24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

İstiklal Marşı’ndan Soy Ağacına

İstiklal Savaşı’na tanıklık eden Sefer Can Dede, istiklale olan sevgisini ve yaşadığı topraklara olan bağlılığını 80 yıl boyunca devam eden bir gelenekle gösterdi. İstiklal Marşı’nın sözcüklerini çocuklarına ve torunlarına isim olarak koyarak tarihte eşi benzeri görülmemiş bir geleneğin mimarı oldu. Sefer Can çocuklarına ve torunlarına Korkmaz, Sönmez, Yüzen, Şafak, Hilal, Serhat, Birgül, Irkım, Kahraman, Yurdun, Şüheda, Ezel, Can, Parla, Çehre isimlerini verdi. Bu geleneğe ait isimlerden birini taşıyan İbn Haldun Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Koordinatörü Serhat Can, dedesi Sefer Can’ın gururla devam ettirdikleri geleneğinin etkileyici hikâyesini anlattı.

15 Nisan 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
İstiklal Marşı’ndan Soy Ağacına

İstiklal Marşı, Mehmet Akif Ersoy’un ilmek ilmek işlediği, okunduğunda milli duygularımızı harekete geçiren, destan yazan bir milletin bağımsızlık ruhunu ve mücadelesini anlatan eşsiz bir destan. Bu destanı dinleyen bu milletin her ferdi kendisinden bir şey bulur. Tıpkı İstiklal Savaşı’nı bizzat gören Sefer Can Dede’nin hikâyesinde olduğu gibi…İbn Haldun Üniversitesi’nin aylık olarak yayınladığı Açık Medeniyet gazetesinde 1914’te I. Dünya Savaşı’nın içine doğan, seferberlik halinde olan ülkede doğduğu için kendisine “Sefer” ismi verilen Sefer Can Dede’nin, İstiklal Marşı’nı çocuk ve torunları ile yaşatan hikâyesi yer aldı. Çocukluk yıllarında savaşın en zor anlarına tanıklık eden, Kurtuluş Savaşı sonrası ülkenin içinde bulunduğu zor durumları da gören Sefer Can Dede, yaşadığı topraklara olan bağlılığını ve istiklal özlemini bugün 80 yıla ulaşan bir gelenekle göstermeye çalıştı. Sefer Can Dede, Mehmet Akif’in istiklal mücadelesi için yazdığı o dizelerindeki sözcükleri çocuklarına isim olarak verdi. Gelenek, aile tarafından hala sürdürülüyor.

“Dedemin başlattığı bu geleneği biz de gururla sürdürüyoruz”

Sefer Can Dede’nin ülkeye olan aidiyetinin ve sevgisinin bir simgesi haline dönüşen bu gelenek, aradan uzun yıllar geçmesine rağmen devam etti ve bugün dördüncü kuşağa dek ulaştı. Bu geleneğe ait isimlerden biri olan İbn Haldun Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Koordinatörü Serhat Can, dedesi Sefer Can’ın başlattığı ve sonrasında gururla devam ettirdikleri geleneğin etkileyici hikâyesini anlattı. Çerkez kökenli bir aileden gelen Serhat Can, kendisinden altı kuşak önceki dedesinin Kafkasya’dan göç ettiğini ve dedelerinin birkaç kuşak boyunca Türk ordusu safında savaştığını ifade etti. 

“Milli marşınızdan bir nesil oluşturarak ‘Biz bu ülkeyi çok seviyoruz’ diyebilirsiniz.” 

İsmini İstiklal Marşı’ndan alan ailesinin gittikçe daha da büyüdüğünü ifade eden Serhat Can şöyle konuştu: 

“İstiklal Marşı bize sahip çıkmış, biz de ona sahip çıkmışız.”

“Dedem Sefer Can hayattayken çocuklar ve torunlarla birlikte yaklaşık 11 kişiydi ailemiz. Şimdi bu rakam 17’ye yükseldi. Bunları büyükten küçüğe doğru saymak gerekirse Korkmaz, Sönmez, Yüzen, Şafak, Hilal, Serhat, Birgül, Irkım, Kahraman, Yurdun, Şüheda, Ezel, Can, Parla, Çehre ve en küçüğümüz Ata ve Hür. Ülkeye aidiyetinizin ve sevdiğinizin göstergesi haline gelmiş oluyor bu gelenek. Ve bunu resmi olarak yazdırmış oluyorsunuz Nüfus Müdürlüğü’ne. Bir nüfus kâğıdına ‘Biz bu ülkeyi çok seviyoruz’ yazamazsınız belki ama bu ülkenin marşından bir nesil oluşturduğunuz zaman bunu göstermiş olursunuz.”

Serhat Can ilk ismin 1937 yılında “Korkmaz” adıyla babasına verildiğini, en son 2017 yılında ikiz yeğenlerinin doğduğunu söyledi. Can, “17-18 tane isim var, uzun vadeli bir hikâye. 80 yıldır devam eden bir gelenek haline dönüştü, bir anda yapılabilecek bir şey değil. İnsanlar ilk duyduklarında inanmakta zorluk çekiyorlar hikâyemize, biraz şaşkınlık yaşıyorlar. Hevesli bir şekilde tek tek isim soruyorlar. Birçok insanın hoşuna gidiyor.”

“Marştan çıkarabileceğimiz çok isim var, geleneği devam ettirmek istiyoruz.” Geleneği torunlar olarak devam ettirmek istediklerini, isim koymada sıkıntı çekileceği takdirde tekrara düşebileceklerini belirten Can, şöyle konuştu:

“Gurur verici, bilinçli yapılmış bir hareket olması dolayısıyla geleneğin ailemize mal olması bizi memnun ediyor. sİnşallah bizden sonraki kuşak da bu anlamlı geleneği devam ettirir. İstiklal Marşı’nda daha koymadığımız çok isim var. Neredeyse her şey isim olabilir. ‘Yıldız’ var mesela, ‘Hakkı’ var, ‘Afak’ belki isim olabilecek, ‘Nazlı’ var, ‘Garb’, ‘Çelik’, ‘İman’ var. Çocuğum olursa, aile olarak karar vermek daha uygun olur ama belki babamın ismi, Korkmaz’ı koyabilirim.” 

Serhat Can hikâyelerinin yıllar önce TRT için hazırlanan bir belgesele de konu olduğunu belirterek, geleneğe dair ortaokulda yaşadığı bir anısını anlattı: 

“Yıllar önce ortaokul son sınıftayken bir sınıf arkadaşım vardı. Bir gün dersteyken kalkıp, benim adım Arda dedi. Edebiyat hocamız da ‘Adının anlamını biliyor musun?’ diye sordu. Çocuk da söyledi. Hoca, ‘tamam otur’ dedi ve sonrasında ‘Siz hatırlamazsınız seneler önce televizyona adamın biri çıkmıştı. Bütün çocuklarına İstiklal Marşı’ndan isimler koymuştu.’ dedi. Ben de parmak kaldırıp ‘Hocam, işte o çocuklardan bir tanesi de benim’ dedim. Aradan 8 yıl geçmiş olmasına rağmen biliniyordu hikâye. Şimdi de gündeme gelmesi çok güzel bir şey.”

İSTİKLAL SAVAŞI’NIN TANIKLARINDAN SEFER CAN DEDE ÇOCUKLARINA VE TORUNLARINA İSTİKLAL MARŞINDA GEÇEN KELİMELERİ İSİM OLARAK VEREREK BİR GELENEK BAŞLATTI.

İSİMLERİNİ 80 YILDIR SADECE İSTİKLAL MARŞI’NDAN ALIYORLAR…