20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

Tehlikeli diye korkmayın yollar bizim!

Evet, bisiklet hala Türkiye’de bir yolculuk aracı olarak kabul görmüyor. Ancak anlayışsız sürücülere meydan bırakmazsak, yollar bir gün bisikletlilerin olabilir! Bize katılıyorsanız blogger, gezgin ve bisiklet sevdalısı Gökhan Kutluer’i takip edin.

Büşra UĞRAŞ31 Temmuz 2016 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Tehlikeli diye korkmayın yollar bizim!

Gözlerinizi kapatıp bir an için çocukluğunuzu düşünün. Ne mutlu günlerdi, bisikletimize atlar sokak sokak dolaşır, yara bere bile alsak evimize mutlu dönerdik. Sonra büyüdük ve egzoz dumanının esiri olduk. İnternette www.dengetekeri.com adlı sitesinden takipçilerine ulaşan Gökhan Kutluer’se o günlerdeki heyecanını hiç yitirmedi. Kurumsal hayatı bir kenara bıraktı, bisikletiyle yollara düştü. Şimdi de tecrübelerini okuyucularıyla paylaşıyor. Herkese “Bisikletler artık sadece karne hediyesi olmasın. Apartman boşluğunda durmasın” diyor. İtalya’da bir kasabada yaşayan ve aynı zamanda bir öykü kitabı üzerinde çalışan Kutluer’e hikayesini sorduk. O da anlattı...

Sizi biraz tanıyabilir miyiz?

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler mezunuyum. Birkaç kurumsal firmada çalıştıktan sonra istediğimin bu olmadığına karar verdim. Yaklaşık dört yıldır bisiklet kültürünün yaygınlaşması adına çalışmalar yapıyorum. Sosyal medya yoluyla yaygınlaştırılması için kafa yoruyorum. Bunun yanında yaklaşık üç yıldır üzerinde çalıştığım bir öykü kitabım var.

Bisiklet tutkunuz nasıl başladı?

Ellerini bırakıp virajları dönmeye çalışan mahalledeki o yaramaz çocuk bendim. Fakat okul nedeniyle ayrı kaldığım bisikletle yeniden buluşmam 2012 yılında oldu.

İtalya’ya neden taşındınız?

Siena’da Erasmus yaparken İtalyan kültürünü ve şehirlerini çok sevmiştim. Kitabıma odaklanmak için sakin, huzurlu ve kendimi güvende hissettiğim bir yerde yaşamam gerekiyordu. Sokaklarında bisiklete saygısı olan kişilerin yürüdüğü bir yer olmalıydı ayrıca. O nedenle İtalya’ya taşındım. Bergamo’nun 8 kilometre uzağında, dağların eteğinde huzur dolu bir evde yaşıyorum.

Türkiye’de bisikletliler saygı görüyor mu?

Bu kültür ne yazık ki hala içselleştirilemedi. Bisiklet bir ulaşım aracı olarak kabul görmüyor. Sadece araç kullanıcıları değil yayalar da yolda bisikletli gördüklerinde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgisiz. Toplumun bu konuda kamu spotlarıyla ve yazılı basının da desteğiyle bilinçlendirilmesi gerekiyor.

Bisikletle yola çıkmak ne kadar güvenli?

Gerekli önlemler alındığı sürece çok güvenli. Bisiklet kullanıcıları trafiğe çıkmadan önce bolca pratik yapmalı ve bisikletin trafik kurallarını öğrenerek, yol boyunca istisnasız kuralları uygulamalı. Sokak aralarında alıştırma yapabilirler. Mutlaka bir kaskları olsun. Bisikletin donanımları da tam olmalı.

İnsanlar bu konuda ön yargılı olabiliyor...

Artık bisikleti hor görmeyi bırakmalılar. Bisikletler artık sadece karne hediyesi olmasın. Evin ışıksız odasında ya da apartman boşluğunda durmasın. Tıpkı kıyafet, telefon ya da araba alırken olduğu gibi özenerek alınsın.

Blogunuzdan bahseder misiniz?

Denge Tekeri’nde bisiklete dair en çok merak edilen soruların cevaplarını paylaşıyorum. Ayrıca kullandığım ürünlerin fiyat ve performans bilgilerini de sunuyorum. Hayatı bisiklet üzerinde keşfetmeyi sevdiğim için bisikleti hayatın içinde göstererek insanlara ilham vermeye çalışıyorum.

Bir kitap projeniz var. Ne yazıyorsunuz?

