19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Hepimiz aynıyız sadece farklı bedenlere sahibiz

Sabancı Vakfı’nın toplumsal sorunlara çözüm üreten ‘sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini’ anlattığı Fark Yaratanlar programı, dokuzuncu sezonuyla devam ediyor. Programda yer alan ve çocuklara dansla farkındalık oluşturmayı hedefleyen Wheelchair Dance Project’in kurucusu Banu Dağcıoğlu Türkeli “Engelli ya da engelsiz, çocuk ya da yetişkin bireylere dansı öğretmek benim için farklı bir anlam taşımıyor. Hepimiz aynıyız, sadece farklı bedenlere sahibiz” diyor.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 14 Ocak 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Hepimiz aynıyız sadece farklı bedenlere sahibiz

14 bedensel engelli dansçı bir araya gelip yeni umutların peşinden gidiyor. Bu sene dokuzuncusu düzenlenen sezonun Fark Yaratan’ı bedensel engelli dansçılardan oluşan Wheelchair Dance Project oldu. İzmir Devlet Opera ve Bale sanatçısı ve koreografi eğitmeni Banu Dağcıoğlu Türkeli’nin hayata geçirdiği proje, bedensel engelli bireylere dans öğretme hedefi sonucunda ortaya çıktı. 2015 yılında kurulan grup, 14 bedensel engelli dansçının yer aldığı proje ile hem izleyicilerde farkındalık oluşması hem de engelli bireylerin sanatla buluşmasını hedefleniyor. Bilinçli bir toplum anlayışına katkıda bulunmak amacıyla hareket eden Wheelchair Dance Project’in kurucusu Banu Dağcıoğlu Türkeli’den projeyi dinledik.

Banu Dağcıoğlu Türkeli

- Bedensel engelli dansçılardan oluşan WheelchairDance Project nasıl çıktı ortaya?

2013 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ilk EngelsİZMİR Kongresi’nde bedensel/ortopedik engelli bireyler ile bir kereye mahsus dans gösterisi rica edildi. Beş dansçıyla gerçekleştirdiğimiz ilk temsilimizden sonra projenin sürekli kılınmasının daha önemli olduğunu düşünerek, gönüllü olarak koreografilerini yapmaya ve dans eğitimi vermeyi sürdürmeye karar verdim. Hedefimiz sloganımızda saklı... ‘WCDP Sadece Dans Ettirir.’ Ve bunun dışında bir hedefimiz daha var, çocuklara dansla farkındalık...

- Projenin amacı nedir?

WCDP’nin en büyük amacı ‘Çocuklara Dansla Farkındalık’ oluşturmak. Davet edildiğimiz engel koşulları uygun olan okullarda gösteriler yapıyoruz. En büyük desteği ve doğal tepkiyi bu güzel çocuklardan alıyoruz. Bizimle en çok çocuklar dans ediyor, hedefimiz sadece onların kalp ve ruhlarına dokunmak aslında, inanıyorum ki bozmaya devam ettiğimiz bu dünyayı sadece çocuklar değiştirecek. Esas fark o zaman oluşacak. Fark oluşturanlar sadece çocuklar olacak...

- Kaç yaş grubuyla çalışıyorsunuz ve ücreti var mı? 

Proje tamamen gönüllülük esasına dayalı. Dileyen katılımcı, gönüllü eğitmenlerimizle birlikte ücretsiz dans eğitimi alabiliyor. Projede yer alabilmenin tek şartı devamlılık ve disiplinli bir çalışma sistemine uyum sağlanması. Sağlık sorunları dışında herhangi bir sebeple devamsızlığı kabul etmiyorum. Çünkü danslarda koreografiler katılımcı sayısına göre düzenleniyor ve temsillerde kesin görev alabilecek dansçılarla çalışmayı daha doğru ve sağlıklı buluyorum.

- Seyircilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?

Sahneye çıktığımızda seyircimiz bizi gerçekten ‘iyi’ dans ettiğimiz için alkışlıyor. Sandalyeler sadece aksesuar rolündeler... Konservatuvar bale bölümü öğrencilerimin de inanılmaz desteği var. Projede onlar da yer alıyor. Farkındalığı çok yüksek bir nesil geliyor, umutluyum...

DUYGU SÖMÜRÜSÜNE KARŞIYIZ

- İsminizin İngilizce olmasının bir anlamı var mı?

