19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Yayın dünyası Kore seferindeydi

Türk yayıncılar Uluslararası Seul Kitap Fuarı’ndan umutlu ayrıldı. Her iki ülkenin potansiyeller hakkında bilgi alışverişinde bulunuldu. Gelecek için yeni yol haritaları üzerinde duruldu.

BEDİR ACAR20 Haziran 2017 Salı 07:00 - Güncelleme:
Yayın dünyası Kore seferindeydi

Dünya yayıncılık sektöründe büyüklük bakımından 11. sırada yer alan Türkiye giderek çıtayı yükseltiyor. Gün geçtikçe uluslar arası arenada da ‘görünür’ olma yolunda mesafe kateden Türkiye, son olarak Uzakdoğu’nun önemli başkentlerinden Seul Kitap Fuarı’nın Onur Konuğu idi. İlk olarak geçen yıl Güney Kore’ye giden Türk yayıncılar, bu ikinci adımla, Kore yayıncılık pazarını daha yakından tanıma fırsatı buldu.

KORE’YE KÜLTÜR KÖPRÜSÜ

Türk katılımcılar, Güney Koreli meslektaşları ile çeşitli oturumlarda bir araya gelerek, Türkiye ve Güney Kore kitap piyasasının özellikleri ve öncelikleri konusunda bilgi alışverişinde bulundu. Bu alışverişin gelecek için bir yol haritası olması beklentisi var. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan Türkiye standında yaklaşık 60 yayınevi temsil edildi. Aynı zamanda Korece’ye çevirilmiş kitaplar da fuarda boy gösterdi. Türçe-Korece çeviri yoğunluğu şimdilik istenilen düzeyde değil. Tek tük kitaplar var Korece’ye çevirilen… Yaşar Kemal’in İnce Memed’i, Mario Levi’nin İstanbul Bir Masaldı’sı, Necip Fazıl Kısakürek’in Bir Adam Yaratmak’ı bu kitaplar arasında. Türkçe’den Korece’ye en taze kitaplar ise çocuk yayıncılığından geldi. Mustafa Ruhi Şirin’in Kuş Ağacı ve Melike Günyüz imzalı Gak Gukların Masalı bu kitaplardan. Bir de Nutuk başta olmak üzere, Nasrettin Hoca, Karagöz, Safahat, Yunus Emre ve Ömer Seyfettin’den özet kitaplar yine Korece olarak fuarda yerini aldı. 

Türkiye Standı içindeki kültürel faaliyetler de önemliydi. Türk mutfağından lezzet ikramları, kaligrafi ve ebru gösterileri Korelilerin yoğun ilgisine mazhar oldu. Öte yandan Türk kahve kültüründen Kore Savaşı’na, çocuk edebiyatından Karagöz’e kadar pek çok konuda söyleşiler düzenlendi. 

Türkiye’nin Onur Konuğu olduğu fuarın açılışını yapan Güney Kore Cumhurbaşkanı Moon Jae-In’in eşi Kim Jung Sook’un Türkiye standını gezmesi de ülkede büyük sükse yarattı. Kore’nin günde 2.5 milyon satan gazetesi The Chosunilbo haberlerinde Türk standına yer verdi. 

Bir haftalık Uluslar arası Seul Kitap Fuarı maratonun ardından, Türkiye’den gelen 2 bin civarında kitap ise Seul Milli Kütüphanesi’ne hediye edildi. 

Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk:Kore ile bu başlangıç önemli

Güney Koreli yayıncıların ağırlıklı olarak ajanslar vasıtasıyla çalıştıklarını öğrendik. Buraya gelen yayıncı arkadaşlarımızın yaptığı çalışmaların olumlu açılımlar olduğunu ve bu başlangıçların anlamlı bir şekilde gelişeceğini düşünüyoruz. Bu yıl yapacağımız Tüyap Kitap Fuarı’nda da Güney Kore’yi konuk ülke olarak belirledik. Kore Yayıncılar Birliği ile yaptığımız ortak çalışmada ne tür birliktelikler kurulabileceği yönünde fikir alışverişinde bulunduk. Kore’nin iç pazarında etkili olan anime kitap yayıncılığı Türkiye’de çok zayıf. Bu alanda ortak bir şeyler yapılabilir mi onu araştırmaya çalışacağız. Yayıncılık anlamında dinamik ve zengin bir ülke Güney Kore. Yayıncılık sektöründe de Güney Kore 10. sırada. Yani bizim bir üstümüzde ve yayın çeşitliliği konusunda çok zenginler. İnsanların kitaba olan ilgisi çok yüksek. En az 20 tane dünya markasına sahip bir ülkenin kültürel olarak da bu kadar gelişmiş olmasını çok çarpıcı buldum. Bu tür kültürel ilişkilerde başlangıçların önemli olduğunu düşünüyorum. 

Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Melike Günyüz: Yol haritamız değişecek

Güney Kore yayıncılık açısından çok büyük bir Pazar. Özellikle çocuk kitapları ve illüstrasyon konusunda önemli mesafe katetmişler. Aynı zamanda zor bir Pazar. Yayın kaliteleri yüksek ve çok seçiciler. Fakat bu ülke ile kültürel olarak yakınız. Çocuk eğitimi konusunda da benzerliklerimiz var. Dolayısıyla ortak yönlerimiz çok. Karşılıklı olarak birbirimizin kitap pazarını tanımaya çalışıyoruz. Çeviri problemi var. Biz doğrudan Kore edebiyatını, yayın pazarını takip etmiyoruz. Dünyada çok satan veya ödül almış yazarları İngilizce’den takip edip onlar üzerinden Türkçe’ye çeviriyoruz. Dolayısıyla bu ciddi bir sıkıntı. Bizim daha fazla çevirmen yetiştirmemiz, Uzakdoğu edebiyatını takip eden bir ekol oluşturmamız gerekiyor. Böylece alışverişimizi daha sağlıklı bir düzleme oturtabiliriz. Bu fuarda biz iyi ilişkiler kurduk, hem telif hakları ajanslarıyla hem de yayıncılarla tanıştık. Şimdi bundan sonraki süreçte, doğru kitabı bulmak için karşılıklı olarak birbirimizin ne istediğini birbirimize anlatmamız lazım. Buraya gelip de çocuk kitaplarının zenginliğini görünce bakış açımız değişti. Yol haritamız farklılaşacak, karşılıklı ne yapabileceğimiz görmüş olduk.