20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Türk sinemasının efsane isimlerinden biri olan Hülya Koçyiğit, bayram öncesi evini Star Pazar okuyucularına açtı. Kariyerinde yarım yüzyılı geride bırakan ünlü oyuncu, en büyük şansının kendisini seçimlerinde özgür bırakan eşi Selim Soydan olduğunu açıkladı.

Gökay Kalaycıoğlu11 Eylül 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Bayramlar sizin için ne ifade ediyor?

Birlik, beraberlik ve coşku demek! Şüphesiz ailenin, büyüklerin bir araya gelmesi; çocukları çeşitli hediyelerle sevindirmenin ve dargınları barıştırmanın en anlamlı günleri.    Bayram geleneklerine bağlıyız. Annemden gördüğümü kızıma aktardım, kızım da çocuklarına. Mutlaka ber araya geliriz.

Unutamadığınız bir bayram anınız var mı?

Üç kız kardeş annemin özene bezene diktirdiği elbiseleri giyerdik. Önce kabristana sonra anneanneme dedeme giderdik. Muazzam sofralar kurulurdu. Çocuklar lunaparka giderdi ve macunlar, eğlenceler sıraya girerdi. 

BABAMA DOYAMADIM! 

Bayramlarda elini öpmeye hasret kaldığınız kim var?

Anneannem. Onun hayatımda çok önemli bir yeri var. Tabii ki babamı da çok özlüyorum. 16 yaşındayken kaybettim babamı, doyamadım! 16 senenin 6 senesi yatılı mektepte geçmişti. Senelerce her adamı babam zannettim. Babam bize darıldı mı gelmiyor derdim.

Vefatı kabullenemediniz...

Evlendim anne oldum ondan sonra bullendim.

uMeslekte yarım asır vurgusuna kızıyor musunuz?

Niye kızayım? Ne güzel! Dolu dolu yıllar.

200 film yaptınız ve mütevazı bir yapınız var. Günümüz sinema sanatçıları portföylerine bunun onda biri tecrübe ya ekleyebiliyor. Fark nerede?

Tabii ki dönem farkı! Bizim dönemde sinema halkın tek eğlencesiydi. Çok talep vardı. Biz de çok fazla film yaparak bunu karşılamaya çalışıyorduk. Şimdi televizyon ve diziler halkı bu konuda öyle doyuruyorlar ki, sinemaya az ihtiyaç duyuluyor. Ben bir senede 14 film yapmışım Gökay! Ortalama bir film bir ay sürüyordur. Bazen de üst üste çakışmış çalışmalar. Bugün bir oyuncu ya bir film yapıyor, ya iki senede bir film yapıyor. 

Halkın değerlerinin karşılığı Hülya Koçyiğit miydi?

Ben önce ailem sonra mesleğim dedim. Aile Türk insanı için en büyük değer. Orada çok buluştuk. Yaptığım için en iyisini yapmalıyım dedim. Güzel bir denge oldu.

ÖNCE AİLEM, SONRA MESLEĞİM DEDİM 

4 yapraklı yoncada Fatma Girik fevridir, Türkan Şoray naif! Hülya Koçyiğit yoncanın nesiydi?

Bana sorulur mu bu yahu, sokaktakilere soracaksın. Bak yanımızda bir sürü seyircimiz var!

Seyirciye soruyoruz : Ne söylerseniz? Hülya Koçyiğit’e bir sıfat verin haydi!

İzleyici Sema Hanım: Asil demek istiyorum kendisi için. Duruşu hep aynı.

KİMSEYİ ELLİ SENE KANDIRAMAZSINIZ

Kabul mü Hülya Hanım?

İnsanın kendisi ile ilgili konuşması tuhaf. Dürüstlük, samimiyet, gerçeklik, gibi özellikler saklanacak şeyler değil. Ya öylesindir, ya değilsindir. Kendinize yakıştırdığınız bir pozisyonu elli sene sürdüremezsin. Bir yerde açık verirsiniz.  

Şuan çok iyi geçiniyorsunuz ama o dönemlerde kıskanır mıydınız birbirinizi?

