24 Nisan 2024 Çarşamba / 16 Sevval 1445

Ünzile 45’inde Sandviç Ana

‘Ünzile hem çocuk hem de kadın. On ikisinde ana...’  Türkiye’deki çocuk anne sorunun sembolüydü Sezen Aksu’nun bu şarkısı. Ama yeni Ünzileler artık 45’inde ana! Okumaktan ve çalışmaktan yorgun! Hem bebeğine hem de yaşlı anne babasına aynı anda bakıyor. Onlar sosyolojideki yeni tanımıyla ‘Sandviç jenerasyon’

SELİM EFE ERDEM14 Ekim 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Ünzile 45’inde Sandviç Ana

Sağlık Bakanlığı’nca geçen hafta yapılan bilgilendirmede, Türkiye’de 45 yaş üstü anneliklerde rekor kırıldığı açıklandı. Peki ama bu ne anlama geliyor? Sağlık Bakanlığı’ndan konuya ilişkin detayları alıp doktorlara, sosyolog ve psikologlara, nüfus uzmanlarına sorarak konuyu yorumladığımızda kocaman bir toplumsal sorunla karşı karşıya olduğumuzu gördük. Devlet her ne kadar uygun yaşta çocuğu teşvik etse de kadınlar ve aileler, ilerleyen yaşlara kadar uzanan akademik ve çalışma hayatı nedeniyle planlı bir şekilde 35-45 yaş aralığında çocuk yapıyor. Kariyer ve annelik arasındaki döngüde sıkışan kadınlar, 40’lı yaşlarda ancak bir çocuk sahibi olabiliyor. Peki bu döngü: kadın, çocuk, toplum ve devlet için nasıl bir sonuç  doğuruyor?

TOPLUMU, ANNE VE BEBEĞİ BEKLEYEN TEHLİKE

Türkiye’de hem kadınların doğum sayısı hem de annelik yaşı için tehlike çanları çalıyor. Bir toplumun kendini yenileyebilmesi için kadın başına 2.1 çocuk gerekiyor. Türkiye tam bu sınırda ama sinyaller eğilimin 1’e doğru olduğu yönünde. Yani, Türk toplumu kendini yenileyemeyip yaşlanıp yok olma tehdidiyle, anne ve bebeklerse riskli doğumlar gerçeğiyle karşı karşıya!  

EĞİTİM VE İSTİHDAM EVLİLİK VE GEBELİĞİ ÖTELİYOR

Sağlık Bakanlığı verilerine göre en ideal dönem olan 20-24 yaş aralığındaki doğum oranlarında belirgin bir şekilde düşüş var. Peki ama kadınlar artık neden daha çok 40’lı yaşlarda anne oluyor? Bakanlık şu çarpıcı tespiti yapıyor: “24 yaş altında gebelik kararının azalması: kadın istihdamında, evlenme yaşında ve eğitim düzeyinde artışların yol açtığı ve buna bağlı olarak evliliğin ve gebeliğin ötelendiği sosyokültürel bir sonuç olabilir. 2017 TUİK verilerine göre kadın istihdam oranıyla birlikte eğitim oranında, evlenme yaşında artmayla birlikte 25-29 yaş aralığında doğum sayısında ve oranlarında da belirgin değişiklik saptandı. Ülkemizde yükseköğrenimin tamamlandığı ve evlilik kararının en sık verildiği yaşlar bu aralıktadır”

İLERİ YAŞ BEBEKTE ANOMALİ ANNEDE DEPRESYON NEDENİ

Psikiyatri uzmanı, Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Çağatay Karşıdağ ise 40 yaş üzeri gebeliğin ruhsal ve sağlık etkilerine dikkat çekiyor: “Her dönemde ortaya çıkabilecek bebekle ilgili sorunlar yaşın ilerlemesiyle artabilmekte. İleri yaşta, planlanmamış gebelikleri büyük çoğunluğu gebeliğin sonlandırılmasıyla sonuçlanabilmekte. Annede anksiyete bozukluğu, depresyon gibi ruhsal hastalıkların ortaya çıkmasını kolaylaştırabilmekte. Özellikle menopoz dönemine yaklaştığı, artık üretken olamayacağını düşünen kadın, risklerini bilmesine rağmen ileri yaş gebeliği göze alabilmekte. Bu riskler annenin bedensel zorlanmasının yanı sıra bebekte anomaliye neden olabilir.” 

