20 Nisan 2024 Cumartesi / 12 Sevval 1445

CIA-BND-MOSSAD destekli ihanet

TBMM Darbe Araştırma Komisyonu, hazırladığı raporu kamuoyuna açıkladı. Raporda, FETÖ’nün 15 Temmuz ihanetinde yabancı istihbarat servislerinin desteğinin olduğu vurgulandı.

ŞERİFE GÜZEL27 Mayıs 2017 Cumartesi 07:00 - Güncelleme:
CIA-BND-MOSSAD destekli ihanet

TBMM 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu, 4 ay 15 gün süren çalışmalar sonucu hazırlanan 652 sayfalık raporu kamuoyuna duyurdu.  Komisyon Başkanı AK Parti Burdur Milletvekili Reşat Petek’in açıkladığı raporda, “Tüm delil ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, 15 Temmuz darbe girişimine, ülkemiz dışındaki bazı odakların bulup yetiştirdiği, himaye ettiği, yurtiçi ve yurtdışında yarım asırdır hep desteklediği, Fetullah Gülen’in liderliğinde FETÖ/PDY’nin karar verdiği ve icra ettiği anlaşılmıştır” denildi. 

SİLAHLI ÖRGÜTE GEÇİŞ

Raporun önemli bölümlerinden birini, FETÖ’nün Paralel Devlet Yapılanması’ndan, silahlı terör örgütüne dönüşümü oluşturdu. 21 Ekim 2015 tarihli MGK toplantısında paralel devletin terör örgütleri ile işbirliği içinde olduğu kayıtlara girmiştir. Raporda, 26 Mayıs 2016 tarihine kadar, darbeden 2 ay önce, bütün MGK’da ‘paralel devlet’ kullanılmış ve mücadele talebi verilmiştir” ifadesi yer aldı. 

KONTROLLÜ DARBE!

Komisyon Başkanı Petek raporu açıkladığı basın toplantısında,”Bu darbenin ‘kontrollü darbe’ olarak ifadesi olsa olsa şöyle söylenebilir: Başlangıcından sonuna kadar FETÖ›nün kontrolünde bir darbedir. Ben, 15 Temmuz›la ilgili bir ‹kontrollü› yorumunun gerçekten FETÖ›nün amacına hizmet eden bir açıklama olduğundan hiç kuşku duymuyorum» dedi. 

CHP’YE 5 BİN TL BAĞIŞ

Örgütün siyasi partilere sızma girişimlerinin kuruluşundan itibaren olduğunu vurgulayan Petek, ‘’Dönemsel olarak tek parti ister koalisyon olsun iktidara yakın davranıp başta mülkiye, adliye, askeriye olmak üzere devlet üst organlarına sızmak için kendi amaçlarına yönelik siyaseti kullanma yolunu seçtikleri anlaşılmaktadır” değerlendirmesinde bulundu. Petek örnek olarak da teröristbaşı Fetullah Gülen’in, 15 Mart 1967 yılında CHP’ye 5 bin TL bağışta bulunduğuna dair makbuzu gösterdi. 

ÜÇ BÖLÜMDEN OLUŞUYOR 

Rapor, FETÖ/PDY’nin kuruluşu, 15 Temmuz darbe girişimi ve uluslararası boyutu ile demokrasiye müdahalelere yönelik alınması gereken tedbirleri içeren üç bölümden oluşuyor. Raporda, Fethullah Gülen’in 1960’lı yıllardan itibaren ilerleyişi, ABD’nin Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA ile bağlantısı da ortaya konuyor. İstihbarat kurumlarında görülen eksikliğe dikkat çekilen raporda önemli uyarılarda bulunuluyor. Komisyon raporunda Cumhurbaşkanlığı’nın bünyesinde bir ‘çatı istihbarat ve değerlendirme birimi’nin oluşturulması isteniyor. 

Yabancı istihbarat parmağı

MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın imzasıyla Darbe Araştırma Komisyonu’na gönderilen raporda FETÖ’nün ABD, Alman ve İsrail istihbaratıyla ilişkisine dikkat çekildi. Raporun “İstihbarat servisleri başta olmak üzere örtülü dış destekler” başlıklı bölümünde, “Hükümeti devirerek ülke yönetimini gasp etme girişiminde bulunacak kadar kendini güçlü görmesi ve organize olabilmesi, örgüt yapılanmasının perde arkasındaki dış desteğe işaret etmektedir” denildi. Raporda FETÖ’nün yabancı istihbarat desteği olmadan bu darbe girişimini yapamayacağı da vurgulandı. Teröristbaşı Fetullah Gülen’in ABD’de ikamet izni alabilmesi için referans olan kişiler arasında eski CIA Türkiye Masası Şefleri Graham Fuller ve George Fides’in de bulunduğu hatırlatıldı.  Fuller’in ‘Siyasal İslam’ın Geleceği’ adlı kitabında Fetullah Gülen’e teşekkür etmesi ve ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ adlı kitabında örgüt yapılanması hakkında övgü dolu ifadelerde bulunması”, bu ilişkiler ağının göstergesi olarak anlatıldı. FETÖ’nün sözcüsü Cemal Uşak’ın Almanya İstihbarat Servisi BND temsilcileri ile İstanbul’daki görüşmesi ve teröristbaşı Fetullah Gülen’in Mavi Marmara krizinde İsrail yanlısı çıkışları da, örgütün Alman ve İsrail İstihbarat Servisi MOSSAD ile bağlantısı olarak gösterildi. 

