25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

ABD’deki Sarraf kumpası çöktü

‘Yıldız’ tanık Sarraf’ın ‘Dışarı çıkmak için yalan söyleyeceğim’ şeklindeki ses kayıtlarını uzmanlar değerlendirdi. Avukat Toraman “Sarraf kumpasında iddianame çöktü. Tiyatro izliyoruz. Çırpındıkça batıyor ABD yargı sistemi”, Prof. Dr. Bıçak “Tanığın güvenilirliği üzerinde şüphe oluşur” dedi.

SELİM EFE ERDEM6 Aralık 2017 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
ABD’deki Sarraf kumpası çöktü

ABD’deki Sarraf Kumpası Davası’nda bir numaralı tanık Rıza Sarraf’ın cezaevinden çıkmak için Türkiye aleyhine yalan beyanda bulunacağına yönelik ses kayıtlarının ortaya çıkmasını değerlendiren ceza hukukçusu avukat Cüneyt Toraman, “Sarraf kumpasında iddianame çöktü” dedi. Uluslararası Ceza Hukuku uzmanı Prof. Dr. Vahit Bıçak ise “Böyle bir konuşma, tanığın güvenirliği üzerine şüphe oluşturur. Savunma avukatları, başka argümanlarla da destekleyerek karar verici olan jüriyi Sarraf’ın beyanlarının yalan olduğu konusunda etkilemesi gerek” diye konuştu. 

Halk Bankası eski Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla’nın tek sanık olarak yargılandığı davada, savunma avukatlarının ortaya koyduğu ses kaydı, adeta davanın seyrini değiştirdi. Sarraf’ın, ABD’nin İran’a ambargosunu deldiği iddiasıyla 120 yıl hapis cezası istemiyle tutuklu bulunduğu sırada cezaevinde dayısı Ahad Khabbaz Tamimi’yle yaptığı telefon görüşmesinde “Eğer ABD’de hapsedilmişsen, çıkmak için ya yalan söyleyeceksin ya da kurtulabilmek için işlemediğin suçları kabul edeceksin” dediği mahkeme tutanaklarına girdi. Atilla’nın avukatları, bu konuşma kaydının Sarraf’ın cezaevinden kurtulmak için gerekirse Türkiye ve Hakan Atilla gibi Türk bürokrat ve yöneticiler aleyhine yalan beyanda bulunacağının itirafı olduğuna dikkat çekerek, ifadelerinin geçersiz sayılması gerektiğini savundu.FETÖ’nün moderatörü olan Hakim Richard Berman ise ilginç bir karara imza atarak, bu ses kaydının bulunduğu delil dosyasına ulaşıma sınırlama getirdi. 

KARGALAR GÜLER

Sarraf’ın ses kaydının hukuki olarak ‘Sarraf Kumpasının çökmesi” anlamına geldiğine dikkat çeken avukat Cüneyt Toraman, Sarraf’ın daha önce ABD’de cezaevinde özgürlükleri üzerindeki kısıtlamanın kalkması için rüşvet teklif etmesi ya da 17-25 Aralık sürecinde Türkiye’de tutuklu bulunduğu sırada FETÖ’cü yargı mensupları ile ‘Serbest kalması karşılığı Recep Tayyip Erdoğan ve AK Partili yöneticiler hakkında yalan suçlamalarda bulunma’ pazarlığı yaptığına da dikkat çeken Toraman, “Bu ses kaydının ortaya çıkmasıyla, Sarraf kumpasında iddianame çöktü. Düşünün bir dava açılıyor. Bir numaralı sanık, birden bir numaralı tanık oluyor. Bu sırada, ceza almaktan kurtulmak için yalan beyanda bulunacağına dair ses kaydı da çıkıyor. Bu davaya kargalar bile güler. Tiyatro izliyoruz. Mahkemede savunma lehine bazı tanık ifadelerini avukatlardan gizleyerek savunma hakkını engelliyorlar. Biz sanırdık ki burada Türkiye’de emniyet ve yargının içinde bir grup çete var ve bu kumpası onlar kuruyor. Sarraf davasıyla, gerçek kumpasçıların kim olduğunu gördük. Bu ses kaydında olduğu gibi, bütün kumpaslar eninde sonunda ortaya çıkıyor” diye konuştu. ABD’de ‘yargı bağımsızlığı’ diye bir şey olmadığına dikkat çeken Toraman, şunları söyledi:

