19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Beş yıl önce Adana dendiğinde akla ünü sınırları aşan kebabı geliyordu. Toyota Türkiye Satış ve Pazarlama CEO’su Ali Haydar Bozkurt, şehrin simgesini yeniledi. Bugün yabancı turistlerin ilgi gösterdiği Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’nın fikir babası etkinliğin hikayesini ve detaylarını anlattı.

Gökay Kalaycıoğlu 26 Mart 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Arkadaş dalga geçmeyin! Tamam, kabul... Portakalın bir çiçeği olduğunu, mis gibi koktuğunu…  Adana gibi büyük bir şehri kaplayacak ve tüm ülkeyi sarsacak bir karnaval gücüne sahip olduğunu bilmiyordum. Ben Karadenizliyim, dalgalıyım! Bana hamsi ile geleceksin, muhlama diyeceksin ve çay demleyeceksin! Gel gör ki artık ayrıca Adanalıyık, en fahrisinden! Bu yıl beşincisi düzenlenecek olan Adana Portakal Çiçeği Karnavalı'ndan bahsediyorum... Geride bıraktığımız dört yıl efsaneydi ve her anı unutulmazdı... Adanalı gönüller ve Adana'ya gönül verenler bir araya gelip Portakal Çiçeği Karnavalı efsanesini başlatmış beş sene önce. Toyota Türkiye Satış ve Pazarlama CEO'su Ali Haydar Bozkurt gerçek bir Adana sevdalısı ve misafirperverliği ile örnek bir adam, fikir de kendisine ait! Bu hafta haber bahane dedik ve Ali Haydar Bozkurt ile oturduk sohbet ettik. Yoğun iş temposu, yaklaşan karnaval güncesi ve sosyal hayatını kendine has üslubu ile paylaştı bizlerle… Bir yandan röportaja göz gezdirirken, bir yandan bavulları hazırlamaya koyulun… Nisan’da bir hafta Adana’dayız bu sene de! Unutmayın Adanalı her yürekte size de ayrılmış bir köşe vardır… Bekliyoruz…

Nisan ayı yaklaştı bizleri bir heyecan sardı…  Hazır mısınız gelenekselleşen Adana Portakal Çiçeği Karnavalı’na?

İlkini 2013 yılında düzenlediğimiz karnavalımızın bu beşincisini gerçekleştireceğiz. Bu karnaval Adanalılar’ın karnavalı ve ilk günden itibaren buna sahip çıktılar. Yerel ve mülki idareler ile STK’ların da desteğini unutmamamız lazım. Karnavalımız 4-9 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Resmi açılışımız ise 8 Nisan’da. Sanatsal sergiler, söyleşiler, imza günleri, tanıtımlar,  açık hava atölyeleri, sportif gösteriler, lezzet istasyonları gibi etkinlikler düzenlenecek, Adana hediyelikleri ve el sanatları stantları kurulacak. Türkiye’nin yanı sıra yurtdışından gelecek olan misafirlerimizi Adana halkı olarak en iyi şekilde ağırlayacağız. Karnavalımızın temelinde dostluk, sevgi, hoşgörü vardır. Buradan yollayacağımız sevgi ve kardeşlik mesajı tüm dünyaya ulaşacaktır.

Dev bir markanın üst düzey yöneticisi olarak, bunca yoğunluk içerisinde Adana adına bir şeyler yapmak fikri nasıl doğdu?

Beni tanıyanlar bilir; nisanda Adana ve portakal çiçeği sevdamı. Bu güzellikleri herkesin yaşaması için ne yapmalıyım, diye çok düşündüm. Bence Adana mutlaka bir Portakal Çiçeği Etkinliği düzenlemeliydi. Türkiye'nin her yerinden insanlar gelmeli, sokaklar, o benzersiz portakal çiçeklerinin kokusu eşliğinde konserlere sahne olmalı, ressamlar tuvallerini sokaklara kurmalı, yazarlar kitaplarını caddelerde imzalamalı, tiyatrolar açık havaya taşınmalı gibi… Baharı müjdeleyen portakal çiçeklerinin o eşsiz kokusu eşliğinde insanların kardeşçe sevgi içinde hoşgörüyle bir arada olacağı karnaval düzenleme fikri hepimizi çok heyecanlandırmıştı. Yolumuz uzundu ve her türlü fedakarlık isteyen bir süreçti bu… Bu uzun yolda birçok şeyi planladığımızdan önce başardık. Artık Adana markası tüm Türkiye’de yerleşmeye başladı ve karnavalımız adından sıkça söz edilen etkinlik haline geldi.

