16 Nisan 2024 Salı / 8 Sevval 1445

'Yolların mimarı' gülümseten Başbakan

Türkiye Cumhuriyeti’nin 65. Hükümetini kuran ve 27. Başbakanı olan Binali Yıldırım, ikinci defa Cumhurbaşkanı seçilen Recep Tayyip Erdoğan’ın yeni dönem/sistem için gerçekleştireceği yemin töreni sonrası resmen “Son Başbakan” olarak tarihe geçecek.

MEHMET HAKAN KEKEÇ8 Temmuz 2018 Pazar 07:00 - Güncelleme:
'Yolların mimarı' gülümseten Başbakan

Son Başbakan Binali Yıldırım, sadece yaptığı başarılı ve devrim niteliğindeki icraatlarla değil renkli kişiliğiyle de siyasi tarihe adını yazdırdı. Başbakan, 11 yıl yaptığı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı sırasında gerçekleştirdiği prestijli projeler nedeniyle her şeyden önce hep “yolların mimarı” olarak tanınacak. Yol dediğimiz  sırf bayramda Bodrum’a gidesiniz diye yoktur. Peki, nedir önemi bu yol yol dediklerinin? Bunu anlamak, Binali Yıldırım’ın bilhassa Bakanlığı sırasında imza attığı icraatlarının önemini anlamak olacak.

ÖNCE ALTYAPI

Tarih ilmiyle biraz hemhal olanlar, büyük devletlerin güçlerini askeri yeteneklerden çok, yollara olan hakimiyetlerinden aldığını fark eder. Osmanlı’nın ordusu teknik olarak her zaman içinde bulunduğu dönemin önünde olmasına rağmen, devlet; özellikle Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman devrinde cihanşümul bir güce erişmiştir. Bunun nedeni Yavuz’un Doğu’daki ticaret yollarını, oğlu Süleyman’ın ise tıpkı büyük Roma gibi Akdeniz’i hakimiyetine almasıdır. Timur’a İspanya’dan elçi olarak gönderilen Ruy de Clavijo, seyahatnamesinde Türk hakanının Asya’da kurduğu birlikten ve canlanmadan bahsederken; “Timur ulaşıma ve haberleşmeye çok önem veriyor. Her yere atların bulunduğu kervansaraylar inşa ettirmiş. Ulak eğer ihtiyacı varsa bir prensin atına bile el koyar” der. Çünkü her devirde yol (yani ulaşım kabiliyeti), ticaretin canlanarak şehirlerin oluşmasını ve büyümesini, merkezdeki kuvvetin (şimdi pasta deniyor) bu şehirlere ve taşraya dağılmasını sağlar. Binlerce yıldır; yol olmayan yerde ticaret, ticaretin olmadığı yerde şehir, şehrin olmadığı yerde de medeniyet olmaz. İşte “Önce altyapı” dedikleri budur.

YOLLARIN MİMARI

Bugün karayolları, havaalanları, hızlı trenler, dev köprüler ve upuzun tünellerle güçlendirilen altyapı: şehirleri büyütür, eşitler ve imtiyazın çevreye yayılmasını sağlar. Ancak bu noktadan sonra eğitimi, kültürü, fabrikaları veya tarımsal üretimde gelişmeyi konuşabilirsiniz. Ülkeniz, ulaşım ağı yetersizliği nedeniyle altyapı sıkıntıları yaşıyorsa (ticaretin tek bir büyük şehirde toplandığı kırsal kesimi yoğun bir ülke düşünün) eğitiminiz ya da kültürünüz sizi en fazla bir taşra aydını yapar. Bir gerçeği görmek gerekiyor ki Osmanlı son dönemi ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında demiryolu ağlarında gelişmeye önem verilse de geç kalınmıştı; ne yazık ki, Türkiye 21. yüzyıla büyük altyapı zafiyetleri ile giriş yaptı. Fakat her gören göz, bu alandaki eksikliğin son 16 yılda gelen hamlelerle giderilmeye çalışıldığını tespit eder. Mesela 2000 sonrası dünyada hayata geçirilen en büyük 10 projenin 6’sı Türkiye’de gerçekleşti. Bu projelerin temeli atılırken de Ulaştırma Bakanlığı koltuğunda oturan, son Başbakan Binali Yıldırım’dı.