ÇIRPINDIKÇA BATIYOR

 “Bu yargılama ile ABD yargısının gerçek yüzü bütün dünyada görüldü. FBI bir dosya getiriyor. Mahkemede dosyayı uyguluyor. Savcılarda, yargılama öncesinde suçlanan kişiyle pazarlık yetkisi var ve bu şantaja dönüşmüş durumda. ABD’deki yargıya güven yüzde 50’nin altında. Eğer suçlular itiraf etmezse veya savcılıkla pazarlık yapmazsa bir suç ortaya çıkarılmıyor. Sarraf Kumpası’ndaki suçlamanın temeli, iddiayı dayandırdıkları yasa 1987 tarihli bir başkanlık kararnamesi. Başkanlık kararnamesiyle uluslararası bir yargılama yapamazsınız. Zaten bu noktadan çökmüştü. Yetkisi olmadığı halde, bu mahkeme böyle bir yargılama yapıyor. Çırpındıkça batıyor ABD yargı sistemi.”

SORU İŞARETİ OLUŞUR

ABD’de Fordham Üniversitesi Hukuk Fakültesi misafir öğretim üyesi olarak 

‘Organize Suçlar’ dersi veren ve İngiltere’de Nottingham Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde hazırlayıp başarıyla savunduğu ‘ABD, İngiltere ve Türk hukukunda hukuka aykırı elde edilen deliller’ konulu sesi ile dikkat çeken  ve halen Polis Akademisi Ceza Hukuku öğretim üyesi olan Prof. Dr. Vahit Bıçak, jüri üzerinde bu ses kaydının tanığın güvenilirliği konusunda soru işareti oluşturabileceğin vurguladı. Bıçak, şunları söyledi: “Bu konuşma, 15 Eylül 2016’da Sarraf ABD’de cezaevindeyken yapılmış. Bu tarih, tutuklanmasından 6 ay ve savcılıkla itham pazarlığına girmeden 1 yıl önce. 26 Ekim 2017’de, gizli duruşmada itham pazarlığına yapılmış. Anlaşmanın içeriği piyasada yok. Buradaki konuşmalar, ABD itham pazarlığı sistemini açıklamaya yönelik olarak yorumlanabilir. Ama o konuşmada Cumhurbaşkanının isimleri geçmiyor. Cumhurbaşkanımızın adı, ‘Başkan Obama ile görüşecek, sizi buradan kurtaracak’ gibi geçiyor. Tanık beyanının güvenilir olması lazım. Böyle bir konuşma, tanığın güvenilirliği üzerinde şüphe oluşturur. Ancak buna karar verecek kişi hakim değil, jüri kanaatidir. Ses kaydının tek başına tanık ifadesini sakatlayacağını söylemem iddialı olur. Soru işaretleri oluşmasına neden olabilir. Savunma avukatları, başka argümanlarla da destekleyerek karar verici olan jüriyi Sarraf’ın beyanlarının yalan olduğu konusunda etkilemeye çalışacaktır.” 

Sarraf soruşturmasında gözaltı sayısı 17 oldu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Rıza Sarraf hakkında yürütülen soruşturmada, 14 kişinin daha gözaltına alındığı öğrenildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınanların sayısı 17’ye yükseldi. Daha önce Sarraf’ın yanında çalışan ve ABD’deki davaya evrak yolladığı iddia edilen şüpheliler Sinem A, Regaip A. ve Mustafa H., gözaltına alınmıştı.