19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Erkeğin dindarlığı elden gidiyor

Öteden beri nedense hep erkekler Müslüman kadını eleştirir. Ancak İslam’da haram ve helallerin erkekleri de muhatap aldığı görmezden gelinir. Dini yaşantı sorumluluğu sadece ‘kadın’a yüklenir. Peki bu gerçekten böyle midir? Dindar kanaat önderleri neden artık erkekleri konuşmalı? Sorduk, soruşturduk.

FATMA ERSOY 11 Mart 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Erkeğin dindarlığı elden gidiyor

Günümüzde seküler hayat dindarların en büyük imtihanlarından biri. Hem değerlerine ve inançlarına bağlı kalarak yaşamak hem de modernizmin dayatmalarına karşı koymak çok da kolay değil. Dünyevileşme konusunda en sert eleştiriler ise hep kadınlar üzerinden yapılıyor. Dindar kadınların giyimi, örtünme biçimi, sosyal ve toplumsal hayattaki konumu, kadın-erkek ilişkileri konusundaki tüm sorunlar sadece dindar kadının gerektiği kadar Müslümanca yaşamayışına bağlanıyor. Ancak kadın için geçerli olan emir ve nassların erkekler için de bağlayıcı olduğu nedense göz ardı ediliyor. Aile yapısındaki bozulma kadının evden dışarı çıkışına bağlanırken erkeğin neden evden uzaklaştığı, sorgulanamıyor. Oysa yaşanan eksen kaymasından kadınlar kadar erkekler de sorumlu. Bu noktadan sonra dindar kadın ve erkeklerin nerede hata yaptık sorusunu sormaları büyük önem taşıyor. Bu anlamda Vuslat Dergisi’nin cesurca bir hamleyle “Ölçü ve Denge Ekseninde Erkek” başlıklı kapak dosyası hazırlaması, İslam’da erkek meselesini de gündeme getirdi. Biz de dindar erkeğin nasıl olması, yaşaması ve davranması gerektiğini Hasan Kalyoncu Üniversitesi akademisyenlerinden Doç. Dr. Emel Topçu ve sosyolog Nevin Meriç’e sorduk.

Cinsiyetçi yaklaşım ilişkileri sertleştiriyor

- Müslüman kadının giyimi, yaşam tarzı, ahlakı, namusu, sorumlulukları ve sosyal hayattaki yeri gibi mevzular hep konuşuldu. Peki neden benzer konular Müslüman erkekler için konuşulmuyor?  

Modern dünyada diye de bir ek gelmesi lazım cümleye. Çünkü modern dünya yani günümüzün dinamikleri karşısında kadınlar ve erkekler olarak Müslüman kalabilmenin imkanlarına kafa yormalıyız. Konuşulan ‘kadın’ da gelenek üzerinden tevarüs ettirilen bilgiler dolayısıyla topluma uymuyor, aşırı boşluklar kalıyor. Tabi meselenin erkekler yönü daha öncelikli. Bütün toplumlarda Avrupa, ABD; Osmanlı da dahil değişme önceliği erkekten başladı. Sistemi kabul edip onaylayan erkekler geriye baktıklarında kadınların da değişmesi gerektiğine kanaat getirdiler ve o yönde çabaladılar. Dolayısıyla bir yenilenme gerekecekse yine erkekten başlamalı. Erkek bunu görse bile konuşmayı ötelediğinden kadına çeviriyor bakışını. Oysa kendi düzelmeden kadın da değişmeyecek. 

- İslam’da erkek nasıl olmalıdır? Gelenekleri İslam’a mâl ederek ortaya çıkarılan erkek profili ya da modern hayatın dönüştürdüğü sorumluluklarından ve fıtri kimliğinden uzaklaşan erkek tipi yerine Peygamberi örnekliğe koymanın bir yolu var mıdır?

İslam’ın temel değerleri adalet hakkaniyet. Dolayısıyla modern dünyanın bunalımını da buradan yola çıkarak çözme imkanları bulabiliriz. Toplumsal alanda cinsiyet üzerinden kadın/erkek vurgusunun öne çıkarılması hiçbir ilerleme sağlamıyor bilakis daha çok sertleştiriyor ilişkileri. İnsanlar her inançtan, meşrepten, cinsten olabilir ama senin karşı duruşun adalet ve hakkaniyet üzere olmalı. Oysa biz çok rahat suçluyor, mobbing uyguluyoruz, yalan, iftira, küfür havada uçuşuyor… Bunları kendisine yakıştıran dindar erkek ve kadınlarda Hz. Peygamber örnekliği diye bir derdin olacağını düşünmüyorum. Erkek güç ilişkisini kadını öteleyerek ve toplum dışına iterek değil, aleme, kainata, insana çevirerek çözümler üretmeye yönlendirmeli. Bu da kadınlarla birlikte düzgün davranışlar geliştirme becerisi göstermekle mümkün diye düşünüyorum.

- Günümüz dindar erkekleri İslam’ın öngördüğüne uygun olarak yaşıyorlar mı? Sizce en büyük eksiklikleri neler? 

