23 Nisan 2024 Salı / 15 Sevval 1445

Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Ramazan Burak Telli, henüz 40’ında değil ama 12 hastaneli Avrupa Göz ile Avrupa Yatırım Holding’in yönetim koltuğunda oturuyor. Genç iş adamı filmlere konu olacak sağlık sektörüne giriş hikayesini anlattı.

Gökay Kalaycıoğlu 15 Ocak 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Gökay Kalaycıoğlu ile haber bahane

Başarı hikayelerini gerçekten seviyorum! İnsanı umuda sürüklüyor ve enerji veriyor. 39 yaşında ve hasta olarak girdiği hastanenin 10 gün sonra yarısını satın alıyor. Yetmiyor girişimci ruhu baskın çıkıyor ve ortağından hisselerini satın alıp tek hissedar oluyor. İki sene içinde sahibi olduğu Avrupa Göz’ü 12 şube ile tüm Türkiye’nin tanıyıp, bildiği ve dahası inandığı bir marka haline getiriyor. O da yetmiyor, çünkü adam üretmeden duramıyor! Ruhuna aykırı atıl durmak, yapacak çok işim var diyor yaşı gencecik olsa da! Avrupa Yatırım Holding bünyesinde de iki genel hastane ve bir diyaliz merkezi ile halka şifa dağıtmaya devam ediyor. Tamam kabul varlıklı bir ailenin, risk almakta gözü kara bir oğlu o! Yoktan gelmiş bir adam değil ama yiğidin hakkını verin... Ne güçlü ailelerin, salt tüketmeye meyilli ne başarısız evlatlarını gördü bu ülke! Gözü kara, hırslı, çalışkan, tüccar mantığa sahip, yenilikçi ve vatan sevdalısı adamların kıymetini bilmek lazım... Çünkü o bu insan üstü performansı ile eşinden, evlatlarından çalıp insan sağlığına hizmet ediyor! Ramazan Burak Telli’den bahsediyorum dostlar! Tanıdıkça eminim çok seveceksiniz... Haber bahane serisi Avrupa Göz ve Avrupa Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Burak Telli ile devam ediyor... Buyursunlar...

Avrupa Göz’ün kaçıncı kuşak temsilcisisin?

Ben kurdum ve hikayesi de enteresandır. 2008 yılında gözümdeki rahatsızlık için hastane arıyordum. İnternette Avrupa Göz’ü buldum. Baktım iyi işler yapmışlar, teknolojileri güzel, hasta memnuniyeti de sağlam...

Gitmişken de alayım mı dedin?

Yok yahu! En iyi doktora muayene oldum. Doktor hastanenin başhekimiydi ve sonradan öğreniyorum ki hastanenin de sahibiymiş. Doktor şen şakrak bir adam, konuşurken en son teknolojileri kullandıklarını falan anlattı bana. Oysa yıl 2008, onların teknolojileri 2005 yılından kalmaydı. Araştırdım çünkü! 

Peki, sonra?

O yıllarda cep telefonu ithalatıyla uğraşıyorum ve ithalat rakamıyla sektörde üçüncü sıradayım. Dedim doktor beni kandırma, ben bilinçli tüketiciyim! Sohbet, sohbeti açtı. Arkadaşlığımız oluşmaya başladı. Arkadaşlığımız ilerlerken de bir baktık ki ortak olmuşuz.

Sonra neden ayrıldınız?

Girişimciyim, 2008 - 2009 yıllarıydı ve şubeleşmek istedim. Ortağım da risk almaktan kaçındı. Bu noktada ortaklığımızı yeniden gözden geçirdik. Ya alacaktı ya da bana satacaktı hissesini... 2009 yılı ortalarıydı, Avrupa Göz’ün tek başına sahibi oldum ve eski ortağım yanımda başhekim olarak çalışmaya devam etti. 3-5 ay sonra ikinci, ay sonrasında üçüncü şube oluştu derken iki yılda markaya altı şube kazandırdık.

Zor olmadı mı bir anda bunca yük almak?

İki yılda altı şubenin finansmanını yaparsın orada sorun yok ama operasyonel süreci yönetmek kolay değil. Avrupa Göz büyüyordu ve çok belliydi 12 belki 15 şube olacaktı! Ama benim de bir kapasitem vardı en nihayetinde kurumsal bir kimlik lazımdı! Önümde iki yol vardı ya Avrupa Göz’ü halka açıp borsaya kote edecektim ya da yurtdışından sermaye getirecektim yani yabancı ortak bulacaktım. Hayalim Avrupa Göz’ü halka açmak ve borsaya kote etmekti. SPK ve o dönem İMKB’nin iki yılı aşacak yönetmelikleri önüme çıktı. Bu noktada yabancı ortak arayışına girdim. Cumhurbaşkanımız o dönem Başbakan’dı ve Başbakanlık Yatırım Ajansı bana Suudi Arabistan menşeli Nesmal Holding ve Reaya Holding’i buldu. O dönem bana ulaştılar ve anlaştık. Bir sene yatırım yapmama kararı aldık Arap şirketler bize, biz de kurumsallaşmaya alıştık.

