25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

Tarihin tozlu sayfaları şifahanede hayat buluyor

Yırtılmış, sararmış, cildi bozulmuş, kurtlanmış, parçalanmış ve en önemlisi her şeye rağmen hayata tutunmuş tarihin tozlu sayfaları kitap restoratörleri tarafından yeniden hayat buluyor. Atatürk Kitaplığı ve Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ile tarihin gizli kapılarını aralayıp, şifa verdikleri eserleri konuştuk.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK 4 Mart 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Tarihin tozlu sayfaları şifahanede hayat buluyor

Gazeteler, dergiler, haritalar, el yazması ve matbu kitaplar, gravürler, ferman ve beratlar, afişler… Kimi 15’inci yüzyıldan kalma kimi de yakın geçmişten. Ülkemizde yazma eserlerin restorasyon çalışmalarına ilk olarak, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde 1956 yılında kurulmuş olan ‘Cilt ve Patoloji Servisi’nde başlandı. İlk adımları o zaman atılan restorasyon çalışmalarını bugün birkaç kurum ilerletiyor. Bu kurumlardan İBB’ye bağlı Atatürk Kitaplığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, bu belgelerin restorasyon ve konservasyonlarını gerçekleştirerek, gelecek nesillere aktarıyor. Şimdilerde Osmanlı Dönemi’nde modern tekniklerle basılan ilk atlas olan Atlas-ı Cedid üzerinde çalışan Atatürk Kitaplığı ve 15’inci yüzyıldan kalma canlılar alemi ansiklopedisi Keşfü’l Beyân Sıfât-il-Hayavan’ı restore eden Kitap Şifahanesi’ni ziyaret ettik.

Bir çalışmaya başlamadan önce doğru teşhisin çok önemli olduğuna değinen Atatürk Kitaplığı Bölüm Koordinatörü Nergis Ulu “Restore edeceğiniz malzemeyi çok iyi tanımalısınız. Hasarlarını iyi bilmeniz, üzerinde yazılı, basılı ya da çizilen kısmını iyi tanımanız gerekiyor. Çünkü her şey doğru teşhis ile başlar. Teşhisi koydunuz, tedaviyi de biliyorsunuz ama elinizde o imkân yok. O zaman kendi imkânlarınız ölçüsünde bir tedavi yöntemi çizmelisiniz” diyor.

Şimdiye kadar 620 bin sayfayı hayata döndürdüklerinden bahseden Ulu, eserlerin restore edilme sürecini şöyle anlatıyor: Öncelikle eserde sulu ya da kuru yöntemlerle temizlik işlemi yapılıyor. Belli bir asidi varsa onu normale indiriyoruz. Herhangi bir bakterisi, mantarı, mikroorganizması varsa dezenfekte ediliyor. Bazen belge çok güçsüz oluyor, o süreçte de mekanik dayanıklılığını arttırıyorsunuz. Temel işlemler var ama bu durum her eserde farklılaşabiliyor. Eğer bir restorasyon yapıyorsanız, bu kesinlikle belirgin olmalı. Kağıt, harita ya da başka bir eserin restore edildiği belli olmalı. Orijinalliğini bozmadan, materyalin yapısına uygun doğal malzeme kullanıyoruz. En büyük sıkıntımız, ülkemizde bu işin malzemesinin olmaması. 

FERMAN VE BERATLER…

Kaybolmuş yazıların ya da görsellerin tamamlanma sürecini sorduğumuz Ulu, “Kamu malı olduğu için o anlamda herhangi bir müdahale edemiyoruz. Mesela bir yazma eser ya da ferman tamamlayacaksanız, tek bir nüsha olduğu için tamamlayamazsınız. Ama devamlılığı olan bir desen varsa onun devamını bildiğiniz için tamamlama yapılabilir” diyor ve ekliyor: Eserlerin tamir edilme süresi ortalama en hafif hasarlı bir kitapta üç ila altı ay arasında sürüyor. Müteferrika baskısı eserleri en uzun süren eserlerdendi. İstanbul’un ulaşım haritası da yedi-sekiz ay kadar sürdü.

Enver ve Fahrettin Paşa ve Bezm-i Alem Valide Sultan’a ait arşivleri restore ettik. İstanbul’un tarihi ile ilgili her türlü dokümanı da alıyoruz.