KALKIŞMAYA ‘VUR’ EMRİ

Son Başbakan Binali Yıldırım’ın başarılarını “altyapı gelişimi” bağlamında ele almak, son iki yılda (yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş sürecinde) aldığı sorumluluğu ve başardıklarını yadsımak demek değil elbette. Türkiye belki de en büyük imtihanlarından birini Yıldırım’ın Başbakanlığı döneminde yaşadı: 15 Temmuz FETÖ’nün darbe girişiminden bahsediyorum. Yıldırım, ilk andan itibaren darbeye karşı kararlılıkla mücadele etti. Vatandaşları rahatlatan ilk açıklamalardan biri ondan geldi. Üstelik bu açıklama sırasında “Darbe” yerine “Kalkışma” kelimesini kullanması psikolojik üstünlüğü ele geçirmek adına oldukça mühimdir. Ayrıca 15 Temmuz gecesi kimi badireler de atlattığını öğrendiğimiz Başbakan’ın; “Vur” emrini yerine getirmeyip yazılı emir isteyen Eskişehir hava üssündeki komutana, “Vur kardeşim, sesimi kaydet, vur” dediği ortaya çıktı.

KOMPLEKSSİZ LİDER

Kendisini “Az konuşur, soyadım gibi iş yaparım” şeklinde tanımlayan Binali Yıldırım’ın hem icracı yapısı hem de esprili kişiliği ‘devletin soğuk yüzünü’ yumuşatıyordu. İnşaatı bir türlü bitmeyen Keçiören Metrosu Başbakanlığı döneminde nihayetlenmiş ve açılışı “Aşkımız Keçiören Metrosu gibi hiç bitmesin” diyerek yapmıştı. Bu esprili kişiliği devletli olma kompleksinin son Başbakan’a uğramadığını işaret ediyor.

Binali Yıldırım, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olduğu dönem yapılan genel seçimlerde resmi olmayan seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından Twitter hesabından ‘Vurur yüze ifadesi yeniden tek başına iktidarız bir tanesi’ dediği bir video çekmişti. 

Türkiye İyi Gelecek konferansında yaptığı Karacaahmet esprisi de Binali Yıldırım’ın unutulmazları arasında çoktan yerini aldı. Yıldırım o konuşmasında,

“Altyapı yatırımları birer birer devreye giriyor. Haziran’da köprüyü açtık Osmangazi, Ağustos’ta Yavuz Sultan Selim’i açtık. 20 Aralık’ta dünyanın denizin altından geçen en derin tünelini açıyoruz. Yenikapı-Haydarpaşa arası 5.5 km. Kaç dakika? Hızlı gidenler 3 dakikada benim gibi yaşlılar 5 dakikada. Nereden Yenikapı’dan ta Karacaahmet’e geçmiş olacak. Oradan dön (Salonda kahkahalar). Yanlış anlamayın. Karacaahmet deyince neden öyle anladınız, adres tarif ediyoruz. Numune Hastahanesi o zaman. Biraz daha az. Sağ salim geçmenizi istiyoruz” demişti.

Başbakan Binali Yıldırım’ın Valiler toplantısında anlattığı, bakanlığının ilk yıllarındaki bir anısı da nüktedanlığının hatırda kalan örneklerinden: 

“Ben Ulaştırma Bakanı olarak görevimin ilk yıllarında valileri topladım. Bir salonda böyle konuşuyoruz. Şu kadar yol yapacağız, dedim. Bazı arkadaşlar donuk donuk bakıyorlar. Tepki yok, heyecan, katılım yok. Dedim ki arkadaş merak etmeyin bunları nasıl yapacağız diye düşünüyorsunuz. Merak etmeyin para bol! Sonra canlandılar. O işi başlattık. Yıl sonu geldi, arkadaşlar, ‘Efendim para bol dediniz ama para gelmiyor’ dedi. Dedim ki ‘Sayın valim sen geometri okumadın mı? Ben para bol demedim, ‘parabol’ dedim.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir seyahatte uçak türbülansa girdiği zaman soğukkanlı bir şekilde yemeğini yiyen Binali Yıldırım, Erdoğan’ın “Sen niye bu kadar sakinsin?” sorusuna, “Hiçbir uçağın havada kaldığı görülmemiştir” diye cevap verecek kadar da sakin birisi olarak tanınıyor.