İdare etmek güç olmadı mı?

Çok zordu! Sağlık hizmeti veriyorsunuz en nihayetinde... Hele günümüzde sosyal medya nasıl güçlü, anında duyuluyor her şey! Geçtiğimiz aralık ayı itibariyle 31 bin 500 hastaya poliklinik hizmeti vermişim ve 2 bin 700 de ameliyat yapmışım, 12 şube için söylüyorum bunu. Allah göstermesin olmadı çok şükür ama bu ameliyatlardan 3 kişinin gözünü kaybettiğini düşünsene! Kalır mıydık? İşimizi iyi yaptığımızın en iyi göstergesidir bu ve benzer örnekler...

O dönem fırsat başka sektör karşına çıksaydı ne olurdu?

Kesinlikle değerlendirirdim, bu demir - çelik işi de olabilirdi, mobilya fabrikası da olabilirdi.

TÜRKİYE’DE YAPILACAK ÇOK İŞ VAR

Demek ki bir arayış içindeydin...

Algılarım açıktır, 39 yaşındayım ve yapacak çok işim olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de yapılacak çok iş var. Bu noktada cesaret çok önemli çünkü bilmediğin bir sektörde yatırımcı oluyorsun. Muayeneye gittiğim hastanenin, 10 gün sonra yarısını aldım düşünsene! Sektöre ve geleceğe inancım olmasaydı bu cesareti gösteremezdim. Tabii kendime de inandım!

Net soracağım! Sıfırdan, yoktan gelmiş bir adam mı karşımda yoksa aileden maddi anlamda güçlü, zeki bir ticaret adamı mı?

Yani şöyle benim ailem hep ticaret yapmış. Rahmetli dedem, dedemin babası, benim babam hatta amcaoğullarım dahil herkes ticaretle iç içe yaşamış, sadece farklı sektörlere hizmet etmişler.

Yani varlıklı bir ailenin zeki çocuğu olarak görebilir miyim seni?

Öyle de görebilirsin... Ama ben 18 yaşımdan beri tek çalışıyorum.

Güven riskleri almanı kolaylaştırıyordu değil mi?

Mutlaka! O güvenle göğüsledim her riski ve yeniliği...

39 yaşındasın, riskli sektörde başarıya imza attın... Yormuyor mu?

12 tane hastanede binlerce insana hizmet veriyorsunuz. Gel gör ki insanların mutlu olarak hastanelerden çıktığını gördüğümüz an tüm yorgunluğumuz geçip gidiyor.

Peki bunca verdiğin taviz, mahrumiyet negatif etkilemiyor mu?

Etkilemez mi, demoralize oluyorsun! Ailene, arkadaşlarına vakit ayıramıyorsun. En son 15 gün oldu arkadaşlarımla oturup bir kahve içmeye vakit ayırdığım.

Nereye kadar bu tempo?

Biraz daha profesyonelleşip, kurumsallaştıktan sonra 42, 43 yaşındayken yetkileri devretmeye başlarım. Tempomu yüzde 30-40 oranında hafifletmeyi düşünüyorum. Şimdilik tempoya devam.

Seni tanırım çocuklar ufak, kendi kanın olmadan başkasına devretmezsin bence...

Ondan diyorum ya biraz daha vakit var diye. Başka birine asla devretmem haklısın, mümkün değil! Mesuliyetleri devredeceğim kişinin beni, fikirlerimi tanıyor ve yaşıyor olması lazım! Çocuklar küçük haklısın, zaman gösterecek be Gökay! Ben 42, 43 diyorum ama belki daha uzun çalışmam gerekecek...

“Düşünsene, bilmediğim bir sektörde yatırımcı oldum. Sektöre ve geleceğe inancım olmasaydı bu cesareti gösteremezdim. Tabii kendime de inandım.”

Bu sektörü yönetmek herkesin harcı değil! doktorların görevi hekimlik yapmak

Yıllar önce ilk imzanı atarken, bugün bu noktayı tahmin ediyor muydun?

Sektördeki boşluğu gördüm ve değerlendirdim. Yedi yıl önce sağlık sektörü doktorların elindeydi. Sağlık sektörünü yönetmesi gerekenler sağlık eğitimi almış doktorlar değil, bu kendi başına bir meslek! Doktorların işi, doktorluk yapmak!

