25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

90’ların müzikal kalitesini istiyorum diyen Aşkın Nur Yengi, “Arka arkaya albüm çıkarılmaz. ‘Gözümün Bebeği’ albümünden sonra bir iki sene durdum. Bir de o sene albümün varsa Açıkhava’ya çıkıp konser veriyorsun yoksa çıkamıyorsun!” diyor.

Gökay Kalaycıoğlu 8 Ocak 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Kıvır kıvır saçları ve dansları ile büyüdüm! Öyle büyülü bir dönemin sanatçısı ki bazılarınızla beraber el ele büyüdü ve tüm anılarına eşlik etti. Benim gibi 90’larda çocukluk ile ergenlik arası geçişte olanların ise yeni yeni başlayan yaşam hikayelerine nağmeleriyle temel verdi! Duygularımızı yitirip, körelmediysek kulağımıza fısıldadığı nağmelerindendir vesselam...  Duygular ondan soruldu yıllar yılı zira aşk şarkılarının billur sesi oldu hep Aşkın Nur Yengi! Taptaze bir albüm ile bizlerle şimdi, yaşadığımız ne varsa “ Aşk’tan Olsa Gerek “ dedi çıktı işin içinden... Gözümüzün önünde büyüdü Aşkın Nur Yengi, bizi de kendiyle beraber büyüttü! Anne oldu, olgunlaştı... Düştü, kalktı, sevdi, terk etti, yandı, söndü ama samimiyetini hiç kaybetmedi... Haber Bahane serimizde, bu hafta etli butlu bir aşk hikayesi okuyacağız... Üretmek için, bir sağdan bir soldan tokat yemeye cesareti olan! Dibe vurmadan, en yukarı çıkamayacağını bilen güçlü bir kadının serüvenine var mısınız? O halde doğru adrestesiniz... İşte karşınızda tüm yaşanmışlıklarıyla hayatın arka bahçelerini erken tanımış bir kız çocuğu, sevgili Aşkın Nur Yengi... Keyifli okumalar ola!

Nasıl gidiyor yeni albüm?

Çok güzel gidiyor. Her şeyden önce beş sene oldu albüm yapmayalı. Yepyeni insanlarla ve enerjilerle güzel şartlarda bir şey yapmak harika bir his!

Hakikaten neden beş sene ara?

Son çıkardığım, beş sene önceki ‘Gözümün Bebeği’ albümünden sonra bir iki sene durdum, öyle arka arkaya albüm çıkarılmaz. Sonra şarkı aramaya başladım. Fakat o kadar tekerleme melodiler gelmeye başladı ki dedim ki ya melodiler küsmüş! 90’ların müzikal kalitelerini, cümlelerini, kalemlerini istiyorum. Hissetmediğim zaman olmuyor... Müzisyenim en nihayetinde biraz cinslik oluyor! Sony Müzik’e en sonunda ben içime sinen 5 şarkı bulabiliyorum dedim ve albümü çıkardık.

‘Gözümün Bebeği’ albümünde çıta baya yükseldi bir de...

Kalite adına arşivlik şeyler yapmak, güzel müzik yapmayı seviyorum böyle bir müzisyenim. Eskiden müzik şirketleri yapım olarak çok desteklerlerdi çünkü albümler satıyordu.

Albümlerin satmamasının sebebi de korsan durumu.

Birçok şey artık mekanik bir hale geçiyor ve bu duygunun içerisinde müzik yapabilmek ve onu gerçek duygularla buluşturabilmek gerçekten zor. Bu zorluğun içerisinde biz hala kardelen olmaya çalışıyoruz. Sıkıntı var yani ama inancımızla, müziğimizle aşacağız.

ZORLUĞUN İÇİNDE KARDELEN OLMAYA ÇALIŞIYORUZ 

Albümle ekstra işler için bir kapı ya da bir PR aracı oldu değil mi?

İş oraya geldi bak! Yani o sene albümün varsa Açık Hava’ya çıkıp konser veriyorsun. Albümün yoksa çıkamıyorsun! Geçmişte yaptıklarım, geleceğin garantisidir durumu değil ama iş böyle maalesef...

Aşk’ın Şarkıları albümü Best Of tadındaydı bir Best Of Aşkın Nur Yengi düşünüyor musun?

O albüm Best Of olsun diye yapılmadı. O dönemlerde CD, ya da CD çalar yoktu! 90’lardan kalan özellikle dinlenmek istenen 3,5 şarkının akustik versiyonu elimizde olsun istedik, özel koleksiyoner insanların alabileceği bir albümdü o.

