Öldürmeyi iyi bilen adam

Bir siyoniste yaraşır şekilde, Herzl Dağı'na gömdüler. Herzl Dağı, adını, politik siyonizm'in kurucusu Theodor Herzl'den alır. Hani şu, İstanbul’a gelip Sultan Abdülhamid ile görüşen Herzl. Viyana’daki Neue Freie Presse gazetesi müdürüydü. Saraya gelip Sultan’dan “Filistin'de Girit’tekine benzer rejimin kurulmasını ve Yahudilerin oraya yerleştirilmesini” istemişti. Viyana’ya döndükten sonra Hahambaşı Moşe Levi üzerinden aldığı cevap, “Bu adamın talebinin yüzde birini kabul etseydim, benim ve İmparatorluğumun başına kim bilir neler gelirdi!” oldu.

NÜKLEER VE İŞGAL

Simon Peres dendiğinde Türk insanın aklına ilk, Davos geliyor. Cumuhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 2009 yılında Davos'ta Peres'e söylediği "Siz öldürmeyi çok iyi bilirsiniz" şeklindeki sözü –sadece Türkiye’nin değil- dünya kamuoyunun da gündemine oturmuştu. Peres o zaman İsrail Cumhurbaşkanıydı. Yarım yüzyılı aşan siyasi hayatını Peres, deyim yerindeyse Cumhurbaşkanlığı ile ‘onurlandırmıştı’. Fakat, onurlandırılan bu +50 yıla onlarca da suç sığdırdı. Nihayetinde de akıllarda ‘öldürmeyi iyi bilen adam’ olarak kaldı. Belki de sırf bu yüzden, daha iki yıl evvel, bir enstitüde yaptığı konuşmada “Türkiye cezalandırılmalı” diyordu. Peres için, ‘siyasi hayatı şahin olarak başladı, güvercin olaran son buldu’ dense de, iccaatları bunu doğrulamıyor. Bakalım.

Belarus doğumlu Peres, 1934'te (11 yaşındayken) İngiliz manda yönetimi altındaki Filistin'e göç etti. Tel Aviv’e yerleşti. Filistinlilere karşı saldırılar düzenleyen silahlı Siyonist Haganah örgütüne katılarak, İsrail'in kuruluşuna giden süreçte rol aldı. 1948'deki savaşta, ülkenin ilk Başbakanı Ben Gurion tarafından silah alımı konusunda görevlendirildi. İsrail'de askeri endüstrinin gelişmesinde emeği çoktur! İsrail'in atom bombası edinmesini sağlayan "nükleer silah programının" fikir babası ve planlayıcısıdır. 1975 yılında Peres'in, ırkçı Güney Afrika rejiminin Savunma Bakanı ile buluşarak "nükleer silah başlıkları satmayı teklif ettiği" de biliniyor.

Silahlar bir tarafa, Peres, binlerce Filistinlinin vatanlarından sürüldüğü "Nekbe" (Büyük Felaket) olayında etkin rol oynamıştı. Savunma Bakanlığı yaptığı 70’lerde de, Batı Şeria’da ilk Yahudi yerleşimleri inşaatlarının başlaması için düğmeye basan isim. Bu geleneğini 2000’li yıllarda da bozmadı: İlk başbakanlığı döneminde Yahudi yerleşim birimlerinin sayısını sınırlandırsa da; 2000’lerde Şaron ile hareket ederek Filistin’in yeniden işgalini destekledi. Sözde güvercin, iki milyona yakın Filistinlinin yaşadığı Gazze'ye 2006'dan beri uygulanan ablukayı da güçlü bir şekilde destekledi: Gazze'den İsrail'e yönelik saldırıların önlenmesinin tek yolunun Gazzelilerin toplu olarak abluka altında tutularak cezalandırılması olduğunu savundu.

BİTMEYEN KATLİAMLAR

Peres, siyaset yaptığı ilk yıllarda –silahlara ve işgale olan merakından olsa gerek- “Bay Güvenlik” olarak adlandırılıyordu. İyimser dönemin Camp David (1978) anlaşmasıyla başladığı söylenir. Dışişleri Bakanlığı görevini yürütüyorken (1993) dönemin İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Filistin lideri Yaser Arafat ile -Filistin sorununun çözülmesini ve Filistin Devleti’nin kurulmasını öngören- Oslo Anlaşması’nı da imzalamışlardı. Bu üç isim Nobel Barış Ödülü’nü aldı. Ama Rabin, sağcı bir İsrailli tarafından öldürülünce, önce Başbakan sonra Cumhurbaşkanı olan Peres imzalı bir katliamlar dönemi başladı.

Başbakan Peres önce 1996 Nisan ayında “Gazap Üzümleri Operasyonu” adıyla Lübnan’a saldırı emri verdi. Güney Lübnan ağır bombardımana tutuldu. 154 kişi hayatını kaybetti. Çok sayıda sivil de evlerini terk ederek ülkenin kuzeyine doğru kaçtı. İsrail'in Kana'daki BM yerleşkesini bombalaması sonucu da buraya sığınan 106 sivil yaşamını yitirdi. Peres'in Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de İsrail Gazze’ye 2008, 2012 ve 2014'te defalarca saldırdı. 2 binden fazla Gazzeli yaşamını yitirdi. Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda İsrail’in düzenlediği saldırı sonucu on Türk şehit olduğunda da Peres Cumhurbaşkanıydı.

Peres’in ölümünün ardından, Hamas Sözcüsü Hazım Kasım yaptığı yazılı açıklamada, "Peres'in halkımız ve milletimiz aleyhinde işlediği insanlık suçları nedeniyle uluslararası kanunlara göre yargılanmadan hayatını kaybetmesinden dolayı üzgünüz" ifadesini kullandı. Velhasılıkelam, öldürmeyi iyi bilen bir adamdı.

Peres 11 yaşında İngiliz yönetimi altındaki Filistin’e göç etti. Siyanist Haganah örgütüne katıldı, İsral’in kuruluşunda rol aldı.