Öylesine yoğun çalışıyorduk ki birbirimizi kıskanacak zamanımız yoktu. Birbirimizin filmlerini izlediğimizde telefon açıyorduk ve bu film şundan iyi olmuş, helal olsun diye motive ediyorduk.

Moral motivasyon diyalogları vardı yani?

Tabii ki. Bizi sıkıntılarımız bir araya getiriyordu. 

Şimdi kıskançlık var mı?

Aman yok, yok. Hiçbirimiz bir şey üretmiyoruz ki.

Yakın zamanda bir televizyon projeniz var değil mi? 

Program Türk Sineması odaklı olacak ama dünya sinemasından karakterler de yer bulacak. Yerli ve yabancı konuklar olacak. Geçmişten bugüne; bugünden geleceğe sinema konuşacağız. Dilerim 2017’de hayata geçecek.

  Son olarak bayram mesajınızı alabilir miyim?

Kayıplarımız, acılarımız ve acılı ailelerimiz var. Eğer mümkünse yardımlaşma ve o insanlara saygı gösterme günündeyiz. Bu bayram özellikle ziyaret etmeliyiz. Yalnız olmadıklarını hissettirmeliyiz.

O dönemde birbirimizi kıskanacak vaktimiz yoktu. Aksine filmlerimizi izleyip bu filmin şundan daha iyi, helal olsun derdik.  

OMURGAMDAKİ KIRIK İNCELENİRKEN AKCİĞERİMDE NODÜL TESPİT EDİLDİ  

Geçmişe dönüp baktığınızda pişmanlıklarınız var mı?

Her insanın iyi, kötü geçmişi düşündüğü zamanları vardır, bunlarla oyalanmam! Keşke demiyorum. Geçmişe baktığımda güzel şeyler görüyorum.

Bu sakin kadının hayattaki en büyük çılgınlığı nedir?

Ben bazen kendimi unutuyorum. Çocuklarla vakit geçirmekten çok hoşlanıyorum. Oldum olası gençlerle çok daha iyi vakit geçiririm! Yine bir bayram yurt dışında bir kayak merkezine gittik. Torunların kızak sevdaları tuttu. Beni de çağırdılar, uydum! Ama muazzam bir adrenalin... İlk deneme şahaneydi, ikincisinde süratle buz tutmuş bir tepeye çarptım. O an her şey bitti gibi geldi. Omurgamda kemik kırılmış. Kırık tespit edilirken akciğerimde nodül saptandı.

Büyük sıkıntı  yok değil mi?

Bakacağız. İnşallah yoktur! Olsa bile aldırmıyoruz, çok iyi olacak diyoruz. Sigara içmemem gerekli.

Uhde kalan bir şey var mı?

Türk Sineması’nın en iyi film dalında Oscar kazandığını görmek istiyorum.

Hırslı mısınız?

Hırs da ihtiras da var. Ama Bunların beni ele geçirmesini istemiyorum.

Biraz hırs, biraz tutku, biraz şefkat... Ama duyguların hiçbiri bir diğerini ezmiyor!

Her bir duygu yeri geldikçe çıkıyor dışarı. Medeni olmaya çalışıyorum. Törpülemeye çalışıyorum sivri taraflarımı. Birçok yönümü tatmin ettiği için bu mesleği yaptım.

Ailede güzellerin sayısı gitgide artıyor! Kıskanmıyor musunuz?

Alemsin Gökay! Hiç güleceğim yoktu! Hiç sorulmamıştı bu soru bana, ilahi! Ben hiçbir zaman güzel kadınım iddiasında olan bir kadın olmadım. Onun için benden çıkmış çocukların bu kadar güzel olmaları bende ancak hayranlık uyandırıyor. Hayran hayran bakıyorum onlara.

Ben kıskanırdım herhalde...

Baba olduğun zaman böyle düşünmeyeceksin. Senden daha iyi, daha başarılı, daha güzel, daha zengin, daha itibarlı olsunlar isteyeceksin evladının. İnan bana 5-10 sene sonra daha farklı düşüneceksin.

Her insanın iyi kötü geçmişi düşündüğü zamanları vardır. Ben kötü anlarla oyalanmam! Güzel anıları aklıma getiririm.

