18 Nisan 2024 Perşembe / 10 Sevval 1445

AB’nin ekseni 13 yılda kaydı

Ne oldu da 2004’te kaldırılan siyasi denetim süreci, tüm teamüller yıkılarak yeniden başlatıldı? Star, ‘geriye gittik’ diyen Türkiye düşmanı çevrelere tek tek hatırlatıyor:

HABER MERKEZİ27 Nisan 2017 Perşembe 07:00 - Güncelleme:
AB’nin ekseni 13 yılda kaydı

Avrupa Komisyonu Parlamenterler Meclisi’nin (AKPM) Türkiye için aldığı ‘demokratik kurumlarının izlenmeye alınması’ şeklindeki siyasi karar, AB ülkeleri, yurtiçindeki muhalefet ve gayri milli medya tarafından devlete ve hükümeti hedef alacak kampanyaya çevrildi. ‘Şer ittifakı’, Türkiye’nin 15 yıl geriye gittiği propagandası yapsa da demokrasi ve insan haklarında geriye gidenin Türkiye değil, Avrupa olduğu görüldü. Türkiye son 15 yıldaki demokratik açılımlarıyla vatandaşlarının Kürtçe’den başörtüsüne kadar etnik, dini ve kültürel özgürlüklerini genişletmekle kalmadı, savaştan kaçan yaklaşık 4 milyon mülteciye ev sahipliği yaparak dünyaya insanlık dersi verdi. AB ülkeleri ise sınırlarına duvarlar örerek Aylan bebek örneğinde olduğu gibi mültecileri ölüme terk etti, kendi vatandaşı olmasına rağmen Avrupa’daki Türk ve Müslüman kökenlilere yönelik faşizm yasaları çıkardı, Türkiye’de darbe yapan ve katliamlar yapan FETÖ ve PKK’ya kucak açtı, Fransa örneğinde olduğu gibi bir terör eyleminin ardından OHAL ilan etti, özgürlükleri askıya aldı. 

TERÖRİST SEVİCİ AVRUPA

Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Genel Kurulu, Türkiye’nin 2004 yılı öncesinde olduğu gibi yeniden ‘devlet kurumlarının demokrasi ve insan hakları uygulamaları’ açısından yeniden denetim altına alınmasına karar verdi. Buna gerekçe olarak ise 15 Temmuz darbe girişiminin ardından OHAL ilan edilmesi, terörle mücadele kapsamında FETÖ ve PKK’ya yönelik operasyonlar ve 16 Nisan referandumuna dair terör örgütü PKK yandaşı AGİT üyelerinin yazdığı raporlar gösterildi. Aynı AKPM’nin Türkiye›yi izlemeye alma kararı aldığı gün FETÖ’nün ‘terör örgütü’ olarak kabul edilmesine yönelik öneriyi de reddetti. Bu iki karar bile, Avrupa’nın terör ve insan hakları konusunda çifte standardını bir kez daha ortaya koydu. Türkiye’de darbeyle binlerce kişinin yaralanması ve ölmesine neden olan firari FETÖ’cüler,  35 yıldır bombalı eylemlerle binlerce sivili katleden PKK’lılar, AB sınırları içinde Avrupa ülkeleri tarafından adeta korumaya alındı. Aynı AB ülkelerinin, DEAŞ ile mücadele adı altında sadece şüphe üzerine binlerce kişiyi sorguladığı, fişlediği ortaya çıktı.

GAYRİ MİLLİ MEDYA 

AKPM’nin aldığı Türkiye aleyhtarı karar, Türkiye’deki gayr-ı milli medya Sözcü, Birgün, Cumhuriyet ve Hürriyet gazetelerinde ‘sevinç’ ile karşılandı, devlet ve hükümeti hedef alan bir kampanyanın aracına çevrilmek istendi. Avrupa’nın çifte standardına eleştiri getirmeyen medya, suçlamalarını Türkiye’ye yöneltti. Avrupa ülkeleri, Türkiye’deki gayrımilli medya ve muhalefet, AKPM’nin bu kararını “Türk demokrasisi 15 yıl geriye gitti” şeklinde yansıttı ama son 15 yılda Türkiye ve AB karşılaştırılması yapıldığında, Türkiye’nin demokratik sıçrama yaparken AB’nin adeta Ortaçağ’ın karanlık dönemlerini andırır uygulamalarına geri dönüş yaptığı görüldü. Avrupa Birliği’nin lokomotif ülkelerinden Fransa, Paris’te DEAŞ’ın bir terör saldırısını bahane göstererek ülkede OHAL ilan etti, özgürlükleri askıya aldı. Polise, mahkeme kararı olmaksızın herkesi sorgulama, dinleme, fişleme imkanı tanındı. 

SEYAHATLERE ENGEL

Avrupa’nın tüm ülkelerinde ‘seyahat özgürlüklerine’ sınırlama getirildi. Bulgaristan’da Türk kökenli seçmenlerin oy kullanmasını engellemek için ‘Kiril alfabesi kullanma’ zorunluluğu başladı. Almanya ve Hollanda başta olmak üzere çifte vatandaşlığı bulunan Türk kökenlilerin vatandaşlıktan çıkarılması gibi ırkçı yasa tasarılarını gündeme aldılar. Avrupa’da yaşayan Türk ve Müslümanların azınlığın çalışma ve oturma izinlerine sınırlama getirdiler. Türk siyasetçilerin, seçim sürecinde Avrupa ülkelerine giderek seçmenleriyle buluşmasına engel oldular. 