Neden?

Doktor sabah 09:00’da geliyor, 16:00’ya kadar muayenelerini yapıyor. Ameliyatlar derken saat 19:00’a kadar uzayabiliyor! En büyük ameliyat 3 saat sürer, hasta evine gider. Doktorsun, egon da tavan, kimseye de güvenmiyorsun! O saatten sonra hastaneyi yönetmeye kalkarsan, olmaz! Muhasebeci gelecek, ameliyattasın! Evrak getiriyorlar, muayenedesin... Bakmadan imza atıyorsun... Sonra aile devreye giriyor ve daha da karışıyor iş! Akrabalarımı, işin içine katmam. İşletmeler böyle yürütülmez! 25 sene okumuşsun! Neyin eğitimini aldıysan o branşta doktorluğunu yap arkadaşım, hastane yönetme!

Peki genç kuşak bir yönetici olarak bu süper egolara kendini kabul ettirirken zorlandın mı?

Zorlandım.  Avrupa Göz’ü satın aldığımda 34 yaşındaydım. Sektörü, cihazları, hastalıkları bilmiyorsun. Yönettim, bir yıl sonra daha iyi yönettim, sonra daha iyi... Çünkü iyi bir iş adamıyım ve iyi bir gözlemciyim. Verdiğim sözlerin arkasındayım. Gelin bana destek olun, markayı büyütelim dedim. O yıllarda sektöre kazandırdığım göz doktorları ile hala devam ediyorum yola ve onlara verdiğim tüm sözleri de tuttum. Bu esnada ciddi araştırmacı oldum ve sektörü onlardan öğrendim. Kurumsal reklam ajansları ile çalıştım. Şimdi Avrupa Göz’ü bilmeyen yok! Yılda 400 bin kişi muayene, 40 bin kişi de ameliyat oluyor. Başarılı operasyonların etki alanı güçlü oluyor. Ameliyat sonrası mutlu olmuşsan paylaşırsın durumu!

AVRUPA GÖZ DE, AVRUPA YATIRIM HOLDİNG DE BİR SENARYO! 

Avrupa Göz’ü satmayı düşünür müsün?

 Daha da büyütebiliriz, satabilirim de... Misyonumu tamamladım. İyi bir teklif gelirse verebilirim, neden olmasın? Sektörde Avrupa Göz Ramazan olarak kalmak istemiyorum. Hoş Avrupa Yatırım Holding Ramazan olarak da anılmak istemiyorum. Avrupa Göz nasıl bir senaryoysa, Avrupa Yatırım Holding de bir senaryo ve o da bir yerlere gelecek. Avrupa Yatırım Holding’i de büyüteceğiz 3,5 yıla kalmaz. Ben sadece, Ramazan Burak Telli olarak anılmak istiyorum.

Arada hayattan çaldığın anlar oluyor...

Spor yapıyorum ve arada arkadaşlarımla sosyalleşiyorum. Çok anlayışlı bir eşim var, o da bana eşlik eder. Bunları da uykudan çalarak yapıyorum, işten değil!  Spor araba merakım var, 3-4 tane arabam var ki ikisi kazalı şu ara! İçerinden biri Türkiye’de bir tek bende olan bir Aston Martin! İmaja ve kişisel bakıma düşkünümdür. Erkek bakımlı olmalı diyenlerdenim. Takımlarımı seçerken de, kombinlerken de çok titiz davranırım ve özel vakit harcarım. Alışveriş de önemlidir hayatımda!

SAĞLIK UCU OLMAYAN BİR İŞ! 300 YIL YAŞASAN DA ZİRVEYİ GÖREMEZSİN

Genç yaşta bunca işe imza attıktan sonra ilerde ya amaçsız kalırsam korkun var mı?

Yok! Hiç hem de! İşin bir tekeli yok, ucu yok, zirvesi hiç yok! Türkiye’de 80 milyon insan, Dünya’da 8 milyar insan var. 300 yıl yaşayacağını varsay ve 300 yıl ‘ben göz sektöründe en iyisi  hizmet vereceğim’ diye hedef koy kendine yine o en tepeyi göremezsin. Ne insanlar biter, ne problemler... Sağlık ucu olmayan bir iş!

İlla sağlık mı yani?

Yoo! Her şey! Alırım, satarım, üretirim, hizmet veririm ve illa insanları mutlu ederim. Her türlü mutlu etmeyi seviyorum insanları... Mesela şubat ayında dev bir firmayla ortaklık anlaşması yapmak üzere Çin’e gideceğim cep telefonu ve cep telefonu aksesuarları üzerine...

