25 Nisan 2024 Perşembe / 17 Sevval 1445

AYM: Laiklik başörtüsüne güvencedir

Anayasa Mahkemesi kamuda başörtüsü kullanımıyla ilgili ders niteliğinde bir karara imza attı. Yüksek mahkeme dini konulardaki bireysel tercihlerin şekillendirdiği hayat tarzının devletin koruması altında olduğuna hükmetti.

STAR ANKARA12 Aralık 2018 Çarşamba 07:00 - Güncelleme:
AYM: Laiklik başörtüsüne güvencedir

Danıştay'da bir savcının TSK’da başörtü yasağının savunan mütalaasıyla yeniden gündeme gelen dini özgürlükler konusunda Anayasa Mahkemesi (AYM) tartışmalara son verecek tarihi bir emsal karar aldı. Yüksek Mahkeme, önceki gün Resmi Gazete’de yayımlanan kararında laik bir sistemde dini konulardaki bireysel tercihlerin şekillendirdiği yaşam tarzının devletin müdahale alanı dışında, ancak koruması altında olduğuna dikkat çekerek, “Laiklik ilkesi din özgürlüğünün güvencesidir” vurgusu yaptı. 

MONOLİTİK TOPLUM İKAZI

Yüksek Mahkeme, başörtüsü yasağından dolayı üniversiteden ilişiği  kesilen öğrencinin  aldığı bursları iade etmek zorunda kalmasının, din özgürlüğünü ve eğitim hakkını ihlal ettiğine karar verdi. Kararın gerekçesinde ise adeta ders niteliğinde değerlendirmeler yaptı.  Yüksek mahkeme, kararında “Devlet, din özgürlüğünün gerçekleştirilebileceği ortamı hazırlamak için gerekli önlemleri almak zorundadır” değerlendirmesi yaptı. Kararda şu hükümlere yer verildi. “Demokratik ve laik devletin temel amaçlarından biri, toplumsal çeşitliliği koruyarak bireylerin sahip oldukları inançlarıyla barış içinde bir arada yaşayabileceği bir ortama sağlamaktır. Bu bağlamda çoğulculuğu ve toplumsal çeşitliliği, toplumsal birliği tehdit eden bir unsur olarak görmek demokrasi ile bağdaşmayan monolotik bir toplumsal anlayış doğurur.” 

BAŞINI AÇMADI KAYDI SİLİNDİ

AYM, dini bir gereklilik olarak kullandığı belirtilen başörtüsüne sınırlamanın ise “başkalarının inançlarına müdahale eden, baskıcı, tahrik edici, kendi inancını zorla dayatma amacı bulunduğunun veya toplumsal işleyişi tahrip ettiğinin, birtakım karışıklıklara ve düzensizliklere neden olduğunun” gösterilmesine bağlı olduğuna dikkat çekti. AYM’nin karar almasına yol açan süreç özetle şöyle gelişti:

Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenim gören Sara Akgül, 2000-2005 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı’ndan (MEB) mecburi hizmet karşılığı burs aldı. Akgül dördüncü sınıf öğrencisiyken, Eğitim Fakültesi Yönetim Kurulu’nun kararı ile kaydını yenilemediği gerekçesiyle ilişiği kesildi. Okulda 2004’ten önce herhangi bir sorunla karşılaşmadığı halde 2004 yılından sonra üniversite kapısında, Çevik Kuvvet polisleri ve polis panzerlerinin bulunduğu bir ortamda kendisinden başını açmasının istendiğini belirten Akgül, başörtülü derslere ve sınavlara girmesine izin verilmediğinden eğitimine devam edemediğini, devamsızlık sorunu oluştuğunu ve bu sebeple üniversiteden atıldığını belirtti.

İddialarıyla ilgili bazı belgeler sunan, daha sonra çıkarılan ve kamuoyunda “Af Kanunu” olarak bilinen 5806 sayılı Kanun çerçevesinde 2009’da üniversiteye tekrar kaydını yaptıran Akgül, 2012’de mezun oldu.

20 BİN TL MANEVİ TAZMİNAT 

Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından, 2012 yılının sonunda Akgül’ün aldığı burs miktarının geri ödenmesi gerektiği yönünde işlem tesis edildi. Bu karara yaptığı itirazı reddedilen Akgül, bursun geri istenmesi işlemine karşı iptal davası açtı. İdare Mahkemesi, işlemi 2013’te iptal etti. İdarenin itirazı üzerine dosyayı görüşen Bölge İdare Mahkemesi ise 2014’te, ilk derece mahkemesinin kararını bozdu ve davayı reddetti. Karar düzeltme talebi de kabul edilmeyen Akgül, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu görüşen Yüksek Mahkeme, Akgül’ün, Anayasa’nın 24’üncü maddesinde güvenceye alınan din özgürlüğü hakkı ile 42’inci maddesinde güvenceye alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine oybirliğiyle karar verdi. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması ve başvurucuya 20 bin lira manevi tazminat ödenmesi kararlaştırıldı.

DANIŞTAY'IN BAŞÖRTÜSÜNE ÖZGÜRLÜK KARARLARI  

Danıştay dairelerinin başörtüsü lehine verdiği çok sayıda kararı bulunuyor. Danıştay 2. Dairesi TSK’da başörtü serbestliği getiren düzenlemenin yürütmenin durdurulması isteminin reddi yönünde karar verdi. 21 Ocak 2017’de yayımlanan yönetmeliğin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açıldı. Davaya bakan Danıştay 2. Dairesi, 4 Temmuz 2017’de, oybirliğiyle yürütmenin durdurulması istemini reddetti. Davacının itirazı üzerine dosya, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca da incelendi. Kurul da 20 Eylül 2017’de itirazı reddetti. 

OYBİRLİĞİYLE RET

Başörtüsüyle ilgili bir başka dava da sendika tarafından açılmıştı. 8 Ekim 2013’te   yürürlüğe giren yönetmeliğin iptali istendi. Davaya bakan Danıştay 2. Dairesi, 2 Kasım 2017’de davayı reddetti. Bir velinin ortaöğretimde başörtüsünü serbest bırakan yönetmeliğin iptali başvurusuna bakan Danıştay 8. Dairesi, iptal istemini 8 Nisan 2016’da oybirliğiyle reddetti.  

SONUÇSUZ BAŞVURU 

Yine Danıştay 8. Dairesi, baro levhasına yazılmak için yaptığı başvuru reddedilen başörtülü bir avukatın açtığı dava üzerine, avukatların baro levhasına kayıt için “başı açık” fotoğraf vereceklerine ilişkin Türkiye Barolar Birliği (TBB) Avukatlık Kanunu Yönetmelik’in yürütmesini 2013’te durdurdu. Gerekçede, düzenlemenin güvence altına alınan çalışma hak ve özgürlüğüyle din ve vicdan özgürlüğünün ihlal edilmesi sonucunu doğuracağının açık olduğu belirtildi. TBB’nin itirazı üzerine ve başvuruyu görüşen Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu itirazı oy çokluğuyla reddetti.