20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Kalbimiz Ege'de kaldı

Kıbrıs, Ege Adaları, azınlık sorunları iki ülke arasında bitmeyen siyasi kriz meselesi... Ama Atina yangınında da gördük ki komşuyla aramızda ne yaşanırsa yaşansın Yunanistan’a ateş düştüğünde, Türkiye’de de canlar yanıyor.

SELİM EFE ERDEM 29 Temmuz 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Kalbimiz Ege'de kaldı

Evlerinin etrafı orman yangınıyla sarılmış anne ve çocuklar, son bir umut denize doğru koştular... Ama neredeyse sahile ulaşacakken alevler etraflarını sardı. Kendi canları önemli değildi ama ya çocukları? Annelik içgüdüsüyle üzerlerine kapandıkları çocuklarını yangından korumaya çalıştılar ama itfaiye ekipleri oraya ulaştıklarında denize sadece 15 metre kala, birbirlerine sarılarak ölmüş 26 anne ve çocuğu bulmanın şokunu yaşadı. 

Yunanistan’daki yangın bizi de yasa boğdu. Bir yerde komşuluk, diğer yanda acılarla yoğrulmuş olsa da binlerce yıllık ortak bir tarih vardı. 1999 ve sonrasında gördük ki deprem, yangın gibi afetler yaşandığında iki halk birbirinin acısını sarmak için dünyadaki diğer ülkelerden önce birbirine yardıma koşuyor. Son yangın da gösteriyor ki iki ülke arasında siyasi sorunlar kazan-kazan formülüyle aşıldığında, silah tüccarı ülkelerin dayattığı ‘it dalaşlarının’ yerini örnek bir dostluk ilişkisi alacak. Yangının başladığı sırada Atina’da bulunan ve turist rehberliği yapan Dimitris Gazias’ta, iki halk arasındaki bu paylaşım için sosyal medya hesabından Türkçe olarak ‘Teşekkürler Türk halkı’ paylaşımında bulundu. Yangına ilişkin gelişmeleri an ve an takip eden, iki toplumu yakından tanıyan Gazias, felaketi anlattı. 

FELAKET BÖYLE BAŞLADI

Çok üzgünüz, nasıl böyle bir felaket yaşandı?

Yunanistan’da şehirlerimiz artık maalesef çok büyüdü. Merkezden dışarı, ormana doğru çıkıyor ve denetimler de yetersiz kalıyor. Felaketin yaşandığı o gün, çok büyük bir talihsizlik meydana geliyor. Önce saat 12.00’de, Atina’nın batısında büyük bir yangın başlıyor. Yangının büyüklüğü nedeniyle itfaiyenin neredeyse bütün hava ve kara söndürme araçları oraya sevk ediliyor. Bu defa saat 17.30’da Atina’nın doğusunda ikinci bir yangın başlıyor. Bu ikinci yerde daha önce de yangınlar çıkmış ama hepsi ana caddeye gelince durmuştu. Bu defa rüzgarın etkisiyle caddeyi aşıp evlere ulaşıyor ve felaket böyle başlıyor. 

SARILARAK CAN VERDİLER

Yangın yerleşim birimlerini sararken, maalesef insanların kaçacak zamanı da olmamış... 

Yerleşim yerlerinin arkası orman, önü deniz ama sahille yerleşimlerin bittiği yerde 20 metre yüksekliğinde bir uçurum var. Yangın evlerini sararken insanlar denize doğru koşuyor. Yangın o kadar hızlı ki görgü tanıklarının anlattığına göre 14 yaşındaki bir kızımız koşarak kaçmasına rağmen elbisesi arkasından ateş alıyor. Kurtulmak için denize atlamaya çalışırken kayalıklara düşerek can veriyor. Sahile inen bir merdiven var ama oraya sadece 15 metre mesafede 26 kişinin etrafını alevler sarıyor. Analar çocuklarını sarmış, üzerine yatmış yangından korumak için. Ama yangın çocuklarını da almış. Denize 15 metre uzaktalar, ulaşsalar kurtulacaklar... 

84 ÖLÜM, 40 KAYIP

Felaket hangi boyutta?

Cuma günü itibariyle resmi rakamlara göre 87 kişi hayatını kaybetti. Bunların beşi, denizde boğuldu. 40 kişi kayıp. Fotoğraflara baktığınızda, korkunç bir felaket olduğunu göreceksiniz. Bin 500 ev tamamen yanmış. Bin 500 ev ağır hasar görmüş, bin ev oturulamaz halde.  

Sabotaj bulgusu var mı?

Böyle bir şey düşünmüyoruz. Bizi şu anda düşündüren, neden bu kadar insan öldü? Eksik neydi? Bir daha yaşanmaması için ne yapılabilir? Şimdi yardımlarla yaramızı sarıyoruz.  

TÜRKİYE’YE TEŞEKKÜR

Türkiye bu felakete çok üzüldü ama yangın uçağı yardımı yapamaması da burukluğa neden oldu. 

Yangın bir buçuk saatte her yeri kül etti ve üç saatin sonunda denize ulaşarak kendiliğinden söndü. Arkasında başka neden yok, yangın söndürme araçlarına ihtiyaç kalmamıştı. Tam tersine, Yunan halkı Türk halkının gösterdiği ilginin farkında. Yunanistan’a tüm dünyadan başsağlığı dilekleri gelirken, sosyal medyadaki mesajların yüzde 70’nin Türkiye’den geldiği görüldü. Türkiye’nin her yerinden üzüntümüz paylaşıldı. Yunan halkı bundan etkilendi. 1999 depreminden sonra bir şeyler değişmeye başladı. Maalesef, bu çok acı ve vahim olaylar Türk ve Yunan halklarını birbirine daha yaklaştırıyor. 

DÜNYANIN EN BÜYÜK ORMAN YANGINI

Atina yangını, maalesef dünya tarihinin en büyükleri arasına adını yazdırdı. Can kaybı ve oluşturduğu hasar açısından, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük orman yangını olarak gösterildi. Orman yangınları dışında, şehir yangılarının en büyüğü ise 1923’de deprem sonrasında Tokyo’da meydana geldi. 142 bin kişinin hayatını kaybettiği olayda, 570 bin ev kül oldu ve 2 milyon kişi evsiz kaldı. 

AMAN EGE, AKDENİZ, İSTANBUL’A DİKKAT!

Komşumuz Yunanistan’da yaşanan felaket, Türkiye’de özellikle Ege, Akdeniz ve İstanbul ormanları ve çevresindeki yerleşimlerin güvenliğini de gündeme getirdi. Türkiye’nin yaşadığı en büyük orman felaketlerinden biri olan 2007’deki Antalya yangınında, üç noktada başlayan yangında 10 bin hektar yani yaklaşık 20 bin futbol sahası büyüklüğündeki Kızılçam alanı kül olmuştu. Ancak yangın, yerleşim yerlerine ulaşmadan söndürülmüştü.