2016‘da en çok onları okuduk

Görmeden Ölmek- İbrahim Tenekeci

İbrahim Tenekeci’nin yedinci şiir kitabı ‘Görmeden Ölmek’, 7 Kasım’da okurla buluştu. Kimsenin Kalbi’nden neredeyse beş yıl sonra, Tuncay Kara’ya ithaflı şairin son kitabı da külliyatını topladığı bir eser.  Halen Profil Yayınları’nda şiir editörlüğü, Yeni Şafak’ta köşe yazarlığı yapan şair, ayrıca aylık edebiyat ve fikriyat dergisi İtibar’ın genel yayın yönetmeni.

Dijital Çağda Müslüman Kalmak - Nazife Şişman

Yaşadığımız yüzyılda nasıl bir dünya ile kuşatılmış olduğumuzun farkında mıyız? Yeni teknolojiler, yeni araçlar dinî neşvenin, ilmin, fıkhın, maneviyatın aktarılmasında kullanıldığında, esasında olmakta olan nedir? Kitap,  tasvir olmadan tahlilin, tahlil olmadan da teklifin mümkün olmayacağını hatırda tutmaya çalışarak, içinde yaşadığı dijital kültürle yüzleşmeye davet ediyor.

İyiler Ölmez- Mustafa Kutlu

Mustafa Kutlu’nun son kitabı ‘İyiler Ölmez’ kaderin bir taşra kıraathanesinde bir araya getirdiği dört arkadaşın hikâyesini anlatıyor. Kutlu, hangi ormandan geldiklerini, hangi ateşlerde yandıklarını aktarıyor ve her zaman yaptığını yapıyor; kahramanlarının elinden tutuyor, onları onurlandırıyor, uçurumun kenarından çekip bir hayat bahşediyor.

Başkasının Sınırlarında Şair- Hayriye Ünal

Bu kitap farklı noktadan kalkıp merkeze doğru ilerleyerek odağındaki üç ana edebiyat sorununun açıklanmasına katkı yapmaya aday. Şiirin estetik özerkliğini, şairin bağımsızlığını, mesajsızlığını vurgularken kitleden, muhataptan, ötekinden ve iktidardan bağımsızlığı ayrı ayrı noktalardan yola çıkarak bulguluyor. Şiir tarihi yazılırken, düzyazının ve eleştirinin belirleyici olduğunu iddia ediyor.

Babam İçin Beyaz Bir Kuğu - Sibel Eraslan

Sibel Eraslan uzun bir aradan sonra öykülerini ‘Babam İçin Beyaz Bir Kuğu’da topladı. Kitapta birbirinden farklı kadınların hikayeleri anlatılıyor. Anlatılmamış, yok sayılmış belki de hiç anlaşılamamış kadınlar... Hikayelerdeki karakterleri kimi zaman bir akrabanıza, kimi zaman komşunuza, kimi zaman da aynadaki yansımanıza benzeteceksiniz. Bir Miray olacaksınız, bir Ayşe...

Şirin’in Düğünü- Cihan Aktaş

‘Şirin’in Düğünü’, çok-zamanlı, çok-mekânlı hafızayla kurulmuş sinematografik bir roman. Hatırlayarak huzurlu olmanın mümkün olduğunu serimleyen anlatı içinde anlatı... Bir yanıyla rengârenk, diğer yanıyla hüzün yağdıran sahnelerle dolu. Aşkla, var olmakla, duygudaşlıkla örülü benliğin kolayca taşınamayacak hüzünlü karşılaşmaları, dahası benliğe azap veren muhasebesi.