Başbakanlığı döneminde Çankaya Köşkü’nde İngiltere Başbakanı Theresa May ile bir araya gelen Binali Yıldırım’ın yapılan ortak basın açıklamasındaki AB yorumu da tebessümle hatırlanacak türden. Yıldırım’ın o dönem AB’den ayrılmak isteyen İngiltere’yi kastederek “Giren de pişman girmeyen de pişman” sözleri May’i güldürmüştü. 

PROJELER

Binali Yıldırım’ın Ulaştırma Bakanlığı döneminde, dünyadaki 10 büyük projeden 6’sı Türkiye’de gerçekleştirildi. 3. Havalimanı, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Osmangazi Köprüsü, Avrasya Tüneli, Marmaray, İstanbul-İzmir Otoyolu’nun yanı sıra birçok proje bu dönemde hayata geçirildi. Başbakan Yıldırım’ın, geride kalan iki yılında bazılarına Cumhurbaşkanı Erdoğan ile katıldığı temel atma ve açılış programları şunlar: 

“Mersin Şehir Hastanesi-Yozgat Şehir Hastanesi açılışı, Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Projesi temel atma töreni, İstanbul-Bursa-İzmir Otoyol Kesimi açılışı, Zigana Geçidi temel atma töreni, Çanakkale Havalimanı Terminal binası açılışı, TEM Edirne Karaağaç Meriç Köprüsü açılışı, Çandarlı Otoyolu temel atma töreni, Paşaköy-TEM Kurtköy bağlantı yolu açılışı, Lojistik Destek Gemisi’nin denize indirilmesi, Yenikent-Temelli yolu temel atma töreni, Ankara-Kahramankazan yolu temel atma töreni, ‘Türkiye’nin Otomobil’i için atılan imzalar, Kemaliye-Dutluca yolu temel atma töreni, Orman Bakanlığı’nın 375 dev eser açılışı, Fotovoltaik Güneş Modülü Fabrikası ve Ar-Ge merkezi temel atma töreni.”

BİNALİ YILDIRIM KİMDİR? 

KAYI’DAN ÇANKAYA’YA

Erzincan’ın Refahiye ilçesine bağlı Kayı Köyü’nde 20 Aralık 1955’te dünyaya gelen Binali Yıldırım, İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun. Yıldırım’ın hayatı, öğretmeninin kendisine tarla işlerinde yardımcı olması için sık sık okuldan alan babasına “Dursun Bey, bu çocuk iyi okuyor. Bırak da okusun, dersten alma” demesi üzerine değişiyor. Fakülte sonrası aynı bölümde yüksek lisans yapan Yıldırım, daha sonra İsveç’te bulunan Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO) ait Dünya Denizcilik Üniversitesi’nde Denizde Can ve Mal Güvenliği konusunda ihtisas eğitimi aldı.

ERDOĞAN İLE TANIŞMA

Yıldırım, kamu alanında ilk deneyim olarak 1978-1993 yılları arasında Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğü ve Camialtı Tersanesi’nde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. Buradaki çalışmaları sırasında genç bir siyasetçi olan Recep Tayyip Erdoğan ile tanıştı. Erdoğan, çalışkan ve proje üreten bu genç mühendisten çok etkilenmişti. Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda Binali Yıldırım’ı İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmelerine (İDO) Genel Müdür olarak atadı.

İDO’YU BÜYÜTTÜ

Yıldırım, 1994-2000’de yürüttüğü bu görev sırasında, İstanbul’da toplu taşımacılığın denize kaydırılması yönünde önemli projelere imza attı ve İDO’nun alanında dünyanın en büyük şirketleri arasında yer almasını sağladı.

11 YIL BAKANLIK

Erdoğan ile AK Parti’nin kuruluş aşamasında görev alan Yıldırım, 3 Kasım 2002 seçimlerinden sonra AK Parti İstanbul Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı oldu ve 11 yıl bu görevde kalarak Cumhuriyet tarihinin en uzun süre Ulaştırma Bakanlığı yapan ismi oldu.

İKİ YIL BAŞBAKANLIK

AK Parti’nin 22 Mayıs 2016’da yapılan 2. Olağanüstü Büyük Kongresi’nde Genel Başkanlığa seçilen ve Başbakan olarak Çankaya’ya yerleşen Binali Yıldırım, partinin 3. Genel Başkanı olarak 1 yıl, son Başbakan olarak iki yıl görev yaptı.