Yaklaşık 25 adet kısa öyküden oluşan bir kitap yazıyorum. Bisiklet bu öykülerin bazılarında ana karakter, bazılarında yan karakter bazılarında ise yok denecek kadar az. Bir öyküde bisikletin konuştuğuna şahit olurken, başka bir öyküde bir bisikletin bir hayatı nasıl değiştirdiğine şahit oluyorsunuz. Amacım bisiklete ilgi duymayan kişilere ulaşabilmek. Öyküleri buna göre düzenliyorum.

“Türkiye’de hafta içi daha sakin olan Kapıdağ Yarımadası’nda bisiklet turu yapmak çok keyifli oluyor.”

Yabancı bir şehri turlamak...

Bisikletle nerelere gittiniz?

İstanbul’dan Cunda’ya gitmişliğim, Kapıdağ yarımadasında da tur yapmışlığım var. Norveç, İsveç ve Danimarka’yı kapsayan 10 günlük bir serüvenim de oldu. Bunun haricinde yıllardır günlük yaşantımda toplu taşıma araçlarını minimum kullanıyor, ulaşımımı bisikletle sağlıyorum. Son iki yıldır da yurt dışı seyahatlerimi gerçekleştirdiğim Brüksel, Madrid, Budapeşte. Porto gibi bir sürü şehri bisikletle gezdim. Bilmediğiniz bir şehri bisikletle gezdiğinizde o şehri çok daha kısa sürede öğreniyorsunuz.

Bize “Bisiklet tutkunlarının mutlaka deneyimlemesi gerekiyor” dediğiniz birkaç rota önerisinde bulunabilir misiniz?

Türkiye’de, kalabalık oranı düştüğü için, hafta içlerinde Kapıdağ Yarımadası bisiklet turu yapmak için ideal. Güneyde de Antalya, Alanya’da bisiklet turu yapan şirketler rota konusunda oldukça keyifli noktalara sürüklüyor. İtalya’nın Lombardiya bölgesinde pek çok göl var. Bunların etrafını ve en çok da Como ile Iseo’nun çevresini önerebilirim. Gittiğinizde birçok bisikletliyle karşılaşabilirsiniz.

 Bugüne kadar çıktığınız en heyecanlı yolculuk hangisiydi?

2000 rakımdaki Passo San Marco’dan geçerken dağın karlı zirvesini ilk gördüğümde müthiş bir heyecan duydum. Zirveye yaklaştıkça yol kenarlarında artan karlar, 1500 rakımdan sonra her yeri kapladı. Rota planımı zirveye ulaştıktan sonra dağın öbür yakasındaki kasabaya inip, trenle eve dönmek üzere kurgulamıştım ve böylece 90 kilometrede rotam bitecekti. Fakat zirveye ulaştığımda kardan yolların kapandığını görmek büyük bir sürprizdi. Dağın diğer yanındaki kasabaya inmem imkansızdı! Geldiğim yolu geri dönmek zorunda kaldım. Çok paniklemiştim.

Kontrolleri yapıp yola öyle çıkın

Bisikletini alıp yola çıkmak isteyen birine hangi önerilerde bulunursunuz?

Bisikletle tur yapmak itinalı hazırlık istiyor. Öncelikle çıkmadan önce bisikletin tüm fren bakımı ve lastik hava kontrolleri yapılmalı. Yedek lastik, pompa, levye gibi ihtiyaç duyulabilecek şeyler yanlarında olmalı. Işık kontrolleri yapılmalı ve bisiklet kilidi mutlaka alınmalı. Kask keza aynı şekilde olmalı. Tur çantası, yeterli miktarda sıvı ve besin takviyesi de oldukça önemli. Tura çıkmadan önce tur çantalarıyla şehir içinde biraz alıştırma yapmakta da fayda var.

Bir bisikletin iyi olduğunu nasıl anlarız?

Kısaca özetlemek gerekirse; bisikletin kadrosu (gövdesi) hem sağlamlık açısından hem de geometrik açıdan çok önemlidir. Üzerinde uzun saatler geçireceğiniz bir bisikletin geometrisi belli bir mühendisliğin, AR-GE’nin ardından oluşturulmuş olmalı. Bunu size sunabilen markalardan bisiklet almakta fayda var. Diğer yandan tekerlek setinin kalitesi de bisikletten alınan keyfi direkt olarak etkiler. Akıcı yani tekerlek göbeğindeki sürtünme direnci az olan setlerle bisikletin sürüş keyfini ikiye üçe katlar, dizlerinizi de daha az yorarsınız.