25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Depresyonun dozunu mizacımız belirliyor

Depresyon, hem psikolojik hem de biyolojik bir durum. İnsanın bedeni ile psikolojisi birbirini karşılıklı olarak etkiler. Psikolog Özge Ünal’a göre mevsimsel depresyonda asıl vurgulanması gereken nokta; mevsimsel geçişlerin kimlerde ve niçin depresyonu tetiklediği. Yani depresyonu daha iyi anlamak için tetikleyici faktörler ve depresyon belirtilerinin kişiden kişiye nasıl değiştiğini açıklamak gerekiyor.

ALİ DEMİRTAŞ1 Temmuz 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Depresyonun dozunu mizacımız belirliyor

Mevsimsel depresyon, yılın belli zamanlarında meydana gelen mevsim değişiklikleriyle tetiklenen bir depresyon biçimi olarak tanımlanıyor. Psikolog Özge Ünal’a göre bu bakış açısı, depresyonun başlangıç nedenini ve depresyonun mevsimsel bir döngü halinde yaşantılanmasına neden oluyor. Ünal, “Mevsimsel depresyonda esas vurgulanması gereken nokta; mevsimsel geçişlerin kimlerde ve niçin depresyonu tetiklediğidir. Yani depresyonu daha iyi anlamak için aslında tetikleyici faktörler ve depresyon belirtilerinin kişiden kişiye nasıl değiştiğini açıklamak gerekir” diyor.

Psikolog Ünal, Türkiye’nin coğrafi konumunun mevsimlerin yaşanma şiddetini tetikleyebildiği gibi kişilerin sağlıklarını da etkileyebildiğini söylüyor. Coğrafi özelliklerin etkisini yalnızca mevsimsel geçişle kısıtlanmaması gerektiğini belirten Ünal, hareketli ve neşeli birinin; yazın uzun yaşandığı sıcak bir yerden, havanın erken karardığı soğuk bir bölgeye göç etmesinin depresyonu tetikleyen başlıca bir olgu olabileceğini ifade ediyor.

MÜKEMMELİYETÇİLER DAHA DİRENÇLİ

Mevsim geçişlerinde bireyin hangi mekanizması neden etkilenir? 

İnsan çevresinden ayrı düşünülemez ancak burada çevrenin etkisinden önce bireyin mizaç/huy yapısının öneminden bahsetmek gerekir. İnsan; yaşama bakışını, temel arayış ve motivasyonunu, algısal önceliklerini, eylem, duygu ve düşünce biçimini belirleyen baskın bir mizaç tipiyle doğar. Dolayısıyla her bir mizaç tipi yaşamda kendisine ve çevresine farklı bir pencereden bakar. Mevsim geçişlerinde hangi mekanizmanın depresyonu niçin tetiklediği mizaç tipine göre değişir. Örneğin; yoğun duygusal ve melankolik mizaçtaki biri için yazdan kışa geçiş, ölümü ve hüznü çağrıştırır. Bu nedenle duygusal bir duyarlılığın sonucu olarak depresyonu kolaylıkla tetikleyebilir. Ya da mizacı itibariyle mükemmeliyetçi, disiplinli biri için kışın okul ya da iş yerindeki sorumlulukların artması, işleri hatasız bir biçimde yerine getirmek zorunda hissetmesi gibi nedenler depresyonu tetikleyebilir. Bununla birlikte bu mizaç tipindeki bir kişi, ne olursa olsun yapması gerekenleri yapmaya daha fazla çalışacağından dolayı duygusal birine göre depresyona daha uzun süre karşı koyabilir. 

BEDEN İLE PSİKOLOJİ BİRBİRİNİ ETKİLER

Mevsim geçişlerindeki depresyon durumunun tedavisi nasıl gerçekleşiyor?

Mevsimsel depresyonun en etkili ve kalıcı tedavisi; kişiyi depresyona iten faktörlerin altında yatan asıl nedenlere odaklanılmasıyla gerçekleşir. Kişinin stres yaratan faktörleri nasıl algıladığını, stresin onda nasıl belirtilere neden olduğunu ve bu belirtilerin nasıl yaşantılandığını belirleyen ana çekirdek ise onun mizacıdır. Dolayısıyla mizaç temelli psikoterapotik yaklaşım, etkili bir tedavi için temel anahtar oluyor. Aynı zamanda depresyon, hem psikolojik hem de biyolojik bir durumdur. İnsanın bedeni ile psikolojisi birbirini karşılıklı olarak etkiler. Örneğin; insan yüzündeki sivilceler için üzülebilir ve bu durum yeni sivilcelere neden olabilir. Aynı şekilde tedavide de hem bedensel hem de psikolojik şikâyetlere bütüncül bir biçimde yaklaşan çift taraflı kalıcı bir tedavi uygulamak gerekir. Bu noktada genellikle psikiyatrik ilaçlara başvurulduğunu görüyoruz. Diğer yandan ilaç kullanmak istemeyenler için kimyasallardan önce PEMF terapisi, biorezonans, akupunktur gibi başka doğal ve çok etkili yollar da var. Bu yöntemlerin, özellikle mizaç temelli bir yaklaşımla bütüncül olarak uygulandığında kalıcı etkiler oluşturduğunu pek çok danışanımda tecrübe ettim.

MİZAÇ ÖNEMLİ BİR ETKEN

Mizacın mevsim depresyonlarına etkisi nedir?