Wheelchair DANCE Project ajitasyondan çok uzaktır. Bu tarz sömürüyü hissettiğim hiçbir etkinlikte zaten yer almıyoruz.Özellikle son dakika arandığımız Engelli Haftası veya Dünya Engelliler Günü etkinliklerinden de fazla hoşlanmıyoruz ekip olarak. Ötekileştirmeden uzak etkinlikleri tercih ediyoruz. İsmimizin İngilizce olma sebebi de bu. Tekerlekli sandalye, uçan sandalye, engelli, engelsiz dans kelimeleri ajitasyon oluşturan kelimeler ülkemizde... Bu isimlerle yüzlerce grup var, dans ettiğini, tiyatro yaptığını söyleyerek telefonla bilet satışı yapan hayali gruplardan dolayı ismimizin telaffuzu zor ama anlamı yine tekerlekli sandalye dans projesi olan WHEELCHAIR DANCE PROJECT kısaca WCDP olarak kullanmayı daha doğru buluyorum.

DANS EDEN MUTSUZ BİR İNSAN HİÇ GÖRDÜNÜZ MÜ?

- Engelli bireyler için büyük bir girişim. Eminiz ki çok mutlu oluyorlardır. Onlarla dans ederken yaşadığınız mutluluğu bizlere de anlatabilir misiniz?

Yaşadığım mutluluk aslında yaptığım mesleği gerçekten çok sevmemle alakalı. İşimi çok seviyorum, engelli ya da engelsiz, çocuk ya da yetişkin bireylere dansı öğretmek benim için farklı bir anlam taşımıyor. İnsanla çalışıyorum... Hepimiz aynıyız, sadece farklı bedenlere sahibiz... Sahnede dans eden mutsuz bir insan hiç gördünüz mü? Ben görmedim... Tüm dansçılarımla büyük gurur duyuyorum, bu cesaretlerini, çalışkanlıklarını ve inançlarını her temsilden sonra alkışlayarak ve önlerinde saygıyla eğilerek kutluyorum.

BUGÜNÜN ÇOCUKLARI YARININ DANS EĞİTMENLERİ OLACAK

- Ne tür danslar yapıyorsunuz? Ve projenin sonunda neler olacak? 

Dansçılarımızın yaş aralığı 11-45 arasında değişiyor. Her birinin engel yüzdesi ve çeşidi farklı. Kas rahatsızlığı, omurilik felci, protezli ve protezsiz birbirinden farklı ve rengarenk dansçılarımız var. Danslarda genelde klasik batı müziği kullanıyorum. Hayatım klasik müzik odaklı mesleğim ve yetişme tarzım gereği... Klasik bale kol formları ve modern dans disiplinlerini kullanıyorum. Bunun yanı sıra doğaçlama/improvizasyon atölye çalışmalarıyla bedenlerini daha iyi tanımalarını ve sınırsız hareket kabiliyetleri olduğunu ortaya çıkaran çalışmalar yapıyoruz. Kulak eğitimi için ritm ve tempo çalışmalarına da yer veriyoruz. Çünkü önce müziği doğru duymak gerekiyor, beden o zaman hissediyor. 2013’ten beri 35 temsil ile yaklaşık 25 bin seyirci ile buluştuk. Projenin ise bir sonu olmayacak, dans etmeye her zaman devam edeceğiz, Çünkü bugünün çocukları yarının WCDP dans eğitmenleri olacaklar...

Sabancı Vakfı Genel Müdürü Zerrin Koyunsağan: Umut veren hikayeler paylaşıyoruz 

- Sabancı Vakfı’nın toplumsal sorunlara çözüm üreten ‘sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini’ anlattığı Fark Yaratanlar programından bahseder misiniz? 

Sabancı Vakfı olarak kuruluşumuzdan bu yana kadın, genç ve engelli bireyleri odağımıza alarak onların karşı karşıya kaldıkları sorunların çözümü için projeler hayata geçiriyoruz. Bu doğrultuda 2009 yılında başlattığımız Fark Yaratanlar programı ile de toplumsal sorunlara seyirci kalmak yerine bireysel çözümler geliştiren ‘sıra dışı kişilerin olağanüstü öykülerini’ tüm Türkiye ile paylaşıyor; bu öykülerle ilham vermeyi hedefliyoruz. Bu yıl dokuzuncu sezonunda devam eden programa bugüne kadar 2 bin 400’ü aşkın başvuru aldık. Başvuru yapan kişi ve kurumlar arasından belirlediğimiz 166 Fark Yaratan’ın kendi çabalarıyla toplumsal gelişmeye yaptıkları katkılara görünürlük kazandırdık ve hikayelerini geniş kitlelerle buluşturduk. Fark Yaratanlar videoları, Türkiye ve yurt dışında 17 milyon izlenme rakamına ulaştı. Bu program ile bireylere ilham vermekle kalmadık, Fark Yaratanlar’ın güvenilirliklerinin artmasına, çalışmalarının yaygınlaşmasına ve yeni işbirlikleri yapmalarına da destek olduk. Fark Yaratanlar Programı ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden umut veren hikayeleri paylaşmaktan mutluluk duyuyor, bunların herkes için ilham kaynağı olmasını diliyoruz.