25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Kuzeyin AKM’si…Kayıp opera binası…

İstanbul’da, Atatürk Kültür Merkezi yenilenen projesiyle şaha kalkarken, Trabzon’da ise yok olan bir opera binası küllerinden doğmak için ilgi bekliyor…1908 yılında yapılan ve 1958’de hoyratça yıkılan tarihi bina 60 yıllık bir özlemin timsali oldu...

SİNAN ALEMDAR19 Kasım 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Kuzeyin AKM’si…Kayıp opera binası…

Hititlerin, Perslerin, Romalıların geçtiği bir yol olan ve dünya tarihinin yaşayan en eski kentlerinden biridir Trabzon… İpekyolu’nun ayağını denize değdirdiği ve bilinen dört bin yıllık tarihiyle birçok kültür katmanını içinde barındıran kent, yolları genişletilmek istenirken sanat damarları daraltılarak yok edildi… Ve şimdilerde tarihi kazıyarak geçmişini arıyor…

Trabzon Opera Binası, 1908’de (Bazı kaynaklara göre 1912 tarihinde yapımına başlandığı da söylenmektedir.) bugünkü adıyla Atatürk Meydanı’nın hemen doğusunda yer alan bölgede, padişahın oluru ile Fransız bir şirket tarafından İtalyan mimarisi ile yapılmış ve 1937 yılına kadar tiyatro ve müzik salonu olarak kullanılmış.

OT YÜKLÜ KAMYONLAR GEÇEMİYOR DİYE YIKILDI!...

1937 yılından sonra sinema binası olarak kullanıldığı bilinen tarihi yapıda, piyano sesi eşliğinde sessiz film oynatıldığı da eskilerce söylenir. Osmanlı Dönemi ve Türkiye’nin önemli bir kültür mirası olan bu tarihi yapıda sahnelenen en acı perde ise 1958 yılında bir gece baskını ile yaşandı. Dönemin yerel yönetimi tarafından yol genişletme çalışması adı altında bu tarihi yapı 30 kişilik bir ekip ve balyozlarla yerle bir edildi. Trabzon o gece geri dönülmez bir sessizliğe gömüldü. 

Bazı Trabzonluların hatıralarına göre tarihi yapının ot yüklü kamyonların rahatça geçememesi sebebiyle yıkıldığı da söylenir…

Anne ve babalarımızdan dinlediğimiz müzik, sinema ve tiyatral hikayeler bu moloz yığınları arasında kalarak bir gece ansızın yok oldu… 

Trabzonlular yıllar boyu, tarihi opera binası ile ilgili yeniden yapılması için platformlar kurmuş; belgeseller hazırlamış ancak sesini bir türlü duyuramamıştı… Demiştik ya Trabzon’un 

o gece sesi kesilmişti bir kere… 

“HOYRATÇA YIKILAN BİNANIN İTİBARI İADE EDİLMELİ...”

Yok edilen görkemli binanın fotoğraflarına Trabzonlu fotoğraf sanatçısı Atilla Alp Bölükbaşı’nın arşivinden ulaştık.

Trabzon’un bağrında yetişen ve tarihi opera binası ile ilgili hazırladığı belgeselle Kubilay Pekşen de, Trabzon’da bir dönem gazeteciler cemiyeti başkanlığı da yapmış gazeteci Hasan Kurt da bu mücadeleyi veren aydınlardan yalnızca birkaçı. 

Pekşen’in belgeselinde birçok Trabzonlu aydının konuyla ilgili görüşleri alınmış ve yaklaşık 50 yıl birlikte yaşadıkları opera binasının kültür mirası olarak sahiplenilmesini ve mutlaka yeniden inşa edilerek itibarının iade edilmesi gerektiği görüşü çevresinde toplanılmıştı. 

Gazeteci Hasan Kurt ise, yıkılan opera binasının izlerini ararken birçok tanıkla görüşmüştü. Binayı yapan ailenin yakın akrabalarından biri olan ve geçtiğimiz aylarda vefat eden İtalyan Krino Kafato ile tanışma imkanı bulmuştu… Kurt’a, Kafato ile yaptığı görüşme ve diğer çarpıcı gerçekleri sorduk.