Mizacın mevsimsel depresyona hem yatkınlık oluşturması hem de depresyonun nasıl belirtiler verdiği ve nasıl tedavi edileceği noktasında doğrudan bir etkisi var. Aynı zamanda mizacın yanı sıra bireyi etkileyen diğer faktörlerin de bir arada ele alınması önemlidir. Örneğin; iş ve başarı odaklı bir yetişkinin yaptığı mesleğe bağlı olarak kış sezonunda işlerinin durgunlaşması, kötüye gitmesi ihtimali ya da güven ve emniyet odaklı bir üniversite öğrencisinin okulun açılmasıyla başka bir şehre gitmesi, aile desteğinden uzak kalması, sorumlulukve belirsizliklerle tek başına mücadele edeceğini hissetmesi depresyonu tetikleyebilir. Dolayısıyla bu bireylere uygulanacak yaklaşımın da mizacın yanı sıra “o kişiye özgü” olması gerekir. Sonuç itibariyle önemli olan kişinin yaşadığı sorunun isminin mevsimsel depresyon veya başka bir tanı olması değil; kişinin kendisini tanıması üzerinden dış dünyaya yüklediği biricik anlamın çözülmesi ve kişinin bu yaşantıları “bireysel doğrusuyla” çözüme kavuşturmasıdır.

Kaç mizaç tipi vardır?

Dünya’da ilk kez Uzm. Psikiyatr Enver Demirel Yılmaz hocam tarafından geliştirilen bilimsel bir model olan Dokuz Tip Mizaç Modeli’ne göre; Kusursuzluğu, Duyguları Hissetmeyi, Hayran Olunacak Kendilik İmajı, Duyguların Anlamını, Bilginin Anlamına Ulaşmayı, Entelektüel Dinginlik, Keşfetmenin Hazzını, Mutlak Güç ve Fiziksel (Duyumsal-Hareketsel) Konfor Arayan Mizaç olmak üzere dokuz temel mizaç tipi vardır. Ayrıca bu dokuz ana mizacın yanında kanat mizaç tipi, bu tiplerin yönelimleri, bireylerin stres ve rahatlama durumunda gösterdikleri mizaç özellikleri de düşünüldüğünde toplamda 162 alt mizaç tipi üzerinden değerlendirme yapmak mümkün. Bunun yanı sıra mizaçla etkileşen ve “o kişiyi” oluşturan zekâ, yaş, cinsiyet gibi içsel ve aile, eğitim, kültür gibi dışsal faktörler kimse için aynı değildir. Bizim işimizin en güçlü yanı ise mizaç tipini tespit etmekle başlayıp her bir kişiyi gökkuşağında özel kılan en doğru tonu bularak kendisine sunmamızdır.

İnsanı anlamaya ve tanımaya odaklı bir sistemimiz yok

Türk toplumunun şu anki psikolojik durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Tek kelimeyle “anlaşılmamış”. Biz çok zengin bir ülkeyiz ve ülkemizin dört bir yanında farklı özellik ve kültürel öğeleri temsil eden insanlar yaşıyor. Ancak maalesef çoğu mutsuz. Daha da kötüsü ne istediğini bilmiyor ve umutsuz. Çünkü bireyden topluma “insanı” tanıma ve anlamaya odaklanan bir yaklaşım ve sistemimiz maalesef yok. Bazıları herkesin kendisine benzemesini istiyor yani farklılıkları dışlıyor bazıları da başkalarına benzemeye çalışıyor yani toplumsal kabul uğruna bireysellikten vazgeçmeyi göze alıyor. Kendisini tanımayan, başkalarıyla ortaklaştığı-farklılaştığı noktaları ve ne istediğini bilmeyen bireylerden sağlıklı, mutlu ve üretken bir toplum da oluşmuyor maalesef. Oysa ihtiyacımız olan öncelikle “evrensel olarak insanı” tanımaya ve anlamaya odaklanarak, psikiyatri, psikoloji, eğitim ve insan kaynakları gibi insan merkezli her alanda bireysel farklılıklara uygun sistemler oluşturmak.

Duygusal dalgalanma yaşayan bireylere dikkat

Depresyonda olduğu anlaşılmayan bireylerin durumu nasıl farkedilir?

Depresyon denildiğinde genel olarak eylemsel hareketlerde yavaşlama, iştah, uyku ve cinsel isteğin azalması, mutsuzluk-keyifsizlik, içe kapanma, kötümser düşünceler, dikkati toplayamama gibi belirtiler akla gelir. Oysa nasıl her bir birey benzer olay ve durumlara farklı açılardan bakıp farklı tepkiler verebiliyorsa depresyonu da farklı şekilde yaşayabilir. Örneğin; yaşamının genelinde keyif ve eğlenceye düşkün, canlı, enerjik, muzip, konuşkan olan keşfetmenin hazzını arayan (DTM7) mizaç tipindeki kişilerde depresyon; iştah ve kilo alımında artış, bedenle fazla uğraşma, dürtüsel davranmaya eğilimli olma, duygusal dalgalanmalar yaşama ve yıkıcı-öfkeli davranışlar sergileme gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Bu şekilde anlatıldığında hiç de depresyon gibi olmayan bu durumdaki kişiler ve çevresindekilerin depresyonun farkında olmaları güçtür. Hatta bu kişiler kendi mutsuzluk ve iç sıkıntılarından açıkça bahsettiklerinde bile “Hadi canım, sen mi depresyondasın! Senin kadar ben de gülüp eğlenebilsem keşke” gibi sözlere maruz kalabilirler. Çünkü ne kadar mutsuz olurlarsa olsunlar mizaç özellikleri nedeniyle bir başkasına göre daha neşeli ve eğlenceli görünebilirler.