'Kadınlar üretsin Türkiye büyüsün'

Yeni Dünya İş Kadınları Platformu kurucusu Havva Firdevs Külünk “Kadınlar her anlamda takdire şayan varlıklar” diyor ve desteğe ihtiyaç duyduğunu düşündüğü kadınlara yardım etmek amacıyla kurduğu platformunu anlatıyor. Hepsi akademisyen ya da iş veren 20 kadından oluşan platformda kadın istihdamından, maddi-manevi desteğe kadar pek çok çalışma yürütüyorlar. “Kadınlar üretsin, Türkiye büyüsün” mottosunu benimseyen platform çeşitli şehirlerdeki kadınlarla sürekli iletişim halinde. Bir yandan da her ay düzenledikleri söyleşilerle alanında uzman kişilerle güncel konuları tartışıyorlar. “Peygamber efendimiz ‘İki günü eşit olan ziyandadır’ diyor. Ben de kendimce bu sözü uygulamaya çalışıyorum” diye anlatan Külünk ile platformu ve kadın sorunlarını konuştuk...

Sizi daha yakından tanıyabilir miyiz?

Beykent Üniversitesi Yönetim-Bilişim Sistemleri Bölümü’nden mezun oldum. Bilgi Üniversitesi’nde de İşletme Bölümü’nde yüksek lisans yapıyorum. Aile şirketimiz var ben ikinci kuşak yöneticiyim.

Yeni Dünya İş Kadınları Platformu’nu kurmaya nasıl karar verdiniz?

Ailem siyasetçi ve babam da sürekli olarak derneklerde, STK’larda aktif rol üstlenen biri. Dolayısıyla ben de küçüklüğümden beri pek çok derneğin faaliyet süreçlerinin içerisinde bulundum. Tüm bu süreçte bu tarz faaliyetlerde kadınların çok da aktif olmadığını fark ettim. Gittiğim dernek toplantıları da beni tatmin etmiyordu. Bu vesileyle Yeni Dünya İş Kadınları Platformu doğdu. Platformda kimler olabilir, nasıl olmalı diye iki yıl düşündüm.

İki yıl uzun bir süre.

Evet çünkü bizim için kriterlerimiz ve katılımcılarımızın karakterleri çok önemli. Düşündüğüm insanların kriterleri uysa karakterleri uymuyordu, karakterleri uysa kriterleri uymuyordu.Bu nedenle toplanmak zor oldu.

Kriterleriniz neler peki?

İş veren ve akademisyen kadınlardan oluşuyor. Kriterimiz buydu. Sözünde duran, sorumluluk sahibi, toplantılara vaktinde gelebilecek biri olmalı buraya gelen kadın.

Platformun amacı nedir?

2012 yılında kurulduk. Biz bir yardım platformu değiliz. Kadınlara istihdam alanı oluşturmayı hedefliyoruz. Yani bir nevi onlara balık vermek değil balık tutmasını öğretmek istiyoruz. Her yıl en az 50 kadına istihdam oluşturmayı istiyoruz. Düşünsenize yılda 50 kadın olsa 10 yıl sonra 500 kadına ulaşacağız. 

Bu nedenle mi adı Yeni Dünya?

Hem istihdam sağladığımız kadınlar için yeni bir dünyanın kapısı açıldı hem de bu tarz platformların sayısının artmasında da etkimiz oldu. Bizim amacımız kadınların üretmesiydi. Bu platformların kurulmasıyla buna da vesile olmuş olduk.

Platform olarak neler yapıyorsunuz?

Her ay tecrübe toplantıları düzenliyoruz. Amacımız projeler geliştirip, üretmek ve böylelikle kadınları istihdam alanlarına katmak. Yılda bir proje geliştiriyoruz. Geçen yıl 2015’in projesiyle Isparta’nın Güneykent ilçede 30 kadına dokuma tezgahları aldık, bir kamyon geri dönüşüm malzemesi gönderdik. İçinde gözleme yapıp satabilecekleri Yörük çadırları verdik. Gerçekten de buralarda çalışmaya başladılar. Dokuma tezgahlarında çalışıyorlar hatta bu vesile ile bir de kooperatif kurdular. 2016 projemizdeyse yine Isparta’da sağır dilsiz ve Romen kadınlara istihdam oluşturmaya yönelik. Proje inşallah 2016 bitmeden tamamlanacak. 2017’de  aynı şekilde işitme engelli kadınlar için Denizli’de olacağız. Bir de 2017 yılında açmayı planladığımız bir sergi var. Henüz ismi netleşmedi ama ‘10 Kadın 10 Portre’ başlığı altında Erzincan, Isparta, Kars, Ardahan gibi yurdun çeşitli köşelerinden girişimli kadınları İstanbul’a getirip onların yaptıkları işleri anlatacağız ve portrelerini çekeceğiz. Amacımız onları onure edebilmek. Yerel kalkınmayı destekliyoru

Sponsor desteğimiz yok. Kendi aramızda topladığımız bağışlarla kadınlara iş kurma imkanı sunuyoruz. Satış kısmına yardım ediyoruz.

GÖÇÜ ENGELLEDİK

Bu tarz girişimler sizce neden önemli?