Rol–model ilişkisinde ciddi sıkıntılar var. Artık önceki kuşak sonrakine ilgi tecrübe aktarımında bulunamıyor. Teknoloji jenerasyonların karşılıklı ilişkisini bozdu. Küçükler öğreten pozisyonuna geçti. Bu alt-üst oluş da ciddi sıkıntılara neden oluyor. Aileler bir aradayken konuşamıyor ama sanal alemde her istediklerini yapıyorlar. 

Nitekim genç evlilerin en önemli boşanma nedeni erkeğin bilgisayar oyunu ve eve karşı ilgisizliği olarak çıkmış araştırmalarda. İşte dindar kanaat önderleri kadından uzaklaşıp bunlara kafa yormalı, diğer taraf kolay hallolur. Bu kibir ve egodan kurtulmalı erkek. Kendine hakim ve sahip olma özgürlüğü geliştirmeli. Bu da hem yetenek hem de merhamet eğitimi ve sorumluluktan kaçınmamakla mümkün.

Müslüman erkekler sınıfta kaldı

İslam’ın ilk yıllarında kadın ve erkeğin eşit olduğunu vurgulayan Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nden Doç. Dr. Emel Topçu, kadının toplumsal rolündeki değişim sürecini şöyle anlatıyor: İslam’ın ilk yıllarına baktığımızda kadın erkek konusunda fazla fark olmadığını görüyoruz. İslam aslında toplumu rehabilite etmek adına büyük bir devrimdir. İnsanların hafsalalarının almayacağı eşitlikçi uygulamalar getirmiştir. İlk yıllarda oluşan bu geliştirici ortam sonradan geleneklere dönülmesi ile zayıflamaya başlamış. Oxford Üniversitesi öğretim üyesi Profesör Dr. Muhammed Akram Nadwi, sürekli “Neden Müslüman erkekler kadınlara kötü davranıyor” sorularına maruz kaldığı için, İslam tarihinde kadın konusunu çalışıyor ve 10 bin kadar kadın alim olduğunu tespit ediyor. Kadın konusundaki olumsuz gelişmelerin çoğu moderniteden sonra oluşmaya başlamış. John Stuart Mill’i 1869 yılında Kadınların Köleleştirilmesi “The Subjection of Women” kitabını yazmaya iten ortam modernitenin geliştirdiği ortamdır. Daha önce bütün dünyada kadın, toplumu birbirine kaynaştıran ve devamını sağlayan birleştirici formülleri elinde tutan kişidir. Kadınlar bilgedir. Problem olduğunda onlara danışılır. Ama orta çağdan sonra yeni buluşlar ve düşüncelerle şirazesini kaybeden Avrupa “cadı avları” ile bu bilge kadınları infaz etmiştir. Bu kadınlarla beraber kadim bilgilerin kullanılmaz hale gelmesi sonucu bir iktidar mücadelesi ile kadınlar toplumda aktör olma rollerini kaybetmiş ve birer subje haline getirilmişlerdir. Bu durumdan İslam alemindeki kadınlar ve erkekler de etkilenmiş ve savrulmalar yaşanmaya başlanmıştır. Erkekler modernite etkisi ile iktidar peşine düşerken kadını koruma adına eve hapsetme ve onun üzerinde direnç geliştirme yoluna gitmişlerdir. İslam alemi olarak bu savunma mekanizmasından hala çıkamadık. Bir yandan algı ve anlama gücü gelişen kadın, diğer yandan iktidarını kadın üzerinde devam ettirmeye çalışan erkek anlayışı. İslam’da üstünlük sadece takva iledir. Diğer görevlerin hepsi hemen hemen aynı. Erkeklerin de kadınların da kendilerini sakınmaları gerekli. Erkeğin kendini sakınması kolaycılığa kaçıp kadını kısıtlayarak gerçekleştirilemez. Şimdiye kadar bu yapıldı. Biz bundan sonra erkeklerin aktif bir şekilde kendilerini sakınmalarını, mahreme dikkat etmelerini bekliyoruz. Kolaycılığa kaçıp kadın kısıtlanarak uygulanan mahrem anlayışında Müslüman erkekler Müslüman kadınları hapsettiler ama kendileri diğer kadınlarla beraber çalışmak durumunda kaldılar. Kendi mahremini korumayı bilmeyen Müslüman erkek bu ilişkiyi sağlıklı bir şekilde yürütemedi. Mahrem anlayışını kadın üzerinden gerçekleştirme algısı maalesef Müslüman erkeklerin sınıfta kalmasına sebep oldu. 

ERKEKLERİN DE KADINLARIN DA KENDİLERİNİ SAKINMALARI GEREKLİ. ERKEĞİN KENDİNİ SAKINMASI KOLAYCILIĞA KAÇIP KADINI KISITLAYARAK GERÇEKLEŞTİRİLEMEZ. MAHREM ANLAYIŞINI KADIN ÜZERİNDEN GERÇEKLEŞTİRMESİ ERKEKLERİN SINIFTA KALMASINASEBEP OLDU.