Portakal Çiçeği Karnavalı ile amaçlanan ne? 

Portakal Çiçeği Karnavalı ile üç aşamalı bir planı hayata geçirme düşüncesi içindeydik.  İlk aşama fikri geniş kitlelere ulaştırıp farkındalık yaratmak ve dikkatleri Adana’ya çekmekti. Karnaval için Adana’ya gelenlerin portakal çiçeklerinin kokusunu almalarını, o güzelliği hissetmelerini istedik bunu başardık. Planımızın ikinci aşaması ise Adana’yı bir cazibe merkezi haline getirme isteğiydi. Uluslararası arenada Adana markasını oluşturmak, yerli ve yabancı turistlerin öncelikli olarak Adana’yı tercih etmelerini sağlamak planımızın üçüncü aşamasıydı. Bunu da başaracağımıza yürekten inanıyorum.

Adana’ya özgü çok fazla sembol öğe varken neden portakal çiçeği?

Bu sorunun cevabı aslında Nisan ayında Adana sokaklarına yayılan o müthiş koku da yatıyor. Portakal ağaçlarının çiçeklerinin tüm kentin sokaklarına yayılan ve  insanın başını döndüren o tarifsiz kokusu karnavalın simgesi.  Akdeniz Bölgesinin doğusunda yer alan Adana, bölgenin tüm karakteristik özelliklerini de taşıyor. Bunun için portakal çiçeğini sembol olarak kullanmak hiç de yanlış olmaz sanıyorum. 

Karnaval’ı  düzenlemeye başladığınız ilk yıllarda bugün geldiği noktayı hayal etmiş miydiniz?

Fikri ortaya ilk attığımda doğal olarak farklı tepkiler aldım. Benim bu hayalime inanan da oldu inanmayanlar da oldu. Şimdi dönüp baktığımda herkesin “olabiliyormuş” fikrinde birleştiğini görüyorum. Neden Japonya’daki kiraz ağaçlarının çiçeklendiğinde olduğu gibi binlenlerce onbinlerce turist Adana’ya gelmesin. Bir hıdrellez gibi gelenekselleşmesin? Olmaz mı bütün bunlar? Tabi ki olur. Bu düşüncelerimizi adım adım hayata geçiriyoruz. Bu karnavallarda olduğu gibi, uçakların dolu olduğu, kentte otellerde kalmak için aylar öncesinden rezervasyonların yapıldığı, on binlerce turisti ağırlandığı gibi bir turizm aktivitesi hayal ediyoruz.

Karnavalın Adana ve Türkiye ekonomisine katkısı nedir?

Her şeyi devletten bekleyen bir yapı içinde olmak yerine kendi gücümüzle, kendi kudretimizle çözümleri yaratan, bunların geliştiren ve en önemlisi uygulayan bir yapıya bürünmeliyiz.  İnsanların mutlu yaşadığı, birbirini ötekileştirmediği, ticari, ekonomik, zirai anlamda ekonomiye katkı yaptığı, kendi yerel yatırımcısından başlayarak başka kentlerden, başka ülkelerden yatırımlar geliştirecek projelerin içinden çıkartabilen, o değerli dahi beyinleri doğru kullandığı bir Adana her zaman hayallerimin başında geldi. Portakal Çiçeği Karnavalı için yola çıkarken de orta ve uzun vadede bunu gerçekleştirmenin yollarını araştırdım. Geçen tüm karnavallarda gözlemledik ki; Adana’da düzenlenen her bir karnaval turizm hareketliliğinin önünü açıyor, kentimize ivme kazandırıyor. Karnaval süresince önemli bir ekonomik canlanma yaşanıyor. Milyonlarca liralık ek gelir girişi de sağlanmış oluyor. Böylelikle Adana, turizm yoluyla ülke ekonomisine  de katkı yapılıyor.  Bu ekonomik canlanma küçük esnaftan başlıyor ve tüm Adana’ya yayılıyor. El işleri satan kadınlarımız, yeme içme sektöründeki insanlarımız yani kısacası ekonomiyi oluşturan her unsurda bir canlanma yaşanıyor. Bu yıl kurgulanan ‘Nisan'da bir hafta Adana'da’ ile yalnızca Adana değil çok yakındaki Mersin, Tarsus, Kapadokya Bölgesi, Antakya, ve hatta Adana’nın Akdeniz kıyı şeridinin de bu turizm hareketinden yararlanmaları ve fayda sağlamaları da amaçlanıyor.