OSMANLI DÖNEMİ’NDEN KALAN İLK COĞRAFİ ATLASI

Şimdilerde 80 sayfalık iki nüsha olan Atlas-ı Cedid eseri üzerinde çalıştıklarından bahseden Nergis Ulu “Osmanlı Dönemi’nde modern tekniklerle basılan ilk atlas üzerinde çalışmalarımızı yürütüyoruz. İlk coğrafi kitabımız Cihannüma, Atlas-ı Cedid de ilk atlasımız. İki nüshadan bir tanesi yapıyoruz şuan, diğerine başlamadık. Formalara ayırıp, yıkama ve kuru temizleme işlemlerinden geçip, yanlış onarımlar belgeden uzaklaştırılacak, eğer eksik kısımları varsa onlar tamamlanıp tekrar forma haline getirilip cilde gidecek. Rivayete göre bu atlastan 50 adet basılmış. Kütüphane de ise iki nüshasına sahibiz” sözlerini ekliyor.

ALT YAPISI DÜNYA STANDARTLARINDA

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı, Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkanlığı Aralık 2010 yılından itibaren eserlere şifa oluyor. Şifahane hakkında konuştuğumuz Türkiye Yazma Eserler Kurumu Başkanlığı Kitap Şifahanesi ve Arşiv Dairesi Başkan Vekili Nil Baydar “Ülkemizde yazma eserlerin restorasyon çalışmalarına ilk olarak, Süleymaniye Kütüphanesi bünyesinde 1956 yılında kurulmuş olan ‘Cilt ve Patoloji Servisi’nde başlandı. Uzun yıllar hizmet vermiş olan servisimiz yerini bugün Kitap Şifahanesi’ne bırakmıştır. Şifahane, Başkanlığımıza bağlı 22 yazma eser kütüphanesinde bulunan yaklaşık 182 bin cilt yazma eseri evrensel prensipler çerçevesinde korumak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla görev yapıyor. Teknik donanım ve alt yapısı ile dünya standartlarında olan Şifahane çağdaş konservasyon uygulamaları ile faaliyetlerini yürütüyor” sözleriyle anlatıyor Şifahane’nin işleyişini.

Bugüne kadar 9 ve 10’uncu yüzyıldan 19’uncu yüzyıla kadar farklı dönemlere ait pek çok eserin onarımını tamamlayan Şifahane’de bir eserin restorasyon veya konservasyon programına alınabilmesi için öncelikle birtakım ön çalışmalar yapılıyor. Süreci Baydar şöyle anlatıyor: Başkanlığımızda korunan 180 binden fazla yazma eserin arasında hangilerinin öncelikli olarak onarıma ihtiyaç duyduğunun belirlenmesi, Şifahane’nin ilk yaptığı işlemdir. Eserlerin durum tespiti için Başkanlığımız personeli arasında yetiştirilen uzman ekip eserleri detaylı olarak inceler. Bu çalışma ile eserin kondisyonu ve bozulmaları hakkında detaylı bilgi edinilir, bu bilgi sayısal verilere dönüştürülür ve ardından eserin tarihi veya sanatsal değeri de göz önüne alınarak bir değerlendirme yapılır. Elde edilen bütün veriler oluşturulan bir matematiksel formülle işlenerek ve hangi eserlerin öncelikli olarak restorasyon-konservasyon programına alınacağı belirlenir. 2012- 2018 yılları arasında Şifahane’ye bağlı Merkez, Süleymaniye ve Konya Bölge restorasyon servislerinde 788 yazma eserin konservasyon işlemleri ve belgelemesinin tamamlandığından bahseden Baydar, Ayrıca Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver Koleksiyonu’na ait belgelerin tasniflerinin de yapıldığına değiniyor.

15. YÜZYILDA YAZILMIŞ CANLILAR ALEMİ ANSİKLOPEDİSİ

15. yy.da yazılan Keşfü’l Beyân Sıfât-il-Hayavan Şifahane’nin elinden çıkan en önemli eserler arasında. Başka nüshası olmayan, ünik bir ansiklopedi özelliği taşıyan eser, 14.493 varaktan oluşan yazma, hayvanlar/canlılar âlemi ile ilgili olarak en kapsamlı ansiklopedik eser olma özelliğini de taşıyor. Yoğun demir mazı mürekkebi hasarı, gibi nedenlerle ele alınamayan eserin konservasyon çalışmaları 2014-2016 yılları arasında tamamlanmıştır. 

Uzmanlar durum tespiti yaptıktan sonra maharetli eller nadir eserleri hayata kazandırıyor.  

Kur’an-ı Kerim’ler, dini kitaplar, haritalar, tek nüsha olan ya da müellif hattı olan yazma eserler, padişahlar için hazırlanan nüshalar da tasnif ediliyor.