YAPTIĞIM HER HATANIN BEDELİNİ ÖDEDİM

Korkuların, pişmanlıkların var mı?

Yakınlarımı kaybetme ve yalnız kalma korkum var. Hayatımı etkileyecek büyüklükte pişmanlıklarım, hatalarım yok. Var olan hatalarımı da tecrübe olarak görüyorum. Yaptığım her hatanın bedelini ödedim! Bedel ödemeden hataları geçtiğin zaman bir sonraki evrede aynı hataları yapmaya meyilli oluyorsun.

Hayalinde ne var?

15 yıl önceki hayalimin üstündeyim. Şimdi hayalim de insanlara daha çok iş kapısı açmak, daha fazla kişiye hizmet vermek, ülkesine, vatanına ve ailesine destek olan örnek bir adam olmak! 

Genç yatırımcılara tavsiyelerin neler?

Cesaretlerini kaybetmesinler, harekete geçmek için asla geç değil!  Kendilerine güvensinler.

DEVLET HASTANESİ MANTIĞIYLA, ÖZEL HASTANE İŞLETİYORUZ

Gözümü sana neden emanet edeyim, farkın ne?

En iyisiyiz de ondan! Ameliyatta başarı oranımız 10 binde 9996! O aradaki 4 kişinin de gözünü kaybetmedik, sadece ameliyat oldukları zaman bekledikleri performansları alamadılar. Ciddi bir çağrı merkezimiz var ve müşteri memnuniyetini ölçeriz. Özel hastaneyiz ama SGK güvencesiyle vatandaşın cebinden fazla para almıyoruz. Devlet hastanesi mantığıyla, özel sağlık hizmeti veriyoruz. Aylık 3-4 bin ameliyat rakamı buradan geliyor. Türkiye’de bu rakamlara ulaşabilen göz grubu yok.

2016 zordu, 15 Temmuz süreci ve sonrasını kastediyorum. Kriz yönetimlerinde nasılsın?

15 Temmuz kimsenin beklemediği bir hareket oldu. 3.5 yıl en fazla 8 yıl içinde bu oluşum temizlenecek. 15 Temmuz sonrası her şey bambaşka bir hal aldı. Yabancı yatırımcı ürktü, ekonomi tedirgin oldu. 15 Temmuz’a kadar Türkiye’yi güvenilir liman gören yabancı yatırımcı, o tarih sonrası artı bir yatırımcı daha yanlarına alıp riskleri azaltmayı düşündü. Sonrasında ise, şimdiki hükümetimizin kararlılığını gördüler. Başarıyla geçilen bir sınav oldu. Yatırımcı sonradan anladı ki Türkiye’ye bir şey olmaz. Yaklaşık 1 ay önce dünyadaki önemli 17 iş adamı Başbakan Binali Yıldırım tarafından ülkemize davet edildi ki biri bizim yabancı ortağımızdı. Ortağım Türkiye’nin iyi bir yolda olduğunu ve yatırımı sürdüreceğini söyledi.

Elazığ’da hastane yakınında patlama oldu ve ciddi hasar gördünüz. Ne hissettin?

Elazığ’da 18 Ağustos tarihinde hastanemizin hemen yanında emniyet müdürlüğü binasında terör saldırısı meydana geldi. İnan öyle bir hasar aldık ki hastane daha 15 gün önce faaliyete girdi yeniden. Maddi hasar tolere ediliyor da insanlarda bıraktığı psikolojik hasarı gideremiyorsun. Allah’a şükür olsun bizlerde ufak tefek yaralanmalar oldu ama düşün ki aileler bize evlatlarını emanet ediyorlar. O çocuklar 18 ile 25 yaş arasında! Canlarından da olabilirlerdi. Allah ilk önce ülkemize sonra bize bir an önce bulunmuş olduğumuz sıkıntılardan çıkış nasip etsin.

Farklı yatırımların olduğunu da biliyorum, bahseder misin?

 Avrupa Yatırım Holding var ki o daha bebek. Biri Arnavutköy’de, diğeri Adana’da 2 genel hastanem var. Madem Avrupa Göz’ü yabancılara sattım, ‘Avrupa Hospital’ları  neden halka açmıyorum dedim. SPK ve Borsa’nın uzun prosedürlerini, Kocaeli Gölcük’de halka açılmış bir fabrikayı alarak aştım. 17 milyon liraya aldığım Baysan Trafo A.Ş.’yi Avrupa Yatırım Holding yaptım. İçine de genel hastaneleri koydum, bir tane de diyaliz merkezi ekledim. Avrupa Yatırım Holding 2015’in başından beri borsaya kote edilmiş halde!