Kadınlar artık uzayan eğitim ve kocanın maaşının geçime yetmemesi nedeniyle çoğu zaman 40’ında annelik fırsatı buluyor. Sonrasında ikinci bebek şansı kalmadığı gibi bebeğine ve yaşlı anne babasına da bakmak zorunda. Yani iki arada bir derede kalan bir ‘Sandviç jenerasyon’

Sandviç Jenerasyon

Batı toplumlarında ve Türkiye’de kadınların doğum yaşı 40’ları aşarken, orta yaştaki kadınlar hem yeni doğan çocuklarına hem de yaşlanan anne ve babalarına bakmak zorunda kalıyor. Sosyologlar bu kuşağa Sandviç Jenerasyonu diyor. 45’lik anneler tıpkı iki dilim ekmeğin arasında kalan peynir gibi alt ve üst jenerasyonun arasında kalıyor.

Adriana Liescu 66 yaşında anne olarak rekor kırdı. 

40 YAŞ ÜSTÜ ANNELİĞİN RİSKLERİ

Riskli gebelik uzmanı Doç. Dr. Oktay Kaymak: Ülkemizde ve gelişmiş ülkelerde ileri yaşta hamilelik yaşayan kadınların oranı giderek artmakta. Bu durumun hem sosyal hem de kültürel çok sayıda nedeni bulunmakta. Özellikle 40 yaş üstü hamileliklerde anne adayı için hipertansiyon, gizli şeker, kemik erimesi, kan pıhtılaşması ve doğumda kanama olması gibi riskler artmıştır. 

TEDAVİ EDİLEMEYECEĞİNİ BİLMELİLER

Burada önemli olan nokta, gebelik öncesi ve gebelik süresince alınan önlemlerle bu hastalıkların çoğunun gelişmesi engellenebilmekte ve sağlık doğumlar olabilmekte. Ancak ileri yaşta anne ve baba olmayı planlayan ailelerin hatalı yumurta ve sperm nedeni ile genetik hastalığı olan bebek sahibi olma riskinin arttığını ve bu durumların günümüz tıbbı ile tedavi edilemediğini bilmesi gerekmekte. Ek olarak ileri yaş gebeliklerinde düşük riski, kanama, erken doğum ve bebek gelişiminin zayıf olması gibi durumların görülme sıklığı da artmakta. 

SON 6 YILDA CİDDİ TIRMANIŞ YAŞANDI

Sağlık Bakanlığı verilerine göre 2009 yılında Türkiye’deki annelik yaş ortalamasında ilk sırada toplam doğumların yüzde 27.4’üyle 20-25 yaş aralığı yer aldı. Sadece altı yıl sonra 2017’de ise annelik yaşında ilk sırayı yüzde 31.1 ile 25-29 yaş aralığı aldı. İkinci sırayı ise yüzde 23.9 ile 30-35 yaş aralığı aldı. Henüz altı yıl önce ilk sırada olan 20-25 yaş aralığı 2017 yılında yüzde 23.3 ile üçüncü sıraya düştü. 35-39 yaş arası doğumlar yüzde 8.7’den yüzde 12.8 çıktı. 40-44 yaş aralığındaki doğumlar yüzde ise yüzde 1.9’dan yüzde 2.6’ya çıktı.  Bakanlık verilerine göre, 15 yaş altı çocuk anneler yani ‘Ünzileler’ oranı sıfırlandı. 15-18 yaş arası anneler ise az da olsa devam etmekte. 

ÇOCUĞA YÜKLENEN ANLAM DEĞİŞTİ

Nüfus Coğrafyası uzmanı ve Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ertuğrul Murat Özgür, farklı disipleri bir araya getirerek Türkiye’de kadınların doğurganlık oranı ve yaşını yıllardır bölge bölge inceleyen bir araştırmacı. Türkiye’de 45 yaş üstü doğumların neden rekor kırdığını sorduğumuzda, sahada yaptığı araştırmalar nedeniyle bu sonuca şaşırmadığını söylüyor. Prof. Özgür’e, Türkiye’de değişen annelik yaşı ve bunun toplumsal sonuçlarını sorduk. 