Yaş çıkacak aman!

46 yaşındayım dolu dolu! Herkesle beraber büyüdüm. Aynı yaş, aynı jenerasyonun bütün anılarına denk geldim o yüzden insanlar çok uzun yıllardır varmışım gibi davranıyor bana. Dünya toz bulutuyken ortaya çıkmadım yani!

ŞİŞEDEN SES ÇIKARMAKLA UĞRAŞMAYIN, BİR GÜN HAK EDEN BİRİNE EL VERECEĞİM

Annemin de benim de favorimizsin. Az mı boğuştum şişeden o sesi çıkaracağım diye!

Hala mı ayol? O şişenin tek çaresi benim üzgünüm senin için! Şişenin ağız yapısıyla ilgili bir keramet var, akordu var enstrüman gibi düşünmek lazım şişeyi. İçine koyduğun suyun miktarı bile önemli! O şişe benimle yaşayıp, benimle kalsın... Birine el vereceğim ama hak edeni bekliyorum. 

“Taşlar bile aşkı öğrenir de senin kalbin aşkı öğrenmez” dedin. Haluk Bey miydi gizli özne?

O şarkı oraya denk gelmiyor canım üzgünüm senin için! Geçmişteki yaşantılarımıza da söyleyebiliriz şarkıları, biz hayatımızda bir insanı görüp de evlenmedik yani bir sürü dağlar devirdik kendi içimizde, yüreğimizde o yüzden her şekilde herkese söylenebilecek şarkılar onlar. Ama dediğim gibi o sözleri ben yazmadığım için önce yazan insanın bu soruya cevap vermesi gerek!Elbet içerisinde benim de yüreğimi inciten dürten bir yerlerde cümleler vardır, kelimeler yakalamışımdır ya da dinlerken melodisi acıtmıştır içimi ve hikayemle bütünleşmiştir. Derken de her şeyi yaşanmışlıklara uyarlarsak yandık o zaman...

Bir ‘Yasak Elma’ var mesela...

Onu Sezen Aksu ya soracaksın. Sezen Abla su akar, yolunu bulur diyor ki kendisi de sahnede söylüyor şarkıyı. Bu şarkıları anlayabilmek gerçek müziksever insanların yapabileceği bir şey. İçlerinde öyle gizli saklı kalmış şarkılar var ki yerini bulamayan... Bayıla bayıla okuyorsun ama istediğin yere çıkamıyor, enteresan bir denklem bu mesela “ İmkansızım “ öyle bir şarkıdır, dinle derim...

Ne çekmişti ‘İmkansızım’ da seni?

Giden birinin arkasından dua, biraz keder var içinde... Sen ne olur üzülme benim için, ben dururum ayakta yine diyor şarkı!

Müzik piyasasında pek çok zorluğun içinde kardelen olmaya çalışıyoruz. İnancımız tam zorlukları aşacağız.

Anne olduktan sonra emniyet kemerini iki kere kontrol eder oldum

Nasıl bir aşıksın?

Artık bir anneyim, aşk benim için başka artık! 19, 20 yaşlarımda gençlik aşklarında bambaşkaydım. Bir motosikletin üzerinde, korkmama rağmen 4000 km. gidecek kadar cesaretliydim. Aşkta gözüm kara! Sezen Aksu el vermiş olmalı...

Annelikten sonra ne oldu?

İki kere emniyet kemerimi kontrol ediyorum düşünsene ne olduğunu! Önceliklerim değişti hayatımda bir kere. Zamanla aşk biçim değiştiriyor ve artık yol arkadaşlığına geçiyor. Hep dik ve sağlam basmayı seven bir insan oldum aşkta ve şimdi çocuk devreye girdikten sonra inan ona baktığım aşkla kimseye bakamıyorum! Beni artık daha çok yol arkadaşlığı ilgilendiriyor. 

El boşta mı şu an?

Allah bana el verdi! Şu an elim havada duruyor ama her an birinin üstüne konabilir ya da benim omuzuma her an birinin eli konabilir.

Neden kolay ulaşılabilir bir sanatçı değil Aşkın Nur Yengi?

Gizemli olmak kötü birşey değil ki! İnsanın o kadar çok birbirinin içinde yaşanması çok doğru gelmiyor bana. Sosyal medyada çok başarılı değilim hatta kullanmıyorum bile! ‘Fan’ lar artık o kadar kaliteli ve düzgün çalışıyorlar ki!  Ben bu dozu seviyorum. Hayatta her şeyi doz belirliyor.