Bayramlar özeldir hele ki özel insanların enerjisi ile harmanlandıysa! Bu bayram belki de kendim için en güzel yatırımlardan birini yaptım, çok kıymetli bir değeri yüreğime kattım ve umuyorum ki o yürekte güzel de bir iz bırakarak ayrıldım o samimi yuvadan. Hülya Koçyiğit’den bahsediyorum. Asaleti, zarifliği, doğallığı, kadın haklarına duyarlılığı, dünyevi konulara hassasiyeti, anne şefkati ve memleket meselelerine bakış açısıyla tam bir rol model! İşini her zaman ailesinin bir adım gerisinde tutarken nasıl bu kadar başarılı olmuştu? Değerleri ile diğerlerinden nasıl farklı kalmayı başarmıştı? Zaafları, hüzünleri, hırsları, idealleri, ailesi, keşkeleri, sevdiği, özverileri, çılgınlıkları neydi? Her şeyini merak ediyordum ve sormaya da çekiniyordum yalan yok! Çünkü genel bir kanı vardı kendisinin de şikayetçi olduğu... Vay efendim! Hülya Koçyiğit konuşmaz, mesafelidir hatta soğuktur! Hiç de değil! Alın samimiyeti kucağınıza, bakın gözlerinin ta içine, izin verin o samimiyeti bir hissetsin bakın nasıl bir anda Kınalı Yapıncak’taki masum karaktere bürünüyor ve kalkanlarını indiriveriyor. Güzel yüreğinden bir kez daha öpüyorum sevgili Hülya Koçyiğit! Haydi bakalım dostlar bu hafta da haber bahane dedik ve sizler için Hülya Koçyiğit’in evine konuk olduk... Keyifli okumalar, iyi bayramlar!

Yasak cezbeder! Selim özgür bırakarak bana sahip oldu

Ailenin işin önünde olmasında sırf sizin tercihiniz mi belirleyiciydi yoksa Selim Bey’in de tercihi bu yönde miydi?

Selim Bey en büyük şansım. Çok özgür bıraktı beni. Beni benimle bıraktı. O özgürlükten belki, o kadar yolumu açıp özgürsün dedi ki ben de aileye dönük oldum.

Yasak cezbedici mi olurdu?

Olabilirdi, tahrik edici olurdu! Kamçılanır ve onu aşmak isterdim.

Öyle bir yapınız var mı?

Hayır da insan tabiatı bu. Yasak olana karşı insan tabiatı gereği onu delmek ister. Ne kadar medeni olursa olsun bir yol arar kendine.

Selim Bey, uslu tutmuş sizi...

Evet, özgür bırakarak bana daha çok sahip oldu Selim. Tersini de yapabilirdi.

An itibariyle kandırıldığınızın farkında mısınız Hülya Hanım?

Hayır! Aynı taktiği ben de ona uyguladığım için şartlar eşit Gökay’cım birbirimize böyle sahip olduk. Selim Bey bana, ben de ona. Özgürlüklerimiz bizi birbirimize kenetledi.

Güzel taktik... Pekala ya Hülya Koçyiğit yalnız bir kadın olsaydı yine böyle bir hayat mı tercih ederdi?

Yaradılış, neyseniz oysunuz hayatta. Değişmezdi duruşum. Seçimleriniz, seçtikleriniz neyse yaşamınız o oluyor. Ben bunu seçmişim. Böyle görmüş, eğitilmişim. Kendi annem ve babamda böyle bilmişim aksi olmazdı.

Pekala, dizilerde sizi niye göremiyoruz?

Aslında istedim ama çok geç karar verdim. Herkes yapmıştı, niye yapmıyorsunuz diyorlardı. Yapmamakla acaba ayıp bir şey mi yapıyorum dedim. Seyirci bir şey bekliyor da ben onlara cevap mı vermiyorum dedim. Karar verdim yaptım fakat o kadar yanlış seçimler yapmışım kihiçbiri senelerce sürmedi.Çok fazla tutan, halkın aman aman diyeceği işleri seçememişim. Sonra da boşver Hülya, gerek yok dedim.