Lojistik sektöründe çalışıyorum, üç gündür fuardaydık ve fuarda standı olan tek kadın bendim diyebilirim. Bin kişilik bir ihracat zirvesine katıldım, neredeyse bütün ihracatçılar oradaydı ve 100 tane bile kadın yoktu! Bizim sloganımız ‘Kadınlar üretsin, Türkiye büyüsün’ çünkü kadınlar üretecek ki ülkemiz büyüyecek. Ki kadının illa bir işe girip çalışması gerekmez. Evinde ahşap boyama yapar satar yine ev ekonomisine bir katkı sağlar. Bir de konu sadece para kazandırmak değil, İnşirah Suresi’nde Allah (c.c) “Canın bir şeye sıkıldığı zaman kendini başka bir işe ver” diyor. Çünkü vermezseniz depresyona girersiniz. Kadınların para kazanmaktan önce kendilerini motive edebilecekleri bir işe ihtiyaçları var. Geçen yıl Isparta’da bir festivale katıldık orada Vali “Buradaki kadınlara iş alanı oluşturarak onların kırsaldan şehre göçünü engellemişsiniz” dedi. Buna vesile olduğumuzu hiç düşünmemiştim ama düşününce doğru. Ben o kadar çok ‘kadının bir meşgalesi olsun hem de evine ekmek götürsün’ fikrine odaklanmışım ki sosyolojik sonuçlarını unutmuşum. Bunu düşünmek bize çok büyük mutluluk veriyor.

“İKİ GÜNÜ EŞİT OLAN  ZİYANDADIR”

Her ay alanında uzman biriyle söyleşi yapıyorsunuz. Bu etkinliğinizin hikayesi nedir?

Yılda sadece bir proje yapıyoruz, bu söyleşilerin amacı hem platformumuzu tanıtmak hem de insanları dinleyerek ufkumuzu genişletebilmek. Burada hiçbir zaman boş konu konuşulmuyor. Bu kapıdan çıkan herkes muhakkak faydalı bilgiler edinerek ayrılıyor. Benim de öyle bir kriterim var, bana bir şey katmayacağını düşündüğüm insanlarla pek fazla görüşmemeye çalışıyorum. Peygamber efendimiz “İki günü eşit olan ziyandadır” diyor. Ben de kendimce bu hadisi uygulamaya çalışıyorum. Platformda da her ay bilgi birikiminden faydalanmak istediğimiz kişilerle bir araya geliyoruz. Bu ay Star Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Nuh Albayrak ile bir aradaydık, geçtiğimiz ay meme kanserine dikkat çekebilmek için Acıbadem Hastaneleri’nden Onkolog Doç. Dr. Özlem Sönmez geldi. Hatta o vesileyle toplantıda bir yardım toplayalım dedik ve meme kanseri bir kadının ihtiyacını giderecek bir miktar topladık. Çok uçuk rakamlar değil tabii ki ama yaptıklarımızın bir sonucu olsun istediğimiz için.

Nerede yayınlanıyor bu toplantılarda yapılan söyleşiler?

Bizim kendi şirketimizin internetten yayıncılık yapan kanalı www.cinartv.com adresinde yayınlanıyor.

Keşke daha çok vaktimiz olsa

Hepiniz iş kadınısınız. Bir de platforma vakit ayırmak zor oluyordur.

Toplamda aktif katılımcımız 25.  Şunu da belirtmem gerekiyor; ben ve buradaki diğer kadınlar olarak önceliğimiz işimiz. Yeni Dünya İş Kadınları Platformu bizim sosyal bir faaliyetimiz. Burada biz kendi boş vakitlerimizi, işimizden kalan zamanlarımızı değerlendiriyoruz. Keşke çok daha fazla vakit ayırabilsek ve daha güzel işler çıkarabilsek.

Kadınların yükü hep çok fazla değil midir zaten!

Aynen öyle. Bence erkekler hiçbir şey yapmıyor! Kadınların hayatları o kadar zor ki! Hem anne, çocuklarının sorumluluklarını omuzlanıyor hem çalışıyor, iş stresi yaşıyor hem de sosyal faaliyetlere katılıyor. Kadının adı altın harflerle yazılmalı. Her anlamada takdire şayan varlıklar. Hele yereldeki kadınların çabası! Onları destekleyecek kimse yok! Biz de zaten o nedenle onların arkasında durmak istiyoruz.

Birçok ortamda kadınlar azınlıkta. Sadece Türkiye’de değil dünyada böyle. Peki sizce bunun nedeni nedir?

Allah kadınla erkeği yani Adem ile Havva’yı birbirlerini tamamlamak için yaratmıştır. Batı felsefesini şüphecilik üzerine bina ettiği için sosyo-ekonomik hayatta, kadınla erkeği çatıştıran, çarpıştıran bir rol modele sokmuştur. Oysa Mekke’de 571-632 altın çağında Hz.Hatice validemiz tüccar bir insan, Aziz Peygamberimiz ise yetim, seküler olarak fakir. Allah bu hadisede biz Müslümanlara öylesine bir ders veriyor ki, anlamayan akıl,aklından şüphe etmesi gerekir. Peygamberliği verdiği kulu fakir; Ona zevcelik, hanımlık yapacak kadın Mekke’nin en zengin tüccarı. Ne Peygamberde kompleks var ne de hanımı Hz. Hatice’de. Doğru denklem iki varlık insanlık tarihini kurtaracak kutsal mücadelede iki bedende bir varlığa dönüşme kudretini gösterebilmiştir. Bizim Yeni Dünya İş Kadınları Platformu olarak erkeklerimizle çatışma ve çarpışma kompleksimiz yoktur. Biliriz ki, kadında olan özellik erkekte yoktur. Erkekte olan özellik kadında yoktur. Yokları varlığa dönüştüren Aziz İslam Dini’nin eşrefi mahlûkat çizgisidir.