ÖZGÜRLÜKLERE SINIR 

AİHM, Avrupa sınırları içindeki özel sektör ve işyerlerinde işveren isterse ‘başörtülü kişileri çalıştırmayabileceği’ yönündeki karar ile, temel insan hakları arasında yer alan dini özgürlükleri sınırlayan hukuk skandalına imza attı. Yunanistan, başkentinde bir tek caminin açık olmadığı ve dini özgürlüklerin yaşanamadığı bir ülke olarak tescillendi.

İFADE HÜRRİYETİ YOK

Avrupa ülkeleri, Türkiye lehine olan haber ve görüşleri içeren gazete ilanlarına, haberlere yer vermemeye başladı. Hatta, en temel insan hakkı olan ifade özgürlüğüne bile sınırlama getirdiler. 1915 olaylarına ilişkin, Türk siyasetçilerin hatta bu Türk kökenli kendi vatandaşı olan öğrencilerinin okullarında ‘Soykırım yoktur’ denmesini suç kabul ederek yasal işlem başlattılar. 

HAYATA DUVAR ÖRDÜLER

Avrupa ülkelerinin ifade ve ibadet özgürlüğü ile kimliklerin korunmasına yönelik antidemokratik uygulamalarının yanı sıra ‘Batı değerleri’ olarak sundukları ‘yaşama’ hakkına da saygı duymadığı görüldü. Suriye’de başlayan iç savaşın ardından bombalardan kaçan mültecileri geri çeviren AB ülkeleri, Ortaçağ Avrupasındaki derebeylikler döneminde olduğu gibi sınırlarına duvar örerek mültecileri adeta ölüme terk etti. Aylan bebek örneğinde olduğu gibi, savaştan kaçıp AB’ye kaçak girmeye çalışan binlerce mülteci Ege ve Akdeniz’de İtalya ve Yunanistan üzerinden Avrupa’ya girmeye çalışırken can verdi. 

HDP’LİLER DAHA KATI

AKPM’de Türkiye aleyhtarı karar alınırken, HDP milletvekillerinin söz alarak Avrupalılardan daha sert eleştirilerde bulunduğu da ortaya çıktı. Oturumda söz alan HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, “Türkiye’deki gelişmelerin izlenmesinin yoğunlaştırılmasını ve genişletilmesini” talep etti. Bu arada AKPM’de Türkiye aleyhine oy kullanan HDP’li vekiller için Başbakan Binali Yıldırım, “Şaşırmadım, hesabı sorulacak” dedi. Öte yandan  AKPM’deki Türk delegasyonunun AK Parti ve MHP’li üyeleri Genel Kurul çalışmalarına katılmama kararı aldı. CHP’li ve HDP’li üyeler ise Genel Kurul çalışmalarına katılmaya devam edecek. AKPM Türk Delegasyonu, 10 AK Parti, 5 CHP, 2 HDP ve 1 MHP’li üyeden oluşuyor. 

AVRUPA’NIN ÇÖKÜŞÜ

- Mültecilere karşı duvar örüldü

- Müslümanlar fişlendi, baskı yapılıyor

- Irkçılık cesaretlendiriliyor

- PKK ve FETÖ dahil terör örgütleri korunuyor

- Evet propagandası bile yasaklandı

- Başörtüsünü yasaklayan karar çıkarıldı

- Kadın bakanımız kendi elçiliğimize sokulmadı

- 15 Temmuz darbe girişiminde sessiz kalındı

13 YILDA TÜRKİYE

- Kürtçe dahil dil ve lehçe yasakları kalktı

- Devlet Kürtçe TV açtı, 

- Başörtüsü yasağı tüm kurumlardan kaldırıldı

- Darbeciler yargı önüne çıkarıldı

- Vesayet odakları bir bir kaldırıldı

- Din, dil ve ifade özgürlüğü genişletildi

- İşkence ve faili meçhuller sıfıra indirildi

- 15 Temmuz darbesi püskürtüldü

- 4 milyon mülteci misafir ediliyor 

- Azınlık malları iade edildi

TÜRKİYE ÇAĞ ATLADI

Türkiye 2004 yılından itibaren, vatandaşlarına yönelik Kürtçe’nin de içinde yer aldığı ana dilde eğitim ve öğretim hakkı, başörtüsü gibi dini sembollere özgürlük, devlet tezlerinin tam tersini savunsa da ‘1915 soykırımdır’ deme ve kampanya yürütme özgürlüğü, Türkiye’yi hedef almasa da interpol tarafından bildirilen her türlü terör örgütü ve mensubu için etkin mücadele yürüttü, yakaladığ şüphelileri AB ülkelerine iade etti. Savaştan kaçan 3 milyon Suriyeliye kucak açıp 25 milyar doları aşan bir yardımda bulunarak tüm dünyaya insanlık dersi verdi. Din, dil ve mezhep ayrımı yapmaksızın dünyanın her bölgesinde savaş ve kuraklık gibi nedenlerle yardıma ihtiyaç duyan insanlara yardım eli uzattı. Askeri vesayet başta olmak üzere demokrasi ve insan hakları anlanındaki engelleri bir bir kaldırdı. Hain 15 Temmuz darbi girişimi püskürtüldü.