Kıvanç, becerikli sesi de çok güzel

Ya estetik yaptırdınız mı?

60 yaşına geldikten sonra botoks yaptırdım. Kaşlarımı çattığımda derin çizgiler oluyordu, onu yaptırdım. Estetik kaygım var, çünkü çok kötü neticeler gördüm. Estetiğin insanı olduğundan çok daha farklı gösterdiği sonuçları gördüm. Herhalde böyle bir şey yaptıramam gibi geliyor. Neysem oyum. Yaşımı gösteren bir kadınım. Bu kötü bir şey değil bence.

Türkan Şoray hep Kadir İnanır ile eşleşmiş, yakıştırılmıştır filmlerde. Ya siz kiminle partner kabul edildiniz?

Ediz Hun’la yakıştırırlar beni filmlerde. En çok onunla film yapmıştım.

Doğru sizin Hülya Koçyiğit, Ediz Hun koşuşlarınız meşhurdur değil mi?

Evet ya! Hakikaten...Alemsin!

Haydi bugünün jönlerinden birinin kolundan tutun geçmişe götürün. Kimle oynamak isterdiniz Ediz Hun yerine?

Bugünün en popüler, en başarılı aktörlerinden biri benim damadım, Engin Altan Düzyatan!

Pozitif ayrımcılık yok! Başka isim istiyorum...

Pekala, Kıvanç Tatlıtuğ o halde. Kıvanç Tatlıtuğ hem çok yakışıklı, hem de çok yetenekli bir aktör, sesi de çok güzel.

Kızlarda kimi beğeniyorsunuz?

Kızlara kıyamam, ayırmak istemiyorum. Hiçbirine kıyamam, kırılmasınlar istiyorum.

Rol seçiyor muydunuz?

İster istemez seçiyorduk. Ha derken de gelen senaryolar üş aşağı beş yukarı belli bir imajın etrafındaki karakterlerdi.

Mültecilik konusunu dizi haline getireceğim ben de rol alacağım

Mülteci meselesini işleyeceğim. Bu topraklar oluşurken, insanlar bir yerlerden kovuldular, bir yerlere sığındılar, oranın yerlisi oldular, oraları sahiplendiler, kültüre adapte olmak için nesiller boyu çaba harcadılar. Bütün bunları düşündüğünüz zaman, yaşanan bireysel ve toplumsal acıları hissedersiniz. Dizideki olayların hepsi gerçek hikayeler. Tarihsel sıralamalar ve dönemler itibariyle sabit bir akış olmayacak zaman zaman ileriye gidişler, geriye dönüşler olacak.Karakterlerin yolları hiç ummadığınız hayatlarla kesişecek. Acının yanında aşk da olacak. Hoşuma giden karakterlerden birini canlandırmak istiyorum. 60’ların hippi gençliğinden, özgürlükçü bir kız... Projenin ve konunun uluslararası destek kısmına girmeyi planlıyorum. Bir yandan da senaryo işliyor. Zamanı var.

Evimde bostanım var, sebze meyvelerimin üretimiyle bizzat ilgilenirim

Felaket bakımsız bir kadınım. Mutlaka genetik mirasın etkisi var.  Günde dört saat uyuyorum ama beslenmeme dikkat ediyorum. Kendi bostanım var! Tek tek ilgilenirim bizzat! Ayvadan tut, domates, havuç, salatalık hemen hemen tüm sebze ve meyveyi mevsimine göre yetiştiriyorum.

Karılar Koğuşu’ndaki rolümü bilmeden kabul ettiğimi anladığım an...

Halit Refiğ’in Karılar Koğuşu’nu kabul ettim sandım ki orada Perihan Savaş’ın oynadığı masum kadını oynayacağım. Meğer genelev patroniçesi Tözey rolüymüş! İnanmıyorum dedim! “Ben senin oyunculuğunu görmek istiyorum” dedi.  Zorlandım ama başardım o rolle ödül kazandım.

Devlet meseleleri ile içli dışlıyım!

Devlet meseleleriyle haşır neşir oluşunuz da bir otokontrol yarattı mı?

