24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Bana kimse tembel diyemez; Ama daha çok çalışabilirdim

Antalya Piyano Festivali’nde müzik tutkunlarıyla buluşan Gürer Aykal, yıllara meydan okuyan müzik tutkusunu ve festival notlarını anlattı.

Gizem TÜMBAY2 Ekim 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Bana kimse tembel diyemez; Ama daha çok çalışabilirdim

Dünyanın en sanatçılarını bir araya getiren Antalya Piyano Festivali bu sene de dopdolu programı ile dinleyenlerden tam not almaya devam ediyor. Şef Gürer Aykal festivalin programından bahsederken müzik kariyeri için de “Orkestraların çoğalması birinci hedefim oldu. Bana kimse tembel diyemez; ama daha çok çalışabilirdim” diyor. Türk müziğinin dünyaya açılmasında büyük katkıları olan Aykal, “Türkiye’yi hiç bilmeyen bir ülkede bir Türk eseri çaldırmakla, Türkiye’nin bestecilik anlamında varmış olduğu düzeyi kanıtlamış oluyorsunuz” diyor ve ekliyor “Bir insanın yaşaması için en değerli besin neyse benim için müzik de odur.”

Şimdiler Antalya Piyano Festivali’nde müzikseverlerle buluşuyorsunuz. Bu sene nasıl bir festival bekliyor bizleri?

Bu yıl festivale gelecekte ismini çok duyacağımız Zhang Zuo yani Zee Zee ile başladık. Diğer piyanistimiz Roberto Cominati, o da piyanoya beş yaşında başlamış. Dünyada bilinen tüm ‘Genç yetenek’ ve ‘Gelecek vadeden genç piyanist’ ödüllerini almış bir piyanist. Bu konserde orkestramız Akdeniz Flarmoni Orkestrası. Bu yıl, flamenko piyano konserimizde bu konuda dünyanın en büyüklerinden biri Manolo Carrasco vardı. 17 kişilik ekibiyle konserinde flamenko dansının en güzel örnekleri sundu. Üçüncü konserimiz Julian Rachlin, şef ve solist olarak sahnede oldu. Dünyanın en iyi şeflerinden olmasının yanı sıra bir de keman virtüözü. Birçok ülkede çıktığı tüm festivallerde baş sanatçı olan bir kişi. Genç Yetenek Konseri’miz bu yıl Sayın Kamuran Gündemir anısına yapılacak ve ülkemizin en yetenekli gençlerinden Tolga Atalay Ün solistimiz olacak. Beşinci konserimiz Grammy’e aday olmuş, Singapur’un en ünlü sanatçılarından şef Darrell Ang yönetiminde, ülkemizin nadir yeteneklerinden piyanist Gökhan Aybulus’un eşliğinde yine Antalya Devlet Senfoni Orkestrası ile sahnede olacaklar. Son konserimiz benim şefliğimde, İtalya gibi klasik müzik kültürü en üst düzeyde olan bir ülkenin, en büyük piyanistlerinden solist Roberto Cominati ile kapanışımızı gerçekleştireceğiz. Orkestramız yine Antalya Devlet Senfoni Orkestrası.

2000’in üzerinde dinleyiciye ulaştık

Festivalin ilk konserinde dinleyicilerle buluştunuz. Nasıl bir konserdi?

Bu yıl 17’inci Uluslararası Antalya Piyano Festivali’ni Expo’nun içinde yer alan Kongre Merkezi’nde yapıyorz. Açılış konserimizde 2000’in üzerinde dinleyicimizi görmek bizi çok mutlu etti. Festivalin açılış konserinde, Zee Zee adıyla bilinen Zhang Zuo, Çaykovski’nin nin herkesin çok sevdiği bir numaralı konçertosunu çaldı. Şunu da belirtmek gerekir ki Akdeniz Filarmoni Orkestrası da Türkiye’nin en iyi sanatçılarından oluşmaktadır ve çok değerlidir.

Bunca yıllık müzik kariyerinize dönüp baktığınızda neler görüyorsunuz? Nasıl anlatırsınız bize o duyguları?

Benim geriye dönüp baktığımda, hatırladığım en kıymetli şeyler okuduğum okul ve öğretmenlerim. Mezun olduğum Ankara Devlet Konservatuarı, gurur duyduğum bir okul. Öğretmenlerim Nejdet Remzi Atak ve Ahmed Adnan Saygun. Bu değerli öğretmenlerden yalnız müziği değil; ülkeme nasıl hizmet edeceğimi de öğrendim. Bir orkestra şefi olarak, tabii ki orkestraların çoğalması benim birinci hedefimdi.  Bu düşünceyle, 1977’de Ankara Oda Orkestrası, ardından 1999’da Antalya Devlet Senfoni Orkestrası, yine ardından Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, ülkeme kazandırdığım değerlerdir. 1978 yılında İzmir Devlet Opera ve Balesi’ni açmak ve İzmir Devlet Opera ve Balesi’ nin bugünkü durumunu görmek;  beni hep mutlu ediyor. Yine İzmir’de Karşıyaka’da Karşıyaka Filarmoni Orkestrası , ki bugünlerde Karşıyaka Oda Orkestrası olarak devam ediyor, benim bir orkestra şefi olarak, sizlere bu konudaki çalışmalarımın neler olduğunu göstermesi açısından önemlidir. Ancak,100’üncü yılda, Türkiye’de en az beş opera ve bale daha, en az 15 senfoni orkestrası daha açılması en büyük dileğimdir. Bana kimse tembel diyemez; ama daha çok çalışabilirdim.

Türk müziğini dünyaya tanıtan kişilerden birisiniz. Yurtdışında seslendirdiğiniz ilk Türk yapıtları hangileridir?

Bir Türk orkestra şefi olarak benim görevim, Türk eserlerini her fırsatta dünyanın her ülkesinde çalmak, seslendirnektir. Yurt dışında yönettiğim ilk Türk bestecisi Ahmed Adnan Saygun’dur. Bugüne kadar 40 ülkede Türk eserlerini seslendirmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum. İzninizle size şunu söylemek isterim, Türkiye’yi hiç bilmeyen bir ülkede bir Türk eseri çaldırmakla, Türkiye’nin bestecilik anlamında varmış olduğu düzeyi kanıtlamış oluyorsunuz. Bu çağdaş Türkiye’nin yüzüdür.

“Türkiye’yi bilmeyen bir ülkede Türk eseri çalmakla, besteciliğimizi kanıtlamış oluyorsunuz.”

Müziğe tutkumu; nesef almak, yaşam, su, hava kelimeleriyle anlatabilirim. Bir insanın yaşaması için en değerli besin neyse;  benim için müzik de odur.

Türkiye dünyaya açılmalı

Üzerine çalıştığınız yeni projeler var mı?

Daha önce size kurduğum orkestraları sayarken,  en son kurduğum ve yaşatmaya çalıştığım, Türkiye’ye ve dünyaya tanıtmaya hazırlandığım Akdeniz Flarmoni Orkestrası’ndan bahsetmiştim. Bu orkestra,  Antalya’daki Uluslararası Piyano Festivali’nin de resident orkestrasıdır. Akdeniz’deki ülkelerden de seçilmiş sanatçıların yer aldığı bu orkestra, müzik ile Akdeniz’i kaynaştıracaktır. Amacım,  bu üstün nitelikteki orkestranın bir an önce,  Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası gibi dünyaya açılmasıdır.