BİR BENZERİ AYNI YILLARDA SELANİK’TE YAPILDI…

Kurt; Atatürk Alanı’nın güney doğusunda 1958 yılında bir gece baskını ile yıktırılan bina ile ilgili şunları söyledi;

“Atatürk Parkı’nın güney doğusunda bulunan o bina, opera ve sinema salonu olarak 1908 yılında yaptırıldı. Binanın bir benzeri de Selanik’te. Oradaki opera binası da aynı tarihlerde yapıldı. 

Vefatından önce Kanada’da yaşayan Krino Kafato ile opera binası ile ilgili uzunca bir sohbet imkanım olmuştu. Kafato, o binayı yakın akrabalarının yaptırdığını, opera binasının padişahın da oluru ile yapıldığını kaydetmişti. Ayrıca hatırladığım kadarıyla opera binasının yapımında İtalyan ya da Fransız mimarın bulunduğunu söylemişti.” 

Trabzon kent meydanında ayakta kalan tarihi yapıların birçoğunun da bu dönemde yapıldığını belirten Kurt, sözlerine şöyle devam etti: Trabzon’da bugün müze ve konut olarak kullanılan bazı tarihi binalar da aynı dönemde yapıldı. Kostaki’nin merkez ve Köşk’teki konutları, Gabayani’nin Köşk’teki konutu, Değirmendere’de Nemlioğlu ailesinin yaptırdığı eski köprü gibi. Trabzon eski belediye binasının da o dönemler yapıldığı söylenir. Ayrıca Trabzon kent merkezinde bugün bir kısmı ayakta kalan tarihi evlerin birçoğu da 1900 ile 1916’lı yıllar arasında yapıldığını duymuştum.

SON FİLMİ ‘RÜZGAR GİBİ GEÇTİ’...

Tarihi opera binası ile ilgili bir başka ilginç detay ise varlığını tarih sayfasında yalnızca 50 yıl kadar sürdürebilen binada oynayan son perdenin Rüzgar gibi geçti adlı bir sinema filmi oluşu... Kurt şöyle devam etti:

“Opera Binası, mübadele sonrası 1937 yılına kadar tiyatro ve müzik salonu olarak kullanıldı. 

1937 yılında kentin ileri gelenlerinden Haydar Üçüncü, Hüsnü Aybay, Dişçi Asım ve Hasip Kalaycıoğlu TAMİŞ diye bir şirket kurdu. Bina o tarihten sonra sinema salonu olarak kullanılmaya başlandı. Sinemada o günlerde piyano sesi eşliğinde sessiz film oynatıldığını eskilerden duymuştum. O sinemada en son oynatılan film yanılmıyorsam, Rüzgar gibi geçti adlı meşhur Amerikan filmiydi.”

TAŞLARI BİR KESTANE AĞACININ ALTINA ATILDI…

“O binanın yıkılmasına gelince, rahmetli Ahmet Rasim Karanis, bugünkü CHP binası ile opera binası arasındaki yolun dar olduğunu, o nedenle yıkıldığını söylemişti. O yıllarda Trabzon Belediye Meclis Üyesi olan Ali Benli de aynı şeyleri bizzat bana söylemiş ve ‘Oradaki bazı taşlar, Kisarna’ya bir kestane ağacının altına gitti’ demişti.”

BİR GECE BALYOZLARLA ALAŞAĞI EDİLDİ…

“Sinemayı işleten Haydar Üçüncüoğlu’nun oğlu Reha Üçüncüoğlu ile binanın yıkılmasının parti için çekişmesinden kaynaklandığını ileri sürerek, ‘Haluk Çulha Bey önce Demokrat Parti’den belediye başkanı ardından milletvekili seçildi. Milletvekili olunca yerine belediye meclisinden Ahmet Karanis başkan oldu. Rahmetli Ahmet Karanis ile babam partide rakiplerdi. Bina belediyenindi. Babamlar sinemayı belediyeden kiralamışlardı. Sinemayı bizden almak istediler. Babam binadan çıkmak istemedi. Bir gece sabaha karşı önce çatıyı alaşağı ettiler. Sonra tüm binayı yıktılar. Bu yıkım üzerine iş mahkemeye intikal etti. Sonra araya birileri girdi ve olay kapandı’ dedi.”

KÜLLERİNDEN DOĞMAYI BEKLİYOR...

Hasan Kurt’un 1958 yılında yıkılan tarihi opera binası ile ilgili verdiği bilgiler bu şekilde. 

