23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Edirne’den yükselen korku meddahlığı

Tek adamlık tiyatro ya da bildiğimiz tabirle meddahlık.Edirneli tarihçi-yazar Mehmet Berk Yaltırık eski köye yeni adet getirdi ve bizi korku meddahlığı ile tanıştırdı. Korku hikayeleri anlatan Yaltırık’ın canlandırdığı oyunlar, gün geçtiçe daha kalabalık kitlelerce takip ediliyor.

16 Nisan 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Edirne’den yükselen korku meddahlığı

Tarihçi-yazar Mehmet Berk Yaltırık, tarihi kaynaklardan ve halk arasındaki rivayetlerden derlediği korku hikayelerini bir hamburgercinin bodrumunda toplananlara anlatıyor.

Yaltırık, korku hikayelerine ilgisinin çocukluktan başladığını belirtiyor ve ekliyor: Çocukken rahmetli anneannem ve babaannemle çok vakit geçirirdim. Onların anlattığı efsaneleri, rivayetleri dinlemeyi çok severdim.

Korku gecelerinin genellikle Edirne ve İstanbul’da yapıldığını ifade eden Yaltırık, “Ben hikayeleri çarşıda ocağa koyuyorum, Karaağaç’ta demleniyor, korku gecesinde de insanlara bunu servis ediyorum. Korku gecesinde duyuru yapılıyor ve bir hamburgercinin bodrumunda toplanıyoruz. Eskiden sokaklarda anlattığım hikayeleri biraz daha kalabalık bir kitleye canlandıra canlandıra anlatıyorum. Gelen insanlar da kendi rivayetlerini aktarıyorlar. Benimki bir nevi korku meddahlığı” diye konuşuyor.    

KÂBUSLARIM EKMEK TEKNEM

Yaltırık, korku hikayelerini insanlara gönüllü olarak anlattığını vurgulayarak şöyle devam ediyor: Beni takip eden kitleden güzel geri dönüşler geliyor. Defineciler de benim başımın tatlı belaları. İnterneti çok iyi kullanıyorlar ve benim hikayelerime erişiyorlar. ‘Şu haritayı okur musunuz’, ‘Şöyle bir efsaneyle ilgili bilginiz var mı’, ‘Şurada define var mıdır’ diye çok başımı ağrıttıkları oluyor.” Çok az kabus gördüğünü belirten Yaltırık, şunları söylüyor: Kabus gördüğümde de ‘ekmek çıktı’ dercesine kaleme, kağıda sarılıyorum. İnsan bir süre sonra alışıyor zaten. Çok kapıldığım bir hikaye yazdığım zaman karakterle kendimi özdeşleştirmişsem o zaman ışıklar açık uyuduğum oluyor. Artık alıştım. Çok büyük bir korku durumu oluşturmuyor benim için. Ama yine de içimde her zaman saklı olan bir parça korku var. Zaten o korku duygusunu yaşamazsam, hissetmezsem insanlara aktaramam.”     

ÇARŞIDAKİ ESNAFTA HİKAYE ÇOK

İlk olarak tarihi bir kaynaktan veya olayı aktaran kişiden hikayeyi derlediğini dile getiren Yaltırık: Daha sonra kendi inziva bölgem olan Karaağaç’a çekiliyorum. Benim için bir ilham yeri. Edirne, korku unsurunun kültürel olarak canlı tutulduğu bir yer. Osmanlı merasimleri ve halk inanışlarıyla ilgili Abdülaziz İbn-i Cemaleddin Efendi’nin bir eseri var. Ben hikayelerimde de bu unsurları kullanıyorum. Bunların dışında Anadolu’dan aşina olduğumuz diğer varlıkları da işliyorum. Çarşı çok önemli, hem Edirne’nin hem benim hayat damarım. Çünkü esnaf tıpkı Osmanlı zamanında olduğu gibi yine bilgi kaynağı.