25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

İnsan kendine bunu neden yapar?

29 yaşındaki İranlı Sahar Tabar, Angelina Jolie’ye benzemeye çalışırken Tim Burton karakterine benzedi. Tabar’ın bu olumsuz değişimi estetik ameliyatları hakkında tekrar düşünmemize neden oldu. Uzmanlar bunun derin bir ruhsal bozukluktan kaynaklandığını söylüyor.

BÜŞRA UĞRAŞ2 Aralık 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
İnsan kendine bunu neden yapar?

Dünyada bir şeyler oluyor! Yaşam kalitemiz yükseldikçe kendi benliğimizle olan problemlerimiz artıyor. Ruhumuzda başlayan küskünlük ve yoksunluk hissinden uzaklaşmak için ise dış görünüşümüzle uğraşıyoruz! Düşünün, iyi bir ekonomi ve yaşam koşullarına sahip Güney Kore, dünyada en çok estetik yaptıran ülke. İntihar oranları konusunda da yine başı çekiyor. Dünyanın dört bir yanında insanlar sevdikleri bir ünlüye benzemek ya da bir anime karakterine dönüşmek için milyar dolarlar harcıyor. Konu ile ilgili yeni bir haber geçtiğimiz hafta İran’dan geldi. Angelina Jolie’ye benzemeye çalışan 29 yaşındaki Sahar Tabar, aylarca diyet yaptı, 40 kiloya kadar düştü. Bir de üzerine 50’den fazla estetik operasyon geçirdi. Sonunda ise Jolie’ye benzeyeyim derken Tim Burton filminden fırlamış bir karaktere benzedi. ‘Ölü Gelin’ adlı karaktere benzetilen Tabar’ın durumu düşündürücü. Konuyu değerlendiren Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, kendini değersiz hisseden kişilerin aslında benzemeye çalıştıkları popüler kişinin sahip olduğu saygınlık ve değeri elde etmeye çalıştıklarını söyledi.

MİMİKLER BİLE TEK TİP

Günümüzde şekilcilik ve tek tipçilik ön planda. Sevdiği ünlüye benzemek için bıçak altına yatan sayısız insan! Uzmanlara göre kendini değersiz hisseden kişiler popüler isimlerin sahip olduğu saygınlık ve değeri elde edebilmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Estetik operasyonların yaygınlaşması ile birlikte mimikler dahi tek tipleşti. Felsefenin, düşüncenin ve anlam derinliğinin değer kaybettiği bir dünyada yaşadığımızı ve şekilciliğin ön plana çıktığını söyleyen Psikiyatri Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alper Evrensel, “Tek tipçilik, ergen, genç ya da olgun, kadın-erkek hemen herkesi etkisi altına alıyor. Kıyafet, saç şekli, makyaj ve dahası estetik operasyonlar sonrasında mimikler bile tek tipleşiyor. Özgün bir değer oluşturmanın zorlukları karşısında tek tipçiliğin kolaylığı cazip geliyor. Tek tipçiliğin arttığı ve özgünlüğün değer kaybettiği bir gelecek kapımızda” diyor.  

TAKLİT ETME İLHAM AL

Model alma ve taklit etmenin bir dereceye kadar geliştirici olabileceğini vurgulayan Yrd. Doç. Dr. Evrensel, “Taklit, ilham alma düzeyinde kalmalı ve ardından kendi özgün değerleri içinde biricik ve eşsiz bir tarz yakalamaya çalışılmalı. Dünyada her insanın biricik ve eşsiz parmak izi olduğuna göre tarzının da özgün olması mümkün. Çözüm yolu ise kişinin kendi özgün değerlerini keşfetmesi” diye açıklıyor. Evrensel şöyle devam ediyor: Bir insan yakın çevresinde garip karşılanmasına rağmen farklı biri gibi davranmaya başlıyor ise bir sorun var demektir. Kendini değersiz hisseden kişilerde özenti ortaya çıkar. Daha özel ve popüler bir başkasına benzemeye çalışarak o kişinin sahip olduğu saygınlık ve değer elde edilmeye çalışılır. Kendini değersiz, zayıf, aciz hissetmek depresyon belirtisidir. Depresyon maskeli olur ise çok sinsidir. Çevreden alınan beğeni sözleri ilk etapta sahte bir mutluluk verse de depresyon ilerler. 

Ünlü imajı üzerinden kendilerine hayran topluluğu oluşturmak isteyen pek çok kişi neşter altına yatıyor. Sonuçlar çoğu zaman hüsran olsa da kişi ‘korkunç’ görüntüsünü göremiyor.