KAMU TAMAMEN TEMİZLENMELİ 

Raporda, başta emniyet, jandarma, MİT ile TSK olmak üzere, tüm kamu kurumlarındaki örgüt militanlarının tamamen ayıklanması gerektiğine dikkat çekildi. Raporun bu bölümünde, “Ancak örgütün kendisini sürekli mağduriyet alanları üzerinden beslediği, işlediği büyük suçları küçük mağduriyetler üzerine bina ederek meşrulaştırdığı unutulmamalı” değerlendirilmesinde bulunuldu. FETÖ ile mücadelenin örgüte toplumsal taban desteğinin kesilmesi bakımından hukuk içinde yapılması elzemdir” ifadesi kullanıldı. 

YAPI ÇÖKERTİLDİ

FETÖ ile mücadele konusunda güçlü bir ulusal konsensüs oluştuğu, bu doğrultuda atılan adımların, örgütün Türkiye’deki yapılanmasını çökerttiği, örgütün yurt içi müdahale kapasitesinin büyük oranda yok edildiği, mali kaynaklarının da kurutulduğu raporda yer aldı. “Darbenin girişiminin hemen ardından, alınan acil tedbirlerle birçok olumsuz etkisi bertaraf edilmeye ve FETÖ tamamen etkisiz hale getirilmeye çalışılmış ve bunda da büyük ölçüde başarılı olunmuştur.” denilen raporda, ancak ileride çıkabilecek benzer tehditlerinden ilelebet kurtulabilmek için kısa vadede alınan tedbirlerden sonra uzun vadeli, çok daha önemli, yapısal tedbir ve dönüşümleri hayata geçirmenin acil bir ihtiyaç haline geldiği vurgulandı. 

TÜRKİYE’Yİ 5 BÖLGEYE AYIRMIŞLAR

Milli İstihbarat Teşkilatı’nın TBMM 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu’na gönderdiği raporda, FETÖ/PDY’nin Türkiye’yi beşe böldüğünü gösteren harita ve ülke sorumlularını gösteren fotoğraflı şema dikkat çekti. MİT’in 36 sayfalık raporunda, İstanbul, İzmir, Ankara, Gaziantep ve Erzurum’un bölgelerdeki sorumlu iller olduğu görüldü. Raporda ayrıca FETÖ/PDY’nin yurt dışı yapılanmasına ilişkin bilgi ve belgeler de yer aldı. Örgütün; Balkanlardan Kafkaslara, Orta Asya’dan Avrupa’ya, Kuzey Amerika’dan Uzak Doğu Asya, Ortadoğu ve Afrika’ya kadar dünyanın yaklaşık 170 ülkesinde “din-politika-para” üçgeninde faaliyet gösterdiğine vurgu yapıldı.  

15 TEMMUZ HABER ALINAMADI 

15 Temmuz darbe girişiminden sonra yapılan birçok değerlendirmenin ortak noktasının istihbarat alanında birtakım eksikliklerin olduğundan bahsedilen raporda, MİT tarafından daha önce paylaşılan notlarda FETÖ’nün darbe girişiminde bulunabileceği bildirilmiş olmakla birlikte tarihi konusunda net bir istihbarata daha önceden ulaşılamamıştır” ifadesi kullanıldı. Darbe girişiminin önceden haber alınamamasının bir istihbarat zaafı olduğu dile getirilen raporda, “Ancak pilot subayın MİT’e giderek verdiği bilgi darbenin öne çekilmesini ve başarısız olmasını sağlamıştır” denildi.

GÜLEN BİR SAHTEKÂRDIR 

Teröristbaşı Gülen’in, dini terminolojiyi istediği gibi yorumladığı belirtilen raporda, özellikle peygamberler tarihini bizzat kendi hikayesi gibi formatladığı, oluşturduğu din algısını duygusal istismar içeren bir tarzda insanlara sunduğu anlatıldı. Araştırma Komisyonu Başkanı Petek: “Elde ettiğimiz bütün bilgiler, belgeler şu gerçeği ortaya koyuyor: Fetullah Gülen bir sahtekârdır, sahtecilik suçları işlemiştir. Başka bir kişi yaptığında ağır cezaya çarptırılacak sahtecilik eylemlerinden dolayı hiçbir soruşturma geçirmemiştir. Yeşil pasaportu, düzenlediği sahte belgelerle almıştır. Emeklilik işlemlerini yine sahte evraklarla sağlamıştır. Komisyonumuza ulaşan bilgi ve belgeler bu sahtelikleri hep teyit etmektedir” diye konuştu. Petek, “Vaiz olarak tayin edilmesi dikkate şayandır. Vaizliğe müracaatından 1 ay sonra diplomasını almıştır.10 Temmuz 1959 tarihinde göreve başlamış, kendisini bir gizli el himaye etmiş, 1966’da asalete tasdik olmuştur. Normal bir memurun 1 yıl adaylığı olur. 7 yıl aday memur olarak çalıştığı gözüküyor” dedi.

DİYANET TAKVİYE EDİLMELİ   

Komisyonun raporunda sivil dini oluşumlar ile devlet arasında ilişkilerin yeniden düzenlenmesine de bir başlık altında yer verildi. Bir taraftan inanç özgürlüğü teminat altına alınırken, diğer taraftan da Diyanet İşleri Başkanlığı’nın takviye edilmesi gerektiği belirtilen raporda, “Mevcut haliyle Diyanet bu tür yapıların inanç özgürlüğünü istismar ederek yol açtığı zararlarını, tehditlerini önleyebilecek durumda değildir. Bu boşluklar doldurulmadığı sürece Diyanet İşleri Başkanlığı’nın veya başka bir yapının bu unsurlarla mücadelesi başarılı olamayacaktır” görüşü aktarıldı.