Sevdiğine kolay sırt dönebilir misin?

Hayatta dönemem, sürünürüm ayol! Ben yengeç burcuyum. Aşk acısıyla hamdolsun, çok şükür aram iyidir!

İnsan doğarken de ölürken de yalnız 

Hayat Aşkın Nur Yengi’ye ne öğretti?

İnsan doğarken de ölürken de yalnız ama ne olursa olsun bir çift göz daha vardır diye düşünürsün hani hayatında seni senin kadar düşünen... 

Yorgun mu Aşkın Nur Yengi?

Bilakis dinamiğim. Çocuğum bana öyle bir enerji veriyor ki yorgun olmaya hakkım bile yok. Zamanın kıymetini bilen bir insanım. Evladımla 06:30, 07:00 gibi yeni güne merhaba diyoruz. 

Gelelim ‘Elin Oğlu’ isimli şarkıya! Ağlayıp durdun mu hiç?

Şarkıyı ilk duyduğumda çok ağladım. Ayla’yı yürekten kutladım ne güzel bir kalemi var, ne güzel bir şarkı yazmış diye! Hiç tanımadığın elin oğlu, elin kızı olan insanları sadece sevdiğin için hayatına alıyorsun ya...

Kim geldi aklına?

Bütün yaşadığım ilişkilerim aklımdan geçiyor tabii ki!

Yaşadığın sıkıntılar, göğüs gerdiklerin ne olursa olsun yine olsa yine Haluk Bilginer ile evlenir miydin?

Gözüm kapalı yapardım. Hem Nazlı geldi o evlilikle bana hem de ben çok büyük bir aşkla evlendim. Geçmişe geri dön ve o günleri yeniden yaşa, gözüm kapalı aynı evliliği yapardım. Ortaya mükemmel bir evlat çıktı. Bunlar matematikle devam eden şeyler değil, yürekle ilerleyen şeyler...

‘Bir Sebepten’ isimli şarkıya gelelim. Bir sebepten yine biriyle kol kola olur musun?

Çağa verdiğim bir mesaj bu! Dümdüz çıkıntısız bir hayat yaşanır mı? Hepimizin içinde heyecanlar, kıpırtılar var. Yaşam neyi gerektiriyorsa onu yaşarız. Aşık olup evlenmem gerekiyorsa, bunu da yaşarım...

Yaşadığın hayatta en büyük sorumluluk evladın Nazlı’ya şüphesiz... Tut ki evlendin ve adam ile anlaşamadı...

Bir dakika!  Öyle birini seçmezsin. Yol arkadaşı dediğin insanın bu tarz şeylerle zaten alakası olmaz, kocaman yürekli bir insandır. Öbür türlü adamlar bizim kapımızı çalamazlar. Gelirlerse de diyeceğim “ Haydi güle güle git, uğurlar olsun! “

Muhteşem bir albüm çıkardın, pırıl pırılsın ve üretiyorsun. Ama yine magazin masalarında eski konular konuşulmaya başlandı. Yok mu bir iki kelamın?

Şunu bil, ben kimsenin kafasına silah dayamadım... Hayat akan birşey, öyle gelişmiş... O konuşan kızcağızlar da sakız çiğnesinler! Bir çift kelamım yok, dialoğum da yok... Onlar öyle besleniyorlar, onların ayakta kalma biçimleri bu! Benim ayakta kalma biçimim bunlar değil...

MESLEK ÖMÜRSÜZDÜR BENİM İÇİN

Best Of projesi düşünüyor musun?

Vallahi daha düşünmüyorum. Herkes mesleğinin 40’lı, 50’li, 70’li yıllarında falan yapıyor ama ben düşünmüyorum, meslek ömürsüzdür benim için! Ha ama ilk çıkardığım albümler ‘Hesap Ver’, ‘Sevgiliye’ onlar hep kasetlerde sıkıştı kaldı, belki bir zaman sonra onları CD haline getirebilirim.

Hepten yaş alınca mı Best Of olacak?

Yok yahu! 46 yaşıma geldim ama 12 tane de albümüm ve dolu dolu da bir altyapım var istesem yaparım. Best Of yaş ile değil, yaşanmışlıkla ilgili bir proje işi ve şuan için erken buluyorum. Kafamda başka yapmak istediklerim var!

Mesela?

Dur hele! Zamanı gelsin ilk sana anlatacağım söz!

Kılık kıyafette kabiliyetsizim...

Kotu ve kıvırcık saçlarıyla bütün bir kızım

Aşkın Nur Yengi hep ağırbaşlı bir stili korudu, bu özel bir tercih miydi?