 

‘Nisanda bir hafta Adana’ ile yalnızca şehrimizin değil Mersin, Tarsus, Kapadokya, Antakya ve Akdeniz şeridinin turizmini hareketlendirmeyi amaç edindik.

Herkes doğup büyüdüğü kentler için bu tür  girişimlerde bulunabilir

Neden ‘festival’ değil de, ‘karnaval’ diyoruz?

Çünkü festivaller Türkiye’nin hemen kentinde düzenleniyor ve klasikleşmiş. Oysa karnavalımız içine birçok şeyi alan bir etkinlik. Turizm hareketliliği kazandırdığı kadar, kentin ve Türkiye’nin sosyo-kültürel yaşamına da katkıda bulunuyor. Sanatsal aktiviteler düzenleniyor,  kendilerini  ifade edemeyen sanatçılara olanak tanınıyor. Tabi ki eğlence de işin bir başka boyutu. Aradığınız her şeyi karnavalda bulabiliyorsunuz.

Katılım her yıl artıyor… Bu yıl hedeflenen rakam ne?

Karnavalımızı, Adana halkı başta olmak üzere yurt içinden ve yurtdışından çok sayıda katılımcı ile gerçekleştiriyoruz. 2013 yılında 100 bin, 2014 yılında ise 140 bin kişi karnaval etkinliklerini yerinde izledi. 2015 yılında katılım  150 bine ulaşmıştı. Düzenlenen etkinlikleri yerinde izleyenlerin sayısının da 350 bin civarında olduğu karnaval, Türkiye’de yaşayan hemen herkesin bildiği büyük bir organizasyona dönüştü. 2016 yılında ülkemizde yaşanan bazı üzücü olaylar nedeniyle korteji ve konserleri yapmamıştık. Ancak yine de halkımız karnavalına sahip çıktı ve sokakları doldurdu. Bu yıl da aynısının olmasını bekliyorum. 

Farklı şehirlerden talep geliyor mu? Karadenizli biri olarak kıskanıyorum mesela… Gelip bizde de bir Giresun, Trabzon hamsi karnavalı falan yapın istiyorum…  Böyle talepler geliyor mu?

Evet ilk yıldan itibaren böyle talepler aldığımızı söyleyebilirim. Kendilerine danışman olarak yardımcı oluyoruz. Bu tür etkinlikleri yapma kabiliyetleri olanların bir araya gelerek yaşadıkları ya da doğup büyüdükleri kentler için bu tür girişimlerde bulunsunlar. 

Diğer şehirlerin katılım durumu nasıl? 

Bireysel katılımcıların yanında, turizm acentalarının ve tur şirketlerinin her geçen yıl artan bir ilgisini gözlemliyoruz. İstanbul ve Ankara başta olmak üzere birçok turizm şirketi özel ‘Karnaval’ gezi paketi oluşturdular. Bunun yanında ayrıca Adana’da bulunan otellere yapılan rezervasyonlardan Türkiye genelinden olduğu kadar yurt dışından da taleplerin oldukça fazla olduğu duyumlarını alıyoruz.

Bir de iş sorumluluğu var.

Ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?

Yoğun bir iş tempom var. Toplantılar, görüşmeler, seyahatler ve günlük rutin işler. Günün 18 saati işim ve karnaval çalışmalarıyla geçiyor. Gün geliyor özel hayatımdan fedakarlık ediyorum.  Ancak önemli olan vaktin nasıl kullanıldığıdır. Aileme de zaman ayırmak için programlı bir yaşamı tercih ediyorum. 

Sahi bunca yoğunluk içerisinde, Adana’ya gitme imkanınız oluyor mu?

İki ayda bir  mutlaka Adana’ya gidiyorum. Her gidişimde uçaktan inerken kalbim çarpmaya başlıyor, heyecanlanıyorum. Ailem ve dostlarım oradalar. Çocukluğum, gençliğim, anılarım orada.