Kurt; İskenderpaşa Mahallesi’nde yapıldığı tarihten bugüne kadar açık olan Santa Maria Kilisesi’nin de dönemin padişahı tarafından Trabzon’daki Katolik İtalyanlar için yaptırıldığı bilgisini de verdi. Bu bilgileri Krino Kafato’dan almıştı. Kafato’nun dedesi ve diğer İtalyanlar, Kırım Savaşı sonrası Trabzon’da iskan edilmişler ve Trabzon’daki Katolik İtalyanlar için de padişah 1871 tarihinde Santa Maria Kilisesi’ni yaptırmıştı.

Tüm bu bilgiler ışığında kent halkı, yaklaşık 50 yıl birlikte yaşadıkları ve 1958’de hoyratça yıkılan opera binasının itibarının iade edilmesini ve yeniden aslına uygun bir biçimde inşa edilmesi için Türkiye’nin bu kültür mirasına AKM hassasiyetiyle sahip çıkmasını bekliyor…

TRABZON SANATEVİ BAŞKANI ADNAN TAÇ:

Sanatı öksüz bırakılan şehirdir TRABZON…

Diğer sanat dallarının derinliğine girmeden sahne sanatları yönüyle Trabzon’a baktığımızda... İstanbul’dan sonra ikinci opera binasına sahip olduğunu ve cumhuriyetin ilk yıllarında İstanbul’dan gelen grupların gösteri yaptığı bir şehir olduğunu öğrenirsiniz. Ancak bu opera binasını şehrin tam göbeğinde muhteşem güzellikte bir sanat eseri ve kültürel miras olarak korumak yerine, yol genişletilmesi gibi sudan bir bahane ile 1958 yılında, üstelik belediye meclisi kararı ile yıkıldı. 

Trabzon’da musikinin 1820’li yıllara kadar gittiğini, 1900’lü yılların başında canlı müzik eşliğinde yemek yenebilen aile mekanlarının olduğunu, her birinde piyano resitallerinin 

verildiğini ve hemen hemen her evde bir enstrümanın çalındığını öğrenirsiniz. 

Trabzon’da tiyatronun köklerinin, günümüzden bin 400 yıl kadar derinlerde olduğunu, 1920’li yıllarda spor kulüplerinin tiyatro ve müzik gruplarının bulundugunu ve temsiller verdiğini öğrenirsiniz. 

Tarih boyunca açılan ve kapanan toplamında yazlık ve kışlık olmak üzere 20 kadar sinema salonunun sosyal hayata katkı sağladığını öğrenirsiniz.  

 Trabzon geçmişten günümüze, sanatın değişik dallarında yetiştirdiği insanlarıyla kültür ve sanat şehri olma özelliğini korumuş, ismi ülke sınırlarını aşan sanatçılar yetiştirmiş ve bu sanatçılar ile de ülke geneli üzerinde önemli bir üstünlük sağlamıştır.

Yıkılan opera binası Trabzon’un en özel kültürel vizyonlarından bir tanesiydi. Kültürel mirası olan yapıtlarını, opera binası gibi tek tek kaybeden Trabzon’da nitelikli salon sorunu yaşandığı şu günlerde mevcutları koruyarak, sayılarını arttırarak ve yıkılan opera binasını aslına uygun bir şekilde yeni bir yapıtta hayat bulmasını sağlayarak bu kente kazandırılması gerekmekte. 

TRABZON BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANIDR. ORHAN FEVZİ GÜMRÜKÇÜOĞLU

Kültür ve sanat paydaşlarımızla birlikte yol alacağız...

Trabzon’umuzda kültür ve sanata, tarih ve medeniyetimize üst düzeyde önem vererek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Trabzon’a 2001’den beri vaad edilmiş olan Şehir Müzesini, Türkiye’nin önde gelen şehir müzelerinden biri olarak 2014-2017 döneminde kazandırdığımız gibi son derece modern Devlet Tiyatrosu binasını da şehrimizde gerçekleştirmek için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odamızla ve Devlet Tiyatroları Bölge Müdürlüğü ile avam projesini hazırlamış bulunmaktayız. 

Tarihi opera binasının da yeniden şehrimize kazandırılması için kültür ve sanat paydaşlarımızla yol alınacağına inanıyorum. Bu konuda arayışlarımıza da devam ediyoruz.