırılmaya çalışıldığını belirterek 'Ben İstanbul'u şenlendiriyorum' diyor.

Selim Efe Erdem25 Ocak 2016 Pazartesi 07:00 - Güncelleme:
Restorasyona ajitasyon engeli
NARMANLI Han, mimarisi ve konuk ettiği isimlerle şehrin hafızası yapılardan. Önce Rus devrimci Troçki, sonra Türk edebiyatı ve sanatının usta isimleri Ahmet Hamdi Tanpınar ve Bedri Rahmi Eyüpoğlu’nu, bir dönem Rus ve Türk ajanlarını konuk eden bir yapı. İki asır boyunca İstanbul'un en gözde yapılarından biri olsa da 20 asırdır metruk halde bekliyor. İstiklal Caddesi'nde önünden geçen insanların 'Bu kadar güzel bir yapı neden bu halde' diye sormadan edemediği Narmanlı Han, şimdi yeniden şehir hayatına dönmeye hazırlanıyor. Mimarı Sinan Genim, Galatasaray Müzesi Restorasyonu, Okmeydanı Okçular Tekkesi, Tepebaşı Suna ve İnan Kıraç Vakfı, Beyoğlu Ebüsuud Hanı Restorasyon Projesi
 
AKS Antalya Kültür Sanat Merkezi gibi projeleriyle adından çokça söz ettiren bir restoratör. Ancak neredeyse her restorasyon projesinde olduğu gibi, Narmanlı'da yeni bir tartışma konusu oldu hatta sivil toplum örgütlerinin kitlesel açıklamalarına konu edilmek isteniyor gibi. Biz de bu iddiaları, Narmanlı Han'ın iki yıl sonra nasıl bir yapı olarak karşımıza çıkacağını mimarı Sinan Genim'e sorduk. 
 
Mimarlığını üstlendiğiniz tarihi Narmanlı Han'ın otel veya AVM yapılacağı, İstiklal'de üst gelir grubuna hitap eden mekanlar olacağı söyleniyor. 
 
Subjektif iddialar ile olay çıkartılmaya çalışılıyor. Narmanlı Han'da iki sene sonra tekrar konuşalım. Bu iddiaları ortaya atanlar, gelip gördükleri manzara karşısında utanacak. Yedi tane dükkana ne oteli ne AVM'si yapılacak? Yapıda ikisi cadde üzerinde, beşi içerde olmak üzere yedi mekan olacak. Bodrum, zemin ve üst kat olmak üzere üç katlı, her biri 100'er metrekareden 300 metrekare olacak. İstiklal Caddesi'nde ilk defa, Fransa'da da örnekleri görünen avludan girişi olan ve orta sınıfa hitap eden mekanlar olacak. Narmanlı Han'a ilişkin kararı, kullanan insanlar, İstanbullular verecek.
 
Narmanlı Han'da restorasyon sonrası nasıl bir yapı ortaya çıkacak? Bir mimar olarak, bu yapıda ne yapmayı amaçladınız? 
 
Okmeydanı Okçular Tekkesi'ni şimdi gördünüz mü? Daha önce orası karanlık bir yerdi, şimdi bakın çevresine hayat veriyor. Narmanlı Han 20 yıldır terk edilmiş duruyor, kimse sesini çıkarmıyordu. Bütün mesele şu: Narmanlı da böyle bir projenin hayata geçmesi, etrafındaki yapıların yenilenmesini de tetikleyecek. Yurt dışından ve yurt içinden insanlar ilgi göstermeye başladı, bölgedeki insanlar ekonomik olarak zenginleşecek. Bu bazı insanları rahatsız ediyor. İstiyorlar ki Narmanlı Han gibi yapılar gecekondu gibi kalsın, çağdaş olmasın. Çünkü restore edildiğinde bölge ekonomisini canlandıracak. Buna mani olmaya çalışıyorlar. Yapılar güzel ve kullanışlı olursa insanın gönlünü şenlendirir. Toplumun üzerine ölü toprağı serpmek istiyorlar. Ben mimarım, hem kendi hayatımı, hem de insanların, İstanbulluların hayatını şenlendirmeye çalışıyorum. Okçular Tekkesi'nde olduğu gibi Narmanlı'da da bunu amaçladım. 
 
AMAÇLARI OLAY ÇIKARMAK
 
20 yıldır terk edilmiş halde bekleyen bir yapının restorasyonuna neden bu kadar tepki gösteriliyor? 
 
Bu projeye tepki gösteren, protestolar düzenleyen insanlar randevu aldılar ama gelip benimle konuşmaktan bile kaçtılar. Çünkü amaçları olay çıkartmak. Narmanlı Han'ın restorasyonu konusunda insanları ajite etmeye çalışıyorlar. Aynı şeyi Emek Sineması'nda yaptılar ama bakın şimdi pırıl pırıl bir mekan oldu ve gidenler methiye düzüyor. Narmanlı Han'ın restorasyonu bitince, İstiklal Caddesi ve İstanbul yeni bir mekan daha kazanmış olacak. 
 
