18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

80’inde ayakkabını bağlamak istiyorsan yarın yogaya başla!

Lakabı ‘rockstar yogi’. Nedeni rock müzik grubunun üyesiyken yogaya gönül verip eğitmenliğe geçmesi... Bir etkinlik için İstanbul’a gelen yoga eğitmeni Chris Chavez’in, 80 yaşında çevik ve kuvvetli olmak isteyen kişilere bir önerisi var: “Daha fazla beklemeyin, yarın yogaya başlayın.”

İnci Döndaş /[email protected]2 Haziran 2013 Pazar 07:00 - Güncelleme:
80’inde ayakkabını bağlamak istiyorsan yarın yogaya başla!

Chrıs Chavez, Los Angeles’ta en iyi 10 yoga eğitmeninden biri olarak tanınıyor. Tam 20 yıl önce bu felsefeye gönül vermiş. Üstelik müzisyenken... Turneye çıktıklarında rock müzik grubunun davulcusu ona birkaç yoga hareketi göstermiş, Chavez de turne boyunca onları tekrarlamış. Bakmış ki zihni sakinleşiyor, bırakmamış yogayı.Zihninin daha sakin, bedeninin daha güçlü olduğunu söylüyor. Chavez, artık bir yoga eğitmeni. Los Angeles’ta yaşayan Chavez, İstanbul’a MindBody Festival Istanbul’a katılmak üzere geldi, sorularımızı yanıtladı...

-Yogaya 90’ların ortasında başladınız. Aradan 20 yıl geçti. Yogadan önceki Chris ile yogadan sonraki arasındaki en önemli beş farkı nedenleriyle birlikte söyler misiniz?

Birincisi kesinlikle o zaman daha gençtim! İkincisi şimdi artık beni nelerin mutlu ettiğinden daha eminim. Üçüncüsü artık zihnimin ne zaman sakin olmadığını farkedebiliyorum ve yoga ile sakinleşip ‘içerde’ neler olduğuyla kendimi yiyip bitirmiyorum. Beni manevi olarak nelerin beslediğini biliyorum, bu da dört. Beşincisi ise kendimle ilgili en iyi olanla bağlantıya geçmeyi ve bunu başkalarıyla nasıl paylaşabileceğimi biliyorum.

-Hiç yoga yapmamış birini düşünün... Bugün yogaya başladı ve altı ay sonra elde edeceği kazanımlar ne olacaktır?

Bu aslında tamamen kişinin kendisine bağlı. Çoğu insan yogaya sadece bedenini çalıştırmak için geliyor. Ancak bedenden zihine geçiş çok fazla zaman almıyor... Zihinde daha az stresli, daha kendine güvenli, daha az korkan, daha az kızan gibi değişiklikler yaşamaya başlıyor. Genel olarak yoga varoluşumuzun üç ana temeline yöneliyor: Yürek ya da maneviyat, zihin ve beden. Bunların hepsini yiyecek, su ve uyku olarak düşünebiliriz. Yoga yapan biri, ilk önce bunların içinden en çok neye ihtiyacı varsa onu alır. Sonra diğerlerine yönelir... Zaman içinde de bu üçü arasındaki dengeyi bulmaya başlar.

-Bize öyle bir neden söyleyebilir misiniz bunu öğrenen yarın gidip yogaya başlasın?

80’li 90’lı yaşlarınıza geldiğinizde, yataktan kalkınca kendi ayakkabılarınızı bağlıyor olabilmek! 70’li 80’li yaşlarında olan öğrencilerim var, son derece çevik ve kuvvetli. Hatta bir öğrencim var, yogaya 70 yaşında başladı. Yaşıtı arkadaşlarını yürüteçle, tekerli iskemleyle görünce kendi kendine ‘Ben böyle olmak istemiyorum!’ deyip her gün düzenli olarak yoga yapıyor. Şu anda fiziksel olarak çok sağlıklı.

-Neden pilates yerine yogayı tercih edelim?

Etmeyin! Size ne ilham veriyorsa ve ne iyi geliyorsa onu tercih edin.

-Türkiye’deki tanıtımlarınızda Los Angeles’ın en iyi 10 yoga eğitmeninden biri olduğunuz belirtiliyor. Bu unvanı nasıl elde ettiniz?

Los Angeles, uluslararası yoga eğitmenlerinin uzun yıllardır toplandığı yer. Orada ders vermeye başladığımda evimin salonunu kullanıyordum. Derslere gelenlerin sayısı arttıkça buradan  ‘gizli’ stüdyo olarak bahsedilmeye başlandı. Dergilerden birinde ‘Los Angeles’ın en iyileri’ adında bir yazı dizisi başlamıştı ve yazan kişi bir gün dersime geldi. Bizim o salonda oluşturduğumuz topluluğu görünce inanamadı! Ve yazısında bundan bahsetti. O günden sonra da bu unvan yapıştı kaldı.

-Katıldığınız televizyon programlarında “Bize birkaç inanılmaz hareket gösterir misin?” sorusundan sıkılmadınız mı? Gösterdiğiniz bu zor hareketlerin insanları yogaya başlamadan “Çok zor, hiç başlamayayım” şeklinde düşünmeye ittiğine inanıyor musunuz?

Hayır, yoga pratiğimi herkesle paylaşmaktan çok keyif alıyorum. İstiyorum ki ileri seviye pozları insanlara ilham versin. Eğer bir TV programında sadece oturup, gözlerimi kapatıp ‘huzurlu’ olmaya çalışsam eminim ki ortaya ilham verici bir görüntü çıkmaz. Yoga pratiği beden, zihin ve maneviyatı bütün olarak kapsıyor. Bu üçünden en fazla kontrol edebildiğimiz ise ‘beden’. Bedenimizle nasıl iletişime geçebileceğimizi öğrenmek, bize zihnimizi anlayabilme yeteneği kazandırıyor. 

-Müzisyenliğinizin eğitmenliğinize katkısı nedir?

Kesinlikle çok fazla. Derslerimde pek çalmasam da müzisyenliğin getirdiği yaratıcılık ve ifade şekli, kesinlikle ders verirken ortaya çıkıyor.  En iyi müzik, en basit bir duyguyu bile herkesin hissedebileceği ve tecrübe edebileceği bir şeye dönüştürebilmekle oluyor. İşte ben de derslerimde aynen bunu yapmaya çalışıyorum. İçimdeki hisleri paylaşmak istiyorum...

-Size ‘rockstar yogi’ diyorlar. Bu unvandan memnun musunuz?

Aslında bunu hiç düşünmemiştim. Sevdiğim bir şeyi yapıyorum ve çok şanslıyım ki bunu dünyanın her yerinde başkalarıyla paylaşabiliyorum...

Siz de kendinizi keşfedin

Mutlu ve sağlıklı yaşam alanında uzmanlaşmış dünyaca ünlü eğitmenleri bir araya getirerek tüm katılımcılara üç günlük keşif ve deneyim fırsatı sunacak olan MindBody Festival Istanbul’un ikincisi 6-7-8 Haziran’da Santralistanbul’da. Sabah 08.00’den akşam 23.00’e kadar sürecek festival; workshop, seminer, pazar alanı ve konserlere evsahipliği yapacak. Festivalin yaratıcısı ve proje koordinatörü Stephanie Sayegh festival kapsamında yoga, pilates, klasik Hint dansı, yamuna foot fitness, ayurveda, gyrokinesis, tantrik konusunda uzman eğitmenlerin eğitim vereceğini söylüyor. Ayrıntılar www.mindbodyfestival.com adresinde.