25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Özaktaç: Darbeyi geleceğimize vurmak istediler

Tüm Türkiye’yi sarsan ve beraberinde büyük bir uyanışı getiren 15 Temmuz darbe girişimi en çok çocuklarımızın psikolojisini etkiledi. Çocuklarımızın geleceğine darbe vurmak isteyen hainlerin açtığı yaraları sarmak hepimizin görevi!

16 Temmuz 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Özaktaç: Darbeyi geleceğimize vurmak istediler

 

15 Temmuz hain darbe girişiminin üzerinden bir yıl geçti. Acımız da öfkemiz de umudumuz da taptaze. Bir milletin uyandığı o gece hepimizin hayata bakış açısını değiştirdi. Ancak şu bir gerçek ki tüm bu olanlardan en çok çocuklarımız etkilendi. “Çocukların rutinlerine döndürülmesi çok önemli” diyen Klinik Psikolog İpek Özaktaç, şehit ailelerine ve gazilerimize çocuklarının psikolojilerini sağlam tutabilmeleri için tavsiyelerde bulundu…

Klinik Psikolog İpek Özaktaş’a göre ani ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan darbe girişimini panik, korku ve endişe duygularıyla takip etmek, anne babaların çocuklarını olumsuz etkilerden korumakta zorlanmasına yol açtı. Naklen yayınlarda darbe girişimi bildirisi, Ankara’da TBMM’nin bombalanması ya da haber kanallarında yayının kesilmeye çalışılması ile birlikte korku ve endişe duyguları sabahın ilk ışıklarına kadar sürdü. Savaş uçaklarının alçak uçuş yapmaya başlamasıyla çıkan sesler çocuk, genç, yaşlı birçok kişide şehrin bombalandığı hissiyatının oluşturdu. “Travmatik yaşam olayları sonrası çocukların vereceği tepki, büyük ölçüde ebeveynlere ve çevresindeki yetişkinlere bağlı” diyen İpek Özaktaş, anne babanın, çocuğun davranışlarını olumlu yönde değiştirmesi için kendini toparlayıp çocuğu gözlemlemesi ve onunla iletişime geçmesi gerektiğini söylüyor. Olumsuz yaşam olayı yaşayan çocuğun uyku sorunları yaşadığını açıklayan Özaktaş,  “Sürekli tetikte olma hali, savaş uçağı seslerinin çocuk üzerinde yarattığı etki nedeniyle en ufak seste irkilme, kendi içine kapanma, sık sık ağlama, öfke nöbetleri çocuklarda gözlemlenebilecek diğer davranışlar. Oyun oynaması ya da resim yapması için teşvik ederek çocuğa kendini, duygularını ifade etme fırsatı verilmeli” dedi. 

O gecenin travmasını hala yaşayan çocuklara yönelik önerilerde bulunan Özaktaç şu önerilerde bulundu: 15 Temmuz gecesinin yaralarını sarmak için çocuğun dâhil olduğu yaş grubuna uygun şekilde konuşulmalı ve yaşananlarla ilgili soru sorması teşvik edilmelidir. Somut bir şekilde yaşanılan durum anlatılmalı. Yaşadığı kaygı ve korkunun normal olduğu ve birçok kişinin olumsuz şekilde etkilendiği açıklanmalı. Aynı zamanda, yeme düzeninde ve kilosunda bir değişim varsa beslenme ihtiyaçları da bir rutin oluşturularak düzenlenmeli. Arkadaşlarıyla bir araya gelmesi, spor yapmaya ya da sosyal oyunlara yönlendirilmesi, olumlu ve sorumluluk gösteren davranışlarının ödüllendirilmesi ve takdir edilmesi, travmatik olayların sonuçları ve etkileri hakkında bilinçlendirilmesi faydalı olur. Bir çocuğun en temel ihtiyacı güvende hissetmektir. Güvende olduğunu hissetmesini sağlayacak en önemli faktörlerden biri ise günlük rutinine devam etmesini sağlamak. Çocuğun alışmış olduğu günlük yaşantısına geri dönmesi sağlanmalı. Güvende olduğu ve ona zarar gelmemesi için gerekli önlemlerin alındığı vurgulanmalı. 

DEMOKRASİ NÖBETİ DEVAM EDİYOR

Darbe girişimi haberini alınca kendini sokağa atanlardan biri de Ayla Kasarcı ve eşi Yasin Kasarcı’ydı. Olayın üzerinden geçen bir yılı yad ederken “Gururluyum” diyor ve ekliyor: Acılarımız hala çok taze… Büyük bir gurur duyuyoruz ama bunun yanında çok büyük de bir travma atlattık. Çocuklarım bizi kaybetme korkusuyla o gece çıkmamızı istememişti.  Ama daha sonra anladılar. 17 yaşındaki kızım “Eğer bir daha benzer bir şey olursa ben de sizinle geleceğim” diyor. O gece gördüğümüz vahşet hepimizin psikolojisini etkiledi, hala ilaç almadan uykuya dalamıyorum. Üsküdar Belediyesi bu konuda bizlere destek oluyor. Ailecek kurulan 15 Temmuz Mağdurları İçin Psikososyal Destek Hizmeti’nden faydalanıyoruz. Vatanımız için yollara düştük ve aradan ne kadar zaman geçerse geçsin biz demokrasi nöbetinde olacağız, vatan için her zaman hazır bekliyoruz.

BUNDAN SONRA BİZ ÜÇÜMÜZ MUTLU OLACAĞIZ

Şehit Akın Sertçelik o gece zalimlere karşı direnmek için üzerini bile değiştirmeden fırlamıştı sokağa. Tankın altında can vererek şehitlik mertebesine erişen Sertçelik, ardında iki çocuk ve bir eş bıraktı. Eş Sema Sertçelik geçen son bir yılını “O geceden sonra bizim bir yanımız yarım kaldı. Ama ne olursa olsun ben de çocuklarım da şehitlik mertebesinin yüceliğini biliyoruz. Vatanı korumanın nasıl önemli bir görev olduğunun farkındayız. Bu nedenle kendimizi mutlu etmeye çalışıyor “Bundan sonra biz üçümüz mutlu olacağız” diyerek kendimizi ikna etmeye çalışıyoruz. Yine de eksikliğini her zaman hissediyoruz, bazen hep birlikte ağlıyor bazen de gülüyoruz, birbirimize tutunuyoruz. Şimdi 11 yaşında olan oğlum Hamza kendini daha kolay toparladı ama bu yıl üniversite sınavına girecek olan 18 yaşındaki kızım Irmak için hala psikolojik destek alıyoruz. Babalarını özlüyorlar. Akın’ın (Sertçelik) ruhu her zaman bizimle, o bizi hiç bırakmadı. Devletimiz yaralarımızı sarmak için elinden gelen desteği veriyor şimdi tek arzumuz bu acıyı yaşatanların cezalarını çektikmeleri” sözleriyle anlatıyor.