NE GOETHE EVİ NE DE PICASSO ATÖLYESİ
 
Kamuoyunu aydınlatmak adına, bu projeye karşı çıkan STK'ların gündeme getirdiği iddiaları size soralım. Birinci ve ikinci derece tarihi eser olan bu yapılardan caddeye bakan kısmının ön cephesinin korunduğu, arka tarafların yıkıldığı ve tarih katliamı yapıldığı iddia ediliyor. Bu proje koruma kurulundan, anıtlar kurulundan tüm yasal izinlere sahip. Sadece ön tarafta hem arka taraftaki yapıların da dış yüzeyi olduğu gibi korunuyor. 
 

20 yıldır metruk haldeki Narmanlı Hanı, 2014’te 57 milyon dolara işadamları Mehmet Erkul ve Tekin Esen tarafından satın alındı.

Narmanlı Han, restorasyon sonrası şehir sakinlerinin nefes alacağı ve dinleneceği bir alan olacak.

İkinci iddia, yapının kimliğini oluşturan tarihi şahsiyetlerin izlerinin silindiğine yönelik. Biz, tam aksine yapıya kimliğini kavuşturuyoruz. Orijinalinde avluda havuz var ama toprakla kapatılmış. Onu eskisine uygun olarak yapıyoruz. Burada ne Goethe'nin evi gibi bir Tanpınar evi ne de Picasso'nun gibi bir Bedri Rahmi Atölyesi var.
 
Daha Tanpınar'ın kaldığı yerin hangi oda olduğu belli değil. Burada ortak tuvaleti olan altı metrekarelik odalar var. Tanpınar ve Bedri Rahmi'nin ekonomik zorluklardan dolayı kaldıkları bu yerleri teşhir etmek istesek, bu ülkenin vaktiyle onları nasıl burada yaşadıklarını gösteren utanç verici bir şey olur. Ama hatıralarını yaşatacağız. Plaketleri olacak, övünç duyucu olacak. 
NARMANLIYI İSTANBULLULARA AÇTIK
 
Üst gelir grubuna yönelik mağaza ve lokantalarla, yapının sıradan İstanbullulara kapatıldığı iddia ediliyor. Bilakis, İstanbullular artık Narmanlı Han'a girebilecek. Şimdi oradaki noterle birlikte akşam altı olunca kapı demir parmaklıklarla kapanıyor, insanlar önünden geçmeye bile korkuyor. Restorasyon için ilk fotoğraf çekmeye gittiğimizde biz de korktuk açıkçası. Şimdi, Sofyalı Sokağa bir kapı açılıyor. İstanbullular, Narmanlı Han'ın ortasında yapacağız oturma mekanına gelip dinlenebilecek. Herhangi bir ücret de ödemeyecekler. Daha çok İstanbullu gelecek ki orası da iş yapacak, niye İstanbullulara kapansın. Burada bütün mesele, böyle denetim altında mekanların istenmemesi. Beyoğlu kimlik değiştiriyor. Her yeni proje, o yapının şehir yaşamına katılmasını ve bölgenin canlanmasını sağlıyor. 
 
Bir başka iddia, ağaç ve mor salkım katliamı yapıldığı. Binanın orijinalinde avluda ağaç yok. Şimdi devrilmek üzere olan bir çınar var. Dünyanın hiç bir yerinde bu tip binalarda da ağaç olmaz. Çünkü eski adamlar akıllıydı, ağaçları parklara yapardı. Bu tip yapılarda mimariyi göstermek isterlerdi ağacı değil. 
 
***
Şehrin hafızası belgesel oldu
 
İstiklal Caddesi’ne İtalyan bir mimar tarafından yapılmış , bölgedeki hiçbir yapıya benzemeyip o çevrede avlulu tek yapı olan Narmanlı Han, Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle yapımcı ve yönetmen Burcu Soydan ve Umut Mete Soydan tarafından belgeselleştirildi. Belgeselde, İstiklal Caddesi üzerinde 1831 yılında İtalyan mimar Giuseppe Fossati tarafından inşa edilen Narmanlı Han’ın konuklarının sıra dışı öyküsü de anlatılıyor. Belgeselde, hanın 1914’e kadar Rus hapishanesi olarak kullanıldığı, sonra Ahmet Hamdi Tanpınar, Bedri Rahmi Eyüpoğlu, Aliye Berger, gibi birçok önemli isim ve kurumu konuk eden ‘Narmanlı Yurdu’na dönüştüğü anlatılıyor. Mülkiyet sorunları yaşanan han 20 yıldır metruk haldeydi. Narmanlı Han’ın 2014 yılında 57 milyon dolara işadamları Mehmet Erkul ve Tekin Esen satın alınması ve sonrasında hedeflenen restorasyon da belgeselde ele alınıyor.