GENÇLER ARTIK DOĞUM İSTEMİYOR

Yıllardır çocuk annelikle mücadele ederken nasıl oldu da babaanne yaşındaki anneler sorunuyla karşı karşıya kaldık?

Aslında bu bizim açımızdan çok şaşırtıcı değil. Epey zamandır, Türkiye’de hem evlenme hem de ilk çocuk sahibi olma yaşının yükseldiğini gözlemliyorduk. Sağlık Bakanlığı ve TÜİK verilerine göre 2009 ve 2017 yılları arasındaki en çok doğum yapılan yaş dönemi 20-25 yaş aralığından 25-29’a kaymış durumda ve bu 30-35’e doğru kayıyor. 35 yaş üzerindeki doğumların toplam doğumlardaki oranı yüzde 15 orana çıkmış durumda. 20-24 yaş grubundaki doğumlar ise 57 bin azalmış. Bu, gençler artık doğum yapmak istemiyor demek. 

BEBEK MALİYETİ ÇOK YÜKSELDİ

Neden?

Çünkü Türkiye’de yaşam biçimleri değişti ve eğitim düzeyi yükseldi ve en önemlisi çocuğa yüklenen anlam değişti. Eskiden nüfus daha çok köylerde yoğundu. Köylerde çocuk hem tarım ve hayvancılıkta üretim aracı hem de yaşlılıkta anne ve baba için bir güvenceydi. Şehirleşmeyle birlikte çocuk üretim ve güvence aracı olmaktan çıktı. 

Tam tersine anne ve babalar çocukları son nefesine kadar finanse etmek gibi bir rol üstlendi. Kadınların doğum sayısı ve yaşına ilişkin bu tablo, insanların daha geç evlenip daha geç çocuk sahibi olarak hayatlarını yaşamayı tercih ettiklerini gösteriyor. Aynı zamanda daha az çocuğu tercih ettiklerini gösteriyor çünkü ilerleyen yaşta doğurganlık çağını kapatacağı için ikinci çocuk yapamayacaklar. Kadınlar 40 yaş üstünde çocuk sahibi oluyor çünkü kentsel işlerde doğum izni sonrasında işinden olmaktan çekiniyor. 

KURUMSAL BAKIM VE İŞYERİ KREŞİYLE DOĞUM ARTABİLİR

Peki dünyadaki eğilim nasıl? Doğurganlık yaşı ve sayısında Türkiye ve dünya ortalaması karşılaştırıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?

Dünyada da doğurganlık oranları düşüyor. Gelişmiş ülkelerde çok daha önce düştü. Toplumun kendini yenilemesi için kadın başına düşen çocuk sayısı 2.1 olması gerekiyor anne ve babanın yerine. Bizde şu anda tam sınırda, 2.1. Gelişmiş ülkelerde, 1.3. Afrika’da 3’ün üzerinde. 

Türkiye’de toplumun yok olma riskinden bahsediyorsunuz... Çok çocukluluğu teşvik eden devlet bu konuda hangi önlemlerle tabloyu tersine çevirebilir?

Belki insanlar iki veya üç çocuk sahibi olmak istiyor ama istemek yetmiyor. Kentlerde çocuk bakımı çok büyük bir maliyet ve aileler için bu maliyeti karşılamak mümkün olmuyor. Teşvikler var ama yetersiz. Kurumsal bakımla ilgili önlemler alınırsa, doğurganlık hızı artabilir. Yasa 100 çalışanı olan kuruma kreş açma zorunluluğu getiriyor ama şirketler 99 çalışanla ya da benim 100 kadın çalışanım yok ki gibi yasal boşluklarla bundan kaçıyor. Nasıl özel okullara teşvik primi veriliyorsa kurumlara ve özel sektöre de çocuklu çalışan anneler için kreş açılması teşvik edilebilir ayrıca belediye veya kamu kurumlarının semt düzeyinde kreş ve çocuk bakım merkezleri açması gerekiyor ki anne ve babalar çocuk yapınca işine gidebileceğini görebilsin. 

Prof. Dr. Ertuğrul Murat Özgür,  kadınların 40 yaş üstü annelik nedenlerinin eğitim, şehirleşme, çocuğa yüklenen anlam, çocum bakım maliyeti ve kreş sorunu ile bağlantılı olduğunu anlattı.