Bir vatandaş olarak beni var eden insanlara kendimi hep borçlu hissedişim var. Eğer aklım çalışıyorsa, fikrim varsa, bir söz söyleyeceksem bundan kendimi geri tutmam, söylerim. 

Siyaset süreci nasıl başladı?

Beni ilk düşünen ve arayan Allah rahmet eylesin Turgut Özal oldu. Dedi ki; “Hülya Hanım, sizin toplumda bir yeriniz var. Bu film yapmakla ve basına konuşmakla olmuyor. Bunun yeri mecliste görev alıp, benimle çalışmaya var mısınız...” Kem küm etmeme fırsat vermeden “Tamam sizi milletvekili olarak aday gösteriyorum” dedi. Başladık çalışmaya. Kadının derdi var. Madem dertlisiniz bu konularda elinizi taşın altına koyacaksınız. Varsa yüreğin, yapacaksın. Ha oldu olmadı, olmayabilir, bunu da bileceksin. Ama fikrin gerçekse ve inanıyorsan bunu söylemeye devam edeceksin.

Toplumsal konularda öngörüleriniz yüksek mi?

Muhakkak! Çünkü araştıran, dinleyen, okuyan ve gözlemleyen biriyim. Böyle zamanlarda sancılanmaya başlıyorsunuz, bu böyle olmamalı bir yolu olmalı diye. Bunu bir şekilde insanların fark etmesi lazım, duyurmak lazım diye. Bir yerden birisinin bunun için çaba göstermesi lazım diye başlıyorsunuz o kavgaya.  .

AKİL İNSANLAR DOĞRU BİR İŞTİ! ELEŞTİRİLDİM! 

Akil insanlar listesindeki varlığınız çok eleştirildi ama mağrur duruşunuzu korudunuz...

Çünkü doğru bir iş olduğuna ve doğru yaptığımıza inanıyordum.

Şimdi Hülya Koçyiğit ne diyor?

Bugün bilinen, bilinmeyen bir sürü gerçek ortaya döküldükten sonra o çabaların ne kadar önemli bir adım olduğu bir kez daha anlaşılmıştır diye düşünüyorum. Devletimizle, Kürt vatandaşlarımızın barışması ve birlikte yaşayıp, yola birlikte devam etmeleri ve Türkiye sınırları içindeki Kürt vatandaşlarımızın bu ülkeye kendilerini yüzde yüz ait, bire bir eşit vatandaş hissetmeleri için çalıştık, amaç buydu. İçimizde olan, bu silahla çalışanların dışlanması idi.

Sonra o silahlar bize doğruldu...

Evet!

Siyasete rahmetli Turgut Özal sayesinde girdim. Sizi milletvekili olarak aday gösteriyorum dedi. Başladık çalışmaya...

PKK en büyük eziyeti Kürt halkına yapıyor

O dönem mücadele verdiğiniz insanların sizi anlamamasına küskünlüğünüz var mı?

Aslında halk anladı ve destekledi. Başlangıçta bu fikir ortaya atıldığında insanların yüzde 35’i kafasında olumlarken, bizim çalışmalarımız sonrasında bu oran 70’lere 75’lere çıktı. Özellikle yöre halkının inanışı 90’lara çıktı. Evet biz bu ülkenin vatandaşıyız, kanunlar önümüzü açıyor, dilimiz serbest, televizyonumuz var, okullar açılıyor dediler. Bütün bunlar niye yapıldı. Daha demokratik bir ülke haline gelebilmemiz için. Benim bir pişmanlığım olamaz çünkü yöre halkı bunun devamını istedi, bunu istemeyen PKK! Kürt halkının isteklerini dile getirmek için çırpınan bir örgüt değil ki. Tam tersi. Bütün eziyeti hepimize yapıyor ama daha çok o insanlara! Dolayısıyla hepimizin, orada yaşayan Kürt vatandaşlarımızın da, burada yaşayan Türk vatandaşlarımızın da problemi PKK... PKK’nın aramızdan çekildiğini düşünün, bizim birbirimizle alıp veremediğimiz hiçbir şey yok.