19 Nisan 2024 Cuma / 11 Sevval 1445

Yumurtanızı nasıl alırsınız?

Rafadan, kayısı, katı… Yumurtanızı nasıl alırsınız? Yumurta Oyma Sanatı Eserleri Ustası Yusuf Eygören, emeklilik hayatına bir türlü alışamayıp, kendini yumurtaların dünyasına bırakan bir sanatkâr. Çin’e gittiği bir tatil sonrasında yumurta sanatını icra etmeye başlayan Eygören, “Biz bu sanatı Avrupa ve ABD’den daha iyi uyguluyoruz” diyor.

GİZEM TÜMBAY KOÇAK21 Mayıs 2017 Pazar 07:00 - Güncelleme:
Yumurtanızı nasıl alırsınız?

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi mezunu Yusuf Eygören, yumurtayı sanata dönüştüren bir isim. Kendi mesleğini hiç icra etmeyip ticarete atılan Eygören, 20 yıllık ticaret hayatının sonunda emekli olmaya ve dünyayı gezmeye karar veriyor. Emeklilik hayatına bir türlü alışamayan sanatkâr, Çin’i ziyaret ettiği bir esnada gördüğü yumurtalara hayran kalıyor. Yumurtaların fotoğrafını dahi çekmesine izin verilmeden ülkesine dönen Eygören, bir koli yumurta alıp, oymaya başlıyor. İçini boşaltıp, delikler açmaya başladığında çok hoşuna gidiyor. Ancak bir süre sonra sıkılmaya başladığını söyleyen Eygören, “Manasız bir şey olduğunu anladığım esnada bir komşum geldi ve yapmış olduğum yumurtaların içine fener tuttu. Bunun üzerine bir şeye benzeyen yumurtaları çoğaltmaya ve fenerler takmaya başladım. Ancak ertesi gün kırıldı ve ‘buna bir çözüm bulmak lazım’ deyip, ertesi gün bir bardak ve lokumluk aldım. Kadeh bardağın ayak kısmını kırıp yumurtaları içine koyup, üzerine de lokumlukları koydum. Böylece bir şeye benzedi ve bir amaca sahip oldu.  Yani yumurtalar artık gece lambası olarak kullanabilir oldu” diyor.

İLK SERGİ YUMURTANIN BAŞKENTİ AFYON’DA

İlk yapmaya başladığında iyi tepkiler almadığını ve kısa bir süre sonra yapmayı bıraktığını söyleyen Eygören “Bıraktıktan sonra Afyonlu Murat Akarçay, beni arayıp ‘Yumurtanın başkenti Afyon’da bir sergi açar mısın’ dedi. Bu işi yapmayı bıraktığımı söyleyince ‘Elinde kalanlardan toplayalım o zaman’ dedi ve ben de komşulara eşe dosta dağıttığım yumurtaları geri toplamaya başladım. İlk sergimi 30-40 kadar eser ile Afyon’daki bir AVM’de açtıktan sonra İzmir, Antalya gibi birçok ilde de sergiler açmaya devam ettim. Hüsnü kabul görünce de tekrar yapmaya başladım. Bir süre sonra da bir tavuk firmasının dikkatini çekti ve onlarla da çalışmaya başladım” diyor ve çocuklarla buluşmasını anlatıyor: Bu sektöre ilk başladığımda belediyeye verdiğim bir röportaj vardı. Sonradan öğrendim ki o röportajı Milli Eğitim Bakanlığı beşinci sınıf kitaplarına koymuş. Bunun üzerine okullardan talepler gelmeye başladı. Okullardaki öğrencilere yumurtaları canlı canlı görme ve kendilerine de yapma imkanı sunduk.

Bu sanatı başkalarına da öğretip, öğretmediğini sorduğumuz Eygören “Telefonla benden bilgi isteyen, gelip öğrenmek isteyen birçok kişi oldu. Bazı insanlar yaptığı işleri saklasa da bu durum benim için kesinlikle öyle değil. Ne kadar çok insana ulaşırsa o zaman sanat anlam kazanır” diye ekliyor. Geçtiğimiz günlerde Bağcılar Belediyesi’nin Engelliler Sarayı’ndaki engellilere kurs verdiğini söyleyen Eygören, “ Canı sıkılan arkadaşlarıma yardımcı olmak istedim. Onların da çok hoşlarına gitti. Çok güzel yumurtalar ortaya çıktı” diyor. Yumurtaların 100 TL’den satış bulduğunu söyleyen Eygören, “Hayalim her yumurtaya Allah’ın 99 isminden birini yazmak. Hattat’a yazdıracağım isimleri Esma-Ül Hüsna adlı bir sergi ile sunmak istiyorum” diye de ekliyor. Yumurta Oyma Sanatı Eserleri Ustası Yusuf Eygören tarafından yapılan eserler Yumurtadan Sanata Türkiye Sergileri Projesi kapsamında sekiz şehirde 11 sergi ile meraklılarıyla buluşmaya devam ediyor. Türkiye Sergileri projesi kapsamında, Hüsn-ü-Hat, Şeffafat, Mezhere ve Sanatnuma adlı bölümlerden oluşan 30 parçalık bir koleksiyon ziyaretçilerini bekliyor.

Bizi diğerlerinden ayıran sanat

Bir yumurtayı iki saat ile üç gün arasında yaptığını söyleyen Eygören “Bir çalışmamda çok küçük delikler açmak istedim ve 3250 tane delik ile rekor kırdım.” diye anlatıyor.  Avrupa ve ABD’de de bu sanatı uygulandığını ancak bizim onlardan daha iyi durumda olduğumuza vurgu yapan Eygören “Bizi diğerlerinden ayıran en büyük özelliğimiz hat sanatını uygulamamız. Avrupa’nın eskiden beri yumurtaya merakı vardı ancak bizim gibi sanatsal anlamda çalışmaları olduğunu söyleyemem” diyor.