Tamamen kıyafet kabiliyetsizliğimden! Hırsım sadece şarkıyı iyi söylemek...  Sabah alışverişe çıkıp, hayatı kombinler üzerine kuran insanlar var... Baştan beri kotuyla ve kıvırcık saçlarıyla bütün bir kızdım. Bu yolculuğu beraber sürdürüyoruz, alıştık birbirimize! Yaparsam da komik kaçar.

Ağır bir duruşun var ama sahnede...

Zaman zaman sahnenin üzerinde olmak hani bazen etlendirmeyi gerektiriyor. Zaman değişti ve ben de yapıyorum arada bir şeyler. Dansçı koymadım ama kendim dans ettim, özel gecelerde viyolonsel çaldım gibi... İşi kuvvetlendiren görsel araçlardan yararlandım ama salt olan yine müzik. Herkes bir avaz o şarkıları söylüyor çünkü senin hangi kostümü giydiğinle değil, daha çok söylediğin şarkılarla ilgileniyorlar. Kostümlerim şarkılarımın önüne geçmedi, geçmesin de zaten. Yapanları eleştirmiyorum ama 90’larda biz hiç böyle işlerin peşinde koşmadık. Dinleyenle temiz ilişkimiz var.

 ‘Aşk’tan Olsa Gerek’ isimli son albümde slowlar yine aynı Aşkın tadında dikkatimden kaçmadı...

Aynen 90’ların slowları gibi dokuyu bozmadık.

Üretmek için tokat yemek gerekiyor

Sanatçı ruhunu da belki bu besliyor ne dersin?

Bizim kaoslarla beslenmek gibi bir özelliğimiz var. Üretmek için tokat yemek gerekiyor zaman zaman, bir sağdan bir soldan... Üretmek için, tükenmek gerekiyor. Dibe vurmadan, hiçbir şey yukarı çıkmıyor. Hayat inişler ve çıkışlarla dolu, böyle insan olmayı öğrenmedik mi?

Geçmişe baktığında içinde uhde kalan şeyler oldu mu?

Pişmanlıklarım yok ama keşke dediklerim var... 90’larda piyasaya çıktım ama bir 10 sene daha geriye gittiğinde vokalist olduğum zamanlara geliyorsun. Çok küçüktüm. Çok emin eller üzerimdeydi ve güvendeydim ayrı ama arkadaşlarımla daha çok vakit geçirmek isterdim. Mesela gezmek, eğlenmek, sinemaya gitmek gibi! Hayatı tersine tanıdım, arka bahçeleri erken görmek zorunda kaldım. Hep olgunluk, hep sorumluluk ve hep ciddiyet sahibi oldum. Okuldan işe, işten okula bir hayat yaşadım. 19 yaşımda okul bittiğinde albüm çıkmıştı, sonra da herkesin üstüne geldiği o stresli dönem başladı. Korktum kaçtım, bir buçuk sene Londra’da yaşadım. Kayıplarım var! Bir şeyi yok etmeden, başka bir şeyi var edemiyorsun maalesef! Belki de o kriz dönemini ben iyi yönetememiş olabilirim.

Ya aile desteği?

Öyle ultra zengin bir aileden gelmedim, ekonomik anlamda üç oda bir salonda oturan sobalı bir evde yaşayan bir ailenin çocuğuydum. Kendi paramı kazanmam gerektiğini hissettim. O bir yük oldu omuzlarımda. Kimse beni zorlamadı tamamen kendi öz irademle yaptım. Çok başarılı olduğum, sesimin çok iyi olduğu ve yetenekli olduğum biliniyordu ve tercih bana bırakıldı. Ben de tercih ettim ama bilinçsizce yapmışım. Bir tık sonra da yapabilirmişim bunları...

Aşk geçici körlük gibi...

Aşkın şarkılarının kadını Aşkın Nur Yengi, nasıl bir aşık?

Etli butlu bir aşığım ben! Aşk libidodan ibaret, geçici körlük gibi bir şey! Aşk insanı kendisi olmaktan çıkartan bir durum! Süzülüp yukarı yaşadığına baktığında elinde kalan gerçek ise çok köklü bir hal alıyor ve derinleşiyor. Aşk bir koku insanları birbirine yaklaştıran...

Aşkın kokusunu nasıl tarif edersin?

Aşkın kendi kokusu var yapacak bir şey yok, üzgünüm ama tarifsiz. Milyonların içinde